• 0

Komşunun sapık oğluna ders ! no 2

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Komşunun sapık oğluna ders ! no 2

Önceki hikayemi kısaca özetliyorum. —Kendimi yeni keşfediyordum ve büyük abazaydım. Kızlar filan hep hayatımdaydı ama erkeklerin zevkini yeni anlamıştım. Fantezilerimi süsleyen ben gibi çocuklar hep gözümün önündeydi fakat ne yapacağımı, nasıl yaklaşacağımı bilemiyordum. Bunları düşünerek günde 3-5 defa 31 çekiyor, kendimi rahatlatıyordum.

Annemin arkadaşı yan binamıza yeni taşınmıştı ve zorla götürüldüğüm ziyaretler sonucu, ev sahibinin asosyal ve beyinsiz oğlunu bir akşam şarabın verdiği cesaretle kafaya takmış, belki biraz tehdit veya zorla, belki biraz da istediği için ağzına verip kendimi iki yönlü tatmin etmiştim. Hala emin değilim. İstediği için mi yapmıştı yoksa benim zorlamamla asla farkında olamayacağı zevkleri tattığı için o salak beyni çalışmaya mı başlamıştı.

Aslında renkli gözleri, yusyuvarlak ve parlak götüyle çok iyiydi. Şimdi düşünüyorum da aramızda geçenler çok da fantezisel olmuştu. Güya gay olmadığını iddia eden birinin ağzına verip patlamış, döllerimi ağzına, duvara fışkırtmış, kalanını yorgana filan silip hiçbişi olmamış gibi kalkıp gitmiştim.—

Bir cuma akşamıydı. Okuldan gelmiş hem sınıftakilerden, hem cafedekilerden, hem de çevredekilerden azmış, sabah 31’ine rağmen odamda sikim havada hayaller kuruyordum. 2. posta 31 çekecektim ki annem bi anda odamın kapısını çalıp, arkadaşlarının geleceğini söyledi. Aklımda yine şimşekler çakıyordu. Acaba çocuk gelecek miydi ?

Duşu biraz uzatmış olmalıyım, içerden değişik parfüm kokuları ve sesler duyuyordum, belli ki misafirler çoktan gelmişti. Odamın kapısını açtığımda ise bizim çocukla karşılaştım. Şaşırmıştım. Benim odama benden izinsiz girilemezdi ki. Bu arada zaten yarı kalkık olan sikim, bunu görünce iyice hareketlenivermişti. Bornozdan apaçık belli olan sikime gözünü kaydıran ama güya baktığını çaktırmayan asosyal ‘arkadaşım’ dedi ki; “Bak ben gay diilim, seni gerçekten çok seviyorum ve geçen sefer olanlar tümüyle hataydı vs vs” Giyinirken ne dediğini dinlemiyordum bile sadece hı hııı diyerek geçiştirdim.

Kız varmış da ondan hoşlanıyomuş da kız da buna aşıkmış da… Sorun yok, kafana göre takıl dedim, çok mesafeli bi şekilde ezdim yine geçtim kendisini. Arkamdan bişiler diyordu hala. Bunları bana söylemek için gelmişti odama. Götünü parmaklarken ağzına patladığım o diildi sanki.

Yemeğe geçtik. Sıkıcı anne baba muhabbetleri, bizim de katıldığımız şarap ve viski sonrasında salağın ailesi tarafından benim sosyal hayatıma itelenmeye çalışılan geyiklerinden sıkılıp müsade isteyerek tek başıma içeri odama kaçtım. Kafam fena olmamıştı. Baskıdan o kadar bayılmıştım içeri kaçıp 31 çekip uyumak bile daha iyiydi.

5 dk sonra filan çocuk tekrar odama geldi. “Uykum geldi, çok da sıkıldım, yatıp uyucam ben dedim.” Bi taraftan da soyunuyor, eşofmanımı giyiyordum. Sikim yine kalkıyordu. Bu gerizekalı ben açmadan konuyu açtı. O da 1-2 şarap içmişti. Yarı kalkık sikime gözü kaydığının farkındaydım “Yine arkadaşız dimi, olanları sildik, bitti gitti dimi” filan diye zırvalıyordu. “Hee hee” dedim sadece. Bozuldu ama emin olamadı.

Kız arkadaşından bahsetti, sikiyomuş filan, halbuki görmemiştim, duymamıştım. Hala konuşuyordu. Arada sırada cevaplamayacağı zor sorular sorarak ezmekten de hoşlanıyordum. Konuşurken keserek odadan çıktım ve 2 bardak daha tepeleme şarap doldurup geri geldim. Zorla fondip içirdim. İkimizin de suratı ekşimişti ve kızarmıştık.

3-5 dk fondip kafasının gelmesini bekleyip, elindeki bardağı almak için kalktım ve bi daha koyucam dedim. Sert bi şekilde “HAYIR” dedi. Bu arada sikim kazık olmuş neredeyse donun ve eşofmanın lastiğinden çıkmak üzereydi. Korktuğundan mı istediğinden mi bilmiyorum salağın gözü yine sikimdeydi.

Elindeki bardağı alır gibi yaparak bir anda kafasını eşofmanımın üstünden sikime yasladım. Bişiler demeye çalışıyordu ama hem ağzı tıkalıydı hem de umrumda değildi. Bastırdım. Oturduğu bilgisayar sandalyesinde debelenip duruyordu. Elleriyle bileklerimi tutuyor ama beni geri ittirmiyor aksine çekiyordu. Saçlarından geri çekerek yine aynı şeyi söyledim, “elindeki porno arşivinin annenin arkadaşlarına, belki de benim anneme, hatta temizlikçi kadınlara kadar vardığını hemen şimdi bu kafayla gider içerdekilere anlatırım bak !!! Susacaksın ve yine ne istiyosam onu yapacaksın !!!”

Duruldu. Eşofmanımı aşağıya indirdim. Koca sikimi tek hamlede ağzına soktum. Başta bir öğürse de istekliydi diyebilirim. Acayip seslerimiz her şekilde kapıdan veya içerden duyulabilirdi ama hiiiiç skimde diildi. Zaten annemlerin içerde keyfi yerindeydi ve bu gerzekle arkadaş olmamı istedikleri için bizi asla rahatsız etmezlerdi.

Fakat nolur nolmaz yine de kapıyı kitledim. O sırada çocuğun yüzü kıpkırmızıydı, ağzını ve boynuna kadar akan salyaları temizliyordu. Emreder bi şekilde “yatağa yat” dedim. İtiraz edemeden yatağa yattı. Üstüne oturup tekrar ağzına vermeye başladım. Bi taraftan da sikini kotunun üstünden elleyerek kalkıp kalkmadığını kontrol ediyordum. Çok bir hareket yoktu. Düğmesini açtım kotunu aşağıya sıyırdım. Amacım götünü parmaklamak ve o sırada bütün döllerimi ağzına boşaltmaktı. Aslında fazlasını planlamıyordum, çok da halim kalmamıştı.

Ağzını sikerken, bir elimle yataktaki götüne ulaştığımda, o kadar acımasız parmaklamış olmalıyım ki, bağırıverdi. Yastığı suratına bastırdım. Nefes alabilmek için yana döndü. Yanağını yastığa dayayıp ağzına verirken götüne daha da acımasız davranmaya başladım. Bişiler demeye çalışıyordu ama pek anlamıyordum. Arada bir hala öğürüyordu. Açıkçası hoşuna gitmiyor gibi değildi veya bana öyle geliyordu. Durumu o kafayla hiç de sikimde diildi. Yastığa dönük ağzına sol elimdeki sikimle sikmeye çalışırken diğer elimle parmağımı sonuna kadar sokuyor, arada bir de eğilip küfürler yağdırıyordum.

İnleme sesleri yükseldikçe yastığı suratına yapıştırıyor, durarak hem dinleniyor hem de içeriyi kolluyordum. Orta parmağım hala tümüyle göt deliğindeydi. Sonra aklıma 31 çekerken kullandığım bebe yağı geldi. Yağı bolca götüne fışkırttım. O kadar çok sıkmıştım ki yatak, ellerim, üstü filan yağ içinde kaldı.

Yağla 2 parmağımı aniden götüne soktum. Kolayca girdi. Artık pek sesi çıkmıyordu. Teslim olmuş ve hatta orospu gibi götünü yukarı kaldırmaya başlamıştı. Bunu gördüğüm anı anlatamam. O kadar hoşuma ki gitmişti boşalmamak için sikimi elimle sıktım ve derin nefes almaya başladım. Sakinleşince, piçi ani bir hareketle kaşık pozisyonuna döndürdüm sonra sikimi deliğine dürttüm. Savunmasız sayılmazdı ama itiraz da etmiyordu. Sikimi vıcık vıcık oluncaya kadar yağlayarak götüne yasladım. Başı zaten hemen girmişti. Yağlı ellerimle saçını sonra boynunu tutarak kendime çektim. Ben sokmuyordum ama onu kendime doğru çekiyordum.

İçine aldıkça ileri kaçmaya başladı. Son bir tehdit daha savurdum ve rahat olmazsa köküne kadar bir anda sokabileceğimi ama isterse yavaş yavaş götünü sikime yaslayabileceğimi fısıldadım. Yavaş yavaşş yaslandı. Yağla herşey o kadar kolaydı ki, o küçücük, yusyuvarlak, daracık kılsız göte kayıyor ve bi taraftan da inanamıyordum. Bir karış genişliğindeki o körpe götün içinde 18 cmlik kalın yarrağım kaybolmuştu.

Resmen daha dün am sikerken bugün komşumun salak hetero oğlunu sikiyordum. Hem de kütür kütür. 1-2, belki 3-5 gir çıktan ama aslında göte çarpan taşşaklarımın sesini duyunca katıla katıla o minik götün derinlerine bütün döllerimi boşalttım. Herhalde 1-2 dk rahat titredim. Bittikten sonra sikim içerde ve kaşık pozisyonunda duruyorduk hala. Hiç kıpırdayamıyordum. Elimi bunun sikine götürdüm, işin enteresanı biraz hareketlenmiş gibiydi.

Sikim hala kazık gibiydi ve çıkarmaya korkuyordum. Pislikten de hiç hoşlanmazdım ama yine umrumda pek de diildi. Komşunun oğlunu sikmiş olma fantezisini gerçekleştirmiş olduğuma inanamıyor içinde titrerken sikim hala azıyordum. Bu düşüncelerle nefes nefese 3-5 dk daha geçirdim sanırım. Hala içindeydim ve yüzüstü çevirdim. Sikim içinden hiç çıkmamıştı. 1-2 pompaladım ve ııh ıhhh sesleri iyice beni tahrik etti. Tavşan gibi sonsuz sikmek istiyordum. Sonradan farkettiğim yılların göt sikme abazalığı sağolsun.

Bir eliyle yine sikini tuttum. Çok garipti, koca sikim bir küçücük götün içindeyken bir erkeğin sikini kaldırıyordum, üstelik sikinin ucu ıslanmıştı. Belini yukarı kaldırarak 45 derece filan domalttım. Artık hiç sesi çıkmıyordu ve tümüyle kendini bana teslim etmişti. Normalde esk**en karı sikerken gıkım çıkmayan ben, “küçük orospum oldun amına koduğumun çocuğu” diye fısıldıyordum. O gazla tüm gücümle tekrar abandığım anda bir aaaaah sesiyle iyice kendimi kaybettim. Pompalamaya başladığımdan sonrasını hatırlamıyorum. Tek hatırladığım, küçük odam ter, döl, yağ ve biraz da bok koktuğuydu. Normalde iğrenmeme rağmen hiç durmadan pompalayarak şap şap şap sesleriyle devam ettim ve sonunda 2.postayı da içine attırdım.

O kadar mutluydum ki, şu anda ifade edemiyorum, sadece bacaklarım titriyordu. 10-20 sn sonra kendime geldiğimde odada ne kadar zaman harcadığımızı ve basılma riskimizi düşünerek, panikle kalkıp tümüyle kirlenmiş ve döllü sikimi eşofmanımla silerek temizledim. Hala yüzüstü yatan, kendinden geçmiş bayımış beyinsiz küçük orospumu da saçından çekerek kendine getirdim. Ne olduğunu tam anlamamış ve dağılmış durumdaydı. Veya ben mi salaktım bilemedim. Dar kotu hala bileklerindeydi. Kotunu yukarı götüne kadar çektim ve “Hadi siktir git lan tuvalete temizlen küçük ibnem” diyince irkildi kalktı gitti.

Hiç göz göze gelmeden başı aşağıda, yere bakarak odadan çıktı. Bu arada ben de balkon penceresini açıp, annemlerin odasındaki duşta hızlıca temizlenip odaya geri geldim. Yattım. Küçük orospum 5 dk sonra bi ara odaya gelip, kalan 1-2 eşyasını aldı, beni bi yoklayıp gitti.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Boynuza Alışmak 2

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Boynuza Alışmak 2
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kendime geldim. Böyle eziklenmiş şekilde kalamazdım. Evi terk etmeye karar verdim hızlıca kapıya yöneldim. Ayakkabımı giydim ve çıktım. O esnada hunharca sikişen biricik karım Melek ve Hasan gittiğimi duymamıştır bile. Dışarıda aval aval dolaşırken aklıma bir fikir geldi. Hızlı adımlarla eczaneye gidip bir kutu viagra satın aldım. Ceyda ve Hasan’ın evine doğru yürümeye başladım. Kapıyı çaldığımda Ceyda şaşkın bir ifadeyle nefes nefese kalan bana bakıyordu.

İçeri girmek için izin istedim ve girdim. Bir bardak su getirdi. Neden geldiğimi merak eden bakışlar içerisinde konuşmaya başladım aklıma ilk gelen bütün mantıklı kelimeleri bir araya getirip cümleler kuruyordum. Melek ile sorunlarımın olduğundan bu konuda beni onun anlayabileceğinden bahsediyordum. Dikkatli bakışlar içerisinde beni izleyen Ceyda kapı sesi ile irkildi. Kapıya doğru yöneldi. Hasan’ın geldiğini düşünerek tedirgin oldum. Ancak kapıyı açmasıyla bir kuryenin geldiğini idrak etmem zor olmadı. Bu esnada cesaretimi toplayıp. Bana su getirdiği esnada kendisine demlediği çayın içerisine viagrayı atıverdim. Hızlıca karıştırdım ve arkama yaslandım.

Ceyda’da birkaç dakika içerisinde “Kusura bakma, kargo gelmiş.” diyerek salona geldi. Konuşmaya başlayalı 30 dakikayı geçmişti Ceyda ilacında etkisi ile terliyordu. Beni teselli etmek için ellerimden tuttu. “Üzülme Tarık’cım…” diye cümleye başlamıştı ki ellerini okşamaya başlayınca elektrik çarpmışa döndü. Tepki vermediğini görünce Ceyda’ya yaklaştım. Sonrasında dudaklarımız birleşti. Karısını başka kadınlar ile aldatan Hasan güzelim sarışını ihmal ediyormuş. Ceyda, Melek’e göre çok daha uzundu ve sarı saçlıydı. Göğüsleri de Melek’in göğüslerine göre oldukça iriydi. Ceyda öpüşürken beni uzun bir süre nefessiz bıraktı. Uzun bir süre arını yaladım. Elini boxerımın altından sikime götürdü. “Burada kimler varmış?” Diyerek sıvazladı. Ardından ellerimden tutarak beni yatak odasına götürdü. Kapıdan girerken ikimizde çoktan çırılçıplak kalmıştık. Ceyda çok bakımlı bir vücuda sahipti. Üniversite yıllarımdan sonra ilk defa Melek’ten başka bir kadınla birlikte oluyordum. Ceyda’nın amına sikimi sokuverdim. Hasan kesinlikle uzun bir süredir karısını sikmiyordu. O hayvanın yarrağı eğer bu kadına girmiş olsaydı bu kadar dar olamazdı. Ceyda ağız dolusu inliyordu. Bundan zevk almıştım. Vücudum Hasan’ın göbekli vücuduna göre çok daha atletikti. Ceyda bunu sürekli dile getiriyordu. “Kaslı erkeğim, hasret kalmıştım yarrağa…” diye inliyordu. Bunu kesinlikle avantaja dönüştürdüm. Oldukça hızlı bir şekilde girip çıkmaya başladım ve Ceyda büyük bir haykırma ile boşaldı. Hayatımda daha önce böyle boşalan bir kadın görmemiştim. Dakikalarca titredi. Tabii bu anların hepsini kayıt altına aldım. Ceyda üzerime yığıldı. Bir süre sonra sikim tekrar uyarılmaya başlandı. Yine kısa sürede semsert olmuştum. Ceyda yarı baygın şekilde kayık gözleriyle bana bakıyordu. Onu hareket ettirmeden bir süre öyle siktim. Yalvarıyordu adeta “Daha hızlı sik!” diye bağırıyordu. O güzel saçlı kadın ne tatlı sikiliyordu. İkimizde aynı anda senkronize şekilde boşaldık.

O sırada Ceyda’nın telefonu çaldı, arayan Hasan’dı bir saat sonra eve geleceğini şantiyede bir işinin çıktığını söyleyip kapattı. Arkasından Ceyda sikimi tutup gülerek, “Boynuzlu hayvan!” dedi. Ceyda’yı alıp banyoya götürdüm. Muntazam bir vücudu vardı. Kıvrımları bile eşsizdi. Birbirimizi yıkıyorduk ki birden yine sikim kalktı. Ceyda’yı domaltıp bu sefer götüne saplayı verdim. Bağırdıkça gaza gelip daha sert sokmaya başladım. Boşaldığımda Ceyda’nın götünden kan geldiğini fark ettim. Telefonumun kamerasıyla bu enfes görüntünün fotoğrafını çektim. Saat gece yarısına gelmek üzereydi. Ceyda ile sarılırken “Bunu artık hep içimde istiyorum. Nolur mahrum bırakma.” Diyerek cilvelendi. Öperek vedalaştık.

Eve geldiğimde Melek “Bu saate kadar kadar neredeydin?” Diye sordu sinirli bir şekilde “Sana hesap mı vereceğim orospu?” Diyerek yatağa uzandım. Melek şaşırdı kaldı, haklıydı bugüne kadar bir kere bile ona argo bile kullanmamıştım. Sabah kalktığımda uzun süreden sonra ilk defa evde müzik sesi ile uyanıyordum. Mutfaktan güzel kokular geliyordu. Kapıdan baktım, Melek gülümseyerek karşıladı ve “Günaydın, sevgilim” dedi. Umursamaz bir suratla karşılık verdim. Kahvaltı etmek için elini uzattı beraberinde “O pezevenk hayvan için hazırlamadın mı?” diyip kapıyı vurup evden çıktım.

İş yerinden çıkmaya yakın Mehmet aradı, en son yaşanan olaylardan sonra o akşamki poker gecesine katılıp katılmak istemediğimi sordu. Ellerimdeki kozları düşünüp büyük bir memnuniyetle “Tabii ki katılacağım.” dedim. Mehmet hafif bi duraksadı. Belk**e hala nasıl yüzümün olduğunu merak etti. Yola çıkmadan dün gece çektiğim video ve fotoğraflarda Ceyda’nın suratının gözüktüğü görüntüleri gizledim. Bir görüntüden de arkadaki kocaman imzalı Fenerbahçe formasından Hasan’ların evi olduğu anlaşılıyordu onu da gizledim. Kimsenin anlamasını istemiyordum. Akşam poker masası kurulmuştu çoktan, ben içeri girer girmez Hasan yine küçümseyici bir bakış attı bana. Umursamadım. Herkes bahislerini koydu. Ben ise “Dün eşsiz orgazm yaşattığım kadının videosunu ortaya koyuyorum.” dedim. Hemen arkasından Hasan bir kahkaha attı. Metin ve Mehmet büyük bir merakla kabul ettiler. İlk turda Mehmet’in tepkisini merak ettiğim için bilerek yenildim. Kulaklık ile videoyu izlettim. Mehmet çok büyük bir abartıyla tepki veriyordu. “Abi sende ne marifetler varmış?” dedi. Hasan’ın o sırada meraklı bakışları gözlerimden kaçmadı. 3 tur sonra Metin yendi. Yine kulaklık takarak videoyu izlettim. “Kadın ne biçim bağırıyor?” diyip kulaklığı çıkardı. Pezevenk Hasan iyice meraktan kudurmuştu. Son tur bilerek Hasan’a yenildim. Videoyu izlerken tepki vermemek için kendisini sıktığı çok belliydi. O kan akan götü görünce eli titremeye başlamıştı. Masadan ayrılırken Hasan yanıma yaklaştı “Karı çok iyiydi amınakodum makine gibi karıydı adresini versene.” dedi. Hasan’a fevri bir şekilde “Siktir git Hasan!” dedim. Sinirden kıpkırmızı olan Hasan arabasına binip gitti.

Eve gittiğimde Melek uyanıktı. Benimle konuşmak istediğini söyledi. Verdiğim tepkiler işe yaramıştı. Hasan’a karşı duygusal bir şey beslemediğinden bahsediyordu fazla kulak asmadan uyudum. Ertesi sabah Ceyda’nın yanına gidecektim. Melek’e gözükmemek için erkenden çıktım. Kapıyı çaldığım geceliği ile beni bekliyordu Ceyda. Ani bir hareketle geceliğini yırttım. Mutfağın tezgahına dayayıp sevişmeye başladık. Geceliğinin altına iç çamaşırı giymemişti. Öyle sikmeye başladım. Ceyda resmen anırıyordu. Poker gecesi Hasan evine bir kasa yaptığından ve kasayı koyduğu odaya bir güvenlik kamerası taktırdığından bahsetmişti. Ceyda’yı mutfak tezgahına dayayıp ağlatana kadar becerdikten sonra Hasan’ın çalışma odasına götürdüm. Bir süre sonra kamera hareket etmeye başladı. Birisi kameradan odayı izliyor olmalıydı. Suratımı göstermemek için kafamı eğdim. O sırada Ceyda’ya çok hızlı gelip gitmeye başladım. Bir süre sonra kamera hareketi durdu. Hasan’ın ofisi evine 15 dakika mesafedeydi. 10 dakika kadar daha siktim Ceyda’yı. Acil bir toplantımın çıktığını ve gitmem gerektiğini söyledim birden. Koridora kadar peşimden geldi. Yalvararak sikilmek istiyordu. Saatime baktım. Bir sakso çektirecek vaktim vardı. O sırada suratına ve saçına boşaldım. Ceyda nefes nefese kalmış şekilde yüzükoyun kapının önündeki koridora uzandı. Ayakkabımı giydim çıkmadan kapının arkasındaki anahtarı delikten çıkarıp kenara koydum. Asansöre bindim. O esnada aşağında birisi asansörü çağırdı. Zemin katta durduğunda Hasan’ı gördüm. Büyük bir sinirle soluyordu. Beni görünce ne işin var burada der gibi “Hayırdır?” diye sordu. Bir müşterimin burada yaşadığından bahsettim. Geçiştirip asansöre bindi ve yukarı çıkmaya başladı. Az önce kapının arkasındaki anahtarı çekerek Hasan kapıyı açtığında ona hayatının şokunu yaşatmış olacaktım.

Geceliği yırtılmış, saçı başı dağılmış, makyajı akmış, yerde yüzükoyun yatan, saatlerdir hoyratça sikilmekten perişan olmuş ve suratından döller damlayan seksi karısı Ceyda o haldeyken karşı karşıya kalacaktı. Hasan’ın büyük bir azgınlıkla poker masasında ağzının suyu aka aka baktığı kadın kendi karısıydı.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Karım Yarrak Hastası ( Alıntı )

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Karım Yarrak Hastası ( Alıntı )

slm daha önce beni ve karımı fene becerdi hikayesinde birlikte olmuştuk ben cem namı diğer ala gavat cem izmirli orhandan sonra karım bir kaç kişiyle daha sikişti ama bensiz sahibem beni istemedi ve anlatmadıda ben yine sikişmek için sabırla bekliyordumbir gün sahibem benim elime bir liste verdi ve bunları almamı istedi listede seksi iç çamaşırları vardı renkleri dahi yazılı oluğundan hepsini aldım ve sahibemin emrtği gibi erkenden evde oldum karım evde iç çamaşırı dahi giymediği için bunları ne yapacağını merak ediyordum o tamamiyle çıplak dolaşır bana bunları giymemi istedi meğerse o istediklerini benim için istemiş hemen anladımki akşama sikiş partisi vardı ben hemen giydim hazırlandım ve karımın hangi sevgiisi gelecek diye merak etmeye başladım derken akşam oldu yemeği yedikten sonra ben bulaşıkları yıkamaya başladım karım sigarasını içip tv ye bakarken zil çaldı bana ben açarım diyrek kapıyı açmaya gitti birde ne göreyim gelenler karımın üç amcasını oğulları olmasınmı çok şaşırmış aynı zamanda tedirgin olmuştum gelenler serdar serkan ve selimdi hepsi içeri girerken bana kolay gelsin gavat enişte güzel olmuşsun lan piç karı gibi olmuş amına goyduğumun gavatı diyerek içeri girdiler işin garip yanı karım kapıyı onlara çırıl çıplak açmış ve o şekilde içeri girmişlerdi tabi karımın amını götünü okşayarak ben mutfakta işim bitmişti hemen onların yanına giderek hepsine hoş geldin dedikten sonra bir kenara oturacaktımki karım bana köpek ol lan onun bunun çocuğu ala gavat dedi bende hemen kapının yanına giderek dört ayak oldum karımın amca oğullarından serdar evet sevgili orospumuz bügün farklı olacak demiştin göster marifetini bakalım dedi meğerse karımın bana anlatmadığı sikişlerinde amca oğulları karımı sikmişlerdi karım hareketli bir mezdeke müzik açtı bu arada amca oğlanları hepsi soyunmuş yaraklarını ellerine almışlardı o an bu gecenin uzun olacağını anlamıştım çünki amcaoğlanlarının yarakları inanılmaz büyüktü ve kalındı en küçüğü abartısız 21cm en büyüğü 25cm di çünki karım önceden ölçmüştü karım serda ve serkanı arasına oturup yaraklarını okşamaya başladı bana kalk ve oyna aşşalık köpek diyerek emretti ben hemen kalkıp dansöz gibi karımı sikecek ekekleri eğlendiriyordum selim ben oynarken götümü tokatlıyor serdar ve serkan yaraklarını karıma emdirirken banada oyna lan anasını avradını siktiğimin ala gavatı götünü yırtmaya geldik o. çocuğu diyerek benide havaya soktular serkan karımı hemen domaltıp amcığından sikmeye başladı karım amına hemen hiç zorlanmadan almıştı daha önceden alıştırmışlar serkan karımı sikerken serdarda yarağını emdiriyordu selim yanıma gelerek yarağını ağzıma soktu ve emdirmeye başladı yarağı bir türlü kalkmıyordu meğerse çişi gelmiş ağzıma işemeye başladı bütün sidiklerini yutturdu daha sonra oda karımın yanına gitti hemen pozisyon değiştirerek serdar yere uzandı ve karımın amcığına kökledi selim arkasına geçerek götüne kökledi serkanda ağzına soktu ve değişe değişe karımı iki saat siktiler iki saat bana hiç bir şey demediler yapmadılar karımın amcığı ve gö deliği kocaman açılmıştı en son hepsi yaraklarını karımın ağzına sokarak döllerini ağzına boşalttılar karım adeta döl banyosu yapıyordu daha sonra hepsi yanıma gelerek beni banyoya götürdüler ve ağzıma yüzüme tüm vucuduma işediler sidiklerini içtikten sonra beni yıkadılar ve içeri götürdüler karım bunu öyle bir sikinki karısının akrabaları neymiş öğrensin bu şerefsiz gavat diyerek sanki onlara emir verdi bunun üzerine yaraklarını bana sundular beklediğm an gelmişti hemen selimin yarağını ağzıma alfım ama sığmıyordu en büyük yarak selimdeydi selim ağzımdan çıkardı ve götüme soktu inanılmaz acı çektim bağırdım hemen ağzımı kapattılar adeta selim beni zorla sikiyordu bir süre sonra göt deliğim alıştı ve zevke geldim sonra sırayla götümü siktiler serdar yere uzandı ve yarağının üzerine oturmamı istedi bende hemen oturdum sonra serkan arkam geçti ve serdarın yarağının yanına sokmayabaşladı ama çokuğraştı sokmak için ben acıdan bas bas bağırıyordum karım gelip beni tokatlamaya başladı bu arada serkan çoktan sokmuş serdarla birlikte aynı anda göt deliğimi sikiyorlardı selimde ağzıma sokmuş ağzımı sikiyordu bu şekilde yarım saat siktiler bendeki acı inanılmaz bir zevke dönüşmüştü adeta anıra anıra boşadım sonra hepsi birden boşaldı ben selimin döllerini yutarken serdar ve serkan göt deliğimi dölleriyle doldurmakla meşguldu ve tamamiyle dolmuştu yaraklarını götümden çıkardılar göt deliğim han gibi açılmıştı hemen bir bardak getiren karım bardağı göt deliğime dayadı ve dölleri bardağa akıtıp hepsini bana içirdi büyük bir zevkle içtim daha sonra amca oğulları duşlarını alarak gittiler karım çok memnun kalmıştı ve artık her zaman sikişecekti o günden sonra evimizde mutlaka bir erkek geliyor karımı sikip gidiyordu (amca oğulları) komşulardan biride duymuş yakında karım onada siktirir inanılmaz azgın bir karım var ve onu başka erkek lere siktirmeyi çok seviyorum amca oğulları şu aralar şehir dışındala ve orda kalacaklar gibi o yüzden karım ve ben koca yaraklı bir erkek veye erkekler arıyoruz duyrulur cevaplarınızı yalnız meil olarak gönderin bekliyoruz hepinizin koca yaraklarından öptüm

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Arkadaş Hediyesi

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Arkadaş Hediyesi
Merhaba ,adım Çiğdem, 34 yaşında esmer dolgun hatlara sahip bakımlı bir kadınım. İstanbul’da yaşıyorum. Evli ve 2 çocuk annesiyim. Eşimi aslında seviyorum. 9 yıldır evliyiz. Ama eşim zamanla her evli erkek gibi, benden çok İş’i ile ilgilendiğinden dolayı biraz aramıza mesafeler girdi. Çalıştığı şirkette o’nu sık sık şehir dışına gönderdiğinden yalnız kalmaya başladım. Kadın olarak ilgiye her zaman ihtiyacım var oysaki benim de.. Komşum Sevgi ile aramız çok iyiydi, herşeyi konuşurduk. Benim durumumu çok iyi biliyordu. Yalnızlığımı anlatıyordum o’na .. O ise biraz daha rahattı benden.. Kocası haricinde bir sevgilisi vardı.

Bu durumuna çok kızıyordum, kocasını aldatmayı bitirmesini söylüyordum her defasında.. Sevgi ise beni dinlemeyi bırakın,bana da sevgili ayarlamak için kendi sevgilisine benden bahsetmiş. Bir arkadaş ayarlamasını söylemiş. Bunu bana söylediğinde ; “Sevgi, saçmalama böyle bir şey asla olamaz, hatta artık sen de başka erkekle görüşmeyeceksin” diye çıkışmıştım.. Aradan 1 hafta geçmiş kocam yine şehir dışındaydı, telefonum çaldı, alt komşum ,sırdaşım Sevgi beni öğeleye doğru kahvaltıya çağırıyordu. İşim yoktu. Kapıyı kapattım aşağı indim. Hep içli-dışlı olduğumuzdan yanına günlük kıyafetimle gitmeyi tercih etmiştim. (Beyaz bir t-shirt ve üzerime tamamen oturan siyah bir tayt..) İçeri girdiğimde 2 erkek ayakkabısı gördüm. Sevgiye sorduğumda misafir dedi. Önce anlamadım. Odaya girdiğimde, karşımda Sevgi’nin dostu Metin ve diğer kanepe de 175 cm boylarında, pek yakışıklı sayılamayacak tipte biraz zayıf ,esmer ,kirli sakallı 35-38 yaş aralığında bir adam vardı. İki erkekte beni günlük kıyafetlerimle ve dolgun hatlarımla karşılarında görünce gözlerini ayırdılar ve bıyık altı bir gülümseme ile tanışmak için ayağa kalktılar. Ben büyük bir şaşkınlık ve utançla Sevgi’ye bakıyordum, O ise sanki zafer kazanmış gibi gözümün içine bakarak gülümsüyordu. Kıpkırmızı olmuştum ve bu utangaç tavrım odadaki 2 erkeğinde hoşuna gitmişti.

Metin’i daha önce görmüştüm. Sevgi’nin benim için çağırdığı diğer bey yani Sedat yanıma gelerek tanıştı. Sevgi’ ile mutfakta ufaktan tartışmıştım, ev’e gitmeme izin vermiyordu, idare etmemi istiyordu. Kanepe önlerine sehpa koyarak 2 ‘li olarak kahvaltı etmeye başladık. Metin ve Sevgi aşırı samimi şekilde kahvaltı ederken, yanında oturduğum Sedat’ta ekmeğe reçel sürüp bana yedirmek istiyordu, reddetmeme rağmen ısrar edince kırmamıştım, Eliyle saçımı kulak arkama atarken hafiften erkekliğini bacağıma sürtüyordu, beni aşırı derecede arzuladığı her halinden belliydi, Bir ara reçele bulanan parmağımı dudaklarma dokundurdu, istem dışı parmağını dudaklarım arasına alıp somurmuştum, “Harikasıınn Çiğdem” dedi, ve boynumu öptü, o ana kadarki cilveleşmelerle ıslanmıştım.. Bir an yerimden kalkıp lavaboya yöneldim, Sevgi ne olduğunu sorduğunda sessizce” Islandım” dedim. Sevgi’nin çok hoşuna gitmişti. Çıktığımda Sevgi Sedat a bir şey söylüyordu,meğerse Sedat a Islandığımı ve yürümesini söylemiş..Sevgi ve Metin bizi yalnız bırakmışlardı.

Sedat ın yanına oturdum,artık onu zaptedemiyordum,1 saat önce tanıştığım adam beni baştan cıkarıyordu,kocam bile bunu yapamamıştı,içerdeki odadan Sevgi ve Metin in sesleri geliyordu,Sedat benim utangaç tavrımı çok begenmişti. Kanepe yatırdı beni ve üzerime çıktı. Sonra sedat t sirtümü sıyırdı,göğüslerimi avuçlamaya başladı koparır gibi,dilini ağzımın içine sokup çıldırmış gibi dilimi somuruyordu,sonra pantolonunu ve boxırını cıkarıp elime penisini verdi uzundu, kocamınkinden büyüktü “Yapma” diyordum hala, oysaki istiyordum.. Sedat bana ; “Sen gördüğüm en güzel en narin kadınsın sikmeden bırakmam seni”,diyordu Bu baskın tavrı çok hoşuma gidiyordu.Sonra elini taytımın ve kilodumun içine soktu ve etli, ıslak, yeni traşlı Am ımı avculaamaya başladı,Ben de yumuşacık elimle taşaklarını okşuyordum Sikmesine izin vermeyince bacağımı ayırdı taytımın üzerinden Am ıma sürtmye başladı Sütyenimden çıkardığı göğüslerimi emiyordu ,salyalarını bulaştırarak,inliyordum artık zevkten Parmağı ile taytımın üzerinden amımın yarıklığını çizdi ve taytımın üzerinden am mın olduğu yere boşalmaya başladı inleyerek. İlk defa başka erkek benden zevk alarak boşalıyordu,spermlerini taytıma bulaştırmıştı..

O andan sonra Sedat’ı durduramadım.. Üzerime abandı ve dudaklarımı dilimi emmeye başladı. Üzerimi tamamen çıkarıp göğüslerimi somuryordu ,elleri arasına alarak ve aşağı inip, taytımı kilodumu çıkardı. Az önce avucladığı etli,temiz amımı görünce kafasnı gömdü, dilini harika kullanıyordu. Dili ile amımı sikiyordu..aynı anda parmağını da deliğime sokuyordu. Çıldırmış gibiydik ikimizde Sonra kanepe üzerinde bacaklarımı sonuna kadar ayırdı, kalın uzun bir yaragı vardı, “Genc kız Amı gibi amın var” diyerek dibine kadar kökledi.. İnlemelerim odada yankılanıyordu. Sedat üzerime yığılmış 1 saat önce tanıştığı güzel kadını sikmenin keyfini doyasıya yaşıyordu. Am’ım içinde kocamdan başka bir erkeğin yaragı ilerliyordu, duvarlarıma çarpa çarpa, o kadar büyüktü ki erkekliği rahmimin duvarına değidiğini hissediyordum. Siktikçe beni içimde şişiyordu yaragı, Erkeğe doyuyordum. Sedat hırıltılar ve sert darbelerle amımı adeta yırtarak sikiyor, elleri ile göğüslerimi parçalışyordu, boynumu emerek , kadınlığımı yaşıyordu.
Alıntıdır

Ellerimle kalçalarından tutarak içime çekiyordum daha fazla , dakikalarca git gel yapmıştı, gözlerimin içine bakıp, zafer kazanmanın mutluluğu içinde gülümseyerek, kocam yerine o na vermenin keyfini doyasıya yaşıyordu, dudaklarımı ve dilimi emiyordu, ter içinde kalmıştık. yaragı ile amım adeta bütünleşmişti. ve sona geliyordu, gözlerime bakarak ,taşaklarına kadar yaragını soktu, yaragının kasıldığını içimde hissediyordum, ve mütiş bir inleme ile içime fışkırmaya başlamıştı, boşalması müthiş zevk vermişti, öpüşerek dudaklarımla spermlerini Amıma akıtıyordu. Kocam bu zevki bana yaşatamamıştı.Sedat’ın yaragı içimde erimişti. Nefes nefese üzerime uzandı.. “Siktiğim en güzel kadınsın Çiğdem,” dedi. kendime inanamamıştım. Bu kadar kısa sürede tanıştığım bir adama kendimi tereddütsüz vermiş ve en güzel sex imi yaşamıştım. Amımın içi spermleri ile dolmuştu. .. Harika bir gündü

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Gül ile İlk Defa.

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Gül ile İlk Defa.

Gül eşinden boşandıktan sonra çocuklarıyla yalnız yaşayan, bir hayli geniş aile klanımız içerisinde akrabamız bir genç kadındı. Yakındık, samimiydik, dul olduğundan korunmaya alınmıştı, ailece sık sık görüşürdük. O yaz da kocası olmadığından ailesinin yazlığına onları bırakma işi bana kalmıştı. Altı ve on yaşındaki çocuklarını ve eşyaları arabaya yükleyip sekiz saatlik yolculuğun sonunda akşam üstü sahildeki evlerine varmıştık.

Yol boyunca çocukların uyumasını da fırsat bilerek uzun uzadıya konuşmuş, hatta müstehcen fıkralar bile anlatmıştık. Ayağındaki bez ayakkabılar, üstünde bolca bir şort etek, içinde göğüslerini iyice baskılayıp zapt etmiş spor sütyeni, iki renkli kalın askılı atlet vardı. Uyukladığı kısa aralıklarda hızımı iyice yavaşlatıp bol bol bacaklarını ve vücudunu seyrediyordum.

Çaktırmadan birkaç resmini almıştım yine. Hatta bir ara kendi şortumun bacak arasından elimi sokup sola doğrulttuğum penisimle oynarken öyle bir sertleşip kalkmaya başladı ki… Sonunda dayanamadım. Tenha ve kapalı gibi bir benzin istasyonuna girip pis tuvaletinde masturbasyon yapmak zorunda kaldım.

İlk defa bu kadar uzun süre baş başa kalıp rahatça sohbet etmiş ve hatta ağırlıklı olarak benimki olmak üzere cinsel hayatımıza dahi girmiştik. Oldukça sık görüşürdük. Hayli ilerlemiş, fakat mesafeli bir samimiyet vardı aramızda… Onun için benimle cinsel konularda konuşabilmek su içmek kadar doğal bir şeydi…

Annesi ve evli ablasıyla çocuklarından oluşan çekirdek ailesini de esk**en beri tanıdığımdan iki gün yazlıkta onlarla beraber kalacak, sonrasında işim için daha güneye devam edecektim.

Vardığımızda artık akşam üstü oluyordu ve deniz çok davetkardı. Aklımda sadece denize atlayıp serinlemekten başka, Gül’ü de denize girmeye razı edip onu bikiniyle görmek vardı.

Gül evlendikten sonra, hele özellikle ilk doğumundan sonra daha yuvarlak hatlara sahip olmuş, annelik onu daha bir seksileştirmişti. Ortadan büyük göğüsleri ikinci doğumunda biraz sarkmıştı. Ama her erkeği kışkırtacak denli derli toplu duruyorlardı. Bacakları biraz kalınca olsa da ayakları ve parmakları güzel, uzun ve her zaman bakımlı olurlardı.

Evimize misafirliğe geldiği zamanlarda çorapsız olması için dua eder, gelmelerini dört gözle beklerdim. Evimizde olduğu zaman zarfında büyük bir rahatlıkla oturup kalkar, her zaman giydiği kısa eteklerinden çoraplı bacakları açılıp saçılırdı. Ben de o açıldıkça görünen manzaraları mümkün olduğunca seyredip aklıma yazardım. Çaktırmadan telefonumla bir sürü frikikli resmini çeker, bunları da yalnız gecelerde kendime masturbasyon malzemesi yapardım.

Eşyaları alelacele indirip bir an önce sahile gitmek istediğimi ve denize girmenin onun için de çok iyi olacağını devamlı telkin ediyordum.

“Dur bakalım önce çocukları bir halledeyim, belki…” diyordu. İçinin burkulduğunu ve onun da benimle birlikte denize girmek istediği hissediyordum.

Daha fazla ısrar etmeden, kısa bir hoşbeşten sonra küçük çantamın içindeki deniz eşyalarımı alıp plajın yolunu tuttum.

Biraz yüzdükten sonra hala kıyıda şezlonglarda oturan kızları seyrederken bir anda plaja doğru koşar adım gelip elini güneşe siper yapıp sahilde beni arayan Gül’ü görünce çocuk gibi sevinip doğruldum ve çılgın gibi el sallayarak yerimi belli ettim.

Gerçekten çok heyecanlanmış, sevgilisiyle ilk defa buluşan biri gibi hissediyordum. Bir anda bu düşünce beni rahatsız edip içimi suçlulukla doldurdu. Ben ne yapıyordum? Saçma sapan bir yere gidebilecek riskli bir durumdu. Bu düşüncelerle o içimde uçan kelebekler bir anda duruverdi ve öylece eşyalarını hemen benimkilerin yanına bırakmasını seyretmeye başladım.

Fakat durgunluğum üstündeki straplez havlu deniz elbisesini aşağıya doğru indirip ayaklarından çıkarırken bir anda geçti.

İri çiçek desenli renkli bir bikini giymişti. Boynunun arkasından ipini bağlayıp denize doğru yürürken bacaklarını ve kalçalarını hayranlıkla seyretmeye dalmıştım.

Suyun kasıklarını geçmesi ve ürpererek içine çektiği karnıyla dahada irileşip taşacak gibi olan göğüslerine ipnotize olmuş şekilde bakıyordum. Sonunda suya dalıp biraz yüzdükten sonra yanımda bitiverdi.

Yanımda ayaklarını yere basıp göğsümüze kadar ulaşmayan suda dikilince saçlarından akan sular, göğüslerinin arası ve diken diken olmuş kolları nutkumu tutturmuş, kalakalmıştım. Kekeler gibi bir sesle ancak,

“Üşümüşsün…” diyebildim.

“Evet, hadi yüzüp ısınalım biraz…” deyip suyun üstüne zıplarcasına çıkıp kulaç atmaya başladı. Tabi bu arada harika kalçaları da ıslak ıslak önümden geçit töreni yapmış ve biraz önceki suçluluk çoktan yok olup gitmişti.

Hızlı kulaçlarla ona yetişip biraz daha açıldık. Durunca üşüdüğümüzden hızlıca hareket edip hem sohbet ediyor hem de yorgunluk atıyorduk. Bir ara arkadan şakalaşarak boynuma sarılmış, soğukça suyla iyice sertleşmiş göğüslerini sırtımda ezmişti. O ne hissetmişti bilemiyorum ama su bu kadar soğuk ve denizin içinde olmasak o anda penisim kazık gibi olurdu.

“Üşüdüm biraz.. Hatta baksana tüylerim diken diken oldu… Sür bak elini…” diyerek kolunu bana uzattı. Bu arada suyun üstüne doğru sırtüstü kaldırdığı vücudu, önce göğüsleri ve sonra da karnı olmak üzere suyun dışına bir ada gibi çıkmıştı. Kibarca, incitmeye korkarcasına koluna sürdüm elimi, ben pürüz değil ateş hissediyordum. Hatta bir anda göğüs ucunun birinin kalınca olan bikinisine rağmen belli olduğunu fark ettim.

“Sürmeme gerek yok.. Baksana göğüslerinden bile belli oluyor” deyince bir anda suyun içinde batıp utangaç,

“Nasıl yani? Açılmış mı?” deyip bikinisinin kaydığını zannedip düzeltmeye çalıştı.

“Yok hayır.. Üşüyünce ucu belli olmaya başlamış. Bir üşüyünce bir de tahrik olunca kabarır ve sertleşir ya, işte öyle…” dedim. Şimdi ne olduğunu anlamış ve utanmıştı. Ardından da hemen yüzüne bir muzip ifade gelmişti.

“Amann… Bizimki sertleşiyor, sizinki de küçülüp içine kaçıyor işte…” deyip şuh bir kahkaha attı.

Hiç tereddüt etmeden kafamı öne eğip şortumu suyun içindeyken sanki görebilecekmişim gibi açıp bakar gibi yaptım. Kafamı acele ve panikle kaldırıp

“Eyvah… Gül… Benimki yok olmuş.. Düşmüş galiba…” diyerek yalancı bir panik hareketiyle komiklik yapıyordum.

Bu arada o da buna katıla katıla gülüyorken ben de bir anda ciddileşip elimi şortumun içine soktuğum belli olacak şekilde gerçekten küçülmüş penisimi kavradım. Bu sefer ciddiyetle,

“Hakikaten kız… Bu benimki çok küçülmüş, baya bamya gibi olmuş” dedim. Gülüşmemizin sonunda,

“Hadi artık ben çıkayım, çocukları anneme bıraktım. Hem akşam yemeği için hazırlık yapmam lazım, yeter bu kadar gevezelik… Yarın deniz gevezeliğine devam ederiz.. Sen geliyor musun?” diye sordu.

“Ben biraz daha kalayım. Şu düşen çükümü bulup bamyanın yerine takmam lazım” deyince kahkaha atıp

“İyi fikir bence de… Sana her zaman lazım olacak…” dedi.

Arkasını dönüp hızlıca kıyıya doğru yüzmeye başladı. Çok geçmeden kıyıya ulaşıp kurulanmadan havlu elbisesini giydi, el sallayarak gözden uzaklaştı.

Ben de çok oyalanmadan çıkıp kurulanıp eve vardım. İki katlı bir villaydı, çok büyük değil ama güzel geniş bir balkonu vardı. Bana alt kattaki odayı yapmıştı annesi, onlar da üst katta yatacaklardı. Açıkçası benim de işime gelmişti. Hem alttaki banyo tuvalet bana kalacak hem de gece birkaç duble içip istediğim saatte yatabilecektim.

Evde koşuşturma başlamış, yakındaki sitede oturan ablası ve çocukları da gelince ev curcuna olmuştu. Duşumu alıp üstüme bir şeyler giyip mutfağa yöneldim. Gül alelacele topladığı saçları ve hafif bir günlük ev elbisesiyle bir şeyler yapıyor, annesi de gidip duş alıp giyinmesini söylenip duruyordu.

Yardım edecek bir şey olmadığını söyleyip beni balkona kovdular, ben de ikiletmeden balkonda yanlamasına duran salıncağın önündeki şezlonga attım kendimi… Annesi, ablası hatta büyük kızlar devamlı bir şeyler taşıyıp duruyorlardı. Sonunda ablası,

“İşte rakı da geldi.. Haydi kendine koy bir kadeh…” deyince yerimden kalkıp dediğini yaptım. Sofra hazır ama yemek daha pişmemişti.

Gül hızlıca gelip salıncağa kendini attı, salıncağın zıplamasını eğlenceli bulup çocuk gibi biraz daha yerinde sıçrayarak zıplamasını sağlamıştı. Çok eğlendiği ve neşesinin yerinde olduğu belliydi.

Yerinden hafifçe uzanıp eğilerek elimdeki kadehi işaret etti, ben de ona doğru uzatınca bir anda kapıp, irice bir yudum alıp yutmadan bana geri uzattı. Şaşırmıştım, o da hala yutamamış ve gülmeye başlamıştı. Birazı sıkıca kapalı tutmaya çalıştığı dudaklarının arasından parmaklarından eline akmış. gerisini de zorla yutmuştu.

“Yuh görmemiş.. Şey görmüş yeni gelin gibi ne atlıyorsun öyle?” dedim. Gülerek

“Atlarım… Tutarım… Yutarım…” dedi. Dedi ama bir anda manasını da anlayınca kalakaldı.

“Vallahi afiyet olsun…” dedim ben de gülerek. Utanmıştı biraz ve o arada parmak arası terliklerinden kurtulup hemen benim bacaklarımın önünde bacak bacak üstüne attı. Şezlong zaten alçak olduğundan ve de boyu salıncağın üçte biri kadar bir yerini kapladığından üstteki ayağının tabanı neredeyse dizlerimin üstünde gelmek üzere bir yerde duruyordu.

Bakakalmış ve gerçekten hipnotize olmuştum. Her zaman bakımlı olan yeni sürülmüş parlak koyu kırmızı ojeli, yumuşacık tabanlı pembe bir ayak önümde duruyordu. O farkında olmadan bir hava tutturmuş, bir şeyler anlatıyor, bülbül gibi şakıyıp duruyordu. Zaman zaman da anlattıklarıyla ya da salıncağın hafif sallanmasıyla hareket eden ayağını, ayak bileklerini ve oturduğundan ezilmiş baldırlarını seyrediyordum.

Gerçekten tahrik olmaya başlamıştım ve penisim altta kıvrık durduğu yerden külodumun içinde sertleşmeye ve kendine çıkış arar şekilde hareketlenmeye başlamıştı.

O hala bir şeyler anlatıyor, ayakucunda olanların farkına varamıyordu. Bir anda ayak değiştirince manzara değişmiş, ezilip kızarmış baldırı daha da bir açığa çıkmıştı.

Bir anda göz göze geldik ve benden bir cevap beklediği belli bir suratla bana bakıyor, ama cevap gelmeyince benim yüzümdeki bu acaip ifadeyi anlamaya çalışıyordu. Yutkunarak

“Efendim..? Duyamadım Gül…” diyebildim kısık bir sesle.

“Zaten deminden beri duymuyor gibisin. Nerelerdesin sen?” dedi.

“Şey.. Biliyorsun ben… Ayaklar konusunda biraz fazla hassasım.” diyebildim çekinceli bir şekilde. Biraz doğrulmuştum oturduğum yerde, çünkü penisim baya sertleşmiş ve solda bulduğu boşlukta şortumun altında sopa gibi duruyordu.

“Aaaa.. Sen sevmiyor muydun ayakları?” diye gülerek muzipçe bir tavırla bir anda doğrulup, üste attığı bacağını indirip sanki iğrenip kaçındırmak için yapar gibi dizime ve bacaklarıma sürtmeye başladı. Durumumu daha da zora soktuğundan haberi yoktu tabi..

Bir anda seri bir hareketle bacaklarıma sürttüğü ayağını sol elimin avuçiçi ile topuğundan, sağ elimle de parmaklarından sıkıca yakalayıp tuttum. Biraz kaçırmaya çalışsa da hemen bundan vazgeçip anlamayan yüzle bakmaya başladı.

“Sen.. Sen yanlış anladın.. Ben ayaklardan, hele bakımlı ve ojeli ayaklardan çok tahrik olurum ve de şu anda oldum.” diyebildim. Hala anlamamış ve sorgular bir ifade ile,

“Nasıl yani şimdi? Tahrik… Nasıl yani?” diyebildi.

Ellerimin arasındaki ayağını hala bırakmak istemeyen bir kuvvetle tutuyordum. Kalakalmıştı ve sağ elimle hiç bırakmadan biraz sıkıp biraz yumuşatarak hafif bir masaj yapar hale gelmiştim. O da ayağını çekip kaçıramıyor, heyecanı artmış ama ne olduğunu anlamamıştı.

“Nasıl yani.. Bayağı tahrik mi oluyorsun?” dedi.

“Evet canım, bak istersen…” diyerek kaykılarak oturduğum yerden, elimde tuttuğum ayağını bırakmadan önünde ayağa kalktım. Çok az bir mesafe vardı ve yukarıya doğru elimde kalkan bacağına doğru dönüp, solda sertleşip ayağa kalktığımda iyice belli olan penisimi ayak tabanına yasladım.

Bir anda bir sessizlik oldu ve ayağının altında taş gibi olmuş penisimi hissetti, nefes bile alamıyordu sanki zaman durmuş gibiydi. Ellerimin arasından usulca indirip ayağını bırakınca iyice belli olan penisimi şortumun üstünden tek elle kavrayıp,

“Şu yaptığına bak.. Ne hale getirdin bamyayı… Sayende patlıcan oldu” dedim.

Gülmüyordum ama kızgın bir sesim de yoktu. Bir an gözü penisime takılmış ve suskunluğu dudaklarının ucundaki muzur gülmeyle bozulmuştu. Hatta utanıp başını balkondan dışarıya çevirip bir kahkaha attı. Onun gülmesiyle ben de bir anda rahatlamış, içimden bir patlama gibi kısa bir gülüş gelmişti.

“Ne yapacağım şimdi biliyor musun? Gidip bunu indirmem lazım, iş çıkarttın bana…” diyerek döndüm ve gözüme ilk ilişen bir şalı önümü kapatır şekilde tutarak banyoya yöneldim.

Banyoya girdiğimde sabırsızlıkla kapıyı kapatıp şortumu indirip hemen taş gibi penisimi kavrayıp masturbasyona başladım. Ses çıkarmadan hızlıca yapıyor, tüm gün gördüklerimi film şeridi gibi gözümün önünden geçirerek hayalimde Gül’ü kuruyordum.

Bir anda gözüme çamaşırlığın üzerinde duran külodu ve birbirinin içine soktuğu cuplarıyla bugün giydiği bikini çarptı. Hiç sonunu düşünmeden, sanki cezalandırıyormuşum gibi onları elime alıp önce bikinisinin altını koklayıp öpüp, sonra da penisimin başına sürmeye başladım.

Artık patlamak üzereydim ve elimde çanak gibi tuttuğum bikinisinin üstünden birinin içine fışkırarak boşaldım. Son damlasına kadar içine doldurup sildikten sonra, diğerini üstüne kapatıp tekrar kirli sepetinin üstüne koydum. Hızlıca kıpkırmızı olmuş ve hala yarı sert penisimi kurulayıp banyodan çıktım.

Annesi ve ablası salonda çocukları yediriyorlardı, bana bakmadan

“Yemek hazır, çocuklar yiyince yiyebiliriz biz de…” dediler. Kalbim hala deli gibi attığından sadece gevelercesine bir “tamam” diyebildim.

Balkona çıktığımda Gül sorgular bir şekilde yüzüme bakıyordu. Ona doğru yöneldim ve iyice yaklaşınca hafifçe kulağına eğilip

“Sana banyoda, bikininin içinde mesaj bıraktım” dedim. Bir an hala kabarıklığı hafifçe belli olan şortumun önüne, oradan da yüzüme doğru baktı ve hiç bir şey demeden kalkıp banyoya doğru yürümeye başladı.

Salıncaktan kalktığı yere bu sefer ben oturdum. Ama oturunca bir anda bir pişmanlık ve büyük bir suçluluk da benim içime oturdu. Bu yaptığımın bir geri dönüşü yoktu ve akraba sayılan evli bir kadına yapılması cesaretten çok aymazlık olan bir davranıştı ve çok ama çok kötü sonuçları olabilirdi.

Salondaki hareketlilik çocukların yemeğini bitirdiğini ve annesiyle ablasının mutfaktan yemekleri getirdiğini gösteriyordu. Gül ise ortalarda yoktu.

İki üç dakika geçmeden Gül hariç herkes balkona gelip sofraya oturmuştu. Hatta çocuklar bile masada yerlerini almışlardı. Annesinin birkaç seslenmesine cevap vermeyen Gül artık benim de paniklememe sebep olmaya başlamıştı. Küsmüş ve gelmeyecek, ya da acaip bir duygu patlamasıyla ortalık ayağa kalkacak ve bunu ben nasıl açıklayacaktım.

Büyük kızlardan biri anneannesinin direktifi ile yine banyonun kapısına gidip sofranın hazır olduğunu ve onu beklediğimizi söyledi.

Birkaç dakika geçmemişti ki koridorda Gül göründü. Hızlıca adımlarla geliyor, başındaki havludan da duş aldığı belli oluyordu. Biraz durgun ve ifadesiz bir suratla balkona çıkıp yerine oturdu. Masadakilerin neşesi onda yoktu ve benim olduğum tarafa bakmıyordu bile.

Sadece gerekli cümleler kuruyor, bir şey anlatmıyordu. Benim de içim gittikçe daha çok eziliyor, resmen yerin dibine geçesim geliyordu. Neden sonra bir anda neşelendi ve ablasıyla annesiyle sohbete başladı, ama bana karşı hiçbir tepki vermiyor, beni muhatap almıyordu. Bu şekilde yemeğimiz bitti.

Sofra toplanırken ben de birkaç sefer bir şeyler taşıyarak yardımcı olmuş, koridorda karşılaştığımızda bile yokmuşum gibi bir tavırla yanımdan geçip gitmişti. Ben de biraz değişiklik olarak çocuklarla oyun oynayıp vakit geçirmeye çalışıyordum. Aklımdan geçen, sabah erken saatte bir bahane bulup buradan kaçmaktı. Zihnimde de söyleyeceğim bahaneleri planlıyordum.

Yaklaşık bir saat geçmişti ki ablası gitmek için hareketlendi. Yanıma gelip önce sıcacık ve samimi bir sarılışla veda etti, mızıklanan çocuklarını çeke çeke evden ayrıldılar. Gül zaten uykusu gelmiş olan ufaklığı yukarıya odasına çıkarmış, anneannesi de büyük kızı artık yatma vakti geldiğine ikna etmeye çalışıyordu ki yukarıdan otoriter ve kızgın bir sesle Gül’ün bağırışını duyduk. Kesin bir sesle artık yatılacağını söylüyordu.

Onlar ışıkları söndürüp yukarı çıktığında ben de yarı karanlık mutfağa geçtim. Kendime bir kadeh rakı koyup hızlıca mutfakta içerek suçluluk duygusundan kurtulmayı ve sonra da sızıp uyumayı düşünüyordum.

Bir anda bir karartının mutfağın kapısına geldiğini hissettiğimde dönüp ifadesiz bir yüzle kapıdan bana bakan Gül’ü gördüm. Hiç bir şey söylemeden dönüp balkona yöneldi. Rakımın üstüne ek yapıp ben de arkasından balkona çıktım. Salıncağın ortasına oturmuş, bu sefer bağdaş kurmuştu. Suçlu bir sessizlikle yine aynı şezlonga iliştim.

Bu sessizlik süresi uzadıkça içim daha çok eziliyor ve patlamasının şiddeti daha da çok artacakmış gibime geliyordu. Derken bir hışımla gözlerimin içine bakarak;

“Sen ne yaptığını sanıyordun? Sen nasıl.. Nasıl böyle bir şeye cür’et edersin? Annemin evinde.. Çocuklarımın yanında.. Nasıl yaparsın bunu?” deyiverdi. Verecek hiçbir cevabım, hiçbir savunmam ve bahanem yoktu, çok çılgınca ve saçma bir şey yapmıştım.

Kekeler bir şekilde birşeyler söylemeye çalışırken, sözümü kesip tekrar aynı hiddetle

“Ne kadar korktuğumu, gördüğüm şeyin ne olduğunu anladığımda ne kadar şaşırıp şok olduğumu biliyor musun”

“Evet.. Özür dilerim Gül.. Biliyorum, çok saçma ve gereksiz bir şeydi”

“Özür dilerim mi?..Sen ne yaptın biliyor musun? Benim bikinime bilmem neyini sürttün… “ derken, yüzünün ifadesine bir anda aşırı sinir kaynaklı, engellenemez bir gülme yayıldı.

Şaşırmıştım ama bu duygu değişimi beni daha da afallatıp korkutmuş, daha ciddi bir patlamayı bekler hale gelmiştim. Suçlulukla öne eğilmiş başımı kaldırmadan rakımdan bir yudum aldım.

“Bir de utanmadan karşıma geçmiş keyif rakısını yudumluyor beyefendi.. Boşalmış ya… Rahatlamış ya…” deyince kendi kendime hakikaten ne utanmazsın diye içimden geçirdim. Tam ağzımı açıp, sabah erkenden giderim.. çok özür dilerim diyeceğim anda yine gülerek

“Bir de ikram bile etmiyor, sadece kendi içiyor bencil pezevenk…” dedi. Duyduğuma şaşırmış, aklım da duygularım da altüst olmuştu.

“Bak hala bakıyor… Versene şunu öküz.. Hep bencilsiniz. Hiç karşınızdakini düşünmüyorsunuz.. Sikelim boşalalım, dönüp kıçımızı yatalım.. Ooohh… Sen iç biz seyredelim.. Versene şunu bana…” deyip elini uzattı.

Aklım yerinden çıkmış dumur olmuştum. Hem bu kelimeleri ondan daha önce duymamış, şok olmuştum, hem de konuşmanın mecrasının nasıl bir anda değiştiğini anlayamamıştım. Kadehi uzattığımda elimden koparırcasına alıp yine kocaman bir yudum içti, bu sefer hiç oyalanmadan yutuverdi. Bana bakmadan,

“Nasıl böyle bir şey yaparsın?” diye bu sefer gerçek bir cevap bekler şekilde sordu. Geveleyerek

“Gerçekten özür dilerim.. Bir anda gerçekten kontrolden çıktı.. Ve düşüncesizce yapıverdim. Gerçekten çok özür..” derken beni sustumak için eliyle işaret etti ve

“Gerçekten ayaklar bu kadar çok mu tahrik ediyor seni..?”

“Evet” dedim utangaçça, “Sadece bakarak bile boşalabilirim..”

“Peki benimkiler de o kadar mı güzel..? Ne anlatabilirsin onlarla ilgili?” deyince yüzüne baktım, ifadesiz yüz gitmiş ama gülen bir hali de yoktu.

Anlamaya çalıştığı belli oluyordu. Altında bağdaş kurduğu sağ ayağını çıkartıp bu kez uzatıp, otururken kıvrılmış dizimin üstüne koyup beklemeye başladı. Yine heyecanlanmıştım,

“Gerçekten çok güzel ve bakımlılar.. Her zaman da güzeller.. Seni her gördüğümde açık bir ayakkabı veya ince şeffaf çoraplı olmanı diliyorum” dedim itiraf edercesine.

“Ulan manyak…”diyerek bir ayağı altında diğer ayağı hala dizimdeyken doğrulup bana doğru dikildi.

“Zaten ilk şoku ayağımı taş gibi olmuş pipine yasladığında yaşadım.. Daha ne olduğunu anlayamamıştım ki dönüp çıkıp gittin.. Bir de geldin ki, neymiş, mesaj bırakmışmış.. Banyoda iki saat mesaj aradım saçma sapan bir yazı olur da annemin ya da çocukların eline geçmesin diye…” Durdu, bir yudum daha aldı,

“Sonra bikini dediğin aklıma geldi. Alıp baktım ki içinde krema gibi bir şey var.. Ne olduğunu anlamamla donup kalmam bir oldu. Şokla ağlamaya başladım. Sesim duyulmasın diye hemen duşa girdim ki ses gelmesin.. Alelacele bikinimi, senin spermlerini yıkarken bu sefer içim bir acaip oldu”

Son cümlesinden sonra bakışını kaçırarak sözünü kesti. Anlattıkları içime oturuyordu ama bir anda cümlenin gerisini getirmeyişi bu sefer beni çoşturdu ve nereden geldiğini bilemediğim bir cesaretle alaycı bir sesle “Eeee?” dememle hiddetle dönerek

“Orospu çoc… Sen beni düşünerek otuzbir çekmişsin.. Neremi, nasıl düşledin diye düşündüm. Hem utandım hem de.. Ne bileyim işte.. Merak ettim”

“Her yerini.. Göğüslerini… Bacaklarını… Kalçalarını… Karnını… Hele ayaklarını…” dedim kısık sesle… Tane tane…

“Yuh sapık… Ben anneyim be… Genç kız değilim ki… İki tane çocuk doğurdum ben… Hem de akrabayız… Neremi beğendin o kadar sapık?” dedi yarı kızgın o kendine has güzel gülümsemesiyle. Bu arada dizimdeki ayağıyla sertçe dürtüyordu. Sonra bir anda

“Şimdi de tahrik oluyor musun? Kalkıyor mu yine pipin? Yoksa biraz önce boşaldın, bitti, rahatladın mı benim evdeki öküz gibi?” diyerek daha sertçe bastırmaya başladı.

Gerçekten tahrik olmaya başlamış, her sertçe bacağımı ittiğinde hareketlenen penisim, bacaklarımın arasında sıkışıp sıkışıp uyanmaya başlamıştı.

“Evet” dedim. “Tahrik oluyorum.. Seni seyretmek hoşuma gidiyor. Beğeniyorum ulan işte seni… Hayranım sana… Ayaklarına… Bacaklarına… Güzelliğine… Daha ötesi var mı?”

“Seyretmek mi? Sadece seyretmek yetiyor mu bari?” dedi gülerek.

“Hayır yetmiyor.. Sadece daha da azdırıyor beni…” diyerek yine hızlı bir hamleyle ayağını yakaladım. Bu sefer birkaç kez çekip kurtarmaya çalıştıysa da öyle kuvvetli tutumuştum ki… Sonunda vazgeçip

“Manyak.. Sıkma… Morartacaksın ayağımı… Bırak lütfen…” dedi.

“Hayır bırakmayacağım.. İzin ver ayaklarının hak ettiği ilgiyi göstereyim onlara… Beğenmezsen, istersen sapık var diye bağırırsın…” dedim.

“Sapık var zaten.. Bikini sapığı.. Ayak sapığı.. Başka ne sapığı?”

“Röntgen sapığı… Bir ara bana gel de, evdeki bilgisayarda senden habersiz çektiğim kendi resimlerini göstereyim sana… Koca bir dosya var senin resimlerinle dolu…”

Bunu söylerken kımıldamasına fırsat vermeden iki elimle kavradığım ayağına baş parmaklarımla tabanından itibaren masaja başladım. Önce parmaklarının dibini, yavaşça ortasına doğru hafif hafif baskılarla geziniyor, her noktasına ayrı ayrı baskılar yaparak hangisinin daha çok hoşuna gittiğini yüzünden ve bacağındaki kasların gerilmesinden anlamaya çalışıyordum.

Şezlongu oturduğum yerden bir kalça hareketi ile tam karşısına gelecek şekilde çevirip altında bir seviyede olduğumdan daha rahat bir şekilde masaj yapmaya başlamıştım.

“Nasıl resimler? Sakın internetlerde görmeyeyim onları, yoksa gebertirim seni…”

“Hayır canım, merak etme… Sen benim en değerli varlığımsın. Kimselerle paylaşmam seni… Onlar benim masturbasyon hayallerimin kaynağı…”

Bir elimi arada bir bileklerinden çekip daha yukarılara baldırına doğru arkadan kaydırıyor, pürüzsüz teninin tadını çıkartıyordum. Hafif hafif gevşemeye başlamış, rahatlayarak vücudundaki gerginlik kaybolmaya yüz tutmuştu. Yumuşadığı belli oldukça biraz daha cüretkar şekilde bacağını iki elimle ovmak için bacaklarımın arasına şezlonga yaslayıp dizine kadar çıkardığım ellerimi hafif sıkışlarla bileğine kadar indiriyordum.

Ses kesilmiş, dikkatle beni seyrediyor ve gittikçe gevşiyordu. Usulca tuttuğum ayağını bu sefer yukarıya doğru kaldırıp eğildim ve önce parmaklarını yavaşça öptüm. Bir an huylanıp kaçırmaya çalışsa da bırakmayarak bunu tekrarladım. Huylanma ile gıdıklanma arası yaşadığı bu şehvet dalgası nedeniyle yüzüne bir gülümseme yayıldı ve dudaklarının arasından

“Sen sapıksın gerçekten.. Çok güzel bir şey bu…” diyebildi.

“Dur, daha yeni başladık. Hemen bitme sakın…” dedim sakince ve fısıldar gibi…

Bu sefer ayağını daha iştahla ve daha sertçe kavrıyor, diplerine bastırdıkça açılan parmaklarını daha iştahla öpüyordum. Ojeli ayaklarına baktıkça ve öptükçe gerçekten iyice azıyordum.

Altına kıvırdığı diğer ayağını çıkarması için işaret ettim. Altta ezilmiş ve kızarıp üstünde izler çıkmıştı.

“Şu garibanın haline bak.. Onu hemen öpe öpe iyileştireyim” dedim. Tipik kadın tepkisiyle şımarıkça bir sesle

“Ne o, şişman mıyım yani? Ezmişim bacaklarımı koca kıçımla, öyle mi?”

“Hayır” dedim.. “Sadece yıllarca hak ettiğini almamış. Şimdi hakkını vereceğim ona…” Sağ ayağını yine bacaklarımın arasına indirip bu sefer sol ayağını avuçlarımın içinde masaja ve öpücüğe boğmaya başladım.

Bu arada penisim iyice sertleşmiş, sıkıştığı yerde ızdırap vermeye başlamıştı. Kendimi geriye doğrultup tek elimde ayağı olduğu halde diğer elimle şortumun içinden penisimi dik hale getirmiştim. Elim ilk seferinde girmeyince düğmesini açıp fermuarımı da indirdiğimden içimdeki külodun lastiğinden başının ucu dışarıya çıkmıştı.

İpnotize olmuş şekilde yaptıklarımı seyrediyordu. Ayağına gösterdiğim bu ilgiden zaten içi geçmiş vaziyetteydi. Benim penisimi düzeltmem ve ucunun gözükmesi onu iyice etkilemeye başlıyordu. Sağ ayağını bacaklarımın arasında dayandığı yerden kaldırıp kasıklarımın üzerine bıraktım.

Donup kalmış, sanki penisimin ezilmesinden korkarcasına ayağını hareket ettirmeden tutar olmuştu. Penisim kasılıp kasılıp duruyordu, daha çok görmesi ve daha yakından hissetmesi için külodumu şortumun içinde aşağıya itip bel lastiğinden testislerimin altına taktım.

Artık oturduğu yerden tişörtümün üstüne çıkan penisimi tamamen görüyordu. Yine ayağını alıp tam tabanına gelecek şekilde penisime yasladım. Artık diğer elimdeki ayağını öpmeyi bırakıp parmaklarını emmeye ve yalayıp yüzüme bastırarak ezmeye başlamıştım.

Kasılıp duran penisim ayağının altında onun da karşılık vermesi ile çoşarken, ben de gittikçe artan bir hırs ve açlıkla, yıllarca seyredip hayalimde yaşattığım o güzelim ayaklara doymaya çalışıyordum. Hızım da, heyecanım da, hırsım da artmıştı ve Gül de benim bu vaziyetimi görerek azıyor, çoştukça çoşuyordu.

Öpüp yalanmaktan pırılpırıl parlar hale gelmiş ayağını da diğerinin yanına, kasıklarıma, biri penisimin bir yanında, diğeri diğer yanında olacak şekilde aşağıya indirdim. Bacakları iki yana iyice açılmış iki tabanı arasında da iyice sertleşip dikilmiş penisimi sıkıştırmıştım.

Ellerimle bacaklarının iç taraflarından baldırlarına doğru okşaya okşaya yukarıya aşağıya gezdirip ovalıyordum. Şortunun önü kasıklarında iyice gerilmiş, üçgeni olabildiğince dışarıya doğru şişmişti. Elimi üstüne koyduğumda ilk hareket olarak nefesiyle bir uhh çekse de hemen ellerime engel olacak şekilde beni durdurup, şehvetten ve heyecandan kısılmış bir sesle

“Dur bir dakika.. Napıyoruz biz? Ya yakalanırsak?” diye sorguladı.

Azgınlıktan gözüm dönmüş, artık tavan yapmıştım. Bu anın bitmesini hiç mi hiç istemiyordum. Fakat kendimizden geçmiştik ve istemediği bir şeye zorlamaktan ziyade, birine yakalanmak korkusu ile ben de durdum.

Geri çekildiğimde rahatlamış ama tatminsiz de kalmıştı. İyice azmış ama yarım kalmış hissediyordu, bu da suratından belli oluyordu.

“Sen kalk, bir çocuklara bak gel, annene de bak, uyumuş mu?” dedim.

Tek tek elime usulca aldığım ayaklarına birer öpücük kondurarak parmak arası terliklerini giydirdim. İstemeyerek yerinde kalkarken bacaklarının titremesini görüyordum. Dengesini sağlamaya çalışırken poposuna tam denk gelen okkalı bir şaplak indirdim. Gülerek hızlı ve sessiz adımlarla koridordan dönüp merdivenlerden yukarı çıkıp gözden kayboldu.

Oturduğum yerde toplanıp birkaç saniye bundan sonra ne olacak diye düşünürken gittiği yere kadar deyip ayağa kalktım. Hala taş gibi olan penisimi zorla külodumun ve şotumun içine hapsedip su almak için mutfağa yöneldim.

Yukarıdan konuşma sesleri geliyordu. Annesine bir şeyler söyledi ve çocukların odasına gittiğini duydum. Mutfakta ışık yakmadan en büyük bardağa dolaptan buz ve su doldurup tekrar balkona döndüm. Kulak kabarttığımda yukarıda derin bir sessizlik hakimdi ve Gül gelmiyordu.

İçim bir garip oldu. Belki de böylesi daha hayırlı diye düşündüm. Belli ki pişman olmuş aşağıya inmemeye karar vermişti. Yarım kalan rakımı içip sonra yatarım diye içimden geçirirken bir hayalet gibi bir anda beliren Gül’ü görünce irkildim. Düşüncelere daldığımdan gelişini görmemiştim. O da herhalde iyice sessiz bir şekilde gelmişti.

Yüzü biraz durgun gibiydi yavaşça gelip salıncakta yanıma ilişip kolumun altına sokuldu ve bir anda sanki titriyormuş gibi bir sallantı oldu.

Dönüp yüzünü kaldırmaya çalışıyordum ama o yüzünü saklıyordu. Elim gözünden süzülen birkaç damla yaşla ıslanmıştı. Neden sonra yüzünü bana çevirmeye razı olduğunda gözlerinde gerçekten yaş olduğunu gördüm.

“Pişman oldun değil mi Gül? Özür dilerim. Bunu sana yapmamalıydım.” dedim yumuşakça.

“Hayır.. Suç senin değil. Sadece… Az önce gerçekten çok arzuladım. Yukarıda çocukları görünce bir acaip oldum” dedi.

Gerçekten bu sefer pişman olmuştum.

“Hadi yatalım Gül, boş ver” dedim.

“Hayır seni istiyorum” deyip bir anda dudağıma yapıştı. Öyle arzuyla ve şevkle emiyordu ki morartacak diye korkarak zorla dudaklarından kurtuldum.

“Napıyorsun Gül? Lütfen dur.. Bu acaip bir yere gidiyor.” deyince

“İstediği yere gitsin. Umurumda bile değil. Beni sen azdırdın.. Şimdi de sen doyuracaksın.. Becer beni.. Sik beni.. Ne istiyorsan onu yap… Ama ne olur beni böyle bırakma…” deyip yine boynuma sarıldı.

Kontrolü elime alıp dudaklarından kurtulup bu sefer ben onun boynuna, saç diplerine yumuldum. Nefesimle irkilip daha da tahrik olduğunu biliyordum ve sağ elim kısa geceliğinin üstünden göğüsüne yapışıverdi.

Yatmak için hazırlandığından sütyenini çıkarıp açık yakalı yumuşacık bir gecelik giymişti. Göğsünü kavrıyordum ama bu bana yetmiyordu. Elimi eteğinin altından sokup esneterek sıcacık göğüs altlarına ulaştım. Alttan kavradığım göğsünü kibarca ama artan şiddetle sıkıyor, bir parmağımı da zaman zaman göğüs ucunun üstünde gezdiriyordum.

O güzel dudakları bana ayak uydurmaya çalışıyor, bütün şehveti ve hırsıyla dudaklarımızı koparacak gibi birbirimizi emiyorduk. Ellerim göğüslerinde hoyratlaşırken bir anda

“Dur yırtacaksın…” deyip ellerimi itekleyerek kurtuldu. Elbisesini düzeltip saçlarını yukarıya kaldırdı. Boynunun arkasındaki iki düğmeyi açmam için oturduğu yerde yan döndü. Söylemesine gerek yoktu ve milisaniye içinde ikisini de açmış ve omuzlarından aşağıya kayışına rehberlik etmiştim bile…

Geceliğin içinde hapsolan göğüsleri zıplarcasına ortaya çıkmıştı. O anda tüm dünyanın duyabileceği bir şevk ve zevk çığlığı atabilirdim. Açığa çıkan göğüslerini kavramak için hamle yaptığımda kollarını göğüslerini kapatırcasına kendine sardı.

Tecavüz değil keyfini çıkarmak istiyor, gönlünün duygularının, yıllarca unuttuğu kadınlığının okşanmasını ve öyle açılıp kendini sunmayı bekliyordu.

Beklediğini yapıp bir centilmen olmak için biraz sakinleyip keyfini çıkartması ve zirveye yavaşça çıkmasını sağlamak için kendime hakim olmaya başladım.

Ellerimi omuz başlarını kibarca kavrayacak şekilde konumlandırıp boynuna dudaklarımı yaslayıp ufak öpücükler ve sıcak nefeslerle doldurmaya başladım. Bazen uzunca saçları engel oluyor, o zaman bir elimle saçlarını diğer taraftaki omzundan göğüslerine doğru akması için kılavuzluk yapıyor, göğüslerine değsem bile bunu kibarca yapıyordum.

Sırtında aşağılara doğru inmeye çalıştıkça huylanıyordu. Ve tüm duyguları iyice uyandığından sırtı dikleşip yay gibi oluyor, ellerimle kollarını dış taraftan kavrayarak hem sıkıp hem de okşayarak coşkumuzun artmasına yardımcı oluyordu. Sessiz bir hırıltı ve çoşkun bir şevkle dolduğu gittikçe belli oluyordu.

Gerçekten artık iyice azmıştı ve bu gevşeyip gittikçe sunmaya başladığı göğüslerinden belli oluyordu. Göğsünde sıktığı kolları artık bacak arasına kadar kaymış, doğal olarak göğüslerini de iki yandan ortaya doğru sıkıştırıp öne doğru fırlamalarını sağlamıştı. Kollarının açıldığını hissettiğimde sağ omzunun üstüne çıkan dudaklarım aşağıdaki muhteşem manzarayı görmemle heyecanımın bin kat artmasına sebep olmuştu.

Kollarından içeriye doğru yönelen ellerim, kibarca iki göğsünün de uçlarına da temas edecek şekilde alttan kavramaya başlamıştı. Heyecandan biraz terlemiş vücudu, ellerimin özellikle göğüslerinin altından kavramasına, kayarcasına o iki güzelim yuvarlağı taşsa da, avuçlarımın içine oturmasına yardımcı olmuştu. Alttan yavaş yavaş sıkarak masaj yapıyor, aynen sütün gelmesi için yapılan masaj gibi kibarca davranıyordum.

Çok azmış, hatta taş gibi olmuştum ama bu gecenin sert bir sikiş değil, öncelikle uzun zamandır hem ruhen hem de fiziken doyumsuz kalmış bir kadının sevişme ve tatmin gecesi olması için kendime hakim olmalıydım. Onun müsaade ettiği ve açıldığı zamanlarda okşayacak, hatta içini sonuna kadar dolduracaktım.

“Göğüslerim güzel mi?” diye kısık bir sesle sordu. Onay, şefkat, ilgi ve yalan da olsa bir sürü renkli kompliman bekliyordu. Halbuki hiç gereği yoktu ve ben de kulağına iyice yaklaşarak nefesimi de hissedeceği şekilde, ama kısık bir sesle,

“O kadar güzeller ki.. Avuçlarımın içinde iki adet ateş tutuyorum sanki.. Onları azıcık açılan göğüs dekoltenden bile görmek o kadar çıldırtıyordu ki beni… Şimdi burada yakından görmek, seyretmek… Bunlar avucumun içindeyken bana hissettirdiklerini tarif edemem. Bunu sen hissedemezsin. Çünkü tüm gün seninle beraberler ve sırf bu yüzden bile seni kıskanabilirim” dedim.

Bunu dinlerken gözlerinin kapandığını ve başının geriye doğru gitmesiyle hayalinde yaşattığını hissediyordum. Çok kısa bir sessizlikten sonra

“Bir de onları dudaklarımın arasında ve uçlarını emerken neler hissedeceğimi ve sana nasıl zevk vereceğini artık düşünemiyorum bile..”

Bu son tarif içindeki son kalan kısmı da ateşlemiş ve arzuyla büzdüğü dudaklarından bir nefeste çıkan bir sesle,

“O zaman ne duruyorsun? Alsana onları.. Em artık…”

Yan oturduğu koltuktan sırtını yaslamasına yardımcı olup hala sağ elimde olan göğsüne eğildim. Çok yavaş hareket ediyor, seyrederek yaşayacağı hazzın birbirini tamamlaması ve daha da sabırsızlanması için ağırdan alıyordum. Nefes alış verişi bir anda durmuş ve göğsünün biraz önce ayaklarına ve boynuna masaj yapar gibi öpüp emen dudaklarımla kavuşmasını bekliyordu.

Kavuşma direkt olarak orta boy, koyuca hareli ve ucu sertleşmiş meme ucunun dudaklarımın arasına gelmesi ile gerçekleşmişti. Aralanmış dudaklarımın arasında hafifçe emdim. Sonra da dilimle meme ucunu yeniden buluşurdum. Bu kez daha ıslak ve daha sertçe daha istekle ve daha açlıkla…

Aldığı zevkle inleyerek bir nefes koyuverdi. Sabırsızlıkla devam etmemi bekler hale gelmişti. Altından kavradığım elimle biraz daha dikleştirip bu sefer komple ucunu dudaklarımın içine emerek daha ıslak bir şekilde vantuzlamaya başladım.. Bunu devamlı miktarını ve şiddetini arttırarak yeniliyor, her seferinde daha da emip, ucunu dilimle damağım arasında kibarca ezip emiyordum.

“Ooff.. Çıldırtacaksın beni” diyebildi kısıkça.. Bunu bile sesini kontrol edemeyeceği korkusu ile birkaç seferde söyleyebilmişti. Sağ elini boynuma koymuş kontrolsüzce bastırıyor, parmaklarını kısa saçlarımın arasında gezdirip beni okşuyordu.

“Bunları süt doluyken yapabilmeyi o kadar çok isterdim ki..” deyip yeniden önce sağ sonrada dışından kavrayıp bana doğru yönlendirdiğim sol göğüs ucuna yapıştım. Artık daha sertçe ve şevkle emip yalıyordum. Yalamaya doyamıyor, bir ona bir ona, sanki birbirlerini kıskanmalarına fırsat vermemek için çabalar gibi yetişmeye çalışıyordum.

Bütün yüzüm kendi tükürüğümle ıslanmış, artık aralarında kayarken bile onları ezip masaj yapar hale gelmişti. O başımı iki eliyle kavramış artık yukarıya tekrar dudaklarına çıkarmaya çalışıyordu. Sonunda buna izin vererek yukarıya dudaklarına çıkıp bana yumulmasına izin verdim.

Çılgınca dudaklarımı emiyor, yalıyor dilini içine sokuyordu. Ben de uzattığı dilini hafifçe emerek ona yardımcı oluyor, yavaşlamasını fırsat bilip bu sefer de ben onunkileri emip yalıyor ve dilimi içine sokuyordum. Nefeslenmek için ayrıldığımızda yüzüne bakıp

“Senin nereni daha çok seviyorum bilemiyorum ama dudaklarımı ve dilimi her yerine değdirip yalamak ve lezzetini tatmak istiyorum” deyip tekrar göğüslerinin arasına daldım.

Bu sefer önünde diz çökerek bacaklarının arasına girmiştim. İki elimle kenarlarından kavradığım göğüslerini ortada sıkıştırıp birer birer uçlarını yalayıp emiyor, sonra iyice birbirlerine sıkıştırıp iki ucunu da aynı anda yalamaya çalışıyordum.

Sonunda iki göğsünü de sıkıştırmayı bırakıp arasını öperek aşağılara inmeye başladım. Göbek deliğine yaklaştığımda bir anda huylanıp öyle bir kasıldı ki, hem elleriyle başımı kavrayıp karnından uzaklaştırmak için iterek yukarıya çekiyor, hem de bacaklarıyla omuzlarımdan kontrolsüzce sıkıştırıyordu.

Yüzümü yan çevirip göğüslerinin arasına yaslayıp biraz dinlenirken, onun da sakinleşmesini bekledim. Bacakları gevşeyince yeniden öpücüklerle ama bu sefer huylandırmamak için daha sertçe bastırarak aşağılara inmeye başladım.

Kasılsa da artık daha az tepki veriyor ve bu adımın da keyfini çıkartmaya çalışıyordu. Oturduğundan katlanıp kat yapmış göbeği, doğumların verdiği şişlik ve fazlalıklar dudaklarımın altında eziliyor, külot lastiğiyle göbek deliği arasını şenlendiriyordu. Elleri artık başımın iki yanında kulaklarımdan kavramış şekilde benim yolculuğuma bazen izin verip bazen de engel olurcasına yön verip durumunu kontrol ediyordu.

Dudaklarım ve dilim zaman zaman küloduna kadar geliyor ama onun zorlaması ile yine yukarıya yöneliyordu. Hiçbir Victoria Screet koleksiyonu şu anda benim önümdeki pamuklu uçuk pembe külot kadar seksi ve güzel değildi.

Başımı ellerinden kurtarıp ayrılmış bacaklarından geri çekildim. Sol ayağını yeniden ayak bileğinden tutup yukarıya kaldırdım ve direkt olarak parmak uçlarını yüzüme, dudaklarımın arasına getirip öpüp emmeye başladım.

Hem bunu yapıyor hem de göğüslerini ve daha yukarıda beni ve yaptıklarımı ilgi ve şehvetle seyreden gözlerini görüyordum. Gözleri kısılıyor, bazen zevkle kapanıp, sonra da bir saniyesini bile kaçırmamak ister gibi yine bana, dudaklarıma ve emdiğim o güzel parmaklarına odaklanıyordu.

Başka bir dünyada gibiydik ki değildik ve bir anda koridorun ışığının yanması ile panikle yerimizden sıçramamız bir oldu. Annesi aşağıya inmişti ve balkona doğru yarı uyuklar şekilde sallana sallana geliyordu.

Hemen salıncağın altından duvarın kenarına doğru yuvarlanıp boylamasına salıncağın gölgesine saklandım.

“Çabuk yat ve uyuyormuş gibi yap…” diyebildim kısık bir sesle… Yan yatıp göğüslerini anca kapatmıştı ki annesi kapıda belirdi. Net göremeyen gözlerle

“Gül?” diye seslendi. Gördüğü karanlığın kim olduğunu net seçemiyordu.

“Evet anne, benim” dedi titreyen sesiyle. “Ne oldu?”

“Kızım baktım yoksun merak ettim… Burada m uyuya kaldın? Hadi kalk yerine yat, üşürsün.” dedi.

“Annecim, çok özlemişim.. Biraz daha burada yatayım, sonra gelirim” diye cevap verdi. “Sen yat. Merak etme, iyiyim ben…”

“Kızım üstüne bir şey ört. Üşürsün hasta olma sonra.. Dur şu pikeyi al bari üstüne…” deyip kenardaki örtüyü getirip üstüne örttü. Başına bir öpücük kondurup arkasını döndü, çıkarken bir anda dönüp beni kastederek

“Odası rahattır değil mi? Uyudu herhalde” dedi.

“Evet anne, baya oldu yatalı.. Yorgunlukla rakı uyuttu onu da, sen merak etme” deyip geçiştirdi.

Işığı söndürüp merdivenlerden yukarı çıkışını gördükten sonra saklandığım yerden çıktım. İkimiz de derin bir oh çekmiştik. Ayağa kalkmadan yine yerde oturuyordum, Gül salıncakta oturur pozisyona gelince gülerek bana baktı ve

“Uuff baya yakalanıyorduk.. Kalbimin sesini duyacak sandım” dedi.

“Sen ne diyorsun? Ben arkada eridim adeta… Az daha rezil oluyorduk.” dedim. “Şehvet falan kalmadı. Resmen çüküm içine kaçtı” dedim. Gülerek

“Aaaa olmaz ama… Daha yeni başlamıştık” dedi şımarıkça.

“O zaman nerede kalmıştık?” diyerek yine bacaklarının arasına girdim. Tam iki bacağını ayırırken

“Böyle rahat değilim, iki büklüm oldum… Senin de dizlerin acıyacak.” deyip ayağa kalktı ve salıncağın minderini hemen önünde usulca yere indirdi. Muzipçe bir gülümsemeyle

“Dişi kuş yuvayı yapar” dedi. Sanki onsekizlik kız gibi konuşuyordu. Öyle de hissettiği belliydi ve minderin üstüne sırtüstü yattı.

“Ve erkek kuş da onu yalar” deyip bacaklarının arasına gelecek şekilde ben de yüzüstü yattım. Karnına doğru çekip kıvırdığı bacaklarıyla kasıkları ve vajinasını örten külodu tamamen gözümün önündeydi artık.

İleri doğru bir hamle ile kibarca bacaklarının içlerini kasıklarına doğru öpüyor hafif hafif emiyordum. Arada bir de içinden sızanlarla ıslanmış külodunun üstünden dudaklarımı yaslayıp hem kokluyor hem de öpüyordum. Artık yıllardır öpülüp yalanmamış kasıkları buna da alışmış, bacakları yapacaklarıma izin verir şekilde daha da açılmıştı.

Kalçalarının iki yanındaki lastiklere taktığım parmaklarımla yavaşça külodunu çekmeye başladım. Utangaçlıkla tereddüt ediyor, bazen kalçalarını bastırıp belinden lastiğinin inmesine, sonrasında da dışarıya doğru açtığı bacakları ile külodunu çıkarmama engel oluyordu.

Başımı biraz kaldırıp yüzüne baktım. Boynunu bükerek olabildiğince başını kaldırmış yaptıklarımı seyrediyordu. Kibarca ve sakince

“Merak etme.. İstemiyorsan daha ileriye gitmeyelim” dedim.

“Hayır… Çok istiyorum… Sadece biraz.. Utanıyorum… Bir de acımasından…” deyince yerimde doğrulup salıncaktan aldığım yastığı boynunun arkasına destek yapıp rahatlamasını sağladım ve

“Gül, hayatım.. Bırak sana bu zevki yaşatayım.. Seyret ve zevkini çıkar…” deyip yeniden tuttuğum külodunu yukarıya doğru kaldırmaya başlayıp otomatik olarak dikilen ayaklarından kayışını seyretmeye başladı.

Artık bir elimle bacaklarını dik tutuyor diğeriyle dizini de geçmiş olan külodunu yukarıya doğru çekiyordum. Önce biri sonra diğer ayağından kurtulan külodunu usulca yandan yere doğru bıraktığımda artık önümde öperek ve yalayarak kat edilecek iki bacak vardı.

Sol bacağını sağ omzuma alıp kolumla kavrayıp sağ ayağının tabanından öpmeye başladım. Kıvırılan bacağından gözüm tüysüz vajinasına takılıyor ama ulaşmak için acele etmiyordum. Bileğini ve diz kapağına kadar inen dudaklarımla eğilip kalkıyor, aynılarını da sol bacağına yapmaya başlıyordum. Artık ikisini de baldırlarının içlerine kadar yalayarak geldikten sonra yine kasıklarının önünde yerimi aldım.

Bu sefer iki bacağı da iyice açılmış ve kadınlığının en mahrem en kutsal yerini tüm güzelliğiyle gözlerime sunmaya başlamıştı. Yüzüne baktığımda gözlerini utanarak kaçırmış, bacaklarını açarak kendini, cinselliğini bu kadar ortaya sunmasından hem zevk almış hem de utanmıştı. Bu anın hemen geçmesi için sabırsızlanıyordu ve bana bakmadan

“Hadi.. Utandırıyorsun beni…” dedi.

“O kadar güzel ki… Seyretmesi bile yeter…” diyerek gerçekten davetkar duran hafif aralanmış dış dudaklarının içinden pembe pembe göz kırpan iç dudaklarını ve klitorisinin ucunu görebiliyordum. Epilasyonlu olduğu belli olan bir pürüzsüzlükle gerçekten başka bir tarifi olamayacak harikulade bir yasak meyveydi.

Dudaklarımı direkt olarak klitorisinin ucunun gözüktüğü üst kısmını komple arasına alacak şekilde yapıştırdım. Nefes alışverişi bazen duruyor bazen sıklaşıyordu. Biraz dudaklarımın arasında tutup dilimi de ağzımı ayırmadan iki dudağının arasına sokmaya başladım. Yukarıya doğru kıvırdığım ucu klitorisine baskı yapıp yukarıya doğru sıkıştırıp sonra biraz daha derine girmeye çalışıp tekrar aynı hareketi yapıyordu.

Artık nefesi değil inlemesi geliyordu kulağıma, üst taraftan ayrılıp bu sefer iki elimle yavaşça ayırdığım arasına soktum dilimi… Olabildiğince uzatıyor, benim dudaklarım onun iç dudaklarını ayırarak içine giriyor, dilimse yine ulaşabildiği en derin noktadan kıvrılarak yukarıya dışarıya doğru geliyordu.

Kasılmaları artıyor ve gelmek üzere olduğu hissediliyordu. Alttan kalçalarını da ayırır şekilde tuttuğum ellerimle vajinasını olabildiğince ayırmış, sırasız ve değişken bir şekilde dış dudaklarının içini yalayıp, iç dudaklarını dilimle üst dudağım arasında ezerek, zaman zaman da yüzümü olabildiğince bastırarak klitorisine kadar çıkıyordum. Kasılmaları son raddeye geldiğinde bir anda ılık pınarlar gibi akıntı yüzüme doğru gelmeye ve dilimin üstünden dudaklarımın arasından ağzıma dolmaya başladı.

Kasılmaları ve kalçasının kontrolsüzce sallanması ve bacaklarının arasında sıkışan başımla uzun zamandır yaşayamadığı ilk orgazmını kontrolsüzce, sarsılarak yaşıyordu.

Son birkaç istemsiz kasılmasını hareketsizce bekleyip yavaşlar yavaşlamaz daha bir iştah ve şevkle, daha bir şehvetle, sertçe dilimle becermeye başladım. Artık bir parmağım da ufak ufak yardımcı oluyor, ıslanmış delikten içeriye her seferinde daha derine girecek şekilde yol alıyordu. Yeni boşalmış olmasına rağmen hemen yine zevklenmeye başladığı belliydi.

Zevk sularıyla ıslanmış yüzümü gömüldüğü kasıklardan çıkartıp göğüslerine doğrulduğumda hala sağ elimin orta parmağı içinde ve neredeyse dibine kadar girmiş şekilde kıvrılmış ucuyla var olup olmadığı tartışılır G noktasını ararcasına vajinasının ön duvarındaki her noktaya baskı uyguluyordu.

İnlemeyle biten nefes alışları iyice artmıştı. Sadece ohh ve ıhh sesi çıkartabiliyordu. Göğsünü emmek için iyice üstüne abandığımdan bir eli ancak sırtıma diğeri de ancak karnımla kasığım arasına ulaşabiliyordu.

Ellerinin arayışını bitirmek için göğüsünden ayrılıp yüzüne doğru üstünde yükseldiğimde şortumun içinde taş gibi olmuş, saatlerdir çıkıp coşmayı bekleyen penisimi kavradı. Acemice ve kontrolsüz bir şehvetle şortumun üstünden iyice kavrayarak sıkıp duruyordu. Hırıltılı bir sesle

“Çıkart onu.. İstiyorum… Ben de onu yalamak istiyorum” dedi.

Parmağımı vajinasının içinden çıkartıp dizlerimin üstünde dikilince o da yattığı yerden kalkıp şortumu aşağıya doğru çekmeye başladı. Sertleşip kalkmış penisim takıldığından inemiyor, o da zorlayıp duruyordu. Bu bana acı verse de hırsımı ve azgınlığımı daha da arttırıyordu. Sonunda benim de ufak bir düzeltmemle, kazık gibi olmuş penisim açığa çıktı ve şehvetle yutmak istercesine dudaklarının içine ağzına alıverdi.

Gerçekten arzuyla ve şevkle emiyor, biraz da canımı acıtıyordu ama artık onu durdurmakta istemiyordum: Nefeslenmek için ayrıldığında

“Biraz daha sakin ol güzelim…” dedim gülerek. “Merak etme seni dibine kadar doyuracak… Ve o sadece senin bu gece…”

Hafifçe utanıp kızararak kendini yine sırtüstü attı. Kıvrık bacaklarını ayırarak tüm güzelliğini ortaya sererek

“Hadi sik beni.. Ne olur… Lütfenn…” dedi.

Bacaklarının arasına eğilip ağzımda biriken tüm tükürüğümü ona belli etmeden vajinasının dudaklarının üstüne bıraktım. Bacaklarının arasında yerimi alıp sol kolumla sağ koltuk altından yere yaslayarak tüm ağırlığımı verdim. Sağ elimle kavradığım penisimin başını vajinasının dudaklarına ve girerken kayıp canını acıtmasın diye üstüne bıraktığım tükürüğüme sürtttüm. Bu hareketim onu daha da ateşlendirmişti. Yavaşça aletimin başını dudaklarının arasından içeriye itiverdim.

İstemsiz bir şekilde heyecan ve korku ile öyle kasılıp duruyordu ki daha başını bile sokamadan ıslanmış kadınlık organı kasılıyor, kapanıp duruyordu. Biraz daha alışması için yavaş yavaş sürterken bir anda sadece başı girecek şekilde sokuverdim.

Bir anda sesi ve nefesi değişti. Ona sanki tüm içini doldurmuşum gibi geldiğine emindim. Biraz bekleyip kasılmaları azalırken ve her kasılma arasında biraz daha, biraz daha penisimi içeriye zorlarken neredeyse yarısına kadar girmiştim.

Yıllardır ayak parmaklarından başlayıp ayaklarını, göğüs dekoltesini, hatta koltuk altından bazen gözüken göğüs beyazlığından tahrik olup masturbasyon yaptığım, tatillerde ve normal zamanlarda çektiğim resimlerle koleksiyonumda olan ulaşılmaz Gül, bu gece altımda ve her yerini bana sunmak için sabırsızlanan bir kadındı. Hatta penisim vajinasının yarısına kadar girmiş birazdan onu inlete inlete zevkin doruklarına çıkartıp, yalanırken bile boşalan bu kadını çılgınlar gibi orgazm etmeye hazırlanıyordum.

İçinde dünyalar vardı, eminim. Ama bu yetmeyecekti ve dahası da vardı. Biraz geri çekilerek başını içinden çıkartmadan yine yarısına kadar yavaşça sokuyor, çok yavaş bir tempoda sikiyordum. Artık alıştığına kanaat getirdiğim dört beş giriş çıkıştan sonra biraz daha içeriye girdim.

Daha derine girince biraz daha yukarıya doğru çıkıyor ve nefes alışverişi artıyordu. Dudaklarının arasından

“Oohh çok güzel… Harika bir şey… Durma ne olur…” diye mırıldanıyordu.

Üstüne komple uzanıp ağırlığımı dengeli bir şekilde üstüne verip biraz ezip aynı zamanda da belimi kasıklarına göre ayarlayıp kulağına eğilip

“Merak etme daha hepsi girmedi… Birazdan dibine kadar sokacağım ve seni inlete inlete sikeceğim… Bu gece esas şimdi başladı” dediğimde büyük bir zevkle ohhh çekti.

Daha sözüm biterken gerçekten penisimi kalçalarımı kaldırarak geri çekip bu sefer neredeyse dibine kadar sokmaya başladım. İçgüdüsel olarak yukarıya doğru kaçmasını koltuk altlarından geçirip omuzlarından kendime doğru çekerek sınırlandırıyordum.

Bir kaç saniye içinde tutup yeniden, yavaşça bir tempo ile başını çıkarmadan sikmeye başladım. Gerçekten yavaştan başlamış, her seferinde biraz daha hızlanarak sikiyordum. Artık orta bir tempodayken kollarımın üstünde dikilip her girişimde sallanan göğüslerini seyretmeye başladım. Benimle birlikte onlar da tempoya uymuş, yana doğru açılmış şekilde yüzüne doğru gidip gelerek dalgalanıyorlar ve bu da beni çıldırtıyordu. Seks esnasında seyretmesi en güzel şeydi.

Daha da dikilip dizlerimin üstüne kalktığımda bacaklarını da dizlerinin arkasından kollarıma takıp canını acıtmayacak şekilde dikip sikmeye devam ettim. Gelmek üzere olduğumu hissettiğimde içinde hareketsiz kalıp yine yakaladığım bir ayağına dikkatimi verdim. Vajinasındaki kasılmalarını penisimde hissettiğim halde ayağını yalayıp öpmeye başladım. O da kısılmış gözleriyle beni seyrediyor ve hala onun her parçasıyla böyle ilgilenmemden daha da memnun şekilde seyrin ve dudaklarımın keyfini çıkartıyordu.

Kastığım kasıklarım ve birleşik penis ve anüs kaslarından dolayı öğrendiğim teknikle boşalma hissim geçince yeniden bacaklarını indirip ağırlığımı kollarımın üzerindeyken kasıklarına vererek bu sefer daha hızlı ve sert sikmeye başladım. Artık her seferinde şap şap sesleri çıkıyor, duyulmaması için biraz kalçamı sağa sola oynatıyor, böylece penisim de içeride rahminin tüm duvarlarına ve dibine kadar hazzı hissetmesini sağlıyordu.

Nefes nefeseydim, durmadan kulağına fısıldıyordum,

“Daha… Biraz daha var… İşte… Şimdi dibine kadar gireceğim, sakın bağırma, çığlık atma…” dedim ve daha ona bir şey söyleme fırsatı dahi vermeden, hızla girdiğim halde sonuna doğru yavaşlayıp, yavaşça penisimin başı artık kadınlığının en dibini, kasıklarım vajinasının dudaklarını iyice ezdiği noktaya kadar sokup bastırmaya başladım.

Esasen daha önce girdiğim noktada dibine yaslandığını hissediyordum ama artık kanırtmak ve dibine kadar girmek istiyordum. Bu hamle gerçekten gözlerinin faltaşı gibi açılmasına sebep oldu ve neredeyse gerçekten çığlık atmasına ramak kala geri çekip biraz soluklanmasını bekledim.

Biraz rahatladığında yeniden orta bir hızda sikmeye devam ediyordum ama benim de kollarım yorulmaya başlamıştı. Gelmek üzere olduğu kasılmalarından belli oluyordu ve boşalmaya başlarken tekrar en dibine kadar birkaç kez bastırıp komple dışarıya çekip içinden çıktım. Bu hareketim öldürücü darbe olmuştu Gül için… Kasıla kasıla sırtüstü yattığı yerde titreyerek boşalıyordu.

İçinden çıkan penisimle vajinasından bir boşalma sesi gelmiş ve bacaklarını kapatıp bir anda top gibi olmuştu. Oturduğum yerden onu seyrediyordum, biraz şoku geçince dirsekleri üstünde kalkıp bana

“Neredeyse ağzımdan çıkacaktı… Ooff neydi o öyle? Hiç bitmeyecek sandım…” dedi. İsterik bir halde yarı gülüyor yarı baygın ve azgın gözlerle bakıyordu. Penisim hala dimdik ama kızarmış ve ıslaklıkla pırıl pırıl parlar bir halde yanında duruyordu. Bir anda

“Dur teşekkür edeyim şu yaramaza…” deyip eğilip ağzına aldı. Ucunu ve ancak yarısını ağzının içine alabiliyordu. Birazdan nefeslenmek için yeniden kendini sırtüstü mindere attığında,

“Bitti sanmıyorsun herhalde… Değil mi canım?” deyip onu sekste en sevdiğim pozisyona hazırlamaya başladım.

Acemice ne yapmasını istediğimi anlamaya çalışıyordu. Sonunda sol tarafına doğru yatırıp sol bacağını altımda, sağ bacağını da sağ elimle ayırır şekilde yatırıp tükürüklediğim penisimi sıvazlayarak içine bir hamlede soktum. Zaten spermlerim hala içinde olduğundan kayarca girip çıkıyordu.

Artık daha hızlıca ama kırmadan bir tempo tuturmuştum. Bazen dibine kadar giriyor bazen ucunu bile çıkartıp tekrar sokuyordum. Göğüslerinin sallanmasını seyredip avuçluyor, gittikçe azıyor, azdıkça daha hırsa ve şehvetle sikiyordum. O da gözlerini tamamen kapatmış, kontrolü bırakmış bir şekilde her noktasında hissedeceği bir şekilde sikiliyordu. Bu sefer kendimi tutmayacak ve boşalacaktım. Artık patlamak üzereydim ve nefes nefese bir şekilde zorla

“Nerene boşalayım? İçine mi? Yüzüne mi?”

“Hem içime istiyorum, hem de yüzüme…” dedi kesik kesik… Benden duyduğu sözler iyice azdırmıştı. Gittikçe artan bir sertlikle, dibine kadar bastırarak sikmeye devam ediyordum. Biraz daha uzatmak için elimden geleni yapıyor, Gül’ü daha da çok tahrik etmek için,

“Şimdi sikerken amının içine fışkıracağım… Sıcaklık hissedeceksin… Sonra da çıkartıp kalanını dudaklarına ve yüzüne fışkırtacağım” diye diye, tüm duygularını altüst eder şekilde tahrik eşiğini yükseltmek için çabalıyordum.

Gerçekten kasılmaya başladığımda dibine kadar bastırıp önce çok şiddetli olmak üzere iki kere fışkırdım. Gerisini yüzüne boşaltmak için penisimin dibinden sıkarak içinden çıkarttım. Telaşla Gül’ü sırtüstü döndürüp karnının üzerinden göğüslerinin arasına oturttuğum penisimi başıyla yüzüne boşaltıverdim. İki defa içinde fışkırttığım halde yaşadığım hazdan olsa gerek inanılmaz bir şiddetle ve aşırı miktarda boşalıyordum.

Sol elimle yukarıda tuttuğum başını bırakmamıştım. Tüm yüzü spermlerimle dolmuştu. Gözkapağı bile yapışmıştı. Ama o hayatında ilk defa bunu yaşadığı halde hiçbir iğrenme belirtisi göstermeden, olanların her saniyesini seyredip zevkini çıkarmaya çalışıyordu.

Yine gelmek üzereydi ve sadece sikilmekten ziyade biraz önce ahlaksızca söylediklerim ve içine boşalan penisimin verdiği zevk ve yüzüne gelen spermler onu daha da azdırıp yeniden zirveye taşıyordu. Aşağıdan vajinasına uzattığı elini vibratör gibi çalıştırarak klitorisine masaj yapıyordu.

Eğilip spermlerime bulanmış dudaklarına öpücük kondurup oradan yine yayılmış göğüslerine indim. Spermli dudaklarım uçlarında kayıyor ve doymamış bir açlıkla yeniden emiyordum. Yanına uzanıp hala bir göğsünü emerken diğer elim onun elinin yanına indirip onun da parmağını yönlendirerek ikimizin aynı anda içine girmesini sağladım. Dışarı çıkmaya başlayan spermlerim daha uyarıcı ve kayganlaştırıcı oluyordu.

Sonunda olduğum yerde doğrulup dönüp bu kez ters bir şekilde başımı bacaklarının arasına sokup yalamaya başladım. Yine inlemeye, karnı hızla inip kalkmaya başlamıştı. Dilimi sokmam ve parmağım yetmiyor daha çok emmek istiyordum. Hızlıca bacaklarının arasına girip yeniden emmeye başladım. Bir taraftan da penisimi yeniden sıvazlıyor, hala koruduğu sertliğini biraz daha arttırıyordum.

Tekrar girebileceğime kanaat getirince yeniden bacaklarını kollarıma alıp kendime çekip bu sefer tek hamlede içine giriverdim. Yeni boşalmışken yeniden sertleşip içine girmeme şaşırmış, ama buna memnun olmuş bir şekilde göğüslerini sıkıca tutup kendini tümüyle bana bıraktı.

Artık hiç aralık vermeden dibine kadar girip çıkıyordum. Gül bundan zevk alıyor ve çıldırıyordu. Göğüslerini sıkıp, kendini yalamak uzattığı dudak ve dil ucuna yetiştirmeye çalışıyor, kendi meme uçlarını emmesine yardım ediyordum. Yüzünde hala kalan spermlerimi alıp dudaklarına sürüyor, o da parmağımı deliler gibi emiyordu.

Yeniden kasılmaya başladığında ben de neredeyse boşalmak üzereydim ve bu sefer kasılmaları esnasında durmamış, sikmeye devam etmiştim. Titriyor, kasılıyor, sırtı bazen kambur, bazen yay gibi oluyor ama ben durmuyordum.

Altımda çırpınıyor, aşırı zevkten kaçınmaya çalışıyordu. Ama bacakları kollarımda, onun kollarını da bileklerinden tutup kendime çekerek son noktasına kadar sikiyordum.

Artık ben de tekrar gelmek üzereydim ve bu sefer çıkıp göğüslerinin arasında testislerimi oturtttum bir güzel… Yine başını arkadan destekleyerek ağzının içine sokup birkaç defa gidip geldim. Şişen başı bütün ağzını doldurmuşken fışkırarak boşaldım. Önce tereddüt etti. Ama sonra vakum gibi emerek tüm spermimi boşaltıp yuttu.

Son damlası ağzının içine aktığında zorla da olsa titreyerek üstünden kalkıp salıncağa oturdum. Hala deli gibi nefes alıyor, üst üste böyle boşalmama sebep olan bir seksin verdiği hazzı yaşıyordum.

Gül tamamen bitmiş ve teslim olmuş bir şekilde sırtüstü yatıyor, gözünü tavana dikmiş bir şekilde sessizce soluklanmaya çalışıyordu.

Bir süre ikimiz de konuşmadık. Sonrasını da düşünmedik. Sadece yaşadığımız inanılmaz seksi ve tatminin hazzın tadına varıyorduk. Sonunda ilk o konuştu;

“Eee..? Ben neyapacağım şimdi? Her yerim yapış yapış…”

Bunu söylerken oturur vaziyete gelmiş, bir eli vajinasından hala sızanları tutmaya çalışıyor, diğeri de göğüslerini alttan sıvazlıyordu. Oturduğum yerden kalkıp elimi uzattığımda tutundu ve çekerek ayağa kaldırdım.

“Uuff akıyor, akıyor…” diyerek panikle yetişebilmek için eğilip bacaklarına akan spermleri engel olmaya çalışıyordu. Kasıklarına doğru çıkan elini üstünden kavrayıp elini itip

“Bırak aksın… Hoşuna gitmiyor mu?” dedim ve yüzüme bakarken bir anda büyük bir şehvetle dudaklarına yapışıp öpmeye başladım. O seksin ve ve orgazmların üstüne bu şehvet gerçekten çok özeldi. Bir süre ayakta bu şekilde öpüşüp birbirine yapışmış vücutlarımızı ayırdığımızda ikimizi de bir gülme tutmuştu.

“Bu saatte banyo yapamam, ne yapayım?”

“Islak havlu ile silelim seni…”

Gül sperme bulanmış minderin arkasını çevirip sererken ben de şortumu giyip sessizce banyoya yöneldim. Işığı yakmadan girdim ve yüz havlusunu kısık suyla ıslatıp sıkıp yine balkona döndüm. Saçını başını düzeltiyor ama üstü hala çıplaktı ve açıkçası biraz daha zaman olsa yine yapardım.

“Sakın çığlık atma sıcak suyla ıslattım ama soğumuştur… Başka da yolu yok bu saatte canım…” diyerek üşüyüp irkilmesine fırsat vermeyecek şekilde şefkatle vücudunu silmeye başladım.

Donup kalmış beni izliyordu. Onca sevişme ve tatminden sonra dönüp gitmeyerek ona bebek gibi hizmet etmeme hem şaşırmış hem de duygulanmış şekilde seyrediyordu.

Her yerini silip temizledikten sonra giyinmesine yardım ederek beraberce koridorda merdivenlerin başına kadar geldik. Hala el eleyken dönüp dudaklarımdan kısa ama yumuşacık bir öpücük kondurup alelacele merdivenlerden çıktı. Çocukları kontrol ettiğini tahmin ediyordum ve tuvalete girip çıkmasını sessizce bekledim. Annesi sese uyanmış, konuşuyorlardı

“Uyuyakalmışım, şimdi çıktım… Hadi iyi geceler…” deyince ben de odama süzülüp kapıyı sessizce kapattım. Yatağa yattığımda çok yorgun ama çok zinde, aşırı tatmin olmuş ama hala yaşadıklarımın etkisiyle çok şehvetli ve belirsiz duygular içinde dönüp sızdım.

Sabah ufaklıklardan birinin beni dürtmesi ile uyandım. Belli ki annesi göndermişti.

“Abi uyan uyan…” diyordu. Ben gözlerimi açınca da yarım yamalak “Anneee, uyandı” gibisinden bir şeyler haykırarak odadan çıktı. Arkasından pırıl pırıl bir yüzle neşeli bir ses odaya girmeden kapıdan bana sesleniyordu. Sanki bütün gece benimle sevişmemiş, orgazmdan orgazma koşmamış gibi… Dinç, diri, canlı bir kadının sesiydi…

“Uykucuu… Kalk artık, sofra hazır seni bekliyoruz…”

Kalkıp hemen duşa girdim. Hızlı bir yıkanma ile temiz şort ve tshirt giyip balkona çıktım. Masaya çoktan oturmuş ev ahalisinde serin yaz sabahı mutluluğu vardı Ama Gül bir başka parlıyordu. Sanki bir gün önce bütün yol boyunca benimle sohbet eden o yorgun ve tükenmiş Gül gitmiş, yerine bir başka kadın gelmişti.

Gerçekten güzel, doyurucu, tatmin edici bir seks kadınları inanılmaz güzelleştiriyordu.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


  • 0

Abimin Arkadasi 1 [C]ALINTI

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Abimin Arkadasi 1 [C]ALINTI

tekrar selam arkadaşlar ümit abiden sonra amca oğlumun beni sikşi. ümidin çağırmasıyla içeri giren suat vay vay vay bizim ipne amca oğluna bak dedi elim ayağım boşaldı korkudan ne yapacağımı şaşırmışdım hiç sesim çıkmıyodu suat korkma zevk alcaksın dedi ve yavaşca pantolonu indirdi aldındaki kilodu da indirdi yarrağı kazık gibi duruyodu ümide teşekkürler ediyodu beni yanına çağırdı abi bunu neden yaptın dedim suat tam bi götcüdür dedi ondan önünde diz çöktürdü hadi bakalım kuzen yap orospuluğunu dedi yala lan topppp deiye saçlarımdan tutum gırtlağa kadar sokmaya çalışdı bende başladım yalamaya imit abiye şuna bak karı gibi yarrak yalıyor bu götveren diyor imit ise sikerken götünü gör bide dedibana 10 dk bıraktırmadan yarrağını emdirdi taşakklarını yalattı imüt soğaata dönüp hadi oğlum şu piçi domaltda sen sikerken benimkini yalasın dedi abi diye bildim sadece istememişdim o an aslında suatda isterse yalamasın diyip domaltdı beni ümit anasını sikerim bu topun o zman diyip yarrağını ağzıma verdi suata sen daha girme dedi ben yalamaya devam ederken suat da götümü deliğimi kalçalarımı emiyor yalıyor dilini deliğime sokmaya çalışıyodu (deliğin yalanması en zevklisiydi ) ağzımda yarrak varken suata sok şu piçe zamanı geldi diyip ellerini başıma koydu kafamı çekmem izin vermiyodu abiiiiiiii diye içimden bağırıyodum suat soluksuk kremlediği yarrağı soktu götüme miğdeme kadar değdi sanki ümidinki kadar kalın değil ama onunkinden uzundu suathafifi ayağa kalktı dizleri kırık vaziyette girmeye bşaladı ban ben domalık veziyette ümidin yarrağını yalıyodum yala yala diye mırıldanıyodu suatsa ilk defa göt sikiyomuş gibi girip çıkıyordu ulan amca oğlu ulan amına koduğumun çocuğu böyle güzel götün vardı neden siktirmedin kendini götveren bana diyip yarrağını köklüyodu bana benm ise yaladığım yarrağı taşaklarından başladım dilimle tek seferde kafasına kadar gelip teşekkürler abi dedim merak etme dahha çok zevk aldırcam sana diyip saçlarımı okşuyodu bu arada amca oğlum bu piçin annesinin götüde çok güzel ümit dedi onuda sikelim dedi ümit ayıp olur ya senin yengen amcanın karısı dedi o da ne olacak bu piç götverende amca oğlum diyip götümü tokatlıyodu suat ben arkadan girerin sen amından sikersin alıştırdıkmı beraber sikeriz diyodu ben resmeniki katzevklenmişdim hem götümü çok sallıyodum hem yarrağı daha iyi yalıyodum ümit ne o hoşunamı gitti annenin sohbeti dedi hafifden kafamı salladım orospu çocuğu dediiii ağzıma soktu yarrağı ve bana köz kırparak hayr olmaz o iş bu ipne bize yeter dedi suata abiiii dedim suslan amın oğlu diyip bastırdı suada da dönüp boşal artık sıra bende dedi az sonra suat içimedöllerini bıraktı ve gidip yarağını yıkayıp geldi önüme geçip yalda yine kalksın dedi bu günlük yeter çok kötü oldum dedim o ne o benim yarrağı beğenmedinmi ipne verdi ağzıma arkamda ümit sokayımı dedi sok abimmm dedimmm ilk olduğundanmı bilmem ama onun yarrağından başka yarrak aklıma gelmiyodu ya o beni kanıttıra kanıttıra sikiyodu neyse ümit de içime boşaldı ve yeter bu kadra diyp suatı da beni de gönderdi evden çıktık gittik o ayrı yola ben ayrı yola bi baktım arkamdan ümit geliyo efendim abi dedim döndük onun evine içeri geçtik hiç oturmadan len ipne sen annenin sikilmesini izlemekmi istiyon dedi ben şey falan derken elini pantolandan sokup götümü okşuyodu çöz pantolonunu dedi çözdüm arkama geçip dayadı kulağımı emiyodu duvara yapışmışdık ikimizde hala yarrağı sertdi götümde hissediyodum o ensemi yalayışı kulağımı emişi anneni siktirmek istiyomusun piç bu yarrak annenede girsinmi abiii yaaa falan demeye başladım serhoş gibi olmuşdum bu sefer kendi pantolonunu da indirdi yarrağı öle dayamaya başladı ensemi falan yalamaya devam ediyor kudurdum artık yalvarmaya başladım sok yarrağnı abimmmm sok kökle içime sik beni abiiii sikk demeye başladım anneni siktircenmi dedi abiii beni sik lütfen dedimm sik beniiiio ise annenide sikmek istiyorum özellikle suatın yanınmda hayr dedim sadece ben bilip ben sikcem dedi ağzımdan kaçı verdi nasıl olcak ki annem siktirmez kendini ha şöle yola gel orospu çocuğu dedi abi sik artık ne olursun dedimm sikcem bekle götveren sen kabul ediyormusun dedi ben söleyemem dedim o söylemiceksin ki dedi yarrağını yavaş yavaş sokmaya başladı can alıcı noktamı biliyodu heristediğini yaptırır artık bana nasıl olacak abi dedim içecek her hangi bişeye uyku ilacı koyacaksın dedi bu arada da sikmeye başladı beni o her giriş çıkışında ben evet evet evet diye inliyodum tamam lan oropu çocuğu deyip çıkardı yarrağüı abi çıkarma sik lütfen dedim önüne eğildim yalamaya falan çalıştım topladı kendini iyi düşün annen uyuyor olacak hiç öğrenmicek sende yarraksız kalmıcaksın dedi ve sanırım yarraksız kalmak daha ağır bastı ve kabul ettim bu konuyuda bi sonraki sefre anlatcam ben bile hayran kaldım annemin götüne :* :* yarraklarınızı öpüyor hatta yalıyorum canlarım

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Sonunda olacağı buydu…

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Sonunda olacağı buydu…

Ortalama boyda ve orta üstü kiloda kendi halinde biriydim. Yalniz kaldigimda ozellikle siyah jartiyerli corap seksi bir sutyen kilot takımı hatta siyah bir elbise olmazsa olmazimdir.

Ama bir türlü birisi ile olacak cesaretim olmadi, giyindim suslendim en fazla cam show ile kendimi tatmin ettim.

Belk**e sorun kilomdu, belk**e kendime güvenemiyordum. Bir gün zayıflama yöntemleri nelerdir diye araştırma yaparken kendimi kapsamlı bir diyet ve spor egzersinde buldum.

Durmadan spor yapıyor hiç durmadan çalışıyordum günler günleri aylar ayları kovaladı istediğim bir fit bir vücuda kavuştum. Bu arada spor yaparken kalça ağırlık yaptığı sporlar elimden geldiğince östrojen içeren gıdalarla beslenmek günde 2 tane doğum kontrol hapı içerek kalçalarımın yuvarlak olmasını göğüslerimin büyümesini sağladım.

Artık bir afet olmuştum zaten hiç kıl yoktu. Sadece yalnız kalınca değil isanlar içinde içime bir şeyler giymeye devam ettim ama yeter cesareti bulabildiğim zannetmiyorum.

Birgün istanbul’da işim çıkınca, aksam is cikisi çok eski arkadaşım Serdari görmeye gittim. Birkaç bira bol bol üniversite anıları kakara kikiri akşam vakit geçirdik gece 11 gibi ben otele geçeyim deyip izin istedim aklımda otelde muhteşem bir afet olmak vardı.

Serdar izin vermedi ya dedi kaç yıldır görüşmüyoruz benim hanım evde yok bomboş ev a sen de bir yerde yatırırsa işte hem sohbet ederiz aslında istemeye istemeye kabul ettim çünkü serdar’ın yanında giyinmem mümkün olmayacaktı çok ısrar ettiği için evine doğru yola çıktık

Evdede birer votka sonrasi saat gece 2 gibi hadi artık yatalım yarın iş var diye konuştuk. Ben nerede yatacağım dediğimde Serdar oğlum iki kişilik yatak gel işte yat bir yan tarafta diye aklınca espri yaptı. Birden bir cesaret geldi içimden işte Cansu aradığın fırsat bu dedim.

Ya iyi diyorsun hoş diyorsun da seni bilmem mi ne azginsindir, bu yataga kız giren kadın çıkar, artık benim başıma ne gelir kim bilir dedi

Serdar’ın da zaten kafa güzel vallahi Bizim karı da yok 20 gündür gözüm dönmüş delikli kuruşa bile sulanıyorum dedi.

İçimden Cansu bir şeyler olabilir dedim ayıldım, kendimdeydim artık. Yatağa doğru ilerlerken espri olarak başlattığım işi sürdürdüm. Bak Serdar vaat edip bir şey yapmayacaksan ben salonda yatıyorum falan takılıyorum oda sen yatağa bir gel bak bakalım o küçük Serdar mı büyük Serdar mi espri yapmaya devam ediyor.

Neyse bu şortla üstü çıplak atladı yatağın içine, ya bu konu öyle bir şaka olarak kalacaktı ya da ciddilesecekti.

Önce üstümü çıkardım Serdar tam sarhoş hafif baygın gözlerle bana bakıyordu gömleğimi çıkarttığında gözlerinin buyudugunu ve uzerimdeki azdirici gücünü fark ettim

Serdar oğlum nasıl meme benim karı da yok öylesi hayır kilon da yok bak kötü şeyler olabilir deyip güldü

He he kötü şeyler olacak nerede sende o malzeme diye cevapladim.

Ve pantonunda indirdim. Tahmin ettiğiniz gibi altında çok seksi bir string külot vardı ama Serdar külot fark ettim bilmiyorum

Yatağa girdim ama şakalaşma devam bak göğüslerde büyütmüşsün 2 dil atayım mı hafiften ellemeler ben küçük küçük cevap vermeye başladım

İlk kim kimi öptü bilmiyorum ama dillerimiz birleşmişti öylesine öpüşüyordum ki muhtemelen ?kimizinde dudakları morarmıştı yavaşça memelerime doğru indi, yalamıyordu, bildiğin somuruyordu. Ben çoktan gitmiştim artık ne yapsa hayır diyecek durumda değildim.

Elinden kurtulur gibi olduğumda o özlediğim siki once avuçladım sonra sonuna kadar ağzıma aldım ama nasıl anlatilmaz.

Serdar bildiğin bogurmeye başladı, çıkarmadım durmadım da, oluk oluk agzima boşaldı, zerresini ziyan etmeden yuttum. Ben bu ani yillardir bekliyordum..

Boşalma sirasinda Serdar ayildi, biz ne yaptik surat ifadesi ile bana bakmaya çalıştı ama hem ağzım hem gördüğü manzara tekrar indik hazır olmasını sağladı.
Ağzımdan çıkardığımda zaten üniversitede bile niyetin kötüydü sonunda istediğin oldu dedim, tam olmadı şuraya yüzüstü yat dedi

Çekmeceden vazelin alıp deligimin içine bir parmağıyla yedirmeye başladı Bir anda iki parmak oldu sonra 3 , 4’te bu sefer ben Çığlık atmaya başladım.

Arkamda yerini alıp gidip geldiğinde bunu bu kadar zamandır beklediğime hem bin pişman olmuş hem de anın tadını çıkarıyordum.

Sabah kalktım çantamdan siyah jartiyer takımimi, topuklarimi giyip mutfağa gittim kahvaltı hazırladım. Sonra neler mi oldu anlatacağım…
Ama yataga ilk girdigimdeki halim için asagiya iki foto biraktim

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Arkadaşımın Türbanlı Karısını Orospuya Çevirdim! (

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Arkadaşımın Türbanlı Karısını Orospuya Çevirdim! (

Merhabalar. Adım Nahit, 32 yaşındayım. Yıllarca bir fabrikanın müdürlüğünü yaptıktan sonra, 7 yıldır tecil ettirdiğim askerliğimi yapmak için müracatta bulundum. Fabrikada tüm personel tarafından sevilen, sayılan, aynı zamanda çok otoriter biriydim. Fabrikanın yemekhaneden sorumlu aşçısı, Erkan isminde genç biriydi ve iki ay önce 17 yaşında bir kızla evlenmişti. Düğününe beni de davet etmiş, ben şehir dışında olduğum için düğünlerine gidememiş ve evlendiği kızı görememiştim, fakat çokta merak ediyordum. Bu arada erkan benden çok korkar, aynı zamanda çokta saygı gösterir, her zaman günlük menü dışında bana özel yemekler yapar, bazen de, “Müdürüm bir gün seninle kafaları çekelim, mezeler benden!” derdi. Ama bir türlü işlerimizin yoğunluğu nedeniyle fırsat bulamamıştık. Neyse günüm geldi işimden ayrıldım ve askere gittim.

Askerden geldikten sonra oturduğum apartmanın altında boş olan bir dükkanı kiraladım ve inşaat malzemeleri üzerine bir işyeri açtım. Aradan 6 ay kadar geçmişti, bir gün fabrikaya eski patronumu ziyaret için gittim. Fabrikada benim dönemimden çalışan hiç kimse kalmamış, bütün personel yenilenmiş, patron işleri baya bir küçültmüştü. Çalışanlara yemekhane sorumlusu Erkanı sordum, onun da işten ayrıldığını ve yemeklerin tabildottan geldiğini söylediler. 15 gün kadar sonra bir gün sabah dükkanın önüne bir sandalye atıp güneşlenirken, motorlu birisi önümden geçti ve Erkana çok benziyordu. Ama güneş gözlüğü taktığı için tam emin olamadım. Aynı kişi akşam üzeri tam ters istikamete doğru geçince, ben sabahları ve akşamları yola bakmaya başladım ve her gün geçiyordu. Birkaç gün sonra akşam geçerken ben bunu durdurdum, evet Erkandı. Beni görünce baya bir şaşırdı, “Oooo müdürüm!” deyip elime sarıldı. Dükkana davet ettim. Hoş beşten sonra, “Birkaç gündür görüyorum ama emin olamadım, her gün bu caddeden nereye gidiyorsun?” diye sordum. Yeni taşınmışlar, evi caddenin sonundaki varoş mahallesinde imiş ve başka bir fabrikada aşçı olarak çalışıyormuş…

Baya bir hasret giderdikten sonra, motoruna bindi, giderken de, “Müdürüm, ailecek te görüşelim, buralarda hiç çevremiz yok, herkes kendi halinde, bari sizinle gidip gelelim, hanımın ve çocuğun çok canı sıkılıyor!” dedi. Okeyleştik ve “İstediğiniz zaman buyurun gelin!” dedim. Akşam durumdan eşime de bahsettim. Bu arada ben 8 yıllık evliyim ve 4 yaşında bir çocuğum var. Erkanın da hemen bir çocuğu olmuş ve bir buçuk yaşına girmiş. Eşim, “Olabilir, eğer hanımı kafadengi birisi ise, benim de canım sıkılıyor aslında, benim içinde iyi olur.” dedi. Erkan birkaç gün sonra dükkanın önünden motorla geçtiğinde bu sefer arkasında başörtülü, pardesülü kapalı bir bir bayan ve kucağında bir çocuk vardı. Ofisimde olduğum için onlar beni görmedi, ama ben çok şaşırmıştım, karısının kapalı biri olabileceğini hiç düşünmemiştim ve ilk defa görüyordum, fakat çok hızlı geçtikleri için doğru dürüst görememiştim.

Cumartesi akşam üzeri Erkan dükkana uğradı ve “Müdürüm, müsaitseniz Pazar günü size gelmek istiyoruz?” dedi. Karıma telefon açıp müsait olup olmadığımızı sorduğumda, karım da, “Müsaitiz müsaitiz, buyursunlar gelsinler, hatta biraz erken gelsinler kahvaltıyı da birlikte yapalım!” dedi. Pazar günleri işyerini açmıyordum, Pazar sabah erkenden kalkıp unlu mamül fırınına giderek Simit, Poaça ve Börek aldım ve beklemeye başladık. Saat 10:00 gibi geldiler, kapıda karşıladık. İçeri geçtiler, “Hoşgeldin!” diyerek eşine elimi uzattım ve tokalaştık. Ama ne tokalaşma! Elleri ateş gibi yanıyordu! Samimi bir şekilde, “Ben Hayriye!” dedi. “Ben de Nahit!” dedim ve ekledim, “Bu arada siz hasta olacaksınız galiba, ateşiniz var!” dedim. Hayriye hafif gülümseyerek, “Yok, benim doğal halim bu!” dedi. Erkan da, “Müdürüm ben kışın soba kullanmıyorum, Hayriyenin teni çok sıcaktır!” dedi, gülüştük. Hayriye minyon tipli, hafif çukur gözlü, beyaz tenli, yüzü ve vücut yapısı süper güzel bir kadındı. Ona bakmaktan kendimi alamıyor, fakat göz göze gelmeye de korkuyordum.

Kahvaltı masasına geçtik. Hayriye çocuğu uyutmak için yan odaya geçti. Bu arada biz masaya oturunca, ona benim karşımdaki sandalye kaldı. 5-10 dakika sonra geldi ve karşıma oturdu. Derin bir kahvaltı sohbeti, yaz olduğu için balkon kapısı açık, güzel bir ortam, kakara kikiri 2 saat kadar masada kaldık. Hayriye kapalı olmasına rağmen çok hoş sohbet, biraz utangaç ama konuşkan birisiydi. Kahvaltıdan sonra biz balkonda koyu sohbete dalmışken, hanımlar bulaşık falan derken öğlen oldu ve hanımlar yanımıza gelerek pikniğe gitme teklifinde bulundular. Hazırlıklar yapıldı pikniğe gittik. Vaktimiz çok güzel ve eğlenceli geçiyor, bu arada samimiyetimiz artıyordu. Piknikte çay içerken Hayriye bana, “Nahit abi, Erkan 3 yıldır seni öyle anlatıyordu ki, merakımdan çatlamıştım!” dedi. Erkan da lafa girdi, “Ee o benim biricik müdürüm, bana çok babalık yaptı, ondan gördüğüm iyiliği babamdan görmedim ben, gerçi fabrikada yardım etmediği tek işçi yoktu, o fabrikadaki bütün işçilerin babasıydı!” dedi. Hayriye de, “Abi ne zaman bir durum olsa Erkan, şimdi Nahit müdürüm olacaktı ben bu hale düşmezdim diyor, seni anlata anlata bitiremiyor!” dedi. Bu arada eşim bir bana, bir Hayriyeye bakıyor, bir şeyler çözmeye çalışıyordu. Ben ise kötü duygulara girmemek için kendimi zorluyor, fakat Hayriyeden de gözümü alamıyordum. 19 – 20 yaşında, süper güzel bir hatun karşımda ve göz göze gelmemek için resmen kendimle savaşıyorum.

Akşam üzeri piknikten döndük, akşam yemeği falan derken saat 22:30 oldu. Herkes pikniğin de etkisiyle baya yorulmuştu. Bunlar, “Artık kalkalım…” dediler. Sabah gelirken minibüsle geldikleri için yine minibüsle gitmeleri gerekiyordu ben, “Olmaz, minibüsle göndermem, sizi ben bırakırım!” dedim. “Ya zahmet etme.” falan dediler. Ben de, “Hem evi de öğrenmiş olurum.” deyince itiraz etmediler. Eşime, “İstersen sen de gel.” dedim. Eşim, “Ben yorgunum, sen bırak gel.” dedi. Neyse ben bunları evlerine bıraktım. Arabadan inerlerken çocuk Erkanın kucağında idi. Vedalaşırken yine tokalaştık, ama Hayriyenin elleri yine ateş topu gibi yanıyor ve içimi fena yapıyordu. Elimi bırakmadan, “Nahit abi her şey için çok teşekkürler, çok güzel bir gündü, en kısa zamanda biz de sizi bekliyoruz!” dedi. Bu arada gözlerimin içine bakıyordu, durduğum yerde yarağım kazık gibi olmuş, yüzüm kızarmıştı. “Abi sen bana diyorsun ama sen hasta olacaksın, yüzün kıpkırmızı ve terliyorsun!” dedi. Ben de güneş çarpmış olabileceğini söyledim. Vedalaştık ve ben eve döndüm.

Eşim geceliğini giymiş yatmış, yatakta beni bekliyordu. Soyundum ve yatağa girdim. Biraz sohbet ettik, onları nasıl bulduğunu sordum. Çok beğendiğini, iyi insanlar olduğunu ve görüşebileceğimizi söyledikten sonra bana manalı manalı bakarak, “Umarım bu düşüncelerim yüzünden beni pişman etmezsin!” dedi. (Eşim çok kıskanç bir yapıya sahiptir). “Ne demek istiyorsun?” dedim. “Kız çok güzel ve sana da çok hayran kaldı!” dedi. “Ne alaka? Kocası anlatmış, o da merak etmiş, ne var bunda?” dedim. “Daha çok toy, sen yine de dikkat et!” dedi. “Abartıyorsun! Duymadın mı, bana Abi diyor, ayrıca kapalı birisi!” dedim. “Orası öyle, ama ne bileyim, o kadar güzel ki kıskanmamak elde değil!” dedi. Ben de, “Sen ondan güzelsin karıcığım!” diyerek dudaklarından öptüm ve amını avuçladım ve okşamaya başladım. Sonra karımın külodunu çıkardım, amını yalayıp, az önceki elin sıcaklığının ve konuşmalarında etkisinde kalarak kazık gibi olmuş yarağımı karımın amına geçirdim. Karım, “Offfffff, işte bu huyuna bayılıyorum senin, ne zaman aklımdan geçse yarağını amımda buluyorum!” diyor ve dudaklarını ısırıyordu…

Ben ise Hayriyeyi siktiğimi hayal ediyor, karıma köklüyordum. Karım zevke gelmiş çılgınlar gibi inliyor, “Ben bu yarağı kimseyle paylaşamam! Bu yarak bana ait! Sakın o karıyı sikeyim deme!” diyor, kendi kuşkularını dillendiriyordu. “Karıcığım merak etme, Hayriye karşımda soyunup bacaklarını ayırsa bile dönüp bakmam!” diyerek karımın amına pompalıyordum. Karım, “Ben seni bilmezmiyim? On senedir yediğim bu yarağı tanımazmıyım? Öyle bir fırsatı kaçırırmısın sen, bulduğun ilk fırsatta koyarsın kızın amına!” diyor, beni daha da azdırıyordu. 20 dakikadır karımı sikiyordum ve artık son noktaya yaklaşmıştım, hızla pompalıyor, “Merak etme aşkım, siksem bile bana senin kadar zevk veremez!” diyerek karımı rahatlatmaya çalışıyordum. Karım ise ikinci defa boşalıyor olmanın zevkiyle, “Sik kocacığım sik, bu yarağa helal olsun, bu yarak ne Hayriyeler hak ediyor! Offfff çıldırıyorum, pompala kocacığım, kökle amıma!” derken, korunmadığı için, yarağımı son bir hamleyle karımın amından çektim ve göbeğine boşaldım. Nefes nefese kalmış bir vaziyette üzerinde 2-3 dakika hareketsiz kaldım, sonra yanına uzandım. Karım dudağıma bir öpücük kondurarak, “Az önce söylediklerimi sakın ciddiye alıp ta kıza birşey yapayım deme haa! Sana belli olmaz, izin verdiğimi falan düşünürsün!” diyerek gülümsedi.

Aradan 3-4 gün geçmişti ama Hayriye bir türlü aklımdan çıkmıyor, resmen bütün gün düşüncemi işgal ediyordu. Ellerinin sıcaklığı aklıma geldikçe yarağım kalkıyor, elleri böyleyse acaba amı nasıldır bunun diye düşünmeden edemiyor, bir yandanda arkadaşımın karısı hakkında böyle düşünceler taşıdığım için kendime kızıyor, müthiş bir suçluluk duygusu yaşıyordum. Tam bir ikilem içindeydim. Bir akşam vakti tam dükkanı kapatmayı düşünüyordum ki, Hayriye caddenin karşı kaldırımından kucağında çocuk ile yavaş yavaş yürüyerek evlerinin ters istikametine doğru gidiyor ve sık sık arkasına dönüp bakıyordu. Hemen koşarak yanına gittim ve arkasından, “Hayriye?” dedim. Galiba sesimi tanıyamadığı için birden irkildi, beni görünce de biraz rahatladı. “Bu saatte böyle yaya nereye gidiyorsun? Hayır mı?” dedim. “Abi sorma ya, Erkan gece vardiyasında çalışıyor, işe gitti, ben de annemlere gidiyorum. Minibüsü beklemeyeyim, yavaş yavaş yürüyeyim dedim, ama hep dolu geçiyorlar, almadılar, buraya kadar geldim.” dedi. Ben de, “Yorulmuşsun, gel biraz dinlen, böyle olur mu, o kadar yol kucağında çocukla yürünür mü, gel hadi!” diyerek çocuğu kucağından alarak, biraz da emrivaki bir tavırla işyerime götürdüm…

Hayriye yorulmuş, kan ter içinde kalmıştı. Soğuk bir kola ikram ettim. “Abi ben almasaydım, geç oluyor, şimdi minibüsler nöbete düşerse çok geç kalırım!” dedi. Ben de, “Merak etme, seni bu saate minibüsle gödermem, ben bırakırım, rahat ol, al şunu iç, serinle biraz!” dedim. “Nahit abi zahmet etme, ben minibüsle giderim!” dedi. Ben kaşlarımı çatarak, “Seni bu saatte böyle göndermem, sonra Erkan duyarsa bana kırılmaz mı?” dedim. Hayriye de çaresiz, “Peki abi!” dedi ve kolayı aldı. Çocuk uyuyordu, koltuğa yatırmıştım. Sohbete başladık, tam karşımda oturuyor ve havadan sudan konuşuyorduk. Ben ise yine gözümü dikmiş öyle derinlere dalmıştım. Birkaç defa göz göze geldik. Ben hep gözümü kaçırıyordum ve sonuncuda kaçıramadım, bir an sessizlik oldu, 10-15 saniye gözgöze bakıştık. Bu defa o gözünü kaçırdı, ben hemen toparlanmaya çalıştım, ama bu arada masa altında benim yarak yine kazık gibi olmuştu. “Abi ne zaman kapatıyorsun?” dedi. Ben de, “5-10 dakikaya kadar kapatırım, gideriz!” dedim. Bu arada yukarıyı evi aradım ve bir işim olduğunu, bir yere kadar gidip geleceğimi ve merak etmemelerini söyledim.

Masanın altından yarağımı düzelttim, eğer anlarsa rezil olacağımı düşündüm ve sakinleşmek için birkaç dakika dikkatimi dağıttım, masadaki evrakları dosyaları falan toparladım. Sakinleşince de, “Hadi kalkalım!” deyip çocuğu kucakladım ve arabaya kadar ben götürdüm. Arabaya varınca çocuğu almasını, kapıları açacağımı söyledim. Çocuğu alırken ben biraz çekingen davrandım, ama o çok rahattı ve yanaştı, çocuğu sıkı tutabilmek için sarılarak alırken, benim kolumun birisi çocukla onun arasında kaldı ve pardüsünün üzerinden taş gibi göğüslerini ilk defa hissederken neredeyse kalp krizi geçirecektim. Kapıları açtım, arkaya binmek istedi. “Aşk olsun, bu da ne demek oluyor? Hakaret sayarım bunu!” deyince, “Ay abi özür dilerim, böyle düşüneceğini bilemedim!” dedi ve ön tarafa geçti. Neyse yola çıktık, bu arada hava iyice kararmıştı. Ben acele etmiyor, yolu uzattıkça uzatmaya çalışıyorum. Gideceğimiz yer normal trafikte yarım saatlik yoldu, ama akşam trafiği de işin içine girince baya bir uzadı. Trafik durunca, ben kucağındaki çocuğun yanağını okşamak bahanesiyle ona yanaşıyor, zaman zaman kazara olmuş gibi göğüslerine elimi sürtüyordum…

Çaktırmadan kalkmış yarağımı düzelttim ve konu açılsın diye, “Demek Erkan benden çok behsetti ha, öyle mi?” diye sordum. “Sorma Nahit abi, seni yere göğe sığdıramıyor, ben de merakımdan çatlıyordum.” dedi. “Eee merakın geçti mi? Nasıl, merak ettiğin kadar varmıymışım bari?” dediğimde, bir iki saniye sustu ve “Evet, çok iyi bir insansınız!” dedi. “Teşekkür ederim, sizde iyisiniz, Erkanı severim, çok saygılı çok efendi bir çocuk. Onla evli olğun için çok şanslısın! Eminim iyi bir kocadır!” diye zarf attım. Hayriye yine bir iki saniye sustuktan sonra, “Eh işte, öyledir…” dedi. “Ne demek şimdi bu? Nasıl eh işte? Evliliğinizde sorun mu yaşıyorsunuz?” diye sordum. “Abi evlilik olur da sorun olmaz mı?” dedi. “Hayırdır, büyük bir sorun mu? Bak üzüldüm şimdi, oysa ben sizi çok mutlu görmüştüm.” dedim. “Yok, tabi ki mutluyuz, ama bizim de kendimize göre sorunlarımız var tabi, biraz özel sorunlar Nahit abi.” dedi.

“Bana güvenebilirsin, eğer paylaşmak istersen seni dinlerim ve elimden geldiğince de çözümü konusunda yardımcı olurum, ayrıca bende sır olarak kalır, bu konuda bana güvenebilirsin!” dedim. “Nahit abi sana güvenmesem bu kadarını da söylemezdim zaten, ama güvensem de daha fazlasını anlatmam doğru olmaz.” dedi. “Peki sen bilirsin!” deyip, torpidodan bir kartvizitimi çıkardım ve uzattım, “Eğer çok daralır da konuşmaya ihtiyaç duyarsan çağrı bırak, ben seni ararım!” dedim. Kartı aldı, “Tamam abi, ararım!” dedi. Bu arada yüzü değişmiş, hüzün, utanma, çekinme ve korku karışımı tuhaf bir ifade almış, gözlerini karşıya dikmiş anlamsızca yola bakıyordu. Bir kart daha çıkardım ve bir kalemle birlikte uzattım, “Buna da sizin numarayı yaz, bende de sizin numaranız bulunsun.” dedim. Numarasını yazdı ve uzattı. Baktım ev numarasını yazmış sadece, “Cep numaranı da yazsaydın.” dedim. “Ben cep telefonu kullanmıyorum, hep evde olduğum için ihtiyacım olmuyor.” dedi. “Peki tamam!” dedim.

Bu arada gideceğimiz yere varmıştık. Hayriyeye arabadan inmeden ona, “Sen kötü görünüyorsun, büyük bir sorununuz var galiba?” diye sordum. “Yok bir şey abi, sonra anlatırım!” dedi. “Tamam o zaman, yarın mutlaka telefonunu bekliyorum, anlatacaksın bana!” dedim. “Tamam! Erkan öğleden sonra saat 2:30 gibi evden çıkıyor, ozaman ararım.” dedi. “Tamam o zaman saat 2:30 dan sonra telefonunu bekliyorum, mutlaka ara bak! Bu arada sen geri nasıl döneceksin, saatte epeyce oldu?” diye sordum. “Ben bu gece burada kalacağım abi, kardeşimin düğün hazırlıkları var, yarın alışverişe çıkacağız, alışverişten sonra oradan direkt minibüsle dönerim eve. Abi çok teşekkür ederim, sana zahmet oldu bu geç saatte.” dedi. “Ne zahmeti canım, ne olacak ki, ne zaman arabalık bir durum olursa, gece gündüz farketmez, aramazsan gücenirim!” dedim ve tokalaşmak için elimi uzattım. Çocuğun başını dizine koydu ve tokalaştık. Eli elimde, “Yok bu sıcaklık normal bir şey değil!” diyerek gülümsedim. “Abi benim elim hep böyledir, pek tokalaşmam ama kimle tokalaşsam çocukluğumdan beri hep bunu söylüyorlar, demek ki sıcak kanlı birisiyim!” diyerek o da gülümsedi ve arabadan indi.

Hemen geri döndüm, ama içim içime sığmıyordu, eve nasıl vardım bilmiyorum. Gözümün önünden gitmiyordu, ertesi gün öğlene kadar bana bir yıl kadar uzun geldi. Saat 14:30 gibi çıktım dışarıya ve Erkanın geçmesini bekliyorum, ama geçmedi. Saat 15:30 oldu, ne Erkan geçti ne Hayriyeden telefon geldi, kafayı yiyordum. Masama geçip koltuğuma oturup gözlerimi saate diktim, kulağım telefonda. Saat 16:15 oldu halen telefon yok. Ne olursa olsun ben arayacaktım, eğer Erkan açarsa (Haftasonu müsaitseniz, ya siz gelin, yada biz gelelim) deyip bir şekilde olayı kapatacaktım. Kaldırdım telefonu, çevirdim numarayı, daha ilk çalışının ilk saniyesinde telefon açıldı…

“Alo.” dedim. Hayriyeden titrek ve kısık bir sesle cevap geldi, “Alo?” dedi. “Ben Nahit, Erkan evde mi?” diye sordum. “Yok Nahit abi, 14:30’da gitti o.” dedi. “Buradan geçmedi, kapıda bekledim ama göremedim?” dedim. “Abi motorla gitmedi, servisle gitti, normalde servis alıyor onu, ara sıra motorla gidiyor.” dedi. “Anladım. Hani arayacaktın, neden aramadın?” diye sordum. “Aramadım işte…” dedi. “Neden? Hani konuşacaktık?” diye sordum. Kısa bir sessizlik oldu, “Boşver Nahit abi, konuşmayalım!” dedi. “Hmmm. Pardon, sanırım aramakla ben yanlış yaptım. Ben konuşacağımızı, bana sıkıntılarını anlatacağını düşünmüştüm.” dedim. Yine kısa bir sessizlikten sonra, “Abi hangi sıfatla dinleyeceksin benim sorunlarımı, yani sana neden anlatayım, seninle neden konuşayım bunları?” dedi. “Dost olduğumuzu düşünüyordum ben.” dedim. “Tamam abi dostuz, ama aile dostuyuz, sorunlarımızla seni meşgul etmek istemem.” dedi.

“Sen bilirsin, ama akşam da dediğim gibi, eğer anlatmak, boşalmak istersen dinlerim ve anlattıklarını da bir sır olarak saklarım (burada boşalmak kelimesini özellikle kullanmıştım), her şeyi içine atmak sağlığına zarar verebilir, insanda bazen dışa vurma ihtiyacı doğar.” dedim. “Ya elbette konuşmaya ihtiyacım var, elbette birilerine anlatsam rahatlarım, ama bu neden siz olasınız? İşte benim kafamı karıştıran bu, yoksa birileriyle sıkıntımı paylaşmayı ben de isterim.” dedi. “Sen bilirsin, kime güveniyorsan onunla paylaşırsın, güvendiğin birisi varsa ona anlat, ama içinde tutma. Akşam bir ara çok kötü oldun, o halin aklımda kaldı, üzüldüğüm için aradım, onun için anlatmanı istedim, bana güvenebileceğini düşündüm.” dedim. “Güveniyorum…” dedi. “Güveniyorsan anlatırsın.” dedim. “Şimdi değil, ama belki daha sonra anlatırım.” dedi. “Peki ne zaman istersen anlatabilirsin, bilesin ki ben dinlemeye hazırım!” dedim. “Tamam abi bunu bilmek içimi rahatlattı.” dedi.

“Seni tutmayayım, eğer işin varsa kapatabiliriz.” dedim. “Yoo işim yok, çocuk uyuyor zaten.” dedi. “İyi, benim de canım sıkılıyordu, sakıncası yoksa öylesine sohbet edelim.” dedim. “Sakıncası yok…” dedi. “Alışverişi yaptınız mı?” diye sordum. “Evet yaptık, çok güzel şeyler aldık.” dedi. “Senin güzel şeylere ihtiyacın yok ki.” dedim. “Bana değil, kardeşime aldık… (Biraz sessizlik oldu) Hem benim neden güzel şeylere ihtiyacım olmasın ki?” diye sordu. Sustum, terledim ve titremeye başladım. Titrek bir sesle, “Sen zaten çok güzelsin, extra güzel bir şeye ihtiyacın yok!” dedim. Yine kısa bir sessizlik ten sonra, “Ciddi ben güzelmiyim?” diye sordu. “Hemde çok!” dedim. “İltifatın için teşekkür ederim, bunu duymak çok güzel!” dedi. Hayriyenin bu sözleri bana cesaret vermişti, artık balık oltaya geliyordu, “İltifat değil, gerçekten çok güzelsin, hatta hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın!” dedim. “Yok artık, o kadar da abartmayın lütfen!” dedi. “Abartmıyorum!” dedim. “Nerem güzel ki?” diye sordu. “Yüzünden başka nereni gördüm ki?” deyince gülüştük…

“Beni güzel bulmana sevindim Nahit abi!” dedi. “Sorununuz bu mu yoksa, Erkan seni güzel bulmuyor mu?” diye sordum. “Yok, o da güzel olduğumu söyler ara sıra.” dedi. “Hmmm, tutturamadım!” dedim. “Abi sonunda konuşturacaksın beni, bizim sorunumuz sağlık sorunu!” dedi. “Nasıl yani, sağlık derken? Yoksa hastamısın? Demiştim sana bu sıcaklık normal değil diye.” dedim. “Yok abi, sorun Erkanda, bende değil!” dedi. “Öylemiiii? Peki nesi var? Hemen tedavi ettirelim, ağır bir hastalığı falan mı var? Doktora gittiniz mi?” diye sordum. “Hayır gitmedik! Zaten sorun da bu! Doktora gitmemesi!” dedi. “Nasıl yani? Niye gitmiyor ki?” dedim. “Gitmiyor işte!” dedi. “Ben götürürüm onu, sen hastalığını söyle bana!” dedim. “Gitmez abi! Utanıyor!” dedi. “Yahu sağlığın utanması mı olur, bu nasıl bir zihniyet, doktora gidilmez mi, nesi var bunun? Verem mi? Kanser mi?” diye sordum. “Yok abi, öyle bir şey değil, erkekliği ile ilgili…” dedi.

İşte tuzağıma düşmüştü. Biraz sessizlik oldu. “Hmmm, sanırım anlıyorum, ama sağlık sağlıktır, ben öyle düşünürüm, eğer tedavisi olan bir rahatsızlıksa gitmeli doktora!” dedim. “Abi özür dilerim, ama bir şey soracağım, tamam ben sana güveniyorum, ama aynı zamanda da senden utanıyorum, biraz açık konuşsam ayıp olur mu?” dedi. “Ne ayıbı yaa! Sen ne saçmalıyorsun, ayıp falan olmaz, istediğin gibi konuş! Anlat şimdi, nedir sorun?” dedim. “Abi Erkanın erken boşalma sorunu var!” dedi. “Öylemi? Hmmm, anladıımm, peki ne kadar erken?” diye sordum. “Çok erken! Dakika bile sürmeden! Bir defasında içine bile giremeden 3 kere boşaldı, dördüncüde de içine girer girmez boşaldı ve o günde çocuk kaldı. Aslında gerdeği de o gün yapmış olduk, yani düğünden 2 ay sonra! Ara sıra söylüyorum doktora gidelim diye, doktora gideceğimize beni öldür diyor.” dedi.

“Hmmm, durum baya vahimmiş, senin adına nekadar üzüldüğümü bilemezsin!” dedim. “Nahit abi bana bunları anlattırıyorsun da, peki yengemle sizin sevişmeniz nekadar sürüyor? Ne sıklıkta yapıyorsunuz?” diye sorduğunda bir üst Level’e geçtiğimizin göstergesiydi bu soru. Zafer kazanma yolunda ilerliyordum. Konuşmanın bundan sonrasını iyi yönlendirebilirsem, Hayriyeyi kesin sikebilecektim. “Yengenle hemen hemen hergün sevişiriz ve 20-25 dakikadan tut da 1 saati geçer bazen!” dedim. Hayriyenin şaşkınlığını telefondan bile hissedebiliyordum, “Yok yaa? Okadar sürüyor mu abi? Okadar süre yengemle ne yapıyorsunuz?” diye sordu. “Vaktimiz kısıtlıysa hemen yengene girerim ve 20-25 dakika yaparım yengeni, fakat vaktimiz bol olduğunda, yarım saate yakın birbirimize Oral yaparız, 69 yaparız, Rus işi, Fransız işi yaparız, Amerikan işi yaparız, değişik Fantaziler yaparız, Dirty Talking yaparız, birbirimizi birer ikişer kez Orgazm ettikten sonra Finali Doggy veya Jokeyle yaparız!” dedim. (Bilerek bu kelimeleri seçmiştim!).

Hayriye, “Oral? 69? Dörti Tolkink? Jokey? Dogi? Rus işi…? Abi anlatacaksan Türkçe anlat da anlayayım!” dedi. “Oooo, pardon canım! Haklısın! Örneklelerle anlatsam daha iyi olur aslında, fakat biraz açık saçık olur, sakıncası var mı?” dedim. “Yoo, sakıncası yok, istediğin gibi anlat abi!” dedi. “Bak şimdi, sevişmeden önce, yani sikişmeden önce, ön sevişme denilen birşey var, 69 bunlara en güzel örnek. 69’u sana şöyle açıklayım: Mesela ben yatakta sırtüstü yatıyorum, sen de benim üzerime ters yatıyorsun, ben seninkini yalarken, sen de benimkini yalıyorsun. Bunları yaparken de Dirty Talking yapıyoruz, mesela, Yarrağımı iyi yala Orosopu! Taşaklarımı em amına koduğumun Kaltağı! Birazdan senin bu daracık amcığını sikip parçalayacam! Domaltıp, osurta osurta sikecem seni Fahişe! Yarak hastası azgın Orospu seni! diyorum. Sen de, Sik parçala amcığımı koca yaraklı sikicim, erkeğim, kökle amıma, geçir yarrağını! falan diyorsun!” dedim…

Hayriye belliki bu kadar da açık beklemiyordu, sesi kesilmiş, telefonda hızlı hızlı nefes alışını duyabiliyordum. Muhtemelen eli amına gitmişti. Gerçi benim de elim sikimdeydi. Birkaç saniye suskunluktan sonra Hayriye heycanla ve titrek bir sesle, “Eee, sonra…?” diye sorunca, bir üst Level’e daha geçmiş olduk ve anlatmaya devam ettim. Artık resmen telefonda sekse dökmüştüm işi, “Bak mesela, amın kıllı mı?” diye sordum. Hayriye burnundan soluyarak, heyecanla, “Yok değil, devam et lütfen!” dedi. “Ohhh, yani amın kaymak gibi, kaymak gibi amlara bayılırım! Amının dudaklarını ağzıma alıp sündürüyorum, emiyorum, amcığına dilini sokuyorum, götünün deliğini parmaklıyorum! Sen de yarağımı hızlı hızlı emiyor, aynı zamanda amını yüzüme bastıra bastıra sürtüyorsun. İkimiz de birbirimizin ağzına boşalıyoruz, ben senin amının sularını yalarken, sen de benim döllerimi yalayıp yutuyorsun!” deyince, Hayriye köpek gibi soluyarak, telefonda inlemeye başladı. Çok geçmeden, Hayriyeden “Ağıhhhh Ihhhhh…” diye bir inleme çıktı ve hiç birşey söylemeden telefonu kapatıverdi. Kesin Orgazm olmuştu ve utancından kapatmıştı telefonu. Bu arada ben de küloduma boşalmıştım!

Ertesi gün yine aynı vakitte aradım. Hemen açtı yine telefonu, “Alo?” dedi. “Alo benim, Nahit! Dün hata ettim galiba, özür dilemek ve vedalaşmak için arıyorum, söz birdaha aramayacam! Kendine iyi bak, bye!” dedim. Hayriye hemen, “Dur kapatma!” dedi. “Efendim canım?” dedim. “Eğer dünkü bir hataysa, bu sadece senin hatan değil, bunu ben de istedim! Bana kızma, dün çok tuhaf oldum, ondan kapattım telefonu! İlk defa kendimi gerçek bir kadın gibi hissettim, ne olur konuş benimle. Beni birdaha aramazsan, ot gibi yaşamaya mahkum olurum, hayatımda hiç heyecan kalmaz!” dedi. Hayriye tam istediğim kıvama gelmişti, biraz daha üstüne gitmeye karar verdim ve “Bak canım, bu yaptığımızın yanlış olduğunu ve de sonunun nereye varacağını sen de biliyorsun, en iyisi burda bitirelim bu işi!” dedim. Hayriye ağlamaklı bir ses tonuyla, “Bunu bana yapma! Eğer yalvarmamı istiyorsan yalvarırım! Ne yapmamı istersen yaparım, nasıl olmamı istiyorsan öyle olurum! Altına yatmaya bile hazırım! Orospun olurum! Kaltağın olurum! Yarağını yalarım, döllerini yutarım! Erkeğim benim, sikicim benim! Domalt sik beni! Geçir yarağını amıma! Götümü sik, parçala!” deyince, dünkü kaldığımız yerden telefon seksine devam ettik…

Yaklaşık bir hafta boyunca hergün telefonda seks yaptıktan sonra, arkadaşımın o kapalı ve utangaç karısı Hayriye, artık tam bir Orospu gibi olmuştu ve artık gerçekten sikilmek istiyordu. Ben de dayanamıyordum artık ve nezamandır yüzünü görmemiştim, “Yarın sabah işyerime uğrasana aşkım, seni çok özledim!” dedim. “Kocam evde, çıkamam!” dedi. “Karımdan yemek tarifi almaya gideceğini söylersin, 5 dakika görsem yeter!” dedim. “Tamam bakarız!” dedi. Ertesi sabah saat 08:45 gibi işyerime geldiğinde içim içime sığmıyor, çıldırıyorum. Hemen kapıyı kilitledim, pancurları indirdim ve yanına geçtim. Aman tanrım o ne güzellik! Hafif bir makyaj yapmış, başında desenli saten bir başörtüsü vardı. Pardesüsünü çıkardığında, üzerinde beyaz sıfır yaka bir badi, altında topuklarına kadar inen, tüm hatlarını belli eden, kırmızı dar bir etek. Direk yanına vardım, ellerimi uzattım, ellerimden tuttu. Koltukta oturuyordu, kendime doğru çekerek kaldırdım ve direk dudaklarına yapıştım…

Çılgınlar gibi öpüşüyoruz. “Aşkım gel arka odaya geçelim!” dedim, elinden tuttum, arkadaki küçük odada Çekyat vardı, hemen oraya girdik. “Dur yapma, yakalanırsak rezil oluruz!” dedi. “Aşkım ben o riski alacak kadar istiyorum seni! Ya sen?” dediğimde, eteğini kaldırdı külodunu sıyırdı, Çekyata yattı ve “Ben de kocamı ve çocuğumu evde bırakıp sabahın köründe karından yemek tarifi almak gibi sudan bahaneyle buraya gelecek kadar istiyorum! Hadi sik beni!” dedi. Hemen amına yumuldum, bir iki dil darbesi atmak için, fakat sanki hiç am yok, orada incecik bir çizgi varmış gibi duruyordu amcığı. Hayatımda siktiğim karının haddi hesabı yoktur, ama böylesini hiç görmemiştim, 3-4 cm uzunluğunda ince bir çizgi! Aşkım bu ne böyle?” dedim. “Ne var, ne oldu?” dedi. “Aşkım bence Erkanda sorun yok, bu amcığa giremeden boşalmak hastalık değil, kimse dayanamaz buna!” dedim…

Hayriye saçlarımdan tutup beni kendine doğru çekti, “Çok konuşma şimdi karın falan gelir, hadi aç şu amcığımı!” dedi. Benim yarak zaten akşamdan beri kazık vaziyette, o amcığı da görünce damarlar patlayacak hale geldi. Hemen kafasını bolca tükürükledim ve Hayriyenin amına aşağı yukarı sürtmeye başladım. Yarağımın kafasını amının dudaklarında hissedince, Hayriyenin gözleri kaydı, “Aşkım, ilk erkeğim sen olacaksın, çok özledim bu anı, hadi sevgilim, geçir artık bana!” dedi. “Aşkım sen doğum yapmadın mı? Bu amcık sanki hiç açılmamış gibi!” dedim. “Sezeryanla doğurdum! Zaten Erkan içine girdi bir defa bile git gel yapmadan patladı, amımın gördüğü yarak bu kadar! Şimdi sen patlat, hadi göster marifetini, Zifaf yaptır bana, acıt canımı!” diyerek habire üstüne çekiyordu. “Hazırmısın aşkım?” dedim. “Hazırım erkeğim! Hemde nasıl hazırım! Anladın mı şimdi elimdeki ateşin sebebini?” dedi.

Yüklendim! Sanki yarağımla çarşaf yırtıyorum, o kadar dar amcık! Zar zor yarısına kadar soktum, Hayriye kolunu ısırıyor, gözleri sım sıkı kapalı, sanki nefes almıyordu. Biraz bekledim, kollarını açtım, parmaklarımı parmaklarına geçirdim, “Gözlerini aç sevgilim!” dedim, açtı. Göz gözeyiz, nefeslerimiz birbirine karışıyor, “Hadi kökle erkeğim!” diye inliyor. Bir daha yüklendim ve artık dibindeydim. Gözü gözümde, dişlerini sıkıyor ve öyle bir bakışı vardı ki, gözlerinden birer damla yaş başörtüsüne doğru süzüldü. Sikimi yavaşça geri çektim, tekrar yüklendim. Birdaha, bir daha derken titremeye başladı. O tapılası güzellik altımdaydı ve ben onu sikiyordum, hemde göz göze, inanamıyordum. Saatlerce öyle kalabilirdim, fakat acele etmeliydim, vaktimiz çok dardı, başladım pompalamaya ve gözlerinin içine bakarak, “Aşkımsın! Sevgilimsin! Kadınımsın! Orospumsun! Fahişemsin!” diyordum…

Hayriye de, “Erkeğimsin! Sikicimsin! Vurucumsun! Hadi sik beni! Hadi kökle! Vur dibime! Ohhhh yedir yarrağını bana, hadi sik Erkanın karısını, hadi vur koçum, vur erkeğim, çatır çatır sik, doyur amımı! Ohhhh, ilk erkeğimsin! Kökle Orospuna! Kökle Fahişene! Hadi hadi sik beni! Sik arkadaşının karısını! Senin Orospunum hadi!” diyordu. Bir süre pompaladım ve Hayriye sara hastası gibi titreyerek Orgazm oldu ve “Ben bittim, hadi sen de boşal erkeğim!” dedi. “Korunuyormusun?” dedim. “Hayır, fakat patla amıma, fışkırt, dibimi dölle erkeğim!” deyince ben de öyle bir patladım ki, 15 yıldır böyle boşalmamıştım. 3-4 dk. içinden çıkmadan üzerinde yattım dudak dudağa. Sonra hemen kalktık toparlandık. Pancurları ve kapıyı açtım hem caddeye bakıyoruz hem konuşuyoruz. “Harikaydın aşkım, bana kadınlığımı tattırdın!” dedi. “Sen de öyle aşkım, o nasıl amcık öyle, neredeyse hiç olmayacakmış, resmen yarağımı acıttın!” dedim. “Bendeki amcık amcık da, siken yarak olmayınca amcık ne yapsın? Aşkım ben gideyim artık, kimseyi şüphelendirmeyelim!” dedi. “Tamam aşkım, yalnız bu sikişi ben saymıyorum! Bu akşam geleceğim, seni evinde doya doya sikeceğim, olur mu canım?” diye sordum. “Aşkım çok korkuyorum gören olur diye!” dedi. “Yok ben kimseye görünmeden gelirim aşkım. Saat tam 20:30 da sendeyim, tamam mı Hayriye?” dedim, “Tamam Nahit!” dedi, gitti.

Heyecanla akşamı beklemeye başladım. Akşam saat 20:30 da evinin önünden geçerken sokak kapısının açık olduğunu gördüm ve hemen içeri daldım. Kapıdan içeri girer girmez kapı arkamdan kapandı. Baktım kapıya sırtını dayamıs öyle bekliyordu. Evin ışıkları tamamen sönüktü, ancak sokak lambasının ışıkları pencereden sızıyor ve evin içini loş bir aydınlık kaplamıştı. Hemen kucağıma aldım ve odaya götürdüm hiç konuşmuyorduk. Öpmeye başladım. Yavaşça çömeldi ve gözlerimin içine bakarak fermuarımı açtı, yarağımı ağzına alarak öyle bir emmeye başladı ki, daha bir dakika olmamıştı, benim yarak beton gibi olmuştu bile. Ben de onu yalamak istiyordum, yarağımı iki eliyle kavradı, “Hayır ben bunu istiyorum hemen, sen sonra yalarsın, vaktimiz çok nasıl olsa!” dedi.

Hemen birbirimizi soyduk, yere uzandı, “Hadi koçum! Hadi benim hovardam! Göster şu erkekliğini! Yarağa doyur şu amcığımı!” dedi. Hiç beklemedim, hemen bacaklarının arasında yerimi aldım, yarağımı amının dudaklarında aşağı yukarı gezindirmeye başladım. Hayriye çıldırmıştı, kıvaranıyor, “Geçir kökle artık, ne olur dayanamıyorum, sok koca yaraklım, sok orospun olayım, sok artık!” diye yalvarıyordu. Öyle bir kökledim ki yarağımı, sanki kızgın bir taşın deliğine sokmuşum gibi acı duydum. Onun ise çığlıkları evin içini doldurdu. Gözleri hafif kaydı, bayılacak sandım. Derin derin nefes alıyordu. Ben yarağımı amından yavaşça geri çekip, çok sert bir şekilde tekrar yüklendim. Kısık bir sesle inliyor, boynumu ve kulaklarımı yalıyor, küçük ısırıklar konduruyordu. Ben hızlanmıştım, kısık kısık nefes alıyordu, “Vur erkeğim, dibime vur! Vur koçum! Sik, becer beni! Sen benim ilk erkeğimsin, yırt şu amımın yarak görmeyen yerlerini, yırt aşkım, kocacığım, koca yaraklı hovardam, sik parçala amımı koca yaraklım, sikemeyenin amını böyle sikerler, off dayanamıyorum, içimi yakıyorsun, pompala canım, hadiiiiii geçirrrrr aslanım!” dedikçe hayvanlaşmıştım…

Hayriye amının kaslarını sıkarak adeta yarağımı bırakmamacasına eziyordu. Amcığı gevşeyeceğine sanki dahada sıkılıyor, daralıyordu. Susmak bilmiyor, haykırıyordu, “Açım koca yaraklım, açım yarağa, açım sikilmeye! Of ne güzel sikiyorsun! Seni ilk gördüğümde amımdan akan suyu görseydin oracıkta Erkanın yanında tecavüz ederdin bana, Erkana da başımı tuttururdun!” dedi. “Tutarmıydı?” diye sordum. “Böyle siktiğini görse eminim beni kendisi siktirir sana, zaten tapıyor sana!” dedi. Bunları duyunca anladım ki, o hanım hanımcık, çıtı pıtı, kapalı kadının fantazi dünyası sınırsızmış, sikişirken konuşmak ve özellikle kocasını aşağılamaktan müthiş zevk alıyordu. Hemen ben de buna yardım etmeye başladım, “Senin o boynuzlu kocanın amına koyayım ben! Karısını siktiğimin pezevengi!” dedim.

“Oooohhh, eveeet, sik Erkanın karısını! Pezevenk kocamın sikemediği amına koyyy errkeğimmm. Sik, boynuzlat arkadaşını, Erkana boynuz taktır bana, sikicim sen ol, boynuzlu pezevengim o olsun, yırt amımı, yırt götümü, sana kendimi o pezevengin kucağında siktirmezsem bu yarrak bana haram olsun sikicim!” diye haykırıyordu. “Sen tam bir Orospuymuşsun, amına koyduğumun Kahpesi, amının ateşi vücuduna, eline vurmuş, anlasaydım ilk fırsatta zorla sikerdim seni, adi Fahişe!” dedim. “Evet tecavüz etmeliydin bana, zorla, bağırta bağırta, ağlata ağlata sikmeliydin, o gün arabanla dağa kaldırmalıydın beni!” dedi. “Sende bu Orospuluk varken seni daha öyle sikerim ki, o pezevenk kocanın boynuzları caddelere sığmaz, merak etme!” dedim. “Ooohhh sik erkeğim Erkanın karısının tazecik amcığını! Daha bu orospu kocasının taptığı bu arkadaşına neler verecek!” dedi. “Neler vereceksin?” dedim. “Amcığımı verecem!” dedi. “Onu zaten verdin amcık karı, dalga mı geçiyorsun, amına koyduğumun Orospusu seni!” dedim.

“Götümü de verecem, bakire el değmemiş götümün de sahibi sen olacaksın erkeğim!” dedi. “İşte bu güzel!” dedim. “Götümü de siktirecem sana, fakat önce şu doymamış amcığımı doyurmalısın, sik Nahitim! Sik erkeğim, hovardam benim! Oohhh! Kocam olacak o pezevengin boynuzları uzasın, arkadaşının altında amımı siktiriyorum, ohhhh! Hadi vur! Sakın durma! Oooof, aaaah dayanamıyorum, bana birşeyler oluyor, içim gidiyor, sakın durma, kökle birtanem, kökle! Ahhhh…” dedi ve titremeye başladı. Boşalmak üzereydi, zevk alması için yarağımı geri çektim, başının yarısına kadar çıkardım ve tekrar kökledim ve öyle bir bastırdım ki, dibinde bekledim ve boşaldığını hissettim. Ben ise hızımı daha alamamıştım, kendimi sıkıyor boşalmamak için direniyordum…

Yaklaşık 45 dakika sonra Hayriye dördüncü kez boşalırken, ben de patlamak üzereydim ve makina gibi hızlandım, “Geliyorum Orospu, nerene boşalayım?” dedim. Hemen bacaklarını sımsıkı belime, kollarını da boynuma doladı, gözlerimin içine bakıyor, sıktığı dişlerinin arasından, “İçime boşal koçum, içime boşal aslanım! Her yerim senin, istediğin yerime boşalabilirsin, ama önce şu Orospunun döle susamış taze amını döllerinle bir sula, arkadaşının sikemediği karısını dölle, bu am senin döllerine kurban olsun, hadi sikicim, hadi fışkırt amıma, fışkırt döllerini!” dedi. “Ya hamile kalırsan?” deyince, “Offff, hadiii, fışkıırrrrt aşkımm, bırak kendini, hadiii ak içimeee, ak amımaa, ohhh hadi sikicim, yolla döllerini hadiii, kalırsam sana hamile kalayım, senin çocuğunu doğurayım, hadiiii!” diye bağırdı. Öyle tahrik olmuştum ki, artık bu sözler üzerine o anda patladım! Ama ne patlayış, amının içi, en ücra köşesine kadar dolmuştu. Adeta kısa bir baygınlık geçirdi…

O gece Hayriyeyi defalarca siktim (Götten de siktim!) ve ilişkimiz 3 yıldır sürüyor. Her fırsatta amdan, götten, ağzından, neresi denk gelirse orasından çılgınca siktim. Şimdi benden hamile kalınca kocasına her şeyi anlatmış, kocası önce kızmış, ama sonra çaresiz olduğu için kabullenmiş…

[Nahit]

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Hamamda Aldatma

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Hamamda Aldatma

Merhaba değerli okurları ben Ankara’dan Tülin.

45 yaşında bakımlı ve güzel bir bayanım. Geçen yıl kemerde tatil için güzel bir otele 2 çocuğumla beraber gittim. Kocam herzaman çalıştığı için tatile herzaman çocuklarımla yalnız çıkarım. Otobüsle gece yolculuğundan sonra otele ulaştık. işlemlerimizi yaptırdıktan sonra odamıza yerleştik. küçükler uykuları olduğunu söyleyip yattılar. Bende siyah bikinimi giyip güneşte uzanmak için sahile gitmeye karar verdim. Aşağı inince oteli öğrenmek amacı ile dolaşmak istedim. Restaurant nerdedir, barlar nerdedir diye… daha alt kata inince spa ve hamam levhasını gördüm. Masajı sevdiğim için ilgimi çekti ve fiyatları öğrenmek için hemen oraya yöneldim. Spanın girişinde güzel bir bayan vardı. Onunla selamlaştıktan sonra bilgi almaya başladım. Nerede ne mevcut anlattıktan sonra gezmek için yanından ayrıldım. Hamam bölümüne geçtikten sonra kapının dışına gelen gülüşme sesleri dikkatimi çekti ve kapıyı yavaşça açtım. Ortadaki göbek taşının üstünde turist bir kız yarı çıplak bir vaziyette uzanmış, genç ve yakışıklı sayılabilecek belinde peştamalıyla bir erkekte üstüne köpükler atıp vücudunu ovmaktaydı. Kapının açıldığını duyunca gülüşme meraklı bir bakışa yerini bıraktı ve ben ne zaman müsait olacağını şaşırarak sorabildim. Genç adam hemen kendini toplayıp bana dışarıdaki soyunma dolaplarından birine bikinimi koyabileceğimi, oradaki temiz peştamallardan bir tanesini örtünmemi ve 5 dakika sonra müsait olacağını söyledi. ( )

Bende şaşkınlığımı üstümden atıp hemen soyunma odasına geçtim. Temiz bir peştamal aldıktan sonra üstümdeki minik 2 parçadan oluşan bikinimi çıkarıp peştamalı sardım ve hamam tarafına geçtim. Az önceki turist kıza çırılçıplak vaziyette su döktükten sonra sarması için yeni bir peştamal vererek hamamdan gönderdi. Bende kurnanın yanına oturup göbek taşını temizlemesini ve benim için hazırlamasını bekledim. Temiz bir peştamal serdikten sonra başımın altına koymak için katlanmış bir peştamal koydu ve beni çağırdı. Ben tam uzanırken bana üstümdeki peştamalı çözmemi söyledi. Bende denileni yapıp yüzü koyun taşa uzandım. Peştamalı üstüme hafifçe örterek su dökmeye başlayınca sıcak suyun etkisi ile rahatlamaya başladım ve gözlerimi kapatarak kendimi genç adamın hareketlerine bıraktım. üstüme bolca köpük yaptıktan sonra benimle konuşmaya başlanmıştır. Karşılıklı tanışma sonrasında ben az önceki kızın sesinin dışarıdan duyduğumu ve ne olup bittiğini merak ettiğimi söyledim. isminin Ahmet olduğunu öğrendiğim genç adam bana biraz suskunluktan sonra dokunduğu yerler için turist kızın bu sesi çıkardığını söyledi. Bende o süre bana da tıpkı şeyi yapmasını istedim. Ahmet benim emin olup olmadığımı anlamak istercesine bakıp kısaca peki o süre dedi.

Sırtımda dolaşan elleri biraz sonra bacaklarımda dolaşmaya başlamıştı. Bu da çok aşırı hoşuma gitti. Biraz sonra baldırlarımdan yukarıya yavaşça elleri çıkınca heyecanlanmaya başladım. Ahmet benim sessizliğimden cesaret alarak elini amcığıma attı ve okşamaya başladı. Bense zevklenmeye ve yavaşça inlemeye başlamıştım. şimdiye kadar kocamdan başkasının eli o bölgede dolaşmamıştı. Ahmet bana sırt üstü yatmamı söyleyince hemen dönüp sırt üstü yattım ve olacakları beklemeye başladım. gene köpük yaptıktan sonra göğüslerimi ovmaya başlanıyor. artık ben kesik kesik inlerken Ahmet başucuma çömelmiş bana zevk vermekle meşguldü. (

Gözlerimi Ahmet’e çevirince peştamalının altında hiç bir şey olmadığını ve yarağının kalktığını gördüm. Bu beni iyice azdırmıştı ki tam o sırada elimi Ahmet’in yarağına attım. diğer bir erkeğin yarağını ilk kez tutuyordum. Ahmet yavaşça kalkıp hamamın kapısını kilitledikten sonra yanıma geldi. Ben zaten çoktan hazırdım. Ahmet önüme diz çöküp yarağını zaten hazır olan amıma birden soktu. Ben yediğim yarağın tadıyla inlemeye başlamıştım çoktan. Ahmet’in benden önce başka bayanlarla beraber olduğu geç gelmesinden göze çarpan olmuştu. Amıma her yüklendikçe ben zevkten inliyordum ve belim gelmeye başlamıştı. çığlıklarım dışarı duyulmasın diye Ahmet eli ile ağzımı kapatmıştı.

Biraz sonra Ahmet gelmeye başladığında ben kaç defa belimi getirdim bilmiyordum. Bu sikişme tam olmuştu ve benim adım atacak halim kalmamıştı. Ahmet beğenip beğenmediğimi sorunca kendisine bir öpücük verdim ve üstüme biraz su döküp dışarıya kendimi attım. bundan sonra bende kocamı aldatmıştım ama aldatmaya değdiğini ve güzel bir başlangıç olduğunu biliyordum. bundan sonra bundan sonra daha sorunsuz olabilecektim ve yeni maceralar yaşamak istiyordum. Bu duygularla sahilin şeklini tuttum.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Nasıl değişti herşey

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Nasıl değişti herşey

Babamı hiç tanıma fırsatım olmadı, Annem evlere temizlik yaparak, ablam ve beni çok zor şartlar altında büyüttü. Okumaktan başka çarem yoktu. Üniversiteyi maddi zorluklar içinde bitirip büyük bir şehirde iş bulunca kendime ait üç beş parça eşyamla birlikte, çalıştığım şirkete yakın bir yerde küçük bir çatı katına yerleştim. Taşınırken alt kat komşum fatihle tanışıp çabucak kaynaştım zaten şehirde kimseleride tanımıyordum. Alt katta geceleri Fatihten başka oturan apartman sakini yoktu. Fatihin evini paylaştığı Mustafa adlı bir ev arkadaşı vardı ama havayollarında çalıştığı için pek ona denk gelmemiştim. Fatih çok neşeli ve farklı biriydi. Altında pembe tayt üzerinde ince bir bluz hafif feninen havası hemen göze çarpıyordu. Neticede iyi bir komşu ve arkadaştı. Yavaş yavaş tanışınca birbirimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya başlamıştık. Evde sıkılınca ona uğrayıp çay içmek ve sohbet etmek hoşuma gidiyordu. Bir sohbet sırasında bana özel hayatını itiraf etmişti. Mustafa onun özel arkadaşıydı ve birlikteliklerinden çok memnundu.Fatih işte çalışmadığı için evin geçimi Mustafaya aitti, fatihte çok hamarat ve titizdi devamlı gittiğimde evi mis gibi kokardı. Bu arada Fatihte benim özel hayatımı sorguluyordu eve hiç kız getirmeyişim ve kız arkadaşım olmamasını sorgulamıştı. Aslında üniversitede bir iki kız arkadaşım olmuştu ama maddi imkanlarım çok kısıtlı olunca fazla bir samimiyet kuramamıştım ve çokda kafamı yormamıştım bu konulara. Fatih, kendi daireme geçerken elime birkaç cd verdi belki hoşuna gider yatmadan bakarsın diye. Eve girip cdleri izlemeye başladım gay ve travesti pornosuydu, gerçi fatihten de ancak bu beklenirdi. Filimleri izlerken oldukça etkilendim pasif olarak sikilen genç erkekler ve travestilerin çok mutlu olduklarını görünce benimde onlara merakım iyice arttı. gece rüyamda kocaman penisli erkekleri görüp ereksiyon olduğumu fark ettim. Bir iki gün sonra Fatih merdivende denk geldi hemen sordu nasıl beğendinmi diye eee falan diyip geçiştirdim sonra çaya çağırınca daha detaylı sordu sonunda ona doğrusunu itiraf ettim . -Kafanı çok yorma beni yanlış anlama diye de özellikle söyledi. hafta sonu ne yapacağımı sordu bende her zamanki gibi evdeyim sanırım diye cevap verdim. Bana hafta sonu Mustafanın doğum günü olduğunu evde Mustafaya sürpriz bir doğumgünü partisi planladığını ve sadece samimi birkaç kişiyi çağıracağını söyledi gelecek kimselerinde onları durumunu bilen yakın ve aynı kafadan kişiler olacağını söyledi. Çok ısrar etmedi ama gelirsem çok sevineceğini söyledi. önce bir şeyler geveledim ama gelen insanların çok kaliteli tipler olacağından ve kimsenin, kimseyi rahatsız etmeyeceğini merak etmememi tembihledi. Neticede Fatih tek komşum ve arkadaşımdı mecburen kabul ettim biraz çerez ve bira takviyesi alıp bende partiye katıldım. Kapıyı fatih üzerinde siyah şık bir bluz, etek ve makyajıyla evin hanımı gibi açtı.Partidekiler çok sade, kafa dengi, kaliteli tiplerdi. Bir ikisiyle epey sohbet ettim. Ertesi gün Fatih beni yine çaya çağırdı, Konuşmamızda ağzımı aradı beğendiğim biri oldumu diye sorunca -yok artık ben kimseye o gözle bakmadım ki zaten. – Ama biri seni çok beğenmiş benden cebini istedi sen münasip görürsen seninle arkadaş olmak görüşmek istiyor deyince kim o dedim. Mehmet diyince bende o uzun boylu iri yapılı adam mı diyince, MMMm bak adam seninde içinden geçmiş ki hemen hatırlayıp tanıdın dedi. yok ya falan diyince Fatih gene beni ikna etmek için binbir türlü laf saydı -ya bak işte illaki bir şey olması gerekmez ya iki arkadaş olarak sinemaya gidersiniz bakarsın ilerisi olur olmaz kimsenin seni birşeye zorladığı yok zaten diyince tamam dedim ama yanlış anlamasın diye fatihe özellikle tembih ettim. Mehmetle ertesi gece buluşup sinemaya gittik gerçekten centilmen ve nazik biriydi. Dönünce fatihe yaptıklarımızı anlattım. Gene fatih kafamı yedi durdu gece boyunca dene kendini tanı eğer içimde gay düşünceler varsa ileride bir kadınla yanlış bir evlilik seni çok mutsuz eder yada tam kendinden emin olup daha mutlu olursun diye Mehmetle diğer buluşmalarımıza zemin hazırladı. Gerçekten bende Mehmetten giderek daha çok hoşlanmaya başlamıştım çok kafa adamdı onun yanında kendimi güvende hissediyordum ve beni çok güldürüyordu. Sanırım oda benden elektrik aldıki çok sabırlı olmasına rağmen bir iki kez yakından temas durumunda çekinerek elimi tutar gibi yaptı.

Kafam çok karışıktı doğrusu. Hafta sonuna girerken fatih gene beni ikna etmek için sabahtan kahvaltıya geldi akşam Mehmetle buluşmamız öncesi beni özel geceye hazırlamak gerektiğini söyledi Ona göre bu geceye ve kendime hazırlık yapmazsam kötü bir deneyim yaşama riskim vardı ve bu yüzden ömür boyu arafta kalacaktım. Kahvaltıdan sonra tamam deyip ısrarlarını kabul edince beni doğruca banyoya soktu. bir güzel zaten çok fazla olmayan vücut kıllarımı en ince detayına kadar alıp ağdaladı benim için değişik ve bir deneyimdi Fatihi yanında çırıl çıplak kalınca kendimden çok utandım. temizlik faslı bitince doğrudan onun evine geçtik artık sıra son rütuşlardaydı. üzerime uyan saten bir sabahlık verdi. Kılsız vücuduma temas eden satenin buz gibi etkisinden çok etkilendim. Fatih beni baştan iyice bir süzdü terzi gibi ölçümler yaptı. Aslında korktuğum gibi olmayacak fiziğin ve hatların çok yumuşak ve kadınsı dedi seni bir fıstığa çevirmek sandığımdan daha kolay olacak deyip elinde malzemeleriyle bir manikürüme ve pedikürüme başladı. Onu hayranlıkla izlerken dayanamayıp utanarak ve sıkılarak özel hayatına dair sorular sordum. Anal ilişkinin zevkini ve küçük sırlarını benimle paylaşmaya başladı dilimi yutmuş gibi Fatihi dinliyordum. sıra ellerime gelince sade mat tonlarda oje sürmeye çalışırken Fatih bana -Artık ben senin bir ablan sayılırım kadınlar arasında sır olmaz diyip göz kırptı. Öğleye doğru üzerime bol bir kıyafet giyip Fatihin telefonda konuştuğu bayan giyim satan mağazaya gittik. tezgahtar kadın orta yaşlı ve olgun biriydi -merak etmeyin dükkanı öğle tatiline soktum sizi kimse rahatsız etmez diyince Fatih hemen raflardaki iç çamaşırlarını eline alıp üzerimde provaya başladı bir onu bir bunu derken neredeyse dükkandaki malların yarısını üzerimde denedik. Yavaş yavaş alışmaya başladım kadın iç çamaşılarını denerken içime en son giydiğim kırmızı dantelli külot ve takım sütyeni içimden çıkarmak gelmedi. Fatih hemen bana dönüp anlaşıldı hanfendi buğün zifaf gecesinde kırmızı sultan olacak dediğinde yerin dibine giriyordum az kaldı. ikiside bana bakıp ne kadar taze bu kız diyip gülüştüler. Fatih; -evet Mehmet güngörmüş delikanlıdır. Tazenin çıtırın tadını ve farkını iyi bilir diyince hafif bozuldum ve kendimi tuhaf hissetim. Ayakkabımından çantama kadar bütün aksesuarlarıyla birlikte yüklü bir alışveriş yaptık bir ara Fatihe bakıp ben bunların parasını nasıl öderim diyince -Hayatım kafanı yorma sen. – senin hesap zaten ödendi bile deyince içime bir kurt düştü. Eve gelip üzerimdekileri denerken aynaya bakmaktan kendimi alı koyamaz olmuştum. fatih banyoda hazırlık yaparken aynada devamlı kendi kendime bir hanım efendi nasıl oturur nasıl kalkar diye prova yapıyordum. içerden fatih su ısındı diye beni çağırdı elinde kova hortum hazır bekliyordu. Bu neyin nesi deyince -anal ilişki öncesi içininde temiz olması çok önemli deyip hortumun ucunu deliğime yerleştimem için elime verdi. Bir güzel temizlenirken banada -kız ammada bokluymuşsun seni diyip beni çok güldürdü. kurulandıktan sonra popomu ve tüm vücudumu yağlı kremlerle bir güzel ovaladı beni divana kıç üstü yatırıp deliğime eliyle yağlı fitili yerleştiriken benim penisimde kalkınca Fatihe göstermemek için ne yapacağımı şaşırdım. Bir yandan da bana deneyimlerini anlatıp ablalık yaparken -kız sakın fazla kendini sıkma giriş anında, evet canın acıyacak baştan ama sonra öyle bir zevk alacaksınki içinden hiç çıksın istemiyeceksin diyince o kadar çok merak etmiştim ki nasıl bir his acaba diye kendi kendime düşündüm. tatlı telaşlarımızdan zamanın nasıl geçtiğini anlamadım akşam üstüne doğru Fatih elinde makinayla saçlarıma fön çekiyordu elleri çok becerikliydi kuaför olmalıymışsın abla diyince kız ben esas ressamın diyince şaşırdım nasıl yani derken beni aynanın karşısına bir güzel oturtup makyajıma başladı gitgide ben bile değişikliğime şaşırmaya başlamıştım. üzerime akşam için karar verdiğimiz kırmızı dar bir elbiseyle tam bir dişi olduğumu farkettim sonrada Fatihe bakıp -Valla köydem anam ve ablam gelse beni böyleyken tanıyamazlar derken içimde bir yandan cız etmişti onlar köyde bana gelin bakarken ben burada onlara damat bulmuştum. Fatih hadi daha fazla sallanma artık bak Mehmet birazdan gelir sakın söylediklerimi aklından çıkarma topukluların şakası olmadığını da unutma deyince tamam ablacım deyip Mehmetin beni almaya gelmesini bekledim.

Mehmet beni böyle görünce o kadar şaşırmıştı ki bir süre konuşamadı ben kötü olduğumu düşündüğü için diye sorduğumda hayır kusurumu bağışla lütfen bu kadar güzel bir kadın olabileceğini tahmin etmemiştim sadece diyip gururumu okşadı. -istersen dışarı çıkmayadabiliriz deyince -hayır senin gibi güzel bir kadın yanımdayken bu hava atma zevkini lütfen bana yaşat diyince yavaşça Mehmetin koluna yürüyüp yemeğe gittik koyu bir sohbetle içime düşecekmiş bana devamlı kur yaptı bu konuşmaları daha önce çekindiği için yapamadığını söyleyip benim beynime ve kişiliğime çok değer verdiğini belirtip gerçek kadınlarla rahat olamadığını söyledi bu gece benimde karşımda farklı bir Mehmet vardı. gerçi beni erkek halimle bile beğenen bu adam bu gece bambaşkaydı. Evine gidip başbaşa kalma anını sabırsızlıkla bekliyordum çünkü bu gece yaşayacaklarım geleğime yön verecekti.

Evde başbaşa kaldığımızda korkudan titrediğimi fark eden Mehmetim yanıma gelip beni kollarına aldığında ayaklarım yerden kesilmişti. sertçe dilini ağzımın içine sokarak öpmeye başladığımda ilk defa bir erkeğin diline temas ediyordum ve birazdan da daha bir çok ilkleri yaşayacaktım. Ateşli bir öpüşme koklaşma faslından sonra ikimizde ayakta yavaşça üzerimizdeki elbilerimizi çıkardık bir erkeğin karşısında kırmızı iç çamaşırlarımla çok seksi olsamda rağmen utancımdan yere bakarak sessizce duruyordum. Mehmet alnımdan öperek beni yavaşça omuzundan aşağıya doğru yönlendirdi. Kıllı göğüslerin ve göbeğini yavaşça öperek Mehmedimin önünde diz çöktüm benim ufaklıkta heyecandan kalkmış dar kadın küloduna sığmaz olmuştu. Mehmetin boxerine merakla içinden çıkacak olana bakarken işeme deliğinde kafası çıkan bir piton yılanıyla burun buruna geldim. Yukarıya doğru gözlerine baktim ağzıma almam için sabırla bekleyen Mehmet elleriyle saçlarımı okşuyor beni cesaretlendiriyordu. Mis gibi kokan mehmedim benim ağzıma yarrağının kafasını sokarken ağzıma giren bu azman beklediğimden çok daha tatlıydı hemen tamamını almak için hamle yapınca böğürme refleksimi tetikledim. Acemiklikte olur deyip aldırış etmeden emmeye başladım. Burnuma değen kılları bile çok seksiydi. Boxeri tamamen çıkarıp toplarını tek tek ağzıma aldım Mehmetin gözleri kaymış ağzında mırıldanmalar vardı halinden çok memnundu. doğru yolda olduğumu anlayıp ayalarına kadar her yerini yaladım artık ağzımda damarlarının atışını çok daha rahat hissetmeye başladım ucundan gelen acı tatlı turşu suyu olan ilk bel suyu birazdan başlayacak olan patlamanın habercisiydi. Emerken benim penisimden de benzer bel suyu akıntınımın külodumun ucunu ıslattığını fark ettim. Mehmet kısık sesle artık daha fazla dayanamayacağım dediğinde ağzımın içine ılık ılık dölleriyle dolmaya başlamıştı. yutmak istemesemde başka çarem yoktu damağıma ilk gelen döl damlası çarpmasıyla bir dudaklarımı büzüştürerek hiç bir damlanın ziyan olmasına müsade etmeden hızlı bir şekilde emmeye ve yutmaya başladım mideme doğru Mehmetin dölleri yola çıkmıştı. Boşalmadan sonra Mehmetin yüzündeki mutluluk ve rahatlama hissi beni tatmin etti ama yinde emin olmak için sorma ihtiyacı duydum. beni yukarı doğru kalkmam için ellariyle omuzlarımdan hafifçe çekti. gözgöze gelmiştik dudaklarımda hala onun döl damlaları varken dudaklarımı yalayarak öpüp teşekkür etti. Bu sınavı başarıyla geçmiş bir öğrenci olarak bende çok mutluydum ama esas muhabere daha başlamadı diye düşünürken eliyle benim ufaklığı yoğurmaya başladı. Ona birazdan olacaklardan dolayı güvenmeme rağmen canımın yanmasından çok korktuğumu belli etmemeye çalıştım. Aklımdan geçenleri okumuş gibi mehmet beni yatağın üzerinde rahat bir şekilde durmamı sağlamak için domalıkken karnımın altına yastıkları destek yapıp merak etme güzelim canın çok acımayacak sen istemediğin sürecede devam etmeyeceğim diyince bende sırasını bekleyen kurbanlık koyun gibi yüzüne bakıp seni çok seviyorum dedim bu da ilkimdi bir erkeğe aşık olduğumu söylemiştim belki zamanlama doğru ve romantik değildi ama benim neticede ilk sikilişimdi ve zaten daha öncede hiç bir kadınla birlikte olmayı becerememiştim.

Mehmet elleriyle göt yanaklarımın arasını okşayıp hafifçe araladı arkamda olan biteni merakla beklerken ıslak dil darbelerini göt yanağımdan merkez üssüne doğru yol aldığını fark ettim, deliğim yalandıkça içim daha çok ürpermeye başlamıştı. Farkında olmadan ellerimle çarşafı kelepçe gibi sımsıkı tutup deliğimi büzüp, sıkıp duruyordum. Mehmet uzun ve derin nefes çekip ohh mis gibi taze göt kokusu diyip orta parmağıyla inceden alıştırma girişi yapmaya başlamıştı kendimi çekmemi engellemek için sakin ol rahat dur kızım gibi sözlerle beni yatıştırıyordu. sonunda yorulup kasma gücümü kaybettim oda yarrağının kafasını kremleyip deliğime hizaladı. ilk bir kaç cm ilerleyişinde kıçımda künt bir ağrı yerini sızıya bıraktı Mehmet ilk dakikayı bekleyerek geçirdi birazdan yapacağı hamle ile yarrağın kafasının kertiğini girmiş olacağını söyleyip içimde ilerlemeye devam etti. – Tamamı girdimi acaba diye ince ve kısık bir sesle sorunca dur kız benide şaşırtıp güldürme daha seninle işimiz var diyip yavaşça sokmaya devam etti.

Ne olur kıpırdama Mehmet böyle kal erkeğim dediğimde, -tamam zaten taşaklarımla göt yanakların komşu oldu kız zaten deyince derin ohh çekip fatihin sözlerini hatırladım. akıllılık yapıp konsantremi kalkmış sikimin ucundan damlayan bel suyuma verdim. Sikim çok tahrik olmuştu. Mehmet zor kısmın bittiğini söyleyip ufak ufak git gellere başlamıştı. artık onun içimdeki varlığını daha fazla duymaya başlamıştım. Yarrağın kafasının kertiği prostatıma masaj yapıyordu. Mehmetin sikini kenarındaki kılların göt yanağıma temasını bile hissedebiliyordum. Elleriyle bir kaç kez kıçıma şaplak atıp atını yani beni kamçıladı Mehmedim, koçum. Yarrağın her içime girişi benim sikimide eş zamanlı olarak kastırıyordu. Ritmimizin hızlanmasından Mehmetin boşalmaya yakın olduğunu anladım. Fışkıran spermlerin benim barsak duvarına çarpmasını hissedince bende elimi sikime bile sürmeden yatağa şakır şakır boşaldım. Bir süre nefeslerimizi dinlendirdik. Fatih gene haklıydı onun içimden çıkmasını istemiyordum ve varlığına alışmıştım. yavaşça çıkarken içime giren soğuk hava bedenimi dolduruyordu. Yatakta yavaşça yanına sokulup beraber bir keyif sigarası paylaştık. Mehmetin döllerinin içimden yavaşça yatağa aktığını fark ettim beni dudaklarımdan öperken çaktırmadan elimle hafif kanlı döl akıntımızı çarşafla temizlemye çalıştığımı anlayıp durdurdu. Aşkım kızlığın bozuldu artık o senin gururun ve nişanın diyince Mutluluktan kendimi tutamayıp gözlerim dolu boynuna sarılarak erkeğimin omuzunda sessizce ağladım. Mehmet artık kadım olduğumu söyleyince içimden ne kadar doğru bir karar verdiğimi ve bunun çok zor bir karar olduğunu ona açıklamak istedim ama hınzır rahat durmayıp kırmızı sütyenimin ucundan meme başlarını hafif dişleyip emmeye başlayınca daha yaşanacak çok şeyin olduğunu düşünerek oynaşmaya devam edince gece boyunca sabah kadar üç posta daha yedim. Sabah yataktan kalkamadım, kahvaltıyı tepsiye kuran Mehmet yatakta bana taze döllerini el değdirmeden ağzıma akıtıp bol proteinli beslenme kürü hazırlamıştı.

Anneme ve ablama oğullarının gelin olup gerdeğe girdiğini ve aslan gibi bir damatlarının olduğunu kadınlığa giden yolda söylemek için vaktim vardı ama Fatihle bir iki fıstık olup kadınlığımı özgürce yaşamak için acelem var saygılarımla. [email protected]

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj kuşadası escort bayan bursa escort escort escort escort travestileri travestileri otele gelen escort beşiktaş escort beylikdüzü escort ankara escort istanbul escort Hacklink Hacklink panel Hacklink panel ankara escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort hurilerim.com Escort kırklareli escort kırşehir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort manisa escort maraş escort mardin escort mersin escort beylikdüzü escort antalya rus escort escort keçiören escort etlik escort çankaya escort mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net Escort bayan Escort bayan escortsme.com anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com istanbulspor.net şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort warez forum Bonus veren siteler Deneme bonusu veren siteler 2025 ankara travesti By Casino bursa escort görükle escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort kayseri escort kuşadası escort kocaeli escort konya escort kütahya escort manisa escort mardin escort mersin escort muğla escort nevşehir escort rize escort sakarya escort samsun escort şanlıurfa escort sivas escort tekirdağ escort trabzon escort tunceli escort uşak escort van escort yalova escort çorlu escort gebze escort gümüşhane escort izmir escort kilis escort kırklareli escort karabük escort karaman escort kars escort kıbrıs escort kırşehir escort malatya escort niğde escort ordu escort osmaniye escort sinop escort tokat escort yozgat escort zonguldak escort