• 0

modern tesetturlu hatice

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

modern tesetturlu hatice
slm.isim icabi baska bir yere tasinmak zorunda kalmistim.oturdugum apartmanda insanlarla tanisiyordum gun gectikce.ilk tanistigim kisiler serkan ve hatice cifti idi.hatice kapali giyiniyor ama nasil kapali bende anlamiyordum.yuzunde 1 kilo boya uzun etekler ama gotu ortaya cikaran sekilde dar etekler.keza ustune giydigi elbiselerde oyle gogusler yine tas gibi ortada.muhtesem bir fizigi vardi haticenin ve bunu comertce sergiliyordu.gun gectikce aramiz iyi olmaya basladi.haticenin kocasi serkan biraz cins bir adamdi.gozu surekli disarda evle pek ilgilenmeyen birisiydi.isi icabi surekli sehir disina cikar ve bundanda zevk duyardi.zavalli haticede kocasinin yuzunu gormezdi.ne bicim bir evlilik bu deyip cok dusunmuslugum olmustur.bir gun asansorde serkanda karsilatik.baktim elinde yine kucuk bir bavul.hayrola yolculuk var yine galiba dedim.evet adanaya gidecem 3 gunlugune dedi ama pis pis siritti.o gunun aksami evde oturuyor tv izliyordum.kapi caldi baktim hatice.rahatsiz ediyorum ama galiba evde sigortalar atti hicbirsey calismiyor dedi.bende hic anlamam bir bakarmisin dedi.tabi dedim ciktik yukariya.ev zifiri karanlikti.baktim fuse patlamis dedim bende yedek var eve gidimde alim.fuse u aldim geldim.haticede elinde mum isik yapmaya calisiyor bana.siyahlar icindeydid zaten.siyah uzun kollu vucuda yapisan bir ince kazak birde uzun vucuda yapisan siyah bir etek.sadece makyaj icindeki yuzunu gorebiliyordum mum isiginda.neyse fuse i degistirdim salteri kaldirdim hersey normale donmustu.tam sandalyeden inerken hafif dengemi kaybedip omzumu duvara carptim.hatice hemen paniklesti noldu biseyin varmi iyimisin gel su koltuga oturda bi bakalim dedi.burasimi burasimi derken haticenin elleri omuzumda gezeliyordu ve cok hosuma gidiyordu.yok dedim ben iyiyim sadece morarmis.bikac gune gecer dedim.vaktin varsa kahve yapim sana dedi.tmm olur dedim.hatice mutfaga gitti.bende oturdugum yerden onu izliyorum.alt dolapdan fincanlari falan cikarirken egilince o kalcalari nasil cikiyordu meydana.ben oyle dalmisken hatice ile goz goze geldik bir anlik.ben hemen kafami cevirdim.hatice gulumsemisti ama onu gormustum.hatice bana seslendi mutfaktan 1 dk gelirmisin diye.gittim hemen.ust rafta seker var ben uzanamiyorum sen alirmisin dedi.bu aradada hatice cezveye kahve koyuyordu tam onumde.haticenin arkasindan ust rafa uzandim ama sikim haticenin gotune degmisti.haticeden hic ses cikmadi.seker koydu sekerlige falan.cezveyi karistirmaya basladi.sekeri yine eski yerine koyarmisin dedi.yine haticenin gotune yaslanarak sekeri yerine koydum.ama bu sefer daha bilincli yaslanmistim.kahveler oldu.iceriye gectik.sohbete basladik.hatice kocasindan dert yanmaya basladi.hic evle ilgilenmiyo anca orda burda is diye gidiyor bir karim var evde diye hic dusunmuyor falan diye iclendi.aksilikya fincani elimden dusurdum ustume dokuldu.hatice hemen bir bez aldi temizlemeye calisti.temixledigi yerde tam sikimin ustu.bezi bastira bastira suruyordu ustume.e haliyle sikim kalkti hemen.haticede anladi durumu goz goze geldik tutdum elimde ncektim kendime dogru ve dudaklarindan kaptim haticeyi.delice opusmeye basladik.hatice kucagima oturmus artik kendini bana birakmisti.haticenin goguslerini oksuyor gotunu sert sert avucluyordum.hatice ustumdeki gomlegi cikardi goguslerimi opmeye yalamaya basladi.hatice yaniyordu resmen erkege sekse hasretti.yavas yavas asagiya inmeye basladi.kemerimi acip pant ve kilotumu cikardi.benim yarragi gorunce bu buyukmus bayada yakisikli ve yaramaza benziyor deyip yarragimin kafasini optu.iki dudaginin arsina alip emdi sertce.hatice basindaki turbaniyla beraber yarragimi somurmaya basladi.o rujlu dudaklariyla yarragimi pempe yapmisti nerdeyse.yarraga olan hasretiyle muthis sakso yapiyordu hatice.artik daha fazla dayanamayip gelicegimi soyledim.agzima gel coktandir dol tadini tatmadim deyip kokledi yarragimi bende agzina bosaldim dolu dolu.vakum gibi emdi yarragimi hatice.haticeyi koltuga yatirdim sadece etegini ve kilotunu cikardim.yeni tras etmis amcigini yalamaya basladim.ben yaladikca hatice kendinden gecer gibi inliyordu.off ozlemisim butun bunlari amim yaniyordu resmen dedi.daha dur yeni basladik dedim.haticenin harika bir gotu vardi.yarraga susamis ami iyice sulanmis ben yaladikca hatice yarrak istiyorum diye inlemeye baslamisti.hadi sik beni nolur amima gecir yarragini diyordu.haticeyi koltugun kenarina dogru cektim bende dizlerimin ustune durup yarragimi kokledim haticenin yanan amina.firin gibiydi haticenin aminin ici.seri halde yarragimi haticenin amina sokmaya basladim.abandikca abandim iri kiyim olan hatice ancak boyle zevke kanardi.haticenin gozlerine baka baka sikiyordum amini.bir muddet sonra haticeyle birlikte bosaldik.haticenin ustune yigildim yarragim aminin icindeydi hala.biraz nefeslendikten sonra haticenin kazagini yukari dogru siyirip goguslerini emmeye basladim.harikaydi gogusleri isirip isirip emdim yaladim.hatice kulagima gotumdende sikmek istermisin beni dedi.hemde fena isterim dedim.hemen ayaga kalktim.haticede koltukda oturarak yarragimi agzina aldi.turbanli basindan tutarak basini gel git yapiyordum.haticenin agzini bastira bastira siktim.yarragim kutuk gibi olmustu.haticeye don dedim.hatice koltugun ustunde dizlerinin ustune durdu.harika gotunun manzarasi muthisti.yarragimi iyice tukurukleyip dayadim haticenin got deligine.itmeye basladim.yarragim yavas yavas giriyordu haticenin gotune.tassaklarim kicina deginceye kadar soktum.hatice derin derin nefes alip offf deyip duruyordu.sonra yavas yavas gel git yapmaya basladim.20cmlik yarragim kol gibi haticenin gotune girip girip cikmaya basladi.hizlanmaya basladim artik ve seri sekilde yarragimi haticenin got deline sokmaya basladim.tassaklarim kizarmaya baslamisti kicina vurmaktan.hatice ahh ahh harika becer beni sik beni gotumden diye inliyordu.ben soktukca yarragimi haticenin turbani acilmaya basladi.turbani yere dusen haticenin upuzun siyah saclari ortaya cikti.saclarina asilip gotunu sikmeye basladim haticenin.nefesim kesilene kadar haticenin gotunu siktim.o gece haticeyle dura dinlene sabaha kadar sikistik.artik bosalinca sikimden dol degil su gibi sivi geliyordu anlayin yani.haticenin kocasi gelene kadar kah benim evde kah haticenin evinde bol bol seks yaptik.kocasinin is gezilerine gitmesine uzulen hatice simdi dort gozle gitmesini bekliyor tabi bende.sikmezsen sikerler boyle iste serkancim.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Alıntı – Genç Kaynanamla Önce Sanaldan Sonra Anald

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Alıntı – Genç Kaynanamla Önce Sanaldan Sonra Anald
Saat dört gibi telefonum çaldı. Arayan kaynanamdı. “Bikini geldi, çok güzelmiş!” dedi. “İyi hadi, giy bakalım, nasıl olacak!” dediğimde, “Giydim zaten, şu an üzerimde!” diye yanıtladı. “Vay, çok hızlısın, resim çekip atsana hemen. Whatsapp’tan gönder!” dediğimde, “Tamam!” dedi kıkır kıkır genç bir kız gibi gülerek.

Geçen birkaç dakika sanki birkaç saat oldu. Sonunda telefonuma peş peşe resimler gelmeye başladı. Yatak odasındaki aynalı kapaklı dolabın karşısında elinde telefonla çekmişti resimleri. Ölen kocasından kalan dokunmatik telefonun patlayan flaşı ile kaynanamın halen tazeliğini koruyan, güneş görmemiş dolgun beyaz vücudu karşımdaydı. Vücudunda kıldan tüyden eser yoktu. Hayatında lazere gitmemiş bir kadın için büyük bir nimetti bu.

Bikinisi deniz mavisi renginde, alt tarafı slip üstü üçgen şeklinde ve boyundan bağlamalıydı. Solmaz annenin dolgun vücuduna tam oturmuştu hem altı hem de üstü. Bikininin üçgen üst parçası memelerini kapatamamıştı, ancak meme başlarını örtebilmişti. Üçgen parçaları birleştiren ince ip gerilmiş, kopmamak için direniyordu sanki. Altındaki slip ise kasıklarını sıkıp patlatacaktı nerdeyse. Solmaz anne bikinisini heyecanla giyerken başına örttüğü ve arkadan bağladığı desenli siyah eşarbını çıkarmayı unutmuştu. Bu haliyle komik bir görüntü olmuştu.

Elinde telefon aynaya bakarak poz vermişti. Önden, yandan ve arkadan 15-20 tane resim çekmişti. Arkadan çektiği resimlerde slipin altındaki ihtişamlı götü ve derin yarığı ortaya çıkmıştı. Slipin arkası nerdeyse götünün arasına girecek gibiydi. Yarağım resimlere bakarken patlayacak hale gelmişti.

Sabahki telefon görüşmesinde olduğu gibi işyerinin kapısını kapattım. Telefon açtım ve “Bikiniyi de çıkarıp öyle resimler çeksene!” dedim. Önce, “Deli misin Orhan?” dedi, ama ben, “Ya seninle ne konuştuk sabah, her şeyde anlaşmadık mı?” dediğimde “İyi tamam…” dedi korkuyormuş gibi bir sesle.

Bu kez dakikalar bitmek bilmiyordu. Kalbim heyecanla deli gibi atıyordu. Sonunda telefonuma resimler düştü. Titreyen parmaklarımla açtım telefonu. Kaynanam aynı şekilde poz verse de bu çırılçıplaktı. Başındaki eşarbını gene çıkartmamıştı. Meme başları küçük, yuvarlak ve koyu pembeydi. Etli uçları ise iri birer üzüm tanesi gibi açık pembeydi. Amının üzerinde bir miktar alınmamış kıl vardı. Amının etli dudakları da meme başları gibi koyu pembeydi. Arkadan çektiği resimlerde ise götünün derin yarığı karşımdaydı. Götünün dolgun yanakları sıkıydı, sarkma yoktu hiç.

Ölen kayınpederim senelerce böyle bir güzelliğe sahip olmuş ama onun değerini bilememişti. Oysa ben birkaç dakikadır baktığım bu vücutla birlikte yeniden doğmuş gibiydim. İçim kıpır kıpırdı, heyecandan yerimde duramıyordum.

Kaynanamın bu resimlerine bir karşılık vermem gerektiğini düşündüm. Tuvalete geçip pantolonumu ve külotumu çıkardım. Yarağım sertleşmiş, kafası ıslanmıştı. Sol elimle yarağımı tutup sıvazlarken sağ elimle de resimlerini çektim. O anda kaynanamı düşünerek 31 çekmek istedim, ama kendimi onun amına ve her şeyden çok istediğim götüne saklamak istediğim için vazgeçtim. Yeniden giyinip koltuğuma döndüm.

Çektiğim resimleri gönderdim. “Bu yarak yakında senin olacak!” diye yazdım ayrıca. Bir sürü utanma ve gülme şekli ile cevap verdi karşılığında. Resimlerini titreyen parmaklarımla büyütüp küçültüyor, tek tek uzun uzun bakıyordum. Oturduğum yerde boşalacaktım nerdeyse.

Arzu evlendiğimiz günden beri götten verme konusunda isteksiz, gönülsüzdü. Zorlamalarım sonucu kabul ettiği birkaç defaysa anca yarağımın kafası girmişti götüne. Daha fazla ilerlememe müsaade etmemiş, hiç keyif alamamıştım bu yüzden. Ama şimdi kaynanamdan bunu isteyecektim. Onun Arzu gibi itirazlarda bulunacağını düşünmüyordum.

Akşam eve gittiğimde, Arzu, “Neyin var senin, iyi misin?” diye sordu. Bendeki garipliği anlamıştı. “Yok bir şeyim, iyiyim!” dedim. Ona, “Pazar günü birlikte Karasu’ya gideceğiz, annen de gelecek!” dediğimde çok sevindi. Özellikle annesinin gelecek olması onu çok mutlu etmişti. Babası sağken annesi bir kez bile oraya ayak basmamıştı, ama artık babası yoktu. Annesinin bunları yaşaması gerektiğini benden çok Arzu söylüyordu.

O gece çocukların uyumasına ben de yardım ettim. Sonunda ikisi de uyuduğunda saat 22:00 olmuştu. Arzu’ya, “Hadi, çok istiyorum seni, çok özledim!” dediğimde, “Ben de!” dedi gülen gözleriyle ve hemen üzerindekileri çıkarıp yatağa uzandı. Soyundum ben de ve karımın çıplak vücudunu emmeye, öpmeye başladım. Arzu da çok iştahlıydı.

Dudaklarımız birbirine kenetlendiğinde deli gibi emmeye başladı her iki dudağımı. Ağzının içine soktuğum dilimi ısırıyor, koparmaya çalışıyordu. Bu arada sol elimle memelerini avuçlayıp sıkıyor sağ elimle de yeni tıraş ettiği amını yoğuruyordum. Onun da sağ eli aşağıya kaymış sertleşmiş yarağımı sıkıyordu.

Bu azgın, şehvetli haline inat, gerdek gecemizde henüz 17 yaşında, korkak ve çekingendi. Evlenmeden önce sadece birkaç kez görmüştük birbirimizi. Babası nişanlı olduğumuz zaman bile bizi görüştürmemiş, dolaşmamıza izin vermemişti. Ona bildiği her şeyi ben öğretmiştim. Onun ilk ve son erkeği bendim, ama benim son kadınım olmayacağını bilmiyordu Arzu. Çünkü sırada öz annesi vardı.

Doğruldum ve göğsünün üzerine oturdum. Bu pozisyonda ne yapması gerektiğini biliyordu Arzu. Hemen memelerini kavradı, yarağımı memelerinin arasına sokup git gel yapmaya başladım. Biraz daha öne kaydığımda ise bir damla suya muhtaç kalmış gibi ağzını aralayıp dilini çıkardı dışarı. Yarağımın kafasına ben git gel yaptıkça dil darbeleri atmaya başladı.

Karımın yarağımın kafasına değdirdiği dili beni daha da azdırmış, isteklendirmişti. “Tamam, hadi ağzına al!” dedim ve üzerinden kalkarak sırtüstü uzandım. Arzu da hızla doğruldu ve dizlerinin üzerine çökmüş gibi yaparak yarağımı aldı ağzına. Ben uzun dalgalı saçlarını çekerken ıslak ve iştahlı saksosuyla beni çıldırtmaya çalışıyordu. Her iki eliyle kavramıştı yarağımı. Başını eğip kaldırdıkça yarağımı ağzının daha derinlerine alıyordu.

“Tamam, sen şimdi uzan, biraz da öyle yapalım!” dediğimde nasıl yapacağımızı bildiği için başı yatağın ucuna gelecek şekilde uzandı. Ben de yatağın ucuna geldim ve onu kollarından tutarak başını aşağı bakacak şekilde kendime çektim. Ardından bacaklarımı ayırdım, dizlerimi bükerek eğildim ve kalkık haldeki yarağımı karımın araladığı ıslak pembe ağzının içine soktum.

Dizlerimi büküp doğrularak yarağımı ağzına sokup çıkartmaya başladım. Bu pozisyonda yarağım nerdeyse taşaklarıma kadar girip çıkıyordu ağzına. Onu ağzından sikiyordum. Arzu bu haldeyken nefes alıp vermekte zorlanıyor, çoğu zaman sümüğü akıyor, gözlerinden yaşlar çıkıyordu. Ama bana bunun ne kadar zevk verdiğini bildiği için itiraz etmiyordu. Yine aynısı olmuş ve karımın sümüğü burun deliklerinden çıkmaya başlamış, gözlerinden de ince yaşlar akar olmuştu.

Onu daha fazla incitmemek için çıkardım yarağımı ağzından. Ellerinden tutup kaldırdım. Sümüğünü elinin tersiyle silerken, “Gel içeri geçelim!” dedim, el ele koridora geçtik. Kızların uyanması isteyeceğimiz son şeydi bu haldeyken. Yarağım halen kazık gibiydi.

55 kiloluk karımı kalçalarından kavrayarak kaldırdım havaya. Arzu ellerini boynuma dolarken bacaklarını da belime doladı sıkıca. Alttan yarağımı amına dayadım ve bastırdım. O an büyük bir zevk dalgası ikimizin vücudunda dolandı. Prizdeki gece lambasının ışığının aydınlattığı koridorda karımı yukarı aşağı kaldırıp indirerek yarağımı amına sokup çıkartıyordum.

Arzu aldığı zevkle, “Ohhh, kocacımmm sik benii, uhhh, sik beniii, ıhhh, ahhhh, sik beniii, ımmm…” sesleri eşliğinde adeta şarkı söylüyordu. Erken bir saatti ve yukarıdaki komşuların koridordaki ayak seslerini duyabiliyorduk. Yarağım karımın ıslak ve yağlanmış amına girip çıkıyordu. O haldeyken prezervatif takmayı unuttuğumu yeni fark ettim. “Kız prezervatif takmayı unuttum!” dediğimde, Arzu kendini bana daha çok yaslamış ve aldığı zevkten deli gibi inlemeye devam ediyordu, bana cevap verecek halde değildi.

1.85 boyunda 95 kiloydum. Aramızda 40 kilo fark olsa da karımı kaldırıp indirmek beni yormuştu. Sonunda ayakları yere değdiğinde kendine geldi, kapalı gözlerini açtı. “Prezervatif takmayı unutmuşum!” dediğimde, “Takma zaten!” dedi. İkimiz de nefes nefese kalmıştık. “Niye kız?” deyince, “Ben çocuk istiyorum!” dedi dudaklarını büzerek.

L şeklindeki koridorun köşesine geçtik. Arzu ellerini her iki duvara dayayarak domaldı. Bu haldeyken evin kapısına da yaklaşmıştık, evin kapısı birkaç metre ötemizdeydi ama ikimiz de azgınlığın doruğunda olduğumuz için o an bunu düşünecek halde değildik. Arzu elleri yukarda, belini aşağı eğmiş haldeyken yarağımın kafasını bolca tükürükledim. Ardından hızlıca ayrık duran amına girdim.

“Ihhh!” diye derin bir inilti karımın ciğerlerinden koridora yayılırken var gücümle pompalamaya başladım. Deli gibi sikiyordum, kasıklarım karımın sıkı göt yanaklarına çarpıyor ve koridorun içi ‘Şak şak şak!’ sesleriyle çınlıyordu. Azgınlık canıma tak etmişti. O an sanki karımı değil de annesini sikiyormuşum gibi düşündüm. Ve bu düşünce beni çıldırtıyordu. Karımın göt yanakları, kalçaları ve belinin etleri yarak darbelerimle birlikte löpürdüyordu. Sütlü şişkin memeleri de sallanıp duruyorlardı. Zaman zaman öne doğru eğilip memelerini avuçluyordum. Arzu’nun aldığı zevk daha da çoğalıyordu bu sayede.

Prezervatif takmamış olsam da bu gece öyle kolay kolay boşalmak istemiyordum. Bu pozisyonu da bu yüzden daha fazla devam ettirmek istemedim. Arzu’ya, “Sırtını şuraya daya!” dediğimde koridorun iki duvarının birleştiği yere dayadı sırtını. Bir süre deliler gibi öpüştük, dudaklarımızı dillerimizi emdik. Ardından sol bacağını kaldırdım ve alttan amına soktum yarağımı. Sonra bacağını daha da kaldırdım. Karımın uzun boylu ve bacaklı olmasının avantajını yaşıyordum. Elastik vücudu sayesinde az sonra sol bacağını iyice kaldırmış ve omzuma atmıştım.

Arzu her iki eliyle duvardan destek alırken ben onu köşeye sıkıştırmış vaziyetteydim. Bu şekilde sikmeye başladığımda ikimiz de tarifi mümkün olmayan bir zevk alıyorduk. Altta yarağım amına girerken üstte de dillerimizi, dudaklarımızı emiyorduk. Sütlü memeleri göğsümün altında yassılaşmış ve şişmişti. Bu haldeyken kendime hakim olmaya çalışıp yarağımı yavaş yavaş sokup çıkarıyordum amına.

Arzu’nun minik burun delikleri zevkin verdiği hazla genişliyor ve sıcak nefesini yüzüme vuruyordu. İnlemelerimizin arasında birbirimize sevgi sözcükleri fısıldıyorduk. Ama Arzu ikinci çocuğumuza hamile kalmak istediği zamanlarda yaptığı gibi dudaklarını kıpırdatmaya başladığında onun dua okuduğunu anladım. Üçüncü çocuğumuzun olmasını istiyordu ve nerden öğrendiğini bana söylemediği duayı okuyordu.

Sonunda sarsıla sarsıla boşaldığımda karım da zevkin doruklarına çıkmıştı benim gibi. Döllerim amına ve oradan kasıklarına akıyordu. Arzu duasını okumaya devam ederken amından çıktım. O havadaki bacağını yere koyup hızlı adımlarla yatak odasına giderken ben de banyoya geçtim. Duşu açıp altına girdim.

Karımla müthiş bir sikiş yaşamıştım, ama aklımda annesi vardı. Onu da aynı kızı gibi sikecektim. Ona yaşamadığı duyguları, tatları yaşatacaktım. Arzu 4 yıldır benimle dolu dolu bir seks hayatı yaşıyordu, oysa annesi hayatında belki 4 hafta bile yaşamamıştı bunu. Onun cinselliğe çok aç olduğunu tahmin ediyordum. Ve benim de amacım o açlığını doyurmak olacaktı.

Yatak odasına döndüğümde Arzu’yu ellerini kaldırmış duasına devam ederken buldum. Belinin altına benim yastığını koymuş bacaklarını da dizlerinden bükmüştü. Ses etmeden yanına uzandım. 5-10 dakika sürdü bu hali. Sonra da ellerini yüzünde gezdirdi, duasını tamamlamıştı.

Başını göğsüme koyup, “Seni çok seviyorum!” dedi. “Ben de çok seviyorum!” dedim. Bir süre o halde kaldıktan sonra banyoya geçti. Arzu yıkanırken ben giyinip balkona çıktım. Bir keyif sigarası yaktım. Sigaradan derin nefesler çeke çeke içtim.

Salona döndüğümde Arzu’yu koltuğun kenarına oturmuş, bornozuna sarınmış ve elinde benim telefonum annesiyle konuşurken buldum. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü, çünkü telefonda annesinin bikinili ve çıplak resimleri vardı. Ben önlem alırım, gizli tutarız derken daha ilk anda bir kıyametin kopmasına sebep olabilecek hata yapmış telefonu öylece sehpanın üzerinde bırakmıştım.

Ama neyse ki korktuğum olmadı. Arzu konuşmasını bitirir bitirmez atıldım ve telefonu kaptım elinden. “Ne oldu, annen ne diyor?” dediğimde, “Hiç, benim telefon sessizdeydi ya ulaşamayınca seni aramış, ben de seni göremeyince açıp baktım!” dedi omzunu silkerek. “Niye aramış peki?” diye sordum.

“Karasu’ya Cumartesi gitsek olur mu diye soruyor. Pazar günü abimle Facebook’tan kameralı konuşacakmış çünkü. Abim arayıp haber vermiş bugün, anne Pazar gününe sıra aldım demiş, kameralı görüşürüz diye söylemiş. Onu dedi. Pazar değil de Cumartesi gitsek olur mu diye sordu!” dedi karşılığında.

Cumartesi günleri de çalışıyordum. O gün gitmemiz demek işyerini kapatmam, para kaybetmem demekti. Önce ne desem bilemedim, ama sonra Arzu benden önce davranıp, “Ben Cumartesi gelemem!” dedi. “Niye?” diye sordum. “Hayatım daha önce dedim ya, Sümeyye’nin kızının doğum günü var, oraya gideceğim demiştim ya. Ben şimdi nasıl bırakıp gideyim?” dedi.

“E ne olacak peki?” diye sordum ellerimi iki yana açarak. “Ne olacağı var mı, sen annemi götürürsün. Ben Cumartesi gelemem, e annem de Pazar günü gelemeyeceğine göre, bir yolunu bulmamız lazım. Sen annemle gidersin. Evi çok merak ediyor, yazık, biraz oralarda dolaşırsınız, yemek yer dönersiniz!” dedi. Sonra da benim bir şey dememi beklemeden, “Ben yatıyorum, hadi sana Allah rahatlık versin!” diyerek gitti. Az sonra yatak odasının kapanma sesi geldi.

Telefonu açtım. Arzu resimlerden birini bile görse hayatımız kayardı, ama şansımız vardı ki böyle bir şey olmadı. (Bu sana ders olsun salak Orhan!) dedim kendi kendime. Ama bir taraftan da Cumartesi günü kaynanamla yazlıkta baş başa olacak olmanın verdiği tarifsiz keyfi hissettim.

(Sikerim işini!) dedim. Bugün Perşembe, yarın Cuma, ertesi gün de Cumartesi… Kaynanamı sikmek için müthiş bir fırsat elime geçmişken bunu geri çevirecek değildim.

Artık onu sikmek için ayları, haftaları, günleri değil saatleri saymam yeterliydi…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 6. Bölüm

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 6. Bölüm

Eve geldiğimizde saat ilerlemişti. Karım sofrayı hazırladı. Ana kız yemek yememiş, bizi beklemişlerdi. Özge de, ben de azıcık birşeyler yedik. Yemek yiyecek halde değildim. Yemekten sonra duşa girdim. Ardından yatağa girip uyumaya çalışıyordum, ama gözüme uyku girmiyordu. O sırada karım da soyunup yatağa girmişti. Bana, “Neyin var, iyi misin?” diye sordu, ama ben cevaplamadım. Ben birşey demeden karım elini alttan külotumun içine sokup yarağımı okşamaya başladı. Çıplak göğsümü öpüyordu. Eli yarağımda dolaştıkça yarağım kalkmaya başlamıştı. Karımla sikişmek istiyordum yeniden. Karıma, “Sana daha seksi iç çamaşırları alacağım, yatakta onları giyersin!” dedim. Karım mahçup bir halde, “Daha önce kocam almıştı, ama ben hiç giymedim!” dedi. Bunu zaten biliyordum, “Neden?” diye sordum. “Çok açık saçık şeyler, külotlar götümün arasına giriyor, ben nasıl giyeyim onları?” dedi.

“Ne yaptın onları, attın mı yoksa?” dedim. “Yok atmadım, sandığımda duruyor hepsi. Niye soruyorsun şimdi?” diye sordu. “Hadi göster bana onları, giymeni istiyorum!” dedim. Karım elini yarağımdan çekip yataktan kalktı, köşede duran sandığı açtı ve eğilerek içini karıştırmaya başladı. Biraz sonra büyükçe bir bohçayı yatağın üzerine bıraktı. Bohçayı açınca içinden bir sürü tanga, arkası ipli külotlar, dantelli sutyenler, çoraplar çıktı. “Bunları neden giymiyorsun?” diye sordum. “Giymemi istiyor musun gerçekten?” dedi. “Evet, hadi şunu giy!” diyerek arkası ipli bir külotla dantelli bir sutyen verdim.

Karım geceliğini ve külotunu çıkardı. Önce sutyeni giydi. Biraz küçük gelmişti sutyen, memelerini sıkmış, şişirmişti. Memeleri içinden her an çıkacakmış gibiydi. Sonra ipli külotu giyindi. Arkasındaki ip götünün arasına girmiş, bembeyaz göt yanakları külot yokmuş gibi ortadaydı. Eliyle sürekli, “Ay, götümün arasına giriyor, çok rahatsız bir şey bu!” diyerek külotun arkasını çekiştiriyordu. O anda külotumu çıkardım, yarağım kazık gibi olmuştu. Yatağın kenarına oturdum, karımı da dizlerime oturttum. Dudaklarına yumuldum.

Karım da evlendikten sonra tüylerinin temizliğini ihmal etmeye başlamıştı. Çenesinde ve dudaklarının üzerindeki alınmamış tüyler dudaklarıma batarken, kalçalarında dolaşan elim tüyleri hissediyordu. Dayanacak halde değildim. Geçen sefer yaptığım gibi başını karyolanın demirleri arasına soktum. İp külotunu çıkartmadan diz çökerek amına ağzımı dayadım. Karım müthiş bir, “Iğhhhh!” sesiyle irkildi. Amı zaten sulanmıştı, dilimi içine soktukça daha da sulanmaya başlamıştı. Amındaki alınmayan kıllar dudaklarıma batsa da, benim için problem değildi. Dilimi amının içlerine soktukça amının sıcaklığını ağzımda hissediyordum. Am dudaklarını emiyor, ısırıyordum. Amının içindeki dilini emdikçe karım yerinde kıvranıyordu. Elleriyle başımı okşuyor, sürekli inliyordu…

Bacaklarını iki yana iyice açmasını ve parmak uçlarına basarak götünü biraz havaya kaldırmasını söyledim. Götünün arasına girmiş ipli külotu parmaklarıma doladım. Göt deliğindeki alınmamış uzun kılları çekmeye başladım. Osuruk kokusu burnuma geliyordu. Başparmağımı içine bastırmaya başladım. İlk boğumuna kadar içeri girmişti ki, “Ay, ah, yapma lütfen!” demeye başlamıştı. Ama onu dinleyecek değildim bu sefer, parmağımı daha çok sokmaya başladım. Kısa sürede parmağım götüne girmişti. Karım ise sürekli “Ay, ah, çıkar, yapma!” diyordu; gittikçe daha çok bağırır olmuştu. O anda yatak odasının buzlu camında bir gölge gördüm. Özge yine bizi dinlemeye gelmişti. Annesinin çıkardığı sesleri kolayca duyabilirdi orada. Bu arada karım büyük bir güçle saçlarıma asılarak çekmeye başlamıştı. Ben de daha fazla ileri gitmemeye karar verip parmağımı götünden çıkardım.

Doğruldum, karım halen domalmış halde demirlerden tutmaya devam ediyordu. Amının dudaklarını parmaklarımla ayırarak yarağımı bir hamlede amına soktum ve hızlı hızlı gidip gelmeye başladım. Kalçalarına çarpan kasıklarımdan yine sesler gelmeye başlamıştı. Bir taraftan buzlu camın arkasında Özge halen bizi dinliyordu. Ben daha fazla ve daha güçlü pompalamaya başladım. Az önce acı çeken karım, bu kez, “Uhh, ahh, ohh, devam et!” demeye başlamıştı. Yarağım sıcacık amının içinde gidip geldikçe, ben de müthiş zevk alıyordum. Karımın amı yaşından ve çocuk doğurduğundan dolayı genişlemişti, ama bana zevk vermesine engel değildi. Hızlandım, hızlandım artık ben de kendimi kaybetmiş, “Ah, oh!” sesleri çıkartır olmuştum. O kadar şiddetli sikiyordum ki amını, karım devamlı, “Ah, ah, yavaş, yavaş ol!” deyip duruyordu…

Ve sonunda büyük bir zevkle karımın amına patladım. Bir süre daha amında kaldım. O sırada Özge kapının önünden gitmişti, gittiği de iyi oldu, değilse karım görebilirdi. Yarağımı çıkardım amından, karımı da belinden tutarak kendime çektim ve doğrulttum. Karyolanın demirlerine çarpan omuzları kızarmıştı. Omuzlarını tutuyordu sürekli, “Ah, her yanım ağrıyor!” deyip sızlanıyordu. Döllerim kalçalarına, bacaklarına akıyordu. Yerde duran paçalı külotu ile bacaklarını sildim. Bana, “Onunla niye sildin?” deyince, “Üzerindeki ile yatarsın, bir daha bunu giyme!” dedim. Yarağımdaki dölleri de sildim ve o külotu fırlatıp köşeye attım. Ardından külotumu giyinip yatağa girdim.

Karım da geceliğini giyinip göğsüme uzandı. Göğsümü öpüyordu. Bana, “Biliyormusun, çok güzel sikiyorsun beni!” dedi. Bunu söylerken kızardığını gördüm. “Mutlu musun?” diye sordum. “Hem de çok!” diye cevapladı. “Senden bir şey istiyorum!” dedim. “Nedir?” deyince, “Bir daha öyle paçalı, pamuklu külotlar giyme. Bunları giy!” diyerek yerdeki bohçayı gösterdim. “Çok mu istiyorsun?” diye sorunca, “Evet!” dedim, dudaklarından öptüm ve “Söz mü?” diye sordum. “Tamam, söz!”” dedi. O anda kocasına vermediği götünü bana verebileceğinin işaretini de vermişti aslında.

Aradan birkaç gün geçmişti. Karım artık benim için seksi çamaşırlarını giymeye başlamıştı. Dantelli sutyenler, külotlar, tangalar giyiyordu. Koca eteklerinin altında minik tangalar, ip külotlar giydiğini düşündükçe gün boyu sikim sertleşiyordu. Birkaç akşam sonra artık asıl isteğimi kendisine söylemenin vakti geldi diye düşündüm. Daha fazla sabredemeyecektim. Gece yatağa yeni girmiştik ki, dudaklarına yumuldum, emmeye başladım. Bir taraftan da elimi geceliğinin altına sokup kalçalarını okşamaya başladım ve “Seni götünden sikmek istiyorum!” dedim. Bunu duyan karım, “Töbe, töbe! Sen delirdin mi? O da nereden çıktı!” diye çıkıştı. “Korkma, canını yakmam, sen de zevk alacaksın!” diye kendisini ikna etmeye çalıştım, ama olmadı. Karım bir türlü ikna olmuyordu. Sırtını dönüp yattı. Evlendiğimizden beri ilk defa bu şekilde sırtını dönerek uyumuştu.

Haftasonu kahvaltıdan sonra, Özge ile Esra kendilerini misafirliğe çağıran teyzelerine gitmişlerdi. Ben karımla evde yalnız kalmıştım. Özge evden çıkarken bana ters ters bakmıştı. Onlar evde olmadığı zaman benim annesiyle sikişeceğimi biliyordu çünkü. Kızlar evden çıkar çıkmaz karıma yanaştım. Karım mutfakta bulaşık yıkıyordu. Arkasına geçip sarıldım. Geçen geceden beri aramız limoniydi. Göbeğini, memelerini, kalçalarını okşuyordum. O ise tepki vermiyordu. Diz çökerek eteğinin altına kafamı soktum. İçine minik bir külot giymişti. Külot götünün yarısını bile kapatmıyordu. Göt yanaklarına öpücükler kondurmaya başladım, kalçalarını okşuyordum. Sikim kazık gibi olmuştu.

Doğruldum ve onu elinden tutarak yatak odasına götürdüm, perdeleri çektim. Onu götünden sikmek istediğimi tekrar söyledim. Geçen akşamki kadar sert tepki göstermemiş, suskun kalmıştı. Sonra bana, “Bir kadın kocası ne zaman isterse onunla beraber olmalıdır. Ama senin bu isteğin çok günah!” dedi. Ona, “Merak etme, ne günahı varsa benim boynuma. Bak sen de zevk alacaksın!” dedim. Karım bir süre düşündükten sonra, “Tamam, ama bir kere olacak, canımı yakmanı istemiyorum. Çünkü daha önce hiç yapmadım!” dedi. İçimde müthiş bir heyecan hissettim. Onu elinden tutup banyoya götürdüm, “Şimdi güzelce yıkanalım önce, temizlenelim. Nasılsa çocukların gelmesine çok var!” dedim. Sıcak suyu açtım, karımın üzerindekileri tek tek çıkartmaya başladım. Üzerinde minik külotu ve dantelli beyaz sutyeni ile kaldığı zaman inanılmaz bir zevk duydum. Kendime hakim olmaya çalışıyordum. Külot ve sutyenini de çıkardım, ardından ben de soyundum.

Karı koca sıcak suyun altına girdik. Birbirimizi güzelce sabunladık. O sırada memelerinin uçlarını emiyor, ellerimle götünün yanaklarını sıkıyordum. Kendime engel olamayıp götüne birkaç şaplak attım. Çıkan ses banyoda yankılanmıştı. “Ay yapma, çok mu azdın?” deyince, “Evet, beni azdırıyorsun!” dedim. Orta parmağımı arkasından yavaşça götüne sokmaya çalışıyordum bu arada. Parmağım neredeyse tamamen içine girmişti ki, “Ah, uhh, ay, acıyor, ahh!” demeye başladı. Ama ben sokmaya devam ediyordum. Derken parmağım artık tamamen götünün içindeydi. Bir süre götünde beklettim parmağımı. Karımın çektiği acının azaldığını hissediyordum. Önünde diz çökmüş, arkadan parmağımı götüne sokmuştum bu pozisyonda. Diğer elimle de amını ovalıyordum. Parmaklarımla da amına girmeye başladım. Amının içi fırın gibiydi, soktukça daha büyük bir zevk alıyordu. Gittikçe kasılmaya başladı, nefesi kesilecekmiş gibi oluyor, saçlarımı deli gibi çekiyordu. Bu sırada götündeki parmağımı da sokup çıkartmaya başladım. Hem önden hem arkadan parmaklarım içinde çalışıyordu.

Karım sanki nefessiz kalmış gibi soluk alıp verdikçe, ben parmaklarımı daha hızlı sokup çıkartmaya başladım. Sıcak su üzerimize akmaya devam ediyordu. Derken karımın boşaldığını hissettim. Saçlarımı çeken ellerinde güç tükenmişti, kolları yana düştü. Parmaklarımı amından ve götünden çıkardım. Sıcak suyun altında ellerimi bol sabunla yıkadım.

Ona duvara doğru dönmesini ve eğilmesini söyledim. Dediğim gibi yaparak duvardan tutundu ve eğildi. Bacaklarını iki yana ayırdım. Tombul göt yanaklarının arasındaki kıllı deliğini meydana çıkardım. Duş başlığı ile götüne, deliğine iyice su tuttum. Baş ve işaret parmaklarımı kullanarak götünün deliğini mümkün olduğunca çok açmaya çalışıyordum. Delik neredeyse 1 Liralık madeni para kadar açılmıştı. İçine iyice su tuttum. Bu sırada karımın garip garip sesler çıkardığını duyuyordum. Amacım yarağım girmeden önce göt deliğini olabildiğince çok açmaktı. Deliğin içi kapkaranlık bir mağara gibiydi sanki. Etrafındaki uzun ve sık kıllar, mağaranın önünü kapatmış ağaç dalları gibiydi.

Ayağa kalkarak suyu kapattım. Karım, “Bitti mi?” diye sorunca, “Bekle biraz!” dedim. Yanaklarımdaki, burnumun içindeki tüyleri, kılları almak için kullandığım küçük bir traş makinem vardı. Onu aldım. Karım, “Ne yapacaksın onunla?” deyince, “Merak etme, deliğindeki kılları alacağım!” dedim. Tekrar duvara tutunup iyice eğilmesini söyledim. Deliğinin etrafını tuvalet kâğıdı ile iyice silip, kuruladım. Arkasından makineyi çalıştırarak kılları kesmeye başladım. Küçük makine sanki motorlu testerenin ağacı kesmesine benzer şekilde sesler çıkararak kılları kesiyordu. Makinenin ucu karımın göt deliğine değdikçe, karım, “Uuhh, ımm!” diye sesler çıkartıyordu. Bir süre sonra deliğin ağzını iyice temizledim. Sabun ve suyla deliği iyice yıkadım. Bu sırada yarağımdan sıvılar akıyordu. Dayanacak gücüm kalmamıştı. Karımı omuzlarından tutarak çömelttim. Ne istediğimi biliyordu. Yarağımı ağzına alarak yalamaya, emmeye başladı.

Başını iki yanından sıkıca tutmuş, saçlarını okşuyordum. Başını ileri geri oynatarak yarağımı boğazına kadar sokup çıkartıyordu. En sonunda ağzının içine patladım. Başını sıkıca tuttuğum için oynatamıyordu. Açık ağzının kenarlarından akan döllerim sıcak suya karışıyordu. Yarağımı ağzından çıkardığım zaman karım öğürmeye başladı, kusacak gibi oldu. Ama geçen sefer kızının yaptığı gibi kusmadı. Onun yerine ağzının içini sıcak suyla iyice yıkadı, çalkaladı, temizledi. Omuzlarından tutup ayağa kaldırdım. Yüzünde iğrenmiş gibi bir ifade yoktu. “Çok tuhaf tadı varmış!” dedi gülerek.

Birlikte yıkanıp banyodan çıktık. Yatak odasına geçerek kurulandık. Elinden tutup karyolanın demirlerine tutunmasını söyledim. Başını gene karyolanın demirleri arasına soktum. Daha önce Özge’yi iki defa götünden sikmiştim, ama şimdi ilk defa karımı götünden sikecektim. Masanın önünde duran yağlı el kreminden karımın götünün deliğine iyice sürmeye başladım. Deliğin içine, ağzına bol miktarda sürdüm; sonra da yarağıma iyice sürdüm. Yarağım ve karımın götü kremden bembeyaz olmuştu. Yarağımı sıvazlamaya başladım. Parmaklarımla tekrar deliğini ayırdım biraz. Dizlerini biraz öne kırmasını istedim. Dediğimi yapınca yarağımla göt deliği aynı hizaya gelmişti.

Daha sonra yavaş yavaş yarağımın kafasını sokmaya başladım. Kremden kaygan bir hal alan yarağım göt deliğine yavaş yavaş girdikçe, karımın götü genişliyordu. O sırada karım devamlı, “Ahh, yavaş!” diye inliyordu. Ama kendisi beklediğim kadar tepki göstermiyordu. Banyodaki genişletme çalışması ve sürdüğüm krem sonuç vermişti.

Yarağımı artık daha rahat götüne sokabiliyordum. Yavaş yavaş içinde gidip gelmeye başladım. Dizlerimi öne kırarak içine giriyordum. Biraz hızlandım, yarağım artık zorlanmadan içine girebiliyordu. Karım ise, “Ahh, ımm, ayy!” diyor, başını karyola demirleri arasında sağa sola oynatıyordu. Sonunda hızlanarak sokup çıkarmaya başladım. Artık göt deliği iyice genişlemiş ve açılmıştı. Yarağımı soktukça beraberinde içine hava giriyor; içine girip çıkan hava ‘Zort zort!’ diye sesler çıkartıyordu. Az önce ağzına boşaldığım için yeniden boşalmam uzun sürmüştü. Bu pozisyonda götünün içinde birkaç dakika boyunca gidip geldim. Yarağım nerdeyse köküne kadar götüne giriyordu. Bir süre götünde bekleyerek, sokup çıkarmaya devam ediyordum. Karım bu defa sürekli, “Ahh, ımm, ohh, ımm!” diyerek inliyordu. Onun da zevk aldığı belliydi.

Ama en sonunda gücüm tükenmişti. Vücudum elektrik çarpmış gibi oldu ve karımın götüne hışımla boşaldım. Bir süre daha içinde bekledim. Yarağımı yavaş yavaş götünden çıkardığım zaman, karımın götünden derin bir osuruk sesi geldi. Onu tutup doğrulttum ve kendime çektim. Birbirimize sarıldık. Bana, “Beklediğim kadar canım yanmadı!” dedi. “Ben sana söylemiştim” dedim. Birlikte tekrar banyoya girdik. Güzelce yıkandık. Sonra tekrar yatak odasına geçerek yatağa girdik. Çırılçıplak bir halde yatarken uyuyakalmışız…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Teyzeme Fena Geçirdim

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Teyzeme Fena Geçirdim

Meraba . Ben 19 Yaşinda 1.80 Boylarinda Genç Bi Erkegim . Herneyse Benim Teyzeme Olan İlgim Çoook Büyüktü Çünki Okadar Harika Kalçasi Ve Memeleri Vardiki Hergördügüm Zaman Beni Tahrik Ediyorduu . Birgün Aklima Teyzemi Sikmek Geldii .Çoook Azmiştim Ve Bişey Olurmuu Çagrirmi Diye Beklerken Teyzem Eve Birşey Alincak 10 Dk Gelirmisin Evde Kimse Yok Bende Gidemiyorum Diyerek Evine Çagirdi . Bende Firsat Bu Firsat Gittim . Teyzem Sipariş Listesini Verdi . Vee Siparişleri Alip Geldikten Sonra Teyzem Yorulmuşsundur Gel Biraz Dinlen Diyerek İçeri Çagirdi . Bende Firsat Buya Hemen Kabul Ettim Ve İçeriye Girdik Oturduk . Teyzem Nasilsin Felan Filan Derken Çıktıgın Kız Varmı Dedi Yok Dedim . Bu Yakişikliliklami Yok Dedii Bende Evet Dedim . Konuştuktan Sonra Neyse Ben Kalkiyim Dedim Ve Çikarken Bilerek Anahtarimi Yere Düşürdüm . Teyzem Egilip Almaya Kalkarken Hertarafi Belli Oluyorduu . Dayanamaadim . Arkadan Götüne Sarildim . Ve Gülerek Aynen Şunu Söyledi ” Bende Bunu Bekliyordum ” Hadi Yatak Odasina Gidelim Diyerek Odaya Götürdü . Benii Soymaya Basladii . Soyundurduktan Sonra Sikimi Aqzina Aldii Okdar Güzel Emdiki İlk Postayi Azqzina Boşalttim . Sonra Kaldirip Sevişerek Bende Onu Soyundurduktan Sonra Amını Yalamaya Basladim Zevk Sulari Geliyoduu Artik . Bacaklarini Memelerini Heryerini Yaladiktan Sonra Artik Sok Dedii .Bende Benim 20 Cm Cikarak Amına Dayadim Sokmamla Yavaş Aşkım Diyerek İnledi .Yavaş Yavaş Sokarak Aliştirdiktan Sonra .İyice Gelgit Yaptim İçine Boşaldim . O Arada Kapi Zili Caldii . Kuzenindir Diyerek Kapiya Bakti Ve Gelirken Kızına Sana Bi Hediyem Var Diyerek Odaya Getirdi . Çoook Şaşirmişti . Anne Noluyoo Dedi . Hadi Sende Soyun Merve Diyince Ama Anne Felan Demeye Kalmadi Teyzemden Cesareti Alarak Merveyide Soyundurdum Cook Güzel Bal Gibi Ami Vardii . Yatirdim Teyzem Sikimi Tutarak Mervenin Amina Yerleştirdi . Sokmamla Bagirmaya Basladii .Teyzem Susturmak İcin Merveyle Öpüşmeye Basladii . Birden Sikime Baktim Kan Kuzenin Kızlıgı Gitmişti Korku İçinde Annesine Bakarken Merak Etme Kızım Diktirirz Dedi . İkisini Sikmekten Yoruldum Sonra Ortalarina Yattim Onlar Sikimi Yaladi İzledim Biraz Sonra Üstümüzü Giydik . Salona Geçtik .Ve Herhafta Yapmayya Karar Verdik . Ara Sira Merveyi Arabamla Ormanlik Tarafa Götürüp Arabada Sike Sike Aglatiyorum . Anneside Doyamiyo Zaten .

Böyle Sikilmek İsteyen Bayanlar İcin : [email protected]

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Tecavüz Kaçınılmazsa

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Tecavüz Kaçınılmazsa
Tecavüz kaçınılmazsa

Eda ve ben yedinci sınıftan beri çıkıyoruz. Şimdi yirmili yaşlarımızın ortasında dört çocuğumuz var.Eda her zaman dört çocuğu olacağını söylerdi – iki erkek, iki kız.Her zaman memleketimize yerleşeceğimizi, kasabada bir ev alacağımızı, hukuk fakültesine gideceğimi ve tam zamanlı anne olarak ev hanımı olmak istediğini söylerdi.

Aslında, Eda düğünü lise ikinci sınıftaki planladı.Tanıştığımız andan beri, ikimiz de birbirimiz için mükemmel olduğumuzu biliyorduk.İnsanlar bize “sevimli” bir çift diyorlar.İkimiz de kısayız.Ben 163 cm boyundayım;Pam ise 155 cm. Ben oldukça sıradanım ama Pam öyle değil. Uzun, ipeksi sarı saçları ve derin mavi gözleri, sert çay bardağı göğüsleri ve bir modelin bacakları ve poposuna sahip sevimli bir kadındır.

İkimiz de akıllı – iftiharlık öğrencileriydik. Ayrıca biz yarı münzeviydik, birlikte takılmayı arkadaşlarımızla olmaya tercih ettik. İkimizin de arkadaşı vardı, ama bu dostlukları geliştirmedik, sosyal faaliyetlerle çok fazla zaman geçirmedik. Biz sadece birbirimizle olmayı sevdik.

Evliliğimizle ilgili yaşadığım tek korku cinsel uyumluluktu. Eda, sıfır seks dürtüsüne sahipti. Öpmeyi ve tutmayı severdi, ama mahrem yerlerine dokunmak ya da bana dokunması kesinlikle imkansızdı. Seks hakkında konuşmaz, daha az seks yapar. Bir defasında kendimi ifşa ettiğim ve onu ağrıyan penisime dokunmaya ikna ettiğimde, elini beş inçlik erkekliğime sardıktan hemen sonra boşaldım. Elini sıktı ve “Ah, iğrenç!” Diye bağırdı. sonra elimi gömleğimin üzerinde sildi.

Bu kadar kötü olmazdı ama Eda çok seksiydi. Vücudunu göstermek, cazibesini sergilemek için giyiniyor ve beni azdırıyor taşaklarımın sızlamasına neden oluyordu. Sevişirken genellikle kucağımda kendini bana sürtüyordu. Göğüslerine ya da amına dokunmama izin vermezdi, ama bana göstermeyi çok seviyordu.

Pantolonuma boşalmamın eğlenceli olduğunu düşünüyordu. Yoğun bir sevişmeden sonra sık sık beni evden arardı ve sorunumla ilgilenip ilgilenmediğimi sorardı. Eğer ilgilendiysem, detaylar için bastırıdı. İlgilenmediysem, ona ne kadar acı verdiğini söylememi isterdi. Bunu bir tuhaflık olarak yazdım ve bu tuhaflık hiç de komik değildi.

Nişanlandıktan hemen sonra işler radikal bir değişti. Eda son sınıfımızın başlarında tecavüze uğradı. Tecavüz travmatik bir deneyimdi. Okuldaki beş sert çocuk onu ormanlık bir alanda kestirmede yakalamışlar. Onu striptiz yaptırıp dans ettirmişler.

Onlar için mastürbasyon yapmaya zorlamışlar, amına cisimler sokturmuşlar ve kendi göt deliğini parmaklatmışlar. Çetenin lideri ve kampüsteki süper damızlık Mert, arkadaşları Eda’nın bacaklarını ayırmışken bekaretini almış. Eda bekarete büyük değer veriyordu ve balayımızı bakirelerin buluşması olarak planlamıştı. Sadece Mert amını sikmişti ama diğerleri onu birkaç kez oral ve anal olarak becermişti.

Her zamanki buluşma yerimize gelmediğinde, yolunu geri izledim ve onu kir, pas ve meni kaplı cenin pozisyonunda yatıyor buldum. Birbirimize sarıldık ve ağladık. İkimiz de olaya dahil olan her erkeği tanıdığımız halde, Eda polise gitmeyi reddetti. Onu suçlamadım. Küçük bir kasabada yaşıyoruz. Tecavüz olmasa bile aşağılama bizi biribirimizden ayırırdı.

Eda’yı temizleyip giydirdiğimde sakinleşti. Çok canı yanıyordu ama ruhu kırılmamıştı. Saçlarını fırçalarken gülümsedi ve “Sanırım düğünümde beyaz giydiğimi unutabilirsin.”

Ona kar beyazı da dahil olmak üzere istediği her rengi giyebileceğini söyledim. Asla ikiyüzlü davranıp ve beyaz giyemeyeceğini söyleyerek beni şaşırttı. Sonunda herkesin Mert’e verdiğini duyacağını söyledi.

Onu düzelttim. “Mert tarafından tecavüz” dedim. Beni düzeltti. Bu şekilde duyulursa çocuğun çok kızacağını söyledi. Bunun onu kızdırması umrumda değildi, ama asla tecavüz dememeye yemin ettirdi. Çok kararlıydı ve bana tekrarlattı, “Eda Mert’e verdi.” Sözlerini tekrarladım ama gönülsüzce. Benim birkaç kez söylediğimi duyduktan sonra rahatladı, geçen bulutlara baktı ve yüksek sesle düşündü.

Onun yüksek sesle düşüncesi oldukça sarsıcıydı. Mert’e vermelerinin – vermesinin değil vermelerinin- kondomsuz vermelerinin ve amına boşalttırdığının etrafta duyulmasını arzuluyordu. Hamile bile olabileceğini söyledi. 14 Haziran’dan ayları geri saydı ve “Ah hayır! Hamileysem, Haziran ortasına doğurmak üzere olacağım” diye bağırdı.

“Bundan çok önce kürtaj yapabiliriz” dedim. Omuzlarımı kavradı ve çarpıcı bir şekilde, “Hayır! Kürtaj olmayacak. Hamile kalırsam çocuğunu doğuracağım. Çocuk masum ve cinayete taraf olamayacağım.” Onun bebeğini kendi bebeğin gibi kabullenmezsen Kemal, o zaman sandığın gibi biri değilsin. ”

Bu tutum benim için yeniydi. Kürtaj olduğuna ve ebeveynliğini planladığına yemin edebilirdim. Ona, çocuğuna bakmak istiyorsa, bizim sayacağımıza dair teminat verdim. Babası siyah ya da Çinli olsaydı da, aynı şeyi yapacağıma ona temin ettim. Bu yüzüne kocaman bir gülümseme getirdi.

Bana şiddetle sarıldı ve beni sevdiğini söyledi. Sonra oldukça garip bir şey söyledi. Afacan surat asıcı bir bakışla arkasına oturdu ve “Bilirsin, başka bir erkeğin çocuğuna düğün günümde dokuz ay hamile olmayı ve gerçek babanın kim olduğunu herkesin bilmesinin seksi olduğunu düşünüyorum. Bu da beni heyecanlandırıyor”

“Eda, bu fena bir düşünce. Beni şaşırttın.”

“Biliyorum ama dürüst oluyorum. Bir başkasının bebeğini taşırken bile beni ne çok sevdiğini bilmeleri o kadar hoş olurdu. Korkunç olduğumu düşünmelisin.

“Hayır, açık ve dürüst olmana sevindim. Çok heyecan verici, ama başkasının başına gelmesini tercih ederim.”

Birdenbire kalktı ve bana döndü. “Kemal, senden şimdiye kadarki en büyük iyiliği yapmanı istiyorum.” Başımı salladım. “Hamile olduğumu öğrenirsek, Mert’ten düğününüzde sağdıcın olmasını istemeni istiyorum.”

Ona incinmiş ve sersemlemiş bir bakış attım. Çok ciddiydi. Bana söz verdirdi. Sonunda verdim. Eda, ertesi hafta ve ondan sonra haftada iki kez tekrar tecavüz edildi. Polise gitmek için ısrar ettim; şiddetle reddetti. En azından annesine- ona doğum kontrol hapı alabilmesi için – söylemesi için yalvardım. Bu tavsiyeyi reddettiğinde, en kötüsünden şüphelenmeye başladım.

Eda’nın Mert’in bebeğini taşıma ve ondan sağdıcım olmasını istemek düşüncesi beni deli etti . Dördüncü tecavüzden sonra Mert’i ilk gördüğümde, içimde bir şey kabardı. Kızgın bir boğa gibi ona koştum. Yetenekli bir matador gibi beni altetti. Çöp tenekesinin üzerine düştüm. Daha sonra çılgınca sallayıp tutturamadığımda beni deli gibi tokatlamaya başladı.

Gerçekte sert vurmadı; tokatları küçük düşürmek içindi. Sonunda akıllandım ve sallanmayı kestim. Başıma aldığım birkaç tokat boyun eğmemi sağlamıştı. Mert beni ensemden tuttu, beni bir erkekler tuvaletine itti, kafamı bir tuvalete soktu ve birkaç kez sifonu çekti. Biri pantolonumu aşağı çekti ve Mert beni bıraktıktan sonra arkamdan taşaklarımı tekmeledi. Kasıklarımı tutarak cenin pozisyonu aldım. Uzun boylu sarı saçlı, mavi gözlü sporcuya baktım ve “Eda gibi bir afet için yeterince erkek değilsin. Senin için hizmet verdiğim için teşekkür etmelisin” dediğini duydum. Sağdıcım olacak en iyi adamdı.

Beni bıraktıktan sonra yine Eda’ya tecavüz ettiler. Öğleden sonra birbirimizi temizledik ve rahatlattık. Onun korumaya çalıştığım için beni övdü, ama aynı nefeste bir daha asla böyle bir şey yapmamam konusunda beni uyardı. Yapmayacağımı temin ettim. Bu zamana kadar, Eda’nın çoklu “verme” haberi tüm okula yayılmıştı. Benim için aşağılanma dayanılmazdı, ancak Eda oldukça iyi karşıladı. Çocuklar onu işaret ettiğinde ve arkasından kıkırdadığında onun uyarıldığını fark ettim. Hapı tekrar gözden geçirmesi için ricada bulundum, ama boşuna. Ben de o ormanlık araziden geçmemesi için ona yalvardım.

Bana o zaman son birkaç kez orada olmasının emredildiğini bildirmişti. Üstelik, daha çok çocuk onun performansını izlemeye gelmişti. Olanları dakika dakika anlattı, anlatmaktan zevk alıyor gibiydi. Otuzdan fazla çocuk, çoğu erkek ama bir kısmı kadın, Eda’nın çıplak bir şekilde dans ettiğini ve saç fırçası sapı veya vibratör ile kendini becerdiğini görmüştü. Oradaki her erkeği götünden ya da ağzından almıştı. Mert her zaman gösterinin patronuydu ve onu vajinal olarak beceren tek kişiydi. Bana söylediği her şeyden ve davranışlarından şaşırmıştım. Başbaşayken, olanlara tecavüz diyordu ama bence bu tecavüz değildi. Ona, Mert’le nasıl sınırsız davranabildiğini sorduğumda, “Babam her zaman,” Tecavüz kaçınılmaz olduğunda, arkana yaslan ve keyfini çıkar “dedi.

Belli ki bu tavsiyeye kalben benimsemişti. O akşam en sevdiğimiz park yerindeydik. Pam külotunu çıkardı ve bacaklarının arasından kendisini inceliyordu, hassas amına dokunuyordu ve yanan götünden şikayet ediyordu. Mert’in devasa organı hakkında anlatmaya devam etti ve göbeğinin tam ortasına kadar bir çizgi çizerek ne kadar içeri girdiğini gösterdi. Hatta organın amına girdiğinde aldığı hali göstermek için amına dört parmağını birden sokmuştu.

Bu utanmaz gösteriyi izlemek bir işkenceydi. Onun huyuna gittim çünkü bana bu şekilde işkence yaptığını görebiliyordum. Talihsizliğimizi cinsel deneyimlerimizi genişletmek için bir fırsata çevirme fırsatı gördüm. Neşeyle elimi onun baldırına götürdüm. Amına birkaç santim kalmışken, “Kemal, ne yaptığını sanıyorsun?” Dedi.

Kızardım ve kekeledim. Ona bir fahişe gibi davranmaya başladığım için çok üzgündü. Beni küçülmüş hissettirdi ve affedilmek için yalvardım. Kapıya yaslandı ve bacaklarını genişçe açtı. Gelişigüzel amını parmakladı ve dedi ki, “Aramızda hiçbir şey değişmedi, Kemal. Bana başkalarının yaptığı gibi bir fahişe gibi davranabileceğini sanma.”

Üstünü çıkarıp göğüslerini diğer eliyle okşarken, “Mert’in fahişesi olabilirim, ama senin nişanlınım” derken ağzım bir karış açık seyrediyordum. Başımı salladım ve tekrar özür diledim. İtaaatkar kabullenişim onu memnun etti. Gülümsedi ve “Bu sizi heyecanlandırabilir biliyorum, ama bu benim sorunum değil. Ben artık bakire bir kız değilim, şimdi bir kadınım ve kadınların karşılanması gereken ihtiyaçları var. Hemen şimdi boşalmam gerekiyor. İstersen izleyebilirsin veya başka tarafa bakarsın, ama penisini sergileme ve evde yaptığın iğrenç şeyleri yapmaya cesaret etme. Senden gelecek bu tür davranışlara tahammül edemem. ”

Ezik bir şekilde başımı salladım. Nişanlımın bir pisliğin adını anarak kendini becerdiğini izlerken taşaklarım sızlıyordu: “Sik beni, Derrick! Fahişeni becer! Sert sik onu, daha hızlı, daha derin … Evet! Evet! Dölle amımı!”

Eda’nın “verme” haberi sonunda ailesine ulaştı. Duyduklarıyla karşı karşıya geldiklerinde onunla birlikteydim. Eda onlara duyduklarının doğru olduğunu, tecavüzleri durduramayacağını ve muhtemelen devam edeceğini söyledi. Mert’i baş saldırgan olarak tanımladı ve babasına tavsiyesini hatırlattı.

Başını salladı, ama “Hala iyi bir tavsiye olduğunu düşünüyorum ama polise gitmelisin. Ne istersen onu yap. Yine de. Bu senin hayatın ve vücudun.” Dedi. Eda’nın annesi, “Sanırım seni hapa başlatmalıyız” dedi.

Eda hapı istemediğini söyleyerek onları şaşırttı. Eda sağlıksız olduklarını söyleyen bir şeyler okuduğu konusunda bir şeyler söyledi. Eda’nın annesi diğer doğum kontrol cihazlarını önerdikten sonra, “Anne, benimle vajinal ilişk**e olan sadece Mert” dedi.

Bu bana tuhaf bir cevap gibi geldi, ama annesini durdurdu. Beynindeki çarklar dönmeye başlamıştı. Mert’in kim olduğunu biliyordu. Annesinin evlenmemizle ilgili yanlış algılarının temeli kötü genetik bir eşleşmemizdi. Bokla dondurmanın karışımı gibi bir şey olduğumuzu biliyordum. Eda’ya çocuklarının kısa, esmer, eciş büçüş olacağını söylemiş. Bunu bana Eda söylemişti ve bu bana acı verdi. Annesi, “Güzel, ama hamile kaldığında, ki kalacaksın, kürtajdan söz edilmeyecek” demesi sürpriz olmadı.

Eda, çocuğu kendi çocuğum olarak kabul etmeyi kabul ettiğimi söyledi. Annesi benim iyi hislerime ve asil jestime övgüde bulundu. Küçük kız kardeşi geldi ve Eda’nın karnını okşadı, “Vay, Eda, belki şu an Mert’in bebeğini taşıyorsun.” Eda gülümsedi ve karnını vurarak şöyle dedi: “Bende öyle düşünüyorum. Döngümü kontrol ettim ve yumurtluyorum. Mert’e söyledim, ama yine de yaptı. Hatta günde iki ya da üç kez yapacağını söyledi. Bütün bu hafta. Bu işi görür. ”

Annesi geldi ve “Kesinlikle görür” dedi. Sonra gözlerini üzerime çevirdi ve Eda’ya “Sanırım ikiniz …” dedi.

“Hayır anne, değiliz. Kemal evlilik yatağımıza bakire gelme sözü verdi.”

Bu haber annesinin yüzüne bir gülümseme ve benimkine bir kızarma getirdi. Bu haberi kabullenmeleri konusunda şaşırmıştım, tıpkı Eda’nın Mert tarafından hamile kalmasından yana olduğu gibi – özellikle annesi. “Babanızın dediği gibi, bu konudaki kararınızı onurlandıracağız, ancak bunu ormanda yapma fikrinden hoşlanmıyorum. Bu karşılaşmalar kaçınılmazsa, dediğiniz gibi, o zaman sanırım. Mert’i buraya getirmelisin. Katılmıyor musun, canım? ”

O da kabul etti. Kulaklarıma inanamadım. Eda mutlu bir şekilde annesinin boynuna sarıldı ve sonra babasını öptü. Eda’yla arabada yalnızken, gördüğüm ve duyduğum şeyle yüzleştim. “O kadar şaşırmış gibi davranma Kemal. Annenin nasıl hissettiğini biliyordun ve sana düğün günümde Mert’in bebeğine hamile kalmamı heyecanlandırdığımı söylemiştim. Beni o ormandan çıkarmak isteyeceğini düşünmeliyim. Bu seni azdırıyor mu? Yoksa ucuz bir orospu gibi pislik içinde çırılçıplak debelenmemi mi istiyorsun?

Dedim ki, “Tabii ki değil. Mert’in çocuğuna hamile kalma haberinin üzerine atlayıp bir aile projesine dönüştürmelerini beklemezdim”

“Eh, öyleyse alışmaya çalış. Hadi burgerciye dönelim.”

“Burgerciye mi? Mert burada takılıyor. Deli misin? Sorun mu istiyor?”

“Kemal, Mert’le karşılaşmaktan korkmayacağım. O oradaysa, orada. Ayrıca, yarın o ormana gitmemi istemiyorsan, annemin söylediğini ona söylemeliyim.”

Dişlerimi sıkarak Burgerciye gittik. O orada değildi. Fikrini değiştirdi ve pizza istedi. O da orada değildi. Mert’in takıldığı bilinen her yere gittik, her seferinde başka bir şeye özlem duyuyordu. Vazgeçmek üzereydik, ama burgerciye bir kez daha gitmemiz konusunda ısrar etti. Eski Şahin’i görünce kalbim sızladı.

Yanına park etmemi istedi. Mert gülümsedi, dışarı çıktı ve kasıla kasıla yürüdü. Eda pencereyi aşağı indirdi ve ona sıcak bir merhaba dedi, “Sürpriz, burada seninle karşılaşmak.” Mert pencereye doğru eğildi ve tutkulu bir şekilde öpüştüler. Neredeyse çocuğu pencereden içeri çekti,dilini özgürce kullanarak yüzünün her tarafına salyaladı.

Mert bacaklarının arasına uzandı ve külotunu çekti. Eda çabalarını kolaylaştırmak için ayağa kalktı ve pembe külotlarının bacaklarından aşağı kaydığını ve çılgınca onları iteklediğini gördüm. Sonra çocuk amını parmaklarken bacaklarını açarak oturdu. Eda eteğini kaldırdı, böylece hiçbir şeyi kaçırmazdım. Boynuna sıkıca sarılmış yüksek sesle inliyor, amını çocuğun parmaklarına doğru ittiriyordu.

Öpücüğü kesti ve onu uzaklaştırmak zorunda kaldı. Kapıyı açtı ve “Nişanlını ödünç almamın sakıncası var mı? Eda bana uzandı ve kafamın arkasını tutarak, “Verdiğin dersten sonra olmadığından eminim” dedi.

Dışarı çıktı ve onu arka koltuğuna götürmesine izin verdi. Onu park yerinde soydu ve arka koltuğa yatırdı. Pantolonunu açtı ve kapıyı çekerek içeri girdi. Araba sabit bir sallanmaya başladığında Mert’in arkadaşları camlarda toplandı. Ara sıra Eda’nın sağ ayağını sürücü camında görebiliyordum. Diğer insanlar da izleyicilere katıldı. Aletim boşalmak için kuduruyordu ve kasıklarımı ovaladım. İşini bitirdiğinde, onu yüzükoyun ve dört adam sırayla götünü sikti.

Onunla işleri bittiğinde, onu geri çekti, çıplak ve kız içeri girdikten sonra kıyafetlerini arka koltuğa attı. Oradan hızlıca çıktım. Eda kapıya yaslanmıştı. Bir ayağı dikilmiş ve koltuğun başlığına uzanmış,diğeri yere basıyordu Ara sıra ışıkta, amından akan döllerin koltuğumu ıslattığını görebiliyordum

Amını tuttu, çoğu kıçından sızıyor olsa da menileri içeride tutmaya çalışıyordu. Bana şaşkın bir ifadeyle baktı ve “Peki, şimdi bir tecavüze tanık oldun, ne düşünüyorsun?” Dedi.

“Dürüst olmamı ister misin?”

“Evet kesinlikle.”

“Sanırım tecavüze uğramak istedin.”

“Gerçekten sana öyle mi geldi?”

“Herkese öyle geldi, Pam.”

“Kaç kişi izliyordu?”

“On veya on iki.”

“Bana tecavüz edilmesini izlemek hoşlarına gidiyor görünüyorlar mıydı?”

“Evet, öyle diyebilirim.”

“Şey, bilgin olsun, kıçımın dört kişi tarafından sikilmesi piknik yapmak değildi.”

“Ve onu Mert’ten almak, öyle sanırım?”

“Tamam. Doğrusunu mu istiyorsun. Sana söyledim. Şimdi bir kadınım ve ihtiyacım var. Güzelce bir sikilmem lazım. Hala bakirsin. Bunları anlamıyorsun. Ayrıca bildiğin gibi hamile kalmaya çalışıyorum.”

“Evet, bunu acı verici bir şekilde açıkladın.”

“Ah, zavallı bebeğim. Beni tecavüze uğrarken görmek küçük organını kaldırdı mı?. Taşakların sızlıyor mu? Acıyor mu?”

“Evet canım yanıyor. Beni öldürüyorlar.”

“Ah, senin için çok üzülüyorum. Mert ve arkadaşlarının beni böyle kullanmasını izlemek çok korkunç olmalı.”

“Eda, elbiselerini giymeyecek misin?”

“Hayır, böyle hoşuma gidiyor. Çıplak dolaşmak çok garip bir his. Kemal, beni eve götür. Beni bu şekilde eve götürmeni istiyorum.”

“Eda! Ciddi misin?”

“Evet, çok zarif olacak. Babam beni daha önce hiç çıplak görmemişti. Onlara ne olduğunu senin anlatmanı istiyorum.”

“Tamam, Eda. İstediğin gerçekten buysa. Annenin memnun olacağını biliyorum.” Otoparklarına çektim. Trafiğin temizlenmesini bekledik. Eda boynuma sarılırken kollarımda taşıdım. Kapıyı açmayı başardım ve içeri girdim, kapıyı itekleyerek kapattım. Babası, küçük kız kardeşi ile birlikte oturma odasına yayılmış TV izliyordu. Ayağa kalkıp Eda’nın annesini aradılar. Mutfaktan geldi, Eda’ya bir baktı ve “Aman Tanrım! Ne oldu?” Diye bağırdı.

Eda’yı çıplak poposu babasına dönük şekilde tuttum. Manzaradan keyif alıyor gibiydi. Eda, “Ben iyiyim anne” dedi.

“Mert ve arkadaşları burgercide arabasının arka koltuğunda ona tecavüz etti” dedim.

“İşte onu kanepeye koy. Bacaklarını yukarıya kaldır.” Dedi.

Eda’yı poposu kanepeye koydum bacakları kenardan sarkıyordu. Annesi Eda’nın bacaklarının arasına baktı ve “Ah, tecavüz edilmişsin” dedi. Önlüğünü çıkardı ve Eda’nın kıçından sızan spermi çıkardı. Kocasından Eda’nın ayaklarını ayırmasını istedi. Bu rolü hevesle kabul etti ve bacaklarını genişçe yaydı.

Kız kardeşi, başına eğildi ve alnını okşadı ve Eda’nın suistimal edildiği kasıklarına şekilde baktı. Eda’yla göz göze geldik ve “Anlat onlara” demek istediğini anlamıştım. Ben de onlara Mert’i gördüğü andan itibaren tam olarak ne gördüğümü söyledim. Bu tecavüz mitini patlatmayı umuyordum, ama hikayem umutlarım dışında hiçbir şeyi patlatamadı. Mert’ten başka kimsenin vajinasını kirletmediğini öğrenince rahatladılar. Annesi kıçını temizledi ama labia dudaklarındaki sperm tekrar içeri soktu. Annesi, “Mert’e evimizi kullanabileceğini söyledin mi?” Dedi.

“Evet ve çok memnun oldu. Sabah okuldan önce uğrayacak. Hala ormanda buluşmak zorundayım, ama eve gitmeden önce her gece uğrayacak.”

“Bu mükemmel. Bu uygun.” Birdenbire orada olduğumu fark ediyormuş gibi, “Üzgünüm Kemal, ama bu konuda ikiyüzlü olmayacağım. Sanırım sen ve Eda harika bir evlilik yapacaksınız, ama Eda ve Mert birlikte güzel bebekler yapacaklar. Bunun acıttığını biliyorum, ama böyle hissediyorum. Saklamayacağım.

Kız kardeşi, “Kendini kötü hissetme, Kemal. Hepimiz seni seviyoruz; bunu biliyorsun.” Dedi. Başımı salladım ama canım yandı. Babasının söyleyecek hiçbir şeyi yoktu. O amı incelemeye kendini kaptırmıştı. Bütün sahne benim için çok fazlaydı. Sikim olayın her anında sertleşmişti. Ailesini nişanlımın vajinasına incelemesini izlemek çok erotik bir manzaraydı. Onlar da zevkini çıkarıyorlardı.

Temizleyebileceği her şeyi temizledikten sonra annesi ayağa kalktı ve “Bir süre böyle kal Eda. Spermi rahminin yanında tutmalısın.” Dedi.

Otuz dakika sonra ayrıldığımda Eda hala yayılmış yatıyordu ve babası hala onun için bacaklarını tutuyordu. Yumurtlama döngüsü boyunca Pami pek görmedim, ama beni bilgilendirmek için düzenli olarak aradı. Mert’in onu ilk kez yatak odasına götürdüğünü öğrendim, ancak ailenin kabullenişini öğrendikten sonra, etrafına toplandıkları yer olan onu kanepeye götürmüş. Gerçekten yardım etmişler. Babası genellikle bacaklarını tutmuş ve annesi, Mert’in dölünü Eda’nın amına sağarmış.

Eda bu müstehcen detayları paylaşmaktan zevk alıyordu ve Mert onu becerirken birkaç kez beni aradı. O haftadan sonra, daha önce olduğu gibi düzenli buluşmalara devam etmedik. Zamanımızın tamamı Mert’i kovalamakla geçti. Onu bulduğumuzda, arabaya binerdi ve ben de gölün kenarındaki eski buluşma noktamıza giderken sevişmeye başlarlardı. Oraya vardığımızda Pam, genellikle çıplak olur ve yarağına yaltaklanıyor olurdu. Mert genellikle yanımda otururken, Eda ilk iş olarak sikini serbest bırakırdı. Eda yarağı sergilemeyi çok severdi ve yarağı baştan sona emerken görüşümü engellemeye çalışırdı. İtiraf etmeliyim ki, Mert’in muhteşem bir erkeklik organı vardı. Kalın damarlı ve nerdeyse yirmi santim uzunluğundaydı. Mantar başı Eda’mın aç dudakları arasında kayan lezzetli parlak bir kask şeklindeydi.

Eda, sikişmeye başlamadan önce, arabanın iç ışıkların yakar kucağında bana dönük olarak otururdu. Pozisyonunu alıyor ve yarağı benim yerleştirmemden hoşlanıyordu. Yarağını kavrayıp nişanlımın amına nişanlamak garip hissettiriyordu, ama onu amına sokmak daha da kötüydü. Nişanlımın hepsini içine alacak şekilde oturması ve inlemesini izlemek dayanılacak gibi değildi.

Beni sikişmelerinde bir aksesuar gibi kullandılar. Eda beni istediği pozisyonlara soktu. En sevdiği ben sırt üstü yatarken dört ayak üzerinde, başım kasıklarına gelecek şekilde olandı. Bu pozisyonda, ben onun yarağının nişanlımın amına girişini izliyordum. Bu pozisyonda boşalırsa, Eda yarak amından çıktıktan sonra amını yüzüme bastırıyordu. Ayrıca başı kucağımdayken sırtüstü sikilmeyi de seviyordu. Ben onunla hiçbir şey yaşayamazken, başka bir erkeğin ondan zevk almasını izlemek işkenceydi

Eda’nın adeti gecikti ve bunu kutladılar. Bana Mert’i ilk fırsatta sağdıcım olmaya davet ettirdi. Mert bana kıçıyla güldü ve kabul etti. Bu kızı neden hala karım olarak istediğimi merak ediyor olabilirsiniz. Gerçek şu ki, ona her gün daha derinden aşık oldum. Hala her zaman olduğu gibi aynı Eda’ydı, ama ayrıca, onun da bir cinsel dinamo olduğunu keşfettim. Balayımı giderek daha fazla heyecanla bekledim. Eda’nın karnı dördüncü aydan sonra şişmeye başladı. Altıncı ayda, artık hamile olduğu belli oluyordu ve göğüsleri çok güzel kabarmıştı. Şişkin karnını gururla sergiliyordu ve okuldaki çocuklar bebeğin tekmelemesini hissetmek için sıraya girmişti. Herkese Mert’in bebeğin babası olduğunu ve düğün planımızın hala devam ettiğini söylemişti.

Bu beni utandırmaya devam ediyor ve Eda’yı da çok heyecanlandırıyordu. Hamile olduğunu öğrendikten sonra, Eda’nın Mert ve arkadaşlarının, hatta babası nişanlımı amından da sikmeye başlamışlardı. Genellikle bir araba dolusu insanla göle gidiyorduk. Nişanlımı sırayla sikmelerini izlemek benim için çok zordu. Eda genç erkeklerin spermlerini boşaltmak için çok popüler bir yer haline geldi. Bunu yapmak için bahanesi ihtiyacı olmasıydı.

Ailem Eda’nın şöhretinin farkındaydı ve annem beklemedeki evliliğim ve bebek hakkında rahatsızdı. Hiçbiri, onları şok etmek için her yolu denese de, ona saygıyla davrandılar. Ne zaman uğradıysa, herkesin bebeğin tekmesini hissetmesi için ısrar ederdi. Külot giymezdi ve sadece eteğinin altına ellerini soktururdu. Babamın ve iki kardeşimin amcığıyla oynama fırsatını kaçırmadığını söyledi.

Bir keresinde annemin elini tuttuğunu ve bacaklarının arasında sıkıştırdığını ve orada tuttuğunu gördüm. Annem pancar gibi kızardı ama elini de çekmedi. Eda daha sonra annemin parmaklarının ikisini amına soktuğunu söyledi. Annenin elini bileğinden tuttu ve annem birkaç dakika boyunca onu amıyla oynadı.

Bu deneyimden sonra, annem Eda ile aynı odada kalmazdı. Babam ve kardeşlerim için sorun yoktu, çünkü Eda aşağı eğilirdi, bacaklarını açar ve elbisesini karnının üstüne kaldırırdı. Babam ve erkek kardeşlerim bebeğin tekmelemesini hissetmede bir çekinceleri yoktu. Genellikle ben seyrederken Eda’nın amını ellerlerdi. Oyuna davet edilmeyen tek kişi bendim. İnanması güç ama, Eda’nın amına ve memelerine dokunmamıştım.

Düğünden hemen önce, sekiz aylık hamileydi ve bacakları olup yürüyen büyük bir plaj topu gibiydi. Evimizde yürür ve elbisesini başının üstüne çekerdi. Çıplak geçit töreni yaptı, sonra bacaklarını birbirinden ayırıp koltukta uzandı. Genelde, Annemi aramaya giderdi ve bizi izleyen çocuklarla utandırıcı bir manzaraya zorlardı. Memelerinden süt fışkırtırdı ve annem Eda’yı parmaklamak zorunda kalırken genellikle iyi bir iş çıkarırdı. Bütün bunlara rağmen, ailem düğüne katıldı.

Düğün, kasabanın ziyafet salonunda yapılan basit bir törendi. Ailesiyle benim ailem, birkaç arkadaş ve bir düzine veya daha fazla Mert’in arkadaşı. Sonuçta, altmış kişi vardı. Eda için nikah memuru ayarlamıştık. Düğünden bir gün önce ona ödeme yapılmasını izledim.

Mert düğünü küçük düşürdü. Onun arkadaşları dışındaki herkes smokin ve hoş kıyafetler içindeydi. Eda fırfırlı parlak kırmızı hamile elbisesi giymişti, dekolte ve oldukça kısa. Pembe bir duvağı ve kısa bir kuyruğu vardı. Salonun arkasındaki kulisi gelin odası olarak kullandık. Tüm konuklar oturmuş ve organizatör düğün yürüyüşünü yapmıştı. Ben ve Mert, babası ve nikah memuru yan yanaydık.

Mert yanımızdan ayrılıp odaya geri döndüğünde tüm gözler pelerin odasının kapısındaydı. İçeri girdiğini gördük. Eda ile hemen dönmediğinde salon dedikoduya başladı. On dakika sonra hala oradalardı. Orkestra çalmayı bıraktı. Kalabalık kendi aralarında mırıldandı. Babası kibarca kapıyı tıklattı. Yirmi dakika sonra, Mert fermuarını çekerek ortaya çıktı. Eda darmadağınık görünümlü dışarı çıktı. Yürüyüş başladı, sahnede ilerlediler, yeminler edildi, kelimeler söylendi, sağdıcımın sölleri bacaklarından dökülürken karı koca ilan edildik.

Memur “Şimdi gelini öpebilirsin” dedi. Eda’yı öpmek için döndüm, ama ona dönerken o Mert’e döndü. Orada bir salak gibi durdum ve beş dakikalık tutkulu bir dudak dudağa öpüşmelerini izledim. Düğün partisi sessizliğe bürünmüştü. Mert nişanlımın kıçını sıkarken ve avuçlarken, çıplak kıçını ortaya sermiş onu neyin azdırdığını gösteriyordu. Memur nihayet dedi ki, “Damadın geline ilk öpücüğü vermesi gelenektir.”

İsteksizce ayrıldılar ve Pam bana dudaklarından bir buse verdi. Bir sonraki hakaret en büyük hakaretti. Jartiyerini çıkartıp bekarlara atacaktım. Eda ve ben sahnedeydik. Sağına ve önüne bir tabure kondu. Eda eteklerini toplarken diz çöktü. Sağ ayağını tabureye koyarken sağ bacağının çoğu yukarıya toplanmış eteğin altından görünüyordu.

Benim konumumdan, döller kasığından jartiyerine doğru aktığını görüyordum. Ed elbisesini sıyırmayı bırakmadı. Kısa süre sonra kasıkları çıplak kaldı ve herkes döllerin sağ uylukta aktığını gördü. Elbise orada durmadı. Eda onu karnının üstüne kaldırdı ve belden aşağısı çıplaktı. Düğün partisi toplu bir kargaşaya neden oldu ve kahkahalar yükselmeye başladı.

Her şeyi görmezden gelmeye çalıştım ve kıvrakça sütun gibi bacağından jartiyeri aşağıya çektim. Jartiyer sürünen spermini hapsetti, baraj görevi gördü ve Derrick’nin dölleriyle ıslanmaya başladı. Ayağından kopardım, baş parmağımla işaret parmağının arasına sıkışıp sonra bekarlara çevirdim. Akıllıca bir boşluk açmışlar ve jartiyer yere ıslak bir paçavra gibi düştü.

Eda biz ayrılıp ve balayına giderken mutlu oldu. Ona istediği düğünü ve asla unutamayacağı bir hatıra verdim. Benimle isteksizce sevişti, ama yine de harika bir balayı geçirdik. Oldukça normal bir evlilik ilişkimiz vardı. Benimle sevişiyordu ama sevişmede pasif davranıyordu.

Bebek zamanında doğdu – tam olarak babasına benzeyen sağlıklı bir çocuk. Ona Mert adını verdi. Eda’nın Mert’le seks yapmayı özlediğini söyleyebilirim, ama onun bahanelerinin ve oyunlarının biz evlendiğimizde geçerliliği kalmamıştı. Onunla birlikte olursa, sadakatsizlik yapmış olurdu. Bunu yapmazdı.

Bazen, Mert’i tekrar ilişkimize sokmak için bir yolunu düşünmeye çalıştığını görebiliyordum. Bebek doğduktan birkaç hafta sonra bacaklarının arasındaki yerimi aldım. Eda bana prezervatif vermişti. Ona baktım, sonra ona ve “Ne oluyor?” Dedim.

“Başka bir bebek istiyorum. Dört istiyorum, hatırla.”

“Öyleyse neden prezervatif?”

“Kemal, farklı babaları olan dört çocuğum olamaz. Onlar için adil olmaz. Yarım kardeş olurlardı. Bunu istemem. Mert tüm bebeklerimin babası olmalı.” Onunla bunun hakkında konuştu ve kabul etti. Bu konuda onun da söz hakkı var. O Mert’in babası.

Eda’nın yolunu bulduğunu hemen biliyordum. Bir şekilde onun için mutlu oldum. Gözünde o eski parıltı vardı. Pasif reaksiyonumu fark etti ve “Bu aile için damızlık olarak hizmet etmeyi kabul etti, ancak oldukça sert şartlar ortaya koydu” diyerek utandı.

“Onlar neler?”

“Birincisi, yalnızca hamile olmadığım zamanlarda değil, bedenimin sınırsız erişimini talep ediyor. Sonuçta, çocuklarının taşıyıcıyım. İkincisi, bunun için hizmetinin karşılığı olarak beni arkadaşlarıyla paylaşma hakkını talep ediyor. Üçüncüsü, ne zaman hamile olmadığımda prezervatif takmanı istiyor. Ben onun şartlarını çoktan kabul ettim. Üzgünüm ama başka bir yol yok. ”

“Anladım. Başka bir şey var mı?”

“Evet, acele etmeniz gerekecek. Yakında burada olacak. Kemal bir süre bebeğin odasına gideceksin. Mert beni dölleyene kadar burada yaşıyor olacak. Annem de bizimle birlikte hareket ediyor. yardım etmek için misafir odasında kalacak. ”

Eda gülümsedi ve bacaklarını ayırırken prezervatifi yırttım.

Son

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


hülyayı 2 hafta boyunca siktim…

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

hülyayı 2 hafta boyunca siktim…

teyzemin üst kat komşusu hülyayı 2 hafta boyunca siktim…

Öncelikle kendimden bahsedeyim ben 25 yaşında 1,81 boyunda kumral 75 kg hafif atletik yapılı yakışıklı denebilecek bi erkeğim. Sizlere geçen yaz teyzemin üst kat komşusu hülya (takma ad) ile aramda geçen olayı anlatmak istedim. Hülya 35 yaşında 1 çocuk annesi 1,75 boylarında beyaz tenli, siyah saçlı, balık etli, sütun gibi bacakları taş gibi yuvarlak dolgun kalçaları ve dimdik göğüsleriyle gerçekten çok seksi bir kadın. Birde yüz güzelliği eklenince her erkeğin fantazisini süsleyecek bir kadın tam anlamıyla. Onu ilk gördüğümde kendimden küçük sanmıştım 28 yaşında falan gösteriyo. Tabi kocası kendinden 21 yaş büyük olunca haliyle çok yıpranmamış kadın. Sanırım kocasıyla parası için evlenmiş, adam aşırı bi zengin değil fakat yinede hali vakti yerinde. Zaten teyzemde onların kiracısı. Ben normalde içine kapanık biri sayılırım. Görenler tipime bakıp bu yakışıklı çok can yakmıştır diye dü
şünsede malesef çok bi can yakmışlığım yok. Çıktığım kızları da çok memnun ederim kadın ruhundan da anlarım fakat nerde sorun var hala onu anlamış değilim. Ben şans işi olarak yorumluyorum. Sürekli bi seks hayatım olmadığı içinde sanal alemde kadınlarla çılgın sohbetler etmeyi seven biriyim
Ben Ankarada özel bi şirkette muhasebeciyim. 2010 temmuz ayında 15 gün yıllık iznimi aldım. Alanyaya tatile gitmeyi planlarken bazı akla gelmeyen masraflar yüzünden gidemedim. Teyzem kocaeli’nde oturuyor beni de çok sever. Onun yanına bari gidiyim hem teyzemi görmüş olurum, hemde 3 – 4 gün kocaeliyi gezerim dedim ve teyzeme gittim. Neyse akşama doğru teyzemlerin evine geldim. Teyzemde yalnız yaşayan bi kadın eniştem vefat ettikten sonra evlenmedi, oğluda istanbulda ünv 3.sınıfa gidiyor. Bunu teyzemle aramda bişey geçtiği için yazmıyorum yanlış anlaşılmasın yakın akraba ilişkilerinden nefret ederim. Neyse teyzem beni çok iyi karşıladı, en sevdiğim yemekleri yapmış neyse yemeği yedik teyzemle. Teyzem sofrayı toparlarken bende teyzemin laptopu açtım internette takılıyorum, derken kapı çaldı. Gelen o muhteşem kadın hülya idi. Teyzemin yalnız yaşadığını bildiği için, benimde geldiğimden haberi olmadığı için
gayet rahat siyah ince bir tayt ve beyaz dekolteli bi tişörtle gelmiş. Beni görünce çekinir gibi oldu ama geride dönemedi. Neyse teyzem bizi tanıştırdı. Hülya aklımı başımdan almıştı ne kadar tişörtüyle kapatmaya çalışsa bile o taytın altındaki yuvarlak kalçalar beni benden alıyordu. Yarrağım kabarmıştı saklamaya çalışıyordum. Hülyanın nasıl doyumsuz ve ateşli bi kadın olduğunu gözlerinden anlıyordum çaktırmadan beni süzüyordu. Neyse oturdukça sohbet koyulaşmış, bana ne iş yapıyosun falan gibilerinden laf bile atmaya başlamıştı. Yavaş yavaş kaynaşıyorduk. Artık hülya da tişörtüyle kalçalarını kapatmaktan yorulmuş pek oralı olmuyor sereserpe oturuyordu. O incecik taytın altındaki kilodun hatları net belli oluyordu. Çaktırmadan her fırsatta onu gözlerimle yiyordum ama ben kabaran yarrağımı hala saklamaya çalışıyordum, mecburdum. Kendi kendime Taner napıyosun kendine gel dedim ve dikkatimi
başka yerlere veriyim en iyisi diyerek tekrar laptopu kucağıma alıp internete takılmaya başladım. Ara ara sohbete katılıyordum. Hülya kocasından dert yanıyodu teyzeme. Neyse bi ara Hülya bana sen bilgisayardan anlarmısın diye sordu. Bende uzmanlık alanıma girer diye cevap verdim. Benim evde masaüstü bilgisayar var çok yavaş çalışıyo, internete girince donuyo format atılması gerekiyormuş onada bi bakabilirmisin dedi. Bende format cd si yok ama bulup hallederim bi ara dedim. CD si falan var gelip bi baksan çok sevinirm, walla bilgisayarcıya götürmeye üşeniyorum koca bilgisayarı dedi. Bende şimdi mi? dedim. Evet ben üst katta oturuyorum zaten dedi. Teyzemde git bi bakıver oğlum ben hülyayı severim gibilerinden bişeyler soyledi. Neyse bende tamam dedim çıktık.
Merdivenleri çıkarken hülyanın o güzel kalçalarından gözümü ayıramıyordum. Ben evde eşi falan vardır diye beklerken eve girdiğimizde kimse yoktu. Kimse yokmu diye sordum. Hayır eşim iş için yurtdışına gitti. 10 gün sonra dönecekmiş dedi. ve iş içinmi gidiyo orası da belli değil ik**e bir beni koyup koyup gidiyo tek başıma diyerek mırıldandı bi of çekti kendi kendine. Bu arada çocuğuda yatılı kolejde kalıyormuş. Zengin çocuğu nede olsa. Neyse pc hangi odada diye sordum pc odasına gittik. Ben pc yi açtım baktım gayet normal bi şekilde çalışıyordu. İnternet sayfalarında donukluk falan yapmıyordu. Bu arada ben bilgisayarı kullanırken hülyada sandalyemin arkasına geçmiş bilgisayarda benim yaptığım şeylere bakma bahanesiyle eğilmiş taş gibi göğüslerini omzuma yaslamıştı nefesinide boynumda hissediyordum. Hülyanın niyetini anlamıştım bi an önce harekete geçmek istiyordum ama ya yanlış anladıysam diy
e de tedirgindim. Ters bi tepki verirse rezil olurdum teyzeme karşı. O yüzden niyetini iyice anlamak için bi atılımda bulunmadım. Hülyanın omzuma yasladığı taş gibi göğüsleri abartısız 20 cm kalın yarrağımı kazık gibi sertleştirmişti. Altımda da eşofman olduğu için saklamakta güçlük çekiyordum bacak bacak üstüne atsam yine çok belli oluyordu kilodumdan taşan o iri yarrağım. Bilgisayarın ekranına bakmak için eğilmişti hülya ama göz ucuyla baktığımda eşofmanın içinde kabaran yarrağımı dikizlediğini gördüm. Ama yinede tedirgindim. Bu bilgisayar gayet hızlı bundan hızlısını ne yapacaksın dedim. Aaa sen gelmeden önce böyle değildi usta eli değmesi bile yetiyo baksana diyerek gülüyordu. Neyse ben kalkıyım diyerek tam sandalyeden kalkacakken omuzlarımdan aşağı bastırarak otur nereye gidiyosun sohbet ederiz sıkıldınmı yoksa dedi. Bende hayır dedim niyetini yavaş yavaş ortaya koyuyordu. Sen evlimisin
diye sordu. Hayır neden sordun dedim. Hiiiç merak ettim öylesine dedi. Peki sevgilin varmı dedi. Bende hayır sevgilim de yok dedim. Oda gülümseyerek yalancıııııııı seninmi sevgilin yok kesin vardır yeme beni dedi. Onun bu konuşmaları bile içimi eritiyordu. Bende gülümseyerek sana yalan borcummu var dedim. Ben sandalyede oturuken arkamdan sarılarak çok yakışıklısın senin olmak istiyorum anla artık dedi. Neye uğradığımı şaşırmıştım şaşkınlık ve sevinç duygusunu aynı anda yaşıyordum. Boynumu öpmeye başladı. Sevinçten havalara uçuyordum sonunda isteğim olmuştu. Tam sandalyeden kalkmak isterken tekrar omuzlarıma bastırıp kalkma dedi. Döner sandalyeyi kendine çevirerek kucağıma oturdu ve ateşli bi şekilde öpüşmeye başladık. Artık beni çıldırtan o kalçalar avuçlarımın içindeydi. Bi taraftan birbirimizi yercesine öpüşüyorduk benim ellerim hülyanın kalçalarını avuçluyor o ise benim saçlarımı o
kşuyordu. 5 dakika kadar öpüştükten sonra kucağımdan indi ve ben sandalyedeyken sen ne saklıyorsun bakalım orda diyerek sandalyemin önünde diz çöküp eşofmanımla kilodumu aynı anda sıyırdı. Sabah yola çıkmadan önce tıraş ettiğim 20 cm kalın kazık gibi yarrağı görünce ımmmmm offfffffff yarrağa bak lokum gibi porno filmlerdeki gibi diyerek eline alıp biraz sıvazladıktan sonra ağzına alıp yalamaya başladı. Yarrağa öyle susamışki yercesine emiyordu aletimi. Bende arada saçlarından tutup iyice bastırıyordum aletim boğazlarını dolduruyordu. Hülya yarrağımı yalarken bende hülyanın göğüs dekoltesinden elimi südyenin içine daldırıp göğüslerini okşamaya başladım. Hülya bi taraftan benim yarrağı emerken bi taraftanda taytın dışından amcığını okşuyordu. Amcığının suları taytın dışına kadar çıkmış sırılsıklam olmuştu. 5 dakika kadar yaladıktan sonra ayağa kalktım ve hülyayı o muhteşe
m kalçalarından kavrayarak kucağıma aldım. Yatak odasına geçelimmi diye sordum kısık bir sesle evet erkeğim bana kadınlığımı hissettir herşeyimle senin olmak istiyorum diyordu. Bu sözleri duymak beni dahada azdırıyordu. Onu götünden de sikmeyi düşünüyordum çünkü. Kucağımda hülyayı yatak odasına götürdüm yatak odasına giderkende beyaz tişörtüyle kırmızı südyenini çıkarmıştım oda benim tişörtümle atletimi çıkarmıştı. Yavaşça yatağa bırakıp üzerine yumuldum ben çırılçıplak hülyada ise sadece siyah taytı ile kırmızı kilodu kalmıştı. taytın dışından ıslak amcığı okşuyor, baldan tatlı göğüslerini emiyor, uçlarına hafif ısırıklar konduruyordum. Hülya ise bir eliyle yarrağımı sıvazlıyor, diğer eliyle saçlarımı okşuyor, erkeğim benim harikasın diye mırıldanıyordu. Artık o amcığı yalamanın vakti gelmişti. İlk önce ıslak taytını daha sonra kırmızı ıslak dantelli
kilodunu çıkardım. Hülyaya bacaklarını iyice aralamasını soyledim. Hülya bacaklarını açtı kabak gibi amcığı karşımdaydı. Elimle dokundum ama sanki hiç tüy çıkmıyor gibi tamamen prüzsüz bi amcığı vardı ve bacaklarıda aynıydı. Meğersem vücudundaki tüm tüyleri lazerle aldırmış cillop gibiydi. Hemen yumularak amcığının kenarlarını yalamaya başladım. Hafif hafif haykırıyordu amcığına iyice yaklaşıp nefesimi amcığında hissettiriyordum çok hoşuna gidiyordu. Hoşuna gidiyormu diye sorduğumda çok güzeeel diye cevap veriyordu. Daha önce ne bir erkeğin aletini yalamış nede bi erkeğe amcığını yalattırmış ilk defa oral seks yapıyormuş. 56 yaşındaki kocasından başka da hiç bi erkekle yatmamış şimdiye kadar. Neyse ben artık hülyanın o prüzsüz ıslak amcığına dilimi sokmuştum hararetli bi şekilde emiyorum, dilimle beceriyordum resmen. Hülya dizlerini büküp açıyor adete kendinden geçiyordu. G
ittikçe artan çığlığı beni dahada azdırıyor daha da şiddetli yalıyordum. Hülya iyice kendinden geçmişti boşalabileceğini düşünerek yalamayı bıraktım. Bacaklarının arasına girerek üstüne yumuldum kulağına sikeyimmi artık seni bebeğim diye sorduğumda evet artık o amcığıma sürttünen yarrağı içime almak istiyorum diyordu. Biraz doğruldum aletimin dibinden tutarak o prüzsüz amcığa fırça çekmeye başladım. Deli oluyordu hüya artık sik erkeğim diye inlemeye başladı. O sulu dar amcığın üstüne yarrağımın kafasını koyarak birden bütün ağırlığımı hülyaya verdim. 20 cm lik yarrağım bi hamlede yarıya kadar girmişti. Harika dar bi amcığı vardı. Ben sokar sokmaz hülya derin bir çığlık attı sanki bakireliğini alıyordum o derece çığlıklar atıyordu. Yavaş yavaş sokup çıkarmaya başladım. Hülya zevkten inim inim inliyordu daha yarrağımın yarısını sokmamıştım. Biraz alıştırdıktan s
onra bi hamlede taşaklarıma kadar sert bi şekilde dayadım hülyanın o tatlı amcığına. Hülya yine deli gibi çığlıklar atmaya başladı kısa bir süre sonra titreyerek boşaldı. Sıcak spermlerini taşşaklarımda hissetmiştim. Ben hala pompalamaya devam ediyordum. Bacaklarım kasıldı biraz çıkarmısın dedi. Bende tabi dedim ve üzerinden kalktım. Özür dileyerek kusura bakma bacaklarım kasıldı birazdan devam ederiz dedi. Sırtı yukarı bi şekilde yatıyordu. Öyle mükemmel bacaklarıyla uyumlu dolgun kalçaları vardıki anlatamam. Yanına uzandım bende kalçalarını okşuyordum. Hülya şenzlogta uzanır gibi sırtı yukarı gelmiş bi şekilde yatıyordu. Benim yarrak daha inmemişti yarrağıma bakıp gülüyordu. Ben bu yarrağı tamamen içime mi aldım diye gülerek bana soruyordu. Bende evet bebeğim diye cevap verdim. Daha sonra yanımda duran o kalçaları yalamaya başladım taş gibiydi. Hülya gülüyor ne yapıyosun erkeğim diyord
u. bende çok canım çekti yalıyorum diyordum. Bacakların kasıntısı geçtimi dedim. Hayır geçmedi geçer birazdan dedi. Poposunu okşarken herşeyinle benim olmakmı istiyordun dedim. Eevet dedi. Seni götünden de sikmek istiyorum bebeğim müsade edersin değilmi dedim. Bilmem hiç yapmadım ama çok acıyormuş galiba dedi. Onlar işi bilmiyorlar bebeğim çok fazla acıtmadan yaparım kremleriz falan diyerek ikna etttim. İyi tamam o zaman dedi. Artık o harika götüde sikecektim. Hemen aynanın önünden bi krem bulup sırtüstü yatan hülyanın bacaklarına oturarak baş parmağımla hülyanın göt deliğini kremlemeye parmaklamaya başladım. Hülya hafif hafif offff diye inliyordu. Göt deliğini iyice kremledikten sonra kafası kocaman olan yarrağımı hülyanın deliğinin üstüne getirdim. Kendini sıkma serbest bırak bebeğim diyerek, kendini serbest bırakmasını söyledim. Hülyada kendini bırakır bırakmaz tüm ağırlığımı vererek birden
taşaklarıma kadar kökledim o bembeyaz göte. Hülya ani bir çığlıkla nefes nefese kalmış çok acıyor aşkımmmmmm diye inliyordu. Yarrağım tamamen hülyanın poposundaydı. Yarrağımı göt deliğiyle sıktırıyordu. Kendimi geri çekiyordum ama çıkmıyordu yarrağımı koparacakçasına sıkıyordu. Ellerimle kalçalarını iki yana bastırarak yavaş yavaş gelgit yapmaya başladım çok acıyor diye inliyordu. Bi müddet sonra alışmıştı hoşuna gidiyormu bebeğim diyordum eveeeeeeeeetttttt diye inliyordu altımda. Daha sonra bacaklarının kasıntısı geçtimi önden devam edelimmi diye sordum evet dedi. Yarrağımı hülyanın götünden çıkardım. köpek pozisyonuna geçmesini söyledim. Hülya eşiyle hiç böyle seks yapmamış ama çok porno izlediği belliydi. Elleriyle başını yastığa koyup öyle bir domaldıki amcığını iyice ortaya çıkarmıştı. Bende dizlerimin üstüne yanaşarak yarrağımla amcığına fırça çekmeye baş
ladım. Hülya deli oluyordu hadiiii diyerek inliyordu. Kadını böyle delirtmesi benim çok hoşuma gider. Hülyayı iyice delirttikten sonra yavaşça yarrağımı amcığına kaydırdım. Gittikçe hızlanıyordum kalçalarına tokat atıyordum tokat attıkça ıhhhhhhh diye sesler çıkarıyor daha da azgınlaşıyordu sanki. Hızlı ve sert darbelerle sikiyordum ahhhhh ahhhh ahhhh ahhh ahhh diye nefes nefese inliyor yastığı ısırıyordu. O kaymak gibi amcığa kayarken saçlarını asılıp kendime çekmek ve o taş gibi kalçaları okşamak harika bişeydi. İkimizde nefes nefese sikişirken ağzına boşalmak istediğimi soyledim. Olmaz yüzüme boşal midem bulanır dedi. Tamam bebeğim ben çıkınca hemen yüzünü dön dedim. Boşalmam yakınlaştmıştı fakat hülya benden önce yine titreyerek şiddetli bi şekilde boşalmıştı. Ben devam ettim biraz gelip gittikten sonra bende patlamak üzereydim hemen yarağımı çıkardım. Ben çıkarır çıkarmaz
hülya da bana yüzünü dönerek gözlerini yumdu. Epey birikmiş olan spermlerimi hülyanın yüzüne ve göğüslerine doğru fışkırttım. Daha sonra banyoya gittik küvette sıcak suyun içinde kucağımda tekrar siktim harika bir kadındı. Banyodan çıktık yatağa uzandık birer sigara yaktık. Sohbet etmeye başladık daha hiç hayatında böyle seks yapmamış kocasından başka biriyle yatmamış. Ama kart kocasının onu aldattığını anlayınca kendine genç bi erkek aramaya başlamış tam o sıralarda benle tanıştığını soyledi. Bana kocasıyla olan ilişkisini anlattı adamın yarı ömrü yurtdışında geçiyormuş. Ayda bir iki kez anca seks yapıyolarmış onda da eşi 5 dk geçmeden boşalıyormuş. Eşinin penisi benimkinin hem uzunluk hem kalnlık olarak yarısı kadar bile olmadığını soyledi. Zaten daracık amcığındanda belliydi. Neyse ben artık gideyim dedim ve aşağı indim. Teyzem de ne oldu halletinmi dedi bende evet format attÄ
±m o yüzden geç bitti dedim. Biraz oturduktan sonra yattık. Ertesi sabah kahvaltı yapar yapmaz teyze ben gezmeye çıkıyorum diyerek sessizce çaktırmadan yukarı çıktım. Hülyayada mesaj attım zile basmamak için kapıyı aç diye. Yukarı çıkıp baktığımda kapı aralıktı içeri girdim. Hülya beni hoşgeldin yakışıklım diyerek karşıladı. Üstünde kırmızı saten sexy bir mini gecelik vardı. Hemen yanına giderek öpüşmeye başladık. Artık her fırsatta yukarı çıkıp bu doyumsuz yavruyu defalarca sikiyordum. Benim iznim bitmesine 4 gün kala kocası geldi. Kocası evde yokken yine kaçamaklara devam ettik. Aslında ben 3 – 4 günlüğüne gitmiştim kocaeliye ama bu fıstığı bırakıp gitmek olmazdı. İznimin son gününe kadar kaldım. 14 günde nerden baksanız 35 – 40 kez ilişki yaşadık. Bana hayatımın erkeği sevişmeyi ve kadınlığımı bana yaşatan erkeksin yakışıklı sevgilim benim diyordu. Ama ne yazıkki ayrılı
k günü gelmişti birbirimizin cep telefonunu, e-mailini almıştık ben ilk fırsatta tekrar kocaeliye gidecektim oda ilk fırsatta ankaraya gelecekti diye beklerken bir ay sonra beni aradı. Ve bana birdaha görüşemeyeceğiz ben istanbula taşınıyorum eşimden boşandım ve başka biriyle evleniyorum dedi. Bende üzülmüştüm tüm hayallerim bi anda yıkıldı. Bana yaşattığın herşey için teşekkürler ama artık görüşemeyiz dedi. Sonradan öğrendim kendinden 3 yaş küçük biriyle evlenmiş. Kocasından boşanmış kocasından da epey bi malvarlığı düşmüş. Şimdi istanbulda yaşıyormış. Tekrar onunla olmayı çok istiyorum ama mailini kapatmış. Telefon numarasını değiştirmiş. Diyeceğim o 14 günlük harika unutulmaz bir tatildi benim için. Şimdi nerde bulurum hülya gibisini ahhh hülya ahhhhh. Hülya gibi bi kadın çıksa karşıma hemen sikerim.Eğer hülya gibi olurum diyen varsa msn adresimi yazıyorum.ekleyin zevkten uçurayım

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


şantajla başladı zevkli bitti

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

şantajla başladı zevkli bitti

Merhaba ben Sibel, 46 yaşında, evli ve iki çocuk annesiyim. 1.70 boyunda, hafif balık etli, beyaz tenli, dolgun kalçalara ve memelere sahip, yolda yürürken sürekli bakılan bir kadınım. Anlatacağım olay 4 sene önce başıma geldi ve o günden sonra hayatım değişti… Kocam ve çocuklarım 3 günlüğüne İstanbul’da oturan kayınvalidemi ziyarete gideceklerdi. Kayınvalidemle küs olduğumdan ben gitmiyordum. Evde yalnız kalmayım diye, iki sokak ilerde oturan kızkardeşimde kalacaktım. Kocamı ve çocuklarımı gönderdikten sonra öğlenleyin kızkardeşime gittim. Gün boyu evde vakit geçirdik. Kızkardeşimin oğlu, yani yeğenim Oğuz da evdeydi. Oğuz 1.75 boylarında, düzgün vücutlu, kumral, yeşil gözlü bir gençtir, o zaman 20 yaşındaydı. Mevsim yaz olduğu için üzerimde tek parça diz üstüne kadar gelen sarı bir elbise vardı. Elbise vücudumu biraz sarıyordu ve kalçalarımla memelerim ön plana çıkıyordu. Oğuz’un ara sıra bacaklarıma baktığını farkediyordum, ama benimle ilgili farklı bir niyeti olduğunu düşünmüyordum. Nede olsa teyzesiydim. Bir kez de mutfakta dolaptan bardak almaya uzanırken önü kalçalarıma değdi, ama ben yine kötü bir niyet sezmemiştim. Neyse, gece oldu, üzerimizi değiştirdik, gecelik, pijama falan giydik, oturmaya devam ediyorduk, bir yandan meyve yiyor, çay içiyorduk. Ben diz üstüme kadar gelen pembe bir gecelik giymiştim. Oğuz tam karşımdaki koltukta oturuyor ve yine bacaklarıma bakıyordu. Artık iyice emindim bana baktığından ve oturuşumu düzelttim. Bir süre sonra herkesin uykusu geldi ve yatmaya karar verdik. Herkes odasına çekildi, ben de en arkadaki oturma odasında çekyatta yattım. Üç gün bu şekilde geçti, sonra ben evime döndüm. Birkaç gün sonra Oğuz beni aradı, “Teyze evdeysen sana bir şey göstermek istiyorum!” dedi. Ben de, “Gel canım, evdeyim!” dedim. Kocam işyerinde, çocuklarım da okuldaydı. Oğuz’un bacaklarıma baktığını hatırladığım için altımdaki kısa şortu çıkarıp kot pantolon giydim. 15 dakika sonra Oğuz geldi. Oturduk biraz, “Eee, ne gösterecektin?” dedim. Oğuz da, “Ama bunları kimseye söylemeyeceksin, aramızda kalacak! Tamam mı teze?” dedi. Ben de, “Tamam da, neymiş, göster bakalım!” dedim, çok merak etmiştim. Telefonunu çıkardı ve birtakım videolar izletti bana. Onlarda kaldığım 3 gün boyunca telefonuyla benim görüntülerimi çekmiş. Otururken bacaklarımı, ayağa kalktığımda kalçalarımı, yakınlaştırıp memelerimi ve en kötüsü de uyurken beni soyup tüm vücudumu elleyip öperkenki görüntülerin hepsini kaydetmişti. İzlerken dehşete kapıldım, şok oldum. “Sen naptın? Nasıl çektin bunları?” diyordum. Meğerse hepimizin içeceğine uyku hapı atmış ve ben dahil hiç kimse bir şey hissetmemiş. Videoda ben uyurken Oğuz dudaklarıma yumuluyor, memelerimi yalıyor ısırıyor, göbeğimi, bacaklarımı, amımı yalıyor, ters çevirip kalçalarımı yoğuruyor, mıncıklıyor, götümün deliğini yalıyor, parmaklıyor, sonra da sikini çıkarıp 31 çekiyor, göbeğime göğüslerime boşalıp, peçeteyle vücudumu siliyor, hiçbirşey olmamış gibi geri külodumu, geceliğimi giydiriyor ve ben öylece yatıyorum. Oğuz’un başındaysa, burnuna kadar gelen ağzını açıkta bırakan siyah kadın çorabı var ve yüzü belli olmuyordu. “Teyze, bu görüntüleri başkalarına göstermemi istemiyorsan, benimle sevişeceksin!” dedi. Karşı çıktım, başına şu gelir bu gelir dedim, ama Oğuz, aksi taktirde bu görüntüleri internete de koyacağını söyledi. Hiçbir çıkar yolum yoktu, mecburen onun dediğini yapacaktım. Çaresiz olduğumu anlayınca yaklaştı yanıma ve beni öpmeye başladı. Gözlerimi kapattım ve işi oluruna bıraktım. Bir yandan dilimi dudaklarımı emiyor, bir yandan da elleri tüm vücudumdaydı, memelerimi sıkıyor, belimi kavrıyor, kalçalarımı, bacaklarımı elliyordu. Sonra bir hışımla tişörtümü çıkardı, sütyenimin kopçalarını açıp memelerime yumuldu, hunharca emmeye başladı. Arada memelerimi ısırıp canımı yakıyordu. Yalayarak göbeğime kadar indi, sonra ters çevirdi, boynumdan başladı, sırtımı, belimi her yerimi yaladı. Sıra kot pantolonuma gelmişti, onu da aceleyle çıkardı ve külodumu dizlerime indirip direk kalçalarıma yumuldu, yalamaya ve ısırmaya başladı. Ben de artık zevk alıyordum, teslim olmuştum ona. Kalçalarıma sert bir tokat attığı zaman bende ipler koptu, o götümün deliğini yalıyor, ben de kalçalarımı ona doğru itiyordum. Sonra beni koltuğa yatırdı, külodumu dizlerimden tamamen çıkarıp, bacaklarımı ayırdı, amımı yalamaya başladı. Çok güzel yalıyordu cidden, bazen dilini amımın içine sokuyordu. Ben orgazm olurken çığlık atmamak için yastığı yüzüme bastırıyordum. Amımdan sonra kasıklarımı ve bacaklarımı yalamaya başladı. Arada baldırlarımı ısırıyordu, belli ki bu işi sert yapmayı seviyordu. Sonra kazık gibi olmuş sikini çıkardı ve ağzıma verdi. Orta boyda, düzgün, çekici bir siki vardı. Sikini iştahlı iştahlı yaladım, arada kafamdan bastırıp hepsini ağzıma köklüyordu. Bazen boğulacak gibi oluyordum, gözlerimden yaş geliyordu ve bu onun çok hoşuna gidiyordu. Daha sonra beni yeniden koltuğa yatırdı ve bacaklarımın arasında yerini aldı. Sikinin başını birkaç kez amıma sürttükten sonra dalıverdi içime. O anda derin bir inleme çıktı benden, çok zevk almıştım. O pozisyonda, memelerimi sıka sıka, hunharca sikti amımı. Orgazm üstüne orgazm oluyordum. Sonra sikini amımdan çıkardı ve “Teyze domal!” dedi, hemen dediğini yaptım. Arkama geçti ve yine amıma kökledi. Kalçalarımı tokatlaya tokatlaya sikti amımı. Bir ara çok sert girip çıkmaya başladı, ‘Şak, şak, şak!’ sesler geliyordu ve o sesler beni daha çok azdırıyordu. Birden amımdan çıkarıp, belime, sırtıma, kalçalarıma boşaldı. Dölü sımsıcaktı ve tüm arkama yayılmıştı. Ben domalık haldeyken önüme geçti ve ağzıma verdi. Sikini yalayarak döllerden temizledim, sonra banyoya gittim, tabi o da arkamdan geldi. Beraber banyo yaptık. Vücudumun ıslaklığı onu çok tahrik etmişti, kendini kaybetmişçesine ellerini her yerimde gezdiriyordu, memelerimi sıkıyor, kalçalarımı mıncıklıyordu. Banyodan çıktığımızda ben işimiz bitti sanırken, beni kolumdan tutup sürükleyerek yatak odasına götürdü. Hemen beni yatağa yüz üstü yatırdı. “Napıyorsun Oğuz?” dememe kalmadan, kalçalarımı ısırıp yalamaya başladı. “Senin bu götüne hastayım teyze!” diyerek götümün deliğine dilini sokuyordu. Götümü sikmek istediğini anlamıştım, korktum canım acıyacak diye, ama teslim olmuştum bir kere. Göt deliğimi iyice yalayıp parmakladıktan sonra, sikini tükürükleyip göt deliğime dayadı. Götüme bastırdıkça canım acıyordu, acıyla inlemeye başladım, ama umrunda değildim, altından da kaçamazdım. Yavaş yavaş sikini bastırdı ve inlemelerim arasında hepsini soktu götüme. Üzerime yattı ve o şekilde uzun süre sikti götümü. Gariptir, hem canım acıyordu, hem zevk alıyordum. Oğuz ise götümü sikerken bir yandan saçımı çekiyor, arada da kalçalarımı tokatlıyordu. Götümü 15-20 dakika siktikten sonra, yine sertçe kökleyerek götüme boşaldı. Üzerime abandı kaldı bir süre, sonra üstümden kalktı ve toparlandık. Üzerimizi giyindik ve birer sigara yaktık. Oğuz’a gülerek, “Hayvan, muradına erdin mi? İstediğin oldu mu?” diye sordum. “Ohhh teyze, inanılmaz güzeldi! Ama keşke videoya kaydetseydik, çok daha güzel olacaktı! Evde seyreder 31 çekerdim!” dedi. Ben de, “Bu yaptıklarımızın sır olarak kalacağına söz verirsen, birdahaki sefere kaydederiz!” dedim. Bunu duyunca sevinçten Oğuz’un ağzı kulaklarına vardı. Kapıdan çıkarken de kocaman birer öpücük verdik birbirimize. O günden beri sürekli görüşüp sevişiyoruz, fantazilerimizi gerçekleştiriyoruz

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! 2

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! 2

BÖLÜM 9

Yaşadığımız o Lezbiyenimsi olaydan sonra, Bahar birkaç gün görünmemişti. Galiba utandığından olsa gerek diye düşünmüştüm. Cumartesi günü çocuklarla alışveriş için bir giyim mağazasına gitmiştik. Reyondaki gömlekleri incelerken tanıdık bir sesin, “Yardımcı olabilirmiyim hanımefendi?” demesiyle başımı o yöne çevirdim. Gözlerime inanamamıştım, Bahar karşımda duruyordu. Özlemle sağlı sollu öpüşüp kucaklaştıktan sonra, Bahar’a, “Kız, nerelerdesin sen? Neden uğramıyorsun?” dedim. Bahar, 4 gündür burada işe başladığını, neden çalışmak zorunda olduğunu anlatırken, daha fazla üzerine gitmedim. Onun da yardımıyla birkaç parça giysi aldık. İşimiz bittiğinde, “Akşam gel de laflarız!” dedim. Bahar (Tamam!) anlamında başını salladı. Vedalaşıp çocuklarla eve döndük.

İşlerimi bitirmiş balkondan sokağa bakarken, Bahar’ın geldiğini görmek istiyordum. Bahar akşam saat 20:00 gibi göründüğünde, içimi değişik bir heyecan sarmıştı. Balkondan, “Bahaar! Bahaar!” diye seslendim. Bahar el sallayıp, “Tamam geliyorum!” dedi. Az sonra zile bastı, kapıyı açıp içeri buyur ettim. Herzamanki gibi mutfağa geçtik. Bahar’a, “Kızzz! Çok güzel görünüyorsun!” dedim. “Teşekkür ederim abla!” dedi. Gerçektende çok güzel görünüyordu. Dışardan gören ve evli olduğunu bilmeyen yabancı biri, Bahar’ı kız zannederdi. Topuklarına kadar uzanan siyah bir etek, üzerine beyaz gömlek. Siyah beyaz türbanıyla tam bir bütünlük sağlamıştı. En azından bana öyle geliyordu. Oturduktan sonra bir müddet birbirimize baktık. Birkaç gün önce yaşadıklarımız film şeridi gibi gözlerimin önünden akıp gitti. Bahar’a, “Eee anlat… Ne var, ne yok kız?” diye sorunca, Bahar karşı bir soruyla, “Beni boş ver abla! Asıl sende ne var, ne yok?” dedi. Belli ki öğrenmek istediği şeyler vardı.

Sonra ağzındaki baklayı çıkardı ve “Nazmi ile bu hafta buluşacakmısın?” diye sordu. Ben de, “Bilmiyorum ki, eğer buluşmak isterse bir gün önceden beni arar, müsait olup olmadığımı sorar, müsaitsem buluşmaya karar veriririz.” dedim. Bahar, “Hımmmm, demek öyle… Peki onu seviyormusun?” diye sordu. “Bak Bahar, biliyorsun ki ben evliyim, Nazmi’yi sevip sevmemem önemli değil, önemli olan onunla yataktayken yaşadığım zevkler. Onunla sevişirken, inan bana, zevkten çıldırıyorum, boşaldıkça boşalıyorum, amım götüm bayram ediyor. Nazmi yatakta çok azgın bir erkek!” dedim. Kısa bir sessizliğin ardından Bahar’a şakayla karışık, “Ne dersin kız, bu hafta seni de götüreyim mi? O küçük amın bayram etsin! Ha?” dediğimde, ikimiz de gülmüştük. Bahar, “Manyaksın sen abla yaaa!” dedi.

Ben yine şakayla karışık devam ettim, “Kız varya, seni de sikse, asla vaz geçemezsin!” dedim. Bahar, “Abla manyakmısın? Şeyi çok büyük diyorsun, ben nasıl alırım okadar büyüğü?” diye karşı çıkar gibi olsa da, ben ikna etmeye çalışıyordum, “Ben de Nazmi ile ilk buluşmamdan önce senin gibi düşünüyordum. Onunla yattıktan sonra korkularımı yendim. Dikkatli olduktan sonra korkmana gerek yok!” dedim. Baharın nefes alışverişi sıklaşmıştı, nefes alırken göğüsleri yerinden fırlayacak gibiydi. Diliyle dudaklarını ıslatıyor, alt dudağını ısırıyordu. Tam o esnada kapının zili çaldı, toparlanıp ayağa kalktık. Dışardan gelen seslerlerden çocukların geldiği belli oluyordu. Kapıyı açtığımda benim büyük oğlan, “Acıktık anne, bize yemek!” dedi. Bahar da gitmek için terliklerini ayağına taktı. Bahar kapıdan çıkarken büyük oğlan, “Bahar teyze, biz eve gelince sen hep gidiyorsun!” dediğinde gülüşmüştük. Bahar, “Siz geldiğiniz için değil yakışıklı, ben zaten kalkmak üzereydim. Hadi size iyi akşamlaaar…” dedi. Aynı şekilde biz de, “İyi akşamlaaaar…” diyerek onu uğurladık.

Çalıştığı için birkaç gün boyunca Bahar’la görüşemedim. Bir öğlen üzeri Nazmi aradı, “Aşkım nasılsın, ne yapıyorsun?” dedi. Bir kadın olarak aranmak hoşuma gidiyordu. Sesini duymak gerçekten güzeldi, “İyilik aşkım! Senden ne haber?” dedim. Nazmi, “Ben de iyiyim! Özledim seni!” dedi. ‘Özledim’ kelimesi hoşuma gidiyordu. Sonra bana, “Bu hafta buluşalım mı aşkım?” dedi. Bu çok güzel bir haberdi. O an aklıma Bahar geldi, “Aşkım, ne oldu biliyormusun?” dedim. “Söyle birtanem, ne oldu?” dedi. “O gün arabandan inerken, komşulardan biri beni görmüş!” dedim. Nazmi panikleyerek, “Yapma yaa! Gerçekten mi?” dedi. “Evet aşkım! Ama korkacak bir durum yok!” dedim. “Eee… nasıl yani?” dedi. Biraz Bahar’dan bahsettim ve ağzının sıkı olduğunu anlattım. Nazmi cevap vermeden beni dinliyordu. Uzun süre dinledikten sonra, “Şimdi ne olacak peki?” dedi. “Bak benim bir fikrim var…” dedim ve planımı anlatmaya başladım.

Planımı anlattığımda, Nazmi, “Peki Bahar kabul edecek mi?” dedi. Ben de, “Şimdilik çok istekli, sanırım bu iş kolay olacak!” dedim. “Nasıl bir kadın bu Bahar?” diye sordu. En ince ayrıntısına kadar, kim olduğunu, nasıl biri olduğunu, güzelliğinden ve vücudundan bahsettim. Bir müddet suskun kalan Nazmi, “Müthiş!” dedi. Ben de gaz verir gibi, “Taze amcığı duyunca ağzının suyu aktı değil mi? Bahar seni biliyor, ama diğerlerinden haberi yok. Onun için yalnız sen olmalısın, anladın mı?” dedim. “Anladım, anladım!” dedi, sonra da bana söylemek istediği önemli bir konunun olduğunu söyledi. “Söyle aşkım!” dedim. Nazmi, “İki iş adamı var, onlara senden bahsettim. Senin türbanlı, kapalı bir kadın olduğunu öğrendiklerinde bu işi mutlaka halletmemi söylediler. Ben de bu hafta için onlara söz verdim. Şimdi ne diyeceğim onlara?” dediğinde, o an içimin koyverdiğini hissettim…

Ama Bahar’ı siktirme isteği daha baskın gelince, kendimi düşünmekten vaz geçtim ve “Onlara adet olduğumu söylersin, olur biter! Tamam mı?” dedim. Nazmi, “Tamam aşkım, sen bilirsin!” derken, belli ki o da Bahar’ı düşünüyordu. Mutabık kalınca, Bahar hakkında biraz daha detaylı bilgi verdim. “Göt deliği bile anlaşılmıyor, ona göre!” derken kahkaha atmıştım. Nazmi, “Offf, şimdiden yarrağım kalktı!” dediğinde ikimiz de gülüşmüştük. Sonra, “Hop, hop! Taze amı duyunca hemen havalandın. Onu siktiğin kadar beni de sikeceksin, tamam mı?” dedim. “Elbette aşkım! Seni yarraksız bırakırmıyım hiç!” dedi. Konuşulacakları konuştuktan sonra Pazartesi akşamı araması kaydıyla vedalaştık.

Şimdi iş, Bahar’ı ikna edip edemeyeceğime kalmıştı. Umarım herhangi bir aksilik olmazdı. Bahar’ı görmem gerekiyordu. Alışveriş bahanesiyle üzerimi giyindim ve çalıştığı mağazaya gittim. Bahar beni karşısında görünce pek sevinmişti. Sarılıp kucaklaştıktan sonra, “Tavuk! Hoş geldin!” dedi. Kadınlar arasında birbirimize bazen (Tavuk) diye hitabederiz. “Hoş bulduk Tavuk! Birşeyler alacağım!” dedim. Mağaza 3 katlıydı. Birinci kat yetişkinlere, ikinci kat çocuklara, ücüncü kat ise iç giyim üzerine ayrılmıştı. Benim işim üçüncü kattaydı, “İç çamaşırı almam lazım!” dedim. Bahar başıyla onayladıktan sonra üçüncü kata çıktık. Tek tek incelemeye başladık. Gerçekten çok güzel iç çamaşırları vardı. Bahar bana normal külotları gösterirken, ben, “Kızım bunlar ihtiyar işi, bak şurda çok seksi takımlar var, onlara bakalım!” dedim. Gösterdiklerim Tanga tipi iç çamaşırlarıydı. Kimi şeffaf, kimi tüllü, kimi de dantelliydi. Bahar, “Abla onlar benim şeyimi bile kapatmaz!” dediğinde gülüşmüştük.

Sonuç olarak, altlı üstlü üç takım aldım. Bunlardan ikisi Tanga tipi (takımlardan biri beyaz, diğeri siyah), üçüncü takım ise Hipster, içi görünen ten renginde şeffaf bir takımdı. Gerçekten çok seksi iç çamaşırlarıydı. İçi gitmesine rağmen Bahar belli etmemeye çalışıyordu. Bahar, “Abla bunlar çok pahalı, ben pazardan aldığım 2 Liralık külot giyiyorum, senin aldıklarına bak!” dedi. Ben de kendisine kaç numara sütyen giydiğini sordum. Önce ne demek istediğimi anlamamıştı, tekrarlayınca, “94, neden sordun ki?” dedi. Acık mavi renkteki şeffaf takımı göstererek, “Bu nasıl?” dedim. “Çok güzel!” dedi. Normal bir külodu vardı, ama çok şeffaftı. Aynı renkte, bir de Tangalı takım seçtim ve “Şimdilik bu kadar yeter!” dedim. Bahar, “Bence de! Kız Tavuk, bu kadar iç çamaşırını ne yapacaksın?” dedi. “Boş ver!” dedim. Sonra kasiyere doğru yürüdük. 245 TL ödedim. Çıkarken Bahar, “Abla bu kadar para verdin, kocana ne diyeceksin?” dedi. “Birşeyler uydururum işte… Hee, akşam uğra da laflarız!” dedim. Bahar, “Gelebilirsem gelirim!” deyince, “Mutlaka gel, konuşacaklarım var!” dedim. Ne konuşmak istediğimi eminim çok merak ediyordu. Bu merakla bana bakarken yanından ayrıldım.

Eve geldiğimde Nazmi’yi aradım. “Aşkım, akşam saat 20:00 gibi nete girmeni istiyorum!” dedim. Nazmi nedenini sormadan, “Tamam aşkım, girerim!” dedi. Çocukları anneme gönderdiğim için müsait sayılırdım, birtek kocamı halletmem lazımdı. Saat 18:00 gibi kocamı aradım, akşam komşu kadınlarla oturacağımız için, şimdiden gelip yemeğini yeyip gitmesini söyledim. Kocam 10 dakika içinde gelmişti. Yemeğini yedikten sonra kocama, “Erken gelme, kadınlar geç saatlere kadar otururlar!” dedim. Zaten kocam kahvehaneye takıldı mı, geceyarısından önce gelmezdi. “Tamam!” deyip gitti.

Bahar’ın işten çıkmasına bir satten fazla zaman vardı. Çay demlemek için ocağa su koydum. Biraz etrafı toparladıktan sonra televizyon izlemeye başladım. Tam o sırada kapı zili çaldı. Bu saatte gelen de kimdi acaba? İçimden (Hay aksi şeytan!) diyerek kapıya yöneldim. Kapının dürbününden baktığımda, Bahar’ı görünce rahatladım. Hemen kapıyı açtım, “Kız erken çıkmışsın! Hoş geldin!” diyerek içeri buyur ettim. Bahar ayakkabılarını çıkardıktan sonra mutfağa geçtik. “Senin yüzünden patrona yalan söyleyip erken çıktım. Söyleyeceklerini merak ettim, hadi anlat!” dedi. “Patlama kız! Biraz soluklan hele!” dedim. Bahar eve uğramadan direkt bana geldiği için fazla zamanımız yoktu. “En iyisi, sen git evdeki işlerini hallet gel, ozaman konuşuruz!” dedim. Neticede Bahar evli bir kadındı, üstelik birde çocuğu vardı. Gerçi çocuğuna kaynanası baktığı için sorun yoktu, ama yinede anne olmanın sorumlulukları vardı. Bahar’a, “Haa, çocuklar annemde, kocamı da kahvehaneye gönderdim, geç gelecek! Yani evde yalnız olacağız senle, gelirken vaktini ona göre ayarla!” dedim. Bahar heyecanla, “Tamam abla!” diyerek gitti.

Bahar gittikten sonra hemen bilgisayarı açtım. Nazmi netteydi ve sohbet etmeye başladık…

BÖLÜM 10

Nazmi’nin nete girmiş olmasına gerçekten çok sevinmiştim. Webcamı açtıktan sonra sohbet etmeye devam ettik. “Bahar birazdan bana gelecek, sakın bunu bildiğini belli etme, ama tahrik edici şeylerden bahset!” dedim. Bu haber Nazmi’yi memnun etmiş olmalıydı ki, alttan alttan tebessüm ediyordu. “Merak etme aşkım, o iş kolay!” dedi. Bahar’ın gelmesini beklediğimiz zaman zarfında hep ondan bahsetmiştik. Saat 20:30’a yaklaştığı halde Bahar’dan halen ses seda yoktu, oysa 20:00 gibi gelmesi gerekiyordu. Acaba bir aksilik mi oldu diye aklımdan geçirirken, kapı zili çaldı. Sevinçle, “Oleeeeyy! Geldi aşkım, geldiiii!” diye yazdım. Yerimden fırladım ve kapıya koştum. Gerçekten de Bahar gelmişti, “Nerde kaldın tavuk?” dedim. Bahar, “Yemekti, bulaşıktı, derken işim anca bitti işte…” dedi. Üzerinden çok güzel bir koku geliyordu. Azda olsa makyaj yapmıştı. Biraz da pohpohlamak amacıyla, “Çok güzel olmuşsun Bahar!” dediğimde, teşekkür etti.

“Kız tavuk, sana çok güzel bir haberim var!” dedim. Bahar ne olduğunu öğrenmek için ısrar edince, “Nazmi Webcamda!” dedim. Bahar, “Ciddimisin?” dedi. “Kız yemin ederim, sen gelmeden önce onunla konuşuyordum. Onu görmek istiyormusun?” dedim. Bahar önce biraz düşündü, heyecanlı olduğu her halinden belli oluyordu, “Şey… Yalnız onun beni görmemesi lazım!” dedi. “Tamam, sen yandan bakarsın!” dedim. Bana göre Nazmi yakışıklı ve çekiciydi, uamarım Bahar’ın da hoşuna giderdi. Ben yerime oturunca, Nazmi’nin, “Nerdesin aşkım!” demesiyle tekrar sohbet etmeye başladık. “Kapı çaldı, komşuyla ayak üstü biraz sohbet ettim. Seni beklettim kusura bakma, özür dilerim!” dedim. “Özür dilemene gerek yok aşkım, önemli değil!” dedi. Bahar’ın yanımda olduğunu biliyordu, ama bunu Bahar’a belli etmememiz lazımdı.

Elimle ağzımı kapatıp Bahar’a, “İşte Nazmi bu!” dedim. Bahar yandan fısıldayarak, “Hmmmm! Kadir İnanır’a benziyor!” dedi. Sonra sessizce diğer sandalyeyi alıp, Webcama görünmeyecek şekilde yan tarafıma oturdu. Nazmi bana iltifat üzerine iltifat ederken, ben de aynı şekilde karşılık veriyordum. Sohbet uzadıkça artık cinsel konulardan bahsetmeye başlamıştık. Bugün çok seksi iççamaşırları aldığımdan bahsedince, iç çamaşırları üzerimde görmek istedi. Ben ık mık etsemde, kalkıp yatakodasına doğru giderken, Bahar da arkamdan geldi ve “Gerçekten giyecekmisin?” dedi. “Herhalde kız! Zaten her yerimi biliyor!” dedim. Üzerimdekileri çıkardıktan sonra çırılçıplak kalmıştım. “Kız, sence hangisini giymeliyim?” dedim, ama Bahar tercihi bana bıraktı. Beyaz takımı giydim ve yerime dönerken de Bahar’a, “Birazdan ben de onu soyacağım. Ne kadar iri yarrağı var sen de göreceksin!” dedim. Bahar’ın yüz ifadesinden heyecanlandığı belli oluyordu. Bahar, “Nasıl yani?” deyip, anlamamış gibi davranırken, bunu çok istediğini biliyordum. “Birazdan anlarsın…” dedim.

Üzerimde beyaz iç çamaşırlarıyla Nazmi’nin karşısına oturdum. Şeffaf takımla görünce, “Offff! Çok seksisin! Yarrağım şimdiden kalkmaya başladı!” dedi. Cilve yapıp, “Göstersene aşkım! O kocaman yarrağını görmek istiyorum!” dedim. “Tamam aşkım, gösteriyorum!” dedi. Webcamını aşağı indirerek, göreceğim şekilde ayarladı. Gerçekten yarrağı kalkmıştı. Bahar ise yarrağın büyüklüğü karşısında şaşkınlığını gizleyememişti, yandan fısıldayarak, “Aaaa! O ne öyleee! İnanmıyorum yaaa! Gerçekten çok büyükmüüüşş!” dedi. Bahar aptallaşmış bir şekilde bana bakarken, gördüklerine inanamıyordu. Benim ne kadar haklı olduğumu şimdi daha iyi anlıyordu.

Nazmi ile artık amdan götten bahsetmeye başlamıştık. Nazmi’nin, “Seni şöyle ^^^^^^^^^, domaltıp böyle ^^^^^^^^^, amını götünü parçalayacağım!” gibi argo argo laflar yazması beni tahrik ediyordu. Nazmi 31 çekerken, ben de amımın dudaklarını açmış içini gösteriyordum. Gerçi buna ihtiyacı yoktu ama, sırf Bahar’ı tahrik etmek için bunları yapıyordum. Amım öyle sulanmıştı ki, akan sıvılar sandalyenin oturağını ıslatıyordu. Klitorisimi küçük küçük daireler çizerek okşarken, neredeyse boşalmak üzereydim. İstemeden de olsa gözüm Bahar’a takıldı. Bahar elini eteğin altına sokmuş, amını parmaklıyordu. Onun durumu da benden farksız değildi. Bir tarafta Bahar, diğer tarafta Nazmi, üst üste bunlar yaşanınca daha fazla dayanamadım, aniden kasılmaya, zevkten titremeye başladım. Ardından şiddetli bir şekilde boşalmaya başladım. “Ah! Ooooh! Ohhhh! Ihhhh!” diye defalarca inlerken, Nazmi de boşalmak üzereydi. Yarrağı tümüyle gerilmiş, dölleri fışkırtırken, o sırada Bahar da kısık sesle inleyerek ve kasılarak boşalıyordu. Nazmi’nin boşalması gerçekten çok şiddetliydi. Saniyelerce süren boşalmalar yavaş yavaş kendini sessizliğe bırakmıştı.

Üstü başı berbat olan Nazmi, “Aşkım ben banyoya geçiyorum, Salı günü görüşürüz!” dediğinde, “Tamam aşkım, görüşürüz!” dedim. Nazmi netten ayrılınca, Bahar’la başbaşa kalmıştık. Bir müddet birbirimize baktıktan sonra, gülmeye başlamıştık. “Nazmi’deki yarrağı gördün değil mi? Böyle erkekler de var işte!” dedim. Bahar başını sallayıp, “Evet yaaa! Ne kadar da büyük yarrağı var! Üstelik çok kalın!” dedi. Israrlı bir şekilde kendisine, “Bu hafta gel seni de götüreyim! İnan bana, saatlerce sikişeceğiz!” dedim. Bahar ne diyeceğini bilemez halde bana bakıyordu. İstiyordu, ama bir türlü karar veremiyordu. Ürkek bir şekilde, “Şeyy, ben… yani bilemiyorum…” diye gevelerken, “Bak Bahar, sen gelsende gelmesende ben gideceğim! Herif tam bir zevk makinesi. Kaç kez boşaldığını bile hatırlamıyorsun. Gelirsen bütün bunlar aramızda kalacak!” dedim.

Bahar bir müddet düşündükten sonra, “Şey, benim çalıştığımı biliyorsun, patrondan nasıl izin alacağım peki?” dedi. Benim de duymak istediğim buydu ve o anda bu işin olacağına kanaat getirdim. “O iş kolay! Kızım, senin izin günün Pazartesi değil mi? Bu hafta için Salı gününe ertelersin. Veya çocuğu doktara götüreceğim gibi şeyler söylersin!” dedim. Bahar, “Bilemiyorum ki, patron izin verir mi?” dedi. “İşin içinde çocuk var, herhalde izin verir kız!” dedim. Bahar izin konusunu patronuyla görüştükten sonra her şey belli olacaktı.

Yerimden kalkıp, “Gel benimle!” diye elinden tuttum, sonra yatak odasına götürdüm. Aldığım iç çamaşırlarından açık mavi takımı çekmeceden çıkardım. Tangasıyla birlikte Bahar’a uzattım. “Al kız! Bunlar senin!” dedim. Bahar kem küm etse de, “Kızım bunları senin için aldığımı biliyorsun! Al işte!” dedim. Sonunda kabul etmişti. Teşekkür etti ve yanaklarımı öptü. “Kız bu kadarcık mı?” dedim. Benim istediğim şey daha farklıydı, dudaklarımı gösterip, “Burdan yok mu?” dedim. Bahar, “Hımmm! Anladııım!” diye gülümseyip dudaklarını dudaklarıma dokundurdu. Yumuşak dudaklarını dudaklarımda hissetmek harikaydı. Ensesinden tutup dudaklarına yapıştım. İkimiz de, “Mmmmm!” diye inlerken yatağa devrildik. Dudaklarına sıkı sıkıya yumuldum. Önce dirense de, kendini bırakmıştı. Şehvetli bir şekilde öpüşürken, dillerimizi de işin içine katmıştık. Daha önce böylesine şiddetli ve arzulu bir öpüşme yaşamamıştım.

Birbirimize sarılmış öpüşürken, oramızı buramızı okşamayı da ihmal etmiyorduk. Bahar’ın eteği beline kadar sıyrılmış, bembeyaz bacakları ortaya çıkmıştı. Elimi bacaklarının arasına sokunca ateş gibi yandığını farkettim. Tanrım ne kadar da sıcaktı, bacaklarının arası ateş gibi yanıyordu. Bir müddet külotun üzerinden amını okşadım. Zaman zaman da amının yumuşak etini avuçlayıp eziyordum. Bahar zevkten kıvranıyor, “Immmm! Ommmhhhh!” diye inliyordu. Sonra elimi külotunun içine soktum. Öylesine sulanmıştı ki, avucumun içi am suyuyla dolmuştu. Amının kıllarını yeni kestiğinden harika kayıyordu, belli ki hazırlık yapmış öyle gelmişti.

Arzu ve isteklerin arttığı ortam tavan yapmak üzereydi. Yarı çıplak olduğum için Bahar’ı da soymak istiyordum. Önce başındaki türbanı, ardından penyesini çıkardım. Son olarak, fermuarını açıp eteğini indirdim. Bahar da iççamaşırlarıyla kalınca, ben de önce sütyenimi, ardından da tangamı çıkardım. Bütün bunlar yaşanırken ikimiz de konuşmuyorduk. Bahar’ın yüzündeki pembelik ona seksi bir hava veriyordu. Sonra da Bahar’ın sütyenini ve külotunu indirdim. Kapalı bacakları yüzünden amının sadece üst tarafı görünüyordu. Üzerine çıkıp bedenimi bedenine yapıştırdım. Teni o kadar yumuşak, o kadar sıcaktı ki, içimi eritiyordu. Erkek olsam, Bahar’ı saatlerce sikerdim, ama ne yazık ki değildim.

Bir müddet göğüslerimizi birbirine sürttükten sonra, ikimizin de meme uçları fındık gibi şişmişti. Kendini bana teslim etmiş olan Bahar, hareketsiz yatıyordu. Birkaç dakika memelerini okşayıp yaladıktan sonra, uçlarını emmeye başladım. Göğüsleri küçüktü, ama ucları ağzımı dolduruyordu. Uçlarını somururken tıpkı aç bebek gibiydim, iyice içime çekip dudaklarımla koparmaya çalışıyordum. Bahar altımda kıvranırken bırakmaya niyetim yoktu. Bahar zevkten, “Mmmhhh! Iımmmhh! Oohhhh! Çok güzel! Çok güzeeell” diye inliyordu. Artık aşağıya doğru inmeliydim. Göbeğini öpüp kokladıktan sonra, kendimi geriye doğru çektim. Sonra bacaklarını araladım. Harika bir manzara vardı. Amı öylesine sulanmıştı ki, zevk suları çarşafa akıyordu. O an aklıma Nazmi geldi, kocaman yarrağını Bahar’ın amına sokmasını arzu ettim. Bu arzum şimdilik mümkün olmasa da, bir gün mutlaka gerçekleşecekti. İşte o günü sabırsızlıkla bekliyordum. Umarım bir aksilik olmazdı…

Amının küçük dudaklarını bir müddet okşadıktan sonra, parmağımı içine soktum. Bahar, “Immmhhhh!” diye inledi. Amına soktuğum parmak sayısını artırırken, önce birini, ardından ikisini, ardından üç parmağımı birden sokup, ileri geri hareket ettirmeye başladım. Bahar’ın inlemeleri çoğalırken, amının içi de sabun gibi köpürmüştü. “Ahhhh! Ohhh! Devam et!” diye inliyordu. O sırada benim de durumum ondan farksızdı. Bir elimle de kendimi tatmin etmeye çalışırken vıcık vıcık olmuştum. Daha sonra am suyumu arka deliğime sürerek iç kısımları yağladım ve parmaklarımı götüme sokarak, kendi kendimi parmaklamaya başladım. Bahar’ın amına yaptığımı, şimdi kendi götüme de yapıyordum.

Buna bir süre devam ettikten sonra, 69 pozisyonuna geçerek, Bahar’ın iki bacağını yanlara doğru gerdim. Sonra dudaklarımı amına yapıştırdım. O an Bahar, “Ooooohhhhh!” diye inledi. Büyük bir arzuyla, önce küçük dudakların olduğu bölgeyi öpüp kokladım. Ardından klitorisini yaladım. Klitorisi şişmiş, nerdeyse ağzımı dolduruyordu. Dudaklarımla sıkıştırıp, dilimle de yalamaya devam ettim. Bahar kıvranıyor, zevkten inliyordu. O sırada Bahar, kalçalarımı kucaklamış, amımı parmaklıyordu. Bahar’a yol göstermek için elini tuttum ve parmağını götüme sokarak, birkaç git gel yaptım. Bahar sinyalı almıştı, göt deliğimle ilgilenmeye başladı. Önce parmağının birini, sonra ikisini, daha sonra da üç parmağını soktu götüme. Parmakları inceydi, “Sok! Hepsini sookkk!” diyerek daha fazlasını sokmasını istiyordum. Am sıvımla götümün deliğini kayganlaştırırken, şimdi de parmaklarının hepsini sokmaya çalışıyordu. Bahar’ın bileği Nazmi’nin yarrağından daha inceydi. Biraz zorlasa, eminim eli komple girecekti götüme.

İkimiz de zevkin doruklarındaydık. Bahar’ın hareketleri sertleşmeye, inlemeleri artmaya başlamıştı. Hoş benim durumum da ondan farksız değildi. Bahar altımda kıvranırken öyle istekliydi ki, her an boşalabilirdi. Ve boğuk bir iniltiyle böğürmeye başladı. İnlemeleri odanın duvarlarında yankılanırken, ben de koyvermiştim. Büyük bir sarsıntıyla boşalıyordum. Büzük kaslarım kasılmaya başlamıştı ki, müthiş bir acı hissettim, “Aaahhhh!” diye inledim. Bahar elini bileğine kadar götüme sokmuştu. “Ne yaptın küçük orospu? Götümü yırttın!” dedim. Korktuğu için elini götümden hemen çıkardı. Ben de daha fazla üzerine gitmedim. İkimiz de yorgun ve bitkin halde yatağa uzandık. Suyun altından çıkmış gibi çok terlemiştik.

5-10 dakika dinlendikten sonra kalkıp banyoya girdim, çabucak bir duş alıp kurulandım. Odaya döndüğümde Bahar halen mayışmış halde yatıyordu. “Kalk duşunu al kız!” dedim. Bahar da birkaç dakikada duş alıp geldi. Bahar’a doğru domaldım, “Bak kız! Büzüğümü ne hale getirdin!” dedim. Bahar, boşalırken heyecanlandığından, farkında olmadan elini komple soktuğunu söyleyerek, özür diledi. Nazmi’nin yarrağı Bahar’ın bileğinden daha kalındı, fakat kuru olduğu için götüm acımıştı. Üzerimizi giyindikten sonra salona geçtik. “Acıktın mı?” diye sorduğumda, o da benim gibi çok acıkmıştı. Pasta börek vardı, yanına çay demledim. Bir demlik çay bitinceye kadar yeyip içtikten sonra saate baktım, 22:30’a geliyordu.

Kocasının işi iyi gitmediği için, Bahar mağzada çalışmaya başlamıştı. Geçen sefer bana, birikmiş faturalardan bahsetmiş, ödenmediği zaman elektrik ve suyu keseceklerini anlatmıştı. “Kız faturaları ödediniz mi?” diye sorduğumda, başını sağa sola salladı, “Yok valla, para bulamadık abla! Yarın faturaların son günü, bakalım kocam bulabilecek mi?” dedi. “Ne kadar lazımdı?” dedim. “625 Lira, gecikme zamı da alırlar mutlaka… Kocamın bulacağını da sanmıyorum!” dedi. Kalkıp yatak odasına gittim. Kocamın bile bilmediği 10.000 Liradan fazla param vardı, ama kocamdan çekindiğim için kullanamıyordum. Bu kadar para onu şüphelendirebilirdi. 700 lira aldım ve mutfağa döndüm. Bahar mutfakta çay içerken düşünceli duruyordu. “Takma kafana kız! Herşey düzelir birgün!” dedim ve parayı Bahar’a uzattım. Paraları görünce boğazı kurumuş gibi yutkunamıyordu. “Al kız! Paranız olduğunda ödersin! Yalnız bu para meselesi aramızda kalacak, kocamın haberi yok!” dedim. Gerçekten çok sevinmişti. Gözlerime minnetle bakarken, paraları göğsüne koydu, “Bu iyiliğini unutmayacağım abla!” dedi ve bu sefer teşekkür öpücüğünü direkt dudaklarıma kondurdu.

Vakit geç olmuştu. “Artık gitsen iyi olur, sonra kaynanan dır dır etmesin!” dedim. “Haklısın, geç oldu. İyi akşamlar. Çok teşekkür ederim abla!” dedi, kalktı kapıya yöneldi. O an aklıma iççamaşır takımı geldi, “Dur kız bekle!” dedim. Yatak odasından paketi alıp kendisine verdim, “Bunları unuttun! Bu akşam giy de kocanla ateşli bir sikiş yap!” dedim. İkimiz de aynı anda kahkaha atarak gülüştük. Bahar, “Sağol abla. Ayrıntıları sonra anlatırım!” deyip çıktı.

Bahar gittikten sonra koltuğa uzandım. O anda aklımdan birçok şey geçmesine rağmen, rehavetten gözlerim kapanmıştı. Uyandığımda ise kocam eve gelmişti…

BÖLÜM 11

Ertesi gün Bahar’ı telefonla aradım, “Kız tavuk, ne var ne yok? Napıyorsun?” diye sordum. Bahar, “İyi valla, ne olsun abla, çalışıyorum işte. Faturaları ödedim, sonra da işe geldim. Sayende büyük bir yükten kurtulduk. Sana nasıl teşekkür edeceğimizi bilemiyoruz!” dedi. Ben de, “Arkadaşlar arasında bunların lafı olmaz kız! Akşam neler oldu, asıl sen onu anlat!” dedim. Bahar anlatmaya başladı. Verdiğim iç çamaşırları giydiğinde kocası çok etkilenmiş, uzun süren sevişmenin ve sikişmenin ardından kocası iki kez boşalmış. Bahar’a, “Peki sen boşalmadın mı?” diye sordum. Bahar, “Elbette boşaldım, hemde iki kez! Kocamla sikişirken kimi hayal ettim biliyormusun abla?” dedi. Bunu bilmemek saflık olurdu, ama yine de, “Ben nerden bileyim kız!” diyerek söylemesini istedim. “Kocamın altında sikilirken, aklımda hep Nazmi vardı!” dedi.

Düşündüğüm şeyi söylemişti. Bunu itiraf etmesi hoşuma gitmişti. Bahar’ın kocası zayıf ve çelimsiz biriydi, bana göre çekici hiçbir yanı yoktu adamın. Bahar’ın ballandıra ballandıra anlattığı cinsel yaşamlarının, aslında hayal edipte yaşayamadığı bir fantazi olduğunu düşünüyordum. Umarım bunu yakın bir zamanda öğrenebilecektim. Yedi yıldır evliydiler, ama adam Bahar’ın amını birkez bile yalamamıştı. Günah diyerek, ne oral, ne de anal seks yapmışlardı. Bahar, Nazmi gibi güçlü biriyle sikişmedikten sonra, gerçek zevki asla öğrenemeyecekti. Bahar’ın o küçük amını Nazmi’ye siktirecektim, ama bunun için biraz daha zamana ihtiyacım vardı. Daha sonra Bahar’a, izin konusunu halledip etmediğini sordum. Ondan güzel bir haber bekliyordum, ama beklediğim gibi konuşmuyordu, “Şeyy, ben, yanii… bilmem ki… bakarız!” gibi kaçamak ve anlamsız laflar ediyordu telefonda.

Söylediklerinden birşey anlamıyordum. Kendisine, “Bir sorun mu var kızım?” dedim. Bahar’ın bir süre sessiz kaldıktan sonra kem küm etmesi, doğrusu canımı sıkmıştı. Belli ki Bahar korkuyordu, korktuğu için olsa gerek dengesiz ve tutarsız konuşuyordu. Zaten daha fazla üzerine gitmenin de bir anlamı yoktu. İş çıkışı bana gelmesini söyledikten sonra telefon konuşmasını sonlandırdık. Aramızdaki bu konuşma beklentilerimi köreltmiş gibiydi. Nazmi’yle buluşmama iki gün kalmasına rağmen, Bahar’ın benimle gelip gelmeyeceği belli değildi. Oysa bu hafta için Bahar’ı kendisine siktireceğime dair Nazmi’ye söz vermiştim. Herhangi bir olumsuzluğa karşı, ne yapmam gerektiğini bilemediğim bu iki günde, ne olursa olsun Bahar’ı ikna etmeliydim.

Can sıkıntısından akşamı beklerken zaman geçmek bilmemişti. Zaman zaman balkona çıkıp dinlenirken, sokakta oynayan çocukların sesleri etrafta yankılanıyordu. Batmak üzere olan güneşin kızıllığı gökyüzüne yayılırken, Bahar sokağa girmişti bile. Başında kırmızı türbanı, altında uzun siyah eteğiyle çok seksi görünüyordu. Dalgın ve düşünceli bir şekilde sağa sola bakmadan binaya girdi. Oysa evde olup olmadığımı anlamak için mutlaka oturduğum daireye, yani balkona doğru bakardı. Böyle yapması hiç hoşuma gitmemişti. Balkondan içeri girdikten sonra TV’nin karşısına geçtim. TV’de haberden başka bir şey olmadığı için bilgisayarı açtım. Nazmi’den öğrendiğim Porno sitelerine girip, Pornofilm izlemeye başladım. Birkaç dakika sonra amım sulanmış, yarrak istiyordu. Aklıma, kocamı arayıp eve çağırmak ve kendimi siktirmek gelmişti, ama onun da 1-2 dakikalık enerjisi vardı. Üstelik yarrağı da küçüktü.

Pornodaki iri yarraklara bakarak tatmin olmaya çalışırken, kapının zili çaldı. Saat erkendi, ama kocam gelmiş olabilirdi. Korku ve telaşla bilgisayarı kapatıp üzerimi düzelttim. Kocam bu tür şeylerden hoşlanmazdı, Porno izlediğimi bilse kafamı koparırdı. İşte bu endişeyle kapıyı açtım. Ama gelen kocam değildi, Bahar karşımdaydı. Şaşkınlıkla, “Hoş geldin tavuk!” dedim. Bahar, “Hoş bulduk abla!” dedikten sonra içeri girdi.

Bir müddet oturduktan sonra konuya ilk giren Bahar oldu. “Şeyy… Sana söylemek istediğim bir şey var abla!” dedi. “Dinliyorum?” dedim. Bahar, “Müge hanımla, izin konusunu görüştüm…” dedi. Müge hanım dediği kişi işyeri sahibiydi. Merakla, “Eee?” dedim. “Müge hanım da durumu bölüm şefine bildirdi. Bölüm şefi de izin günümü Salı olarak değiştirdi işte…” dedi. Bahar’ın yüzü pembeleşmiş bana bakıyordu. Endişeli bir hali vardı, ama umrumda değildi. Kafasındaki sorulardan kurtarmak için, “Bak işte, bu çok güzel bir haber! İnan ki yapacaklarımızdan kimsenin haberi bile olmaz! Sadece sen ve ben bileceğiz! Anlaştık mı?” dedim. Bahar yine de tedirgin bir şekilde, “Yakalanmaktan çok korkuyorum abla!” diyordu. Onu rahatlatmak için, “Benim korkmadığımı mı sanıyorsun? Ben bir yıldır kocamı aldatıyorum, yakalandım mı? Hayır! Bak Bahar, Nazmi ile yattıktan sonra kadınlığımı öğrendim, istiyorum ki, bir kez bile olsa, sen de aynı duyguları yaşa!” diyerek, Bahar’ı kandırmaya çalışıyordum. Sonra da, “Eee, ne diyorsun? Salı günü gelecekmisin benimle?” diye sordum.

Bahar bir müddet düşündükten sonra, “Tamam!” dedi. Zor da olsa istediğim cevabı almıştım. Sevinçle Bahar’ın boynuna sarıldım, “Seni seviyorum kıız! Yerim ben seniii!” dedim. Dünden beri yaşadıklarım mutlu bir şekilde bitmişti. Onun da tedirginliği gitmiş, yüzünde güller açıyordu. Bahar’a, “Sen gelmeden önce Porno film izliyordum, izlemek istermisin kız?” diye sordum. Porno film duymuştu, ama daha önce izlemediğini, nasıl bir şey olduğunu sordu. Anlattıklarım karşısında ağzı açık kalmıştı, “İzleyelim!” dedi. “Nasıl bir film izlemek istersin?” dedim. “Farketmez…” dedi. Bilgisayarın karsına geçtik. Porno sitelerine girdikten sonra, daha önce izlediğim filmin birini tıkladım. Film, genç bir kızın okumak için şehre gitmesiyle başından geçen olayları anlatıyordu. Bu filmi özellikle seçmiştim. Filmdeki kız, Bahar’ı anımsatıyordu. Kız, minyon tipli, ufak tefek biriydi.

Bahar hayatında ilk kez Porno seyrederken, filmde kocaman yarrağın kızın amında kaybolmasına inanamıyordu. Ağzı açık izlerken, olduğu yerde kıvranıyor, sonra bana doğru bakarak, “İnanmıyorum abla yaaa…” diyordu. Bahar’ın hali amımın sulanmasına neden olmuştu. Eminim o da benim gibiydi. O an aklıma ilginç bir şey gelmişti, yerimden kalkıp mutfağa geçtim. Buzdolabını açtığımda aradığım şeyi bulmuştum. Patlıcan. Soğuk olduğu için biraz ısıtmam gerekiyordu. Şohben açıktı, geniş bir kabın içine ılık su doldurdum. Suyun içine patlıcanı koydum. Üzerine de ağır bir tabak koyup yukarı çıkmasını engelledim. Bahar’ı merak ediyordum, acaba ne yapıyor diye bakmaya salona geçtiğimde, harika bir manzarayla karşılaştım. Eteğini beline kadar sıyırmış olan Bahar, bir eliyle külotunu tutarken, diğer eliyle de amını yoğuruyordu. Bacaklarını sağa sola iyice açmış, amıyla oynarken bana bakıyordu.

Önünde dizlerimin üzerine çömelip, Bahar’ın bacaklarına dokundum. Süt gibi beyaz bacaklarını okşarken, amından gelen koku, başımı döndürmeye yetmişti. Bacaklarını öpüp koklamaya başladım. Ara sıra gözüm amına takılırken, küçük am dudaklarının görüntüsü harikaydı. Ağız kısmındaki bu ince diri dudaklar, amını süslüyordu. Klitorisi, kalkmış çocuk çükü gibiydi. Amından akan sular koltuğa sızıyordu.

Baharı belinden tutup koltuğun kenarına çektim. Bacaklarını yukarı kaldırıp, göğsüne doğru büktüğümde, amı kabak gibi ortaya çıkmıştı. Harika bir görüntü vardı. Daha fazla dayanamayıp amına yumulduğumda, “Oooohhhh!” diye inledi. Amını öpüp kokladıktan sonra yalamaya başladım. Amını aşağıdan yukarıya doğru yalarken, Bahar’ın inlemeleri artmaya başlamıştı. Köpeklerin su içtiği gibi dilimi kullanırken, parmaklarımı amına sokuyordum. Zevkten çıldırmış olan Bahar boşalmaya başlamıştı. “Oohh! Çok güzeeell! Devam et abla! Devam ettt!” diye inlerken, göt deliğinin kasıldığını farkettim. Ahh’lar Ohh’lar arasında, göt deliği kasılıp gevşiyordu. Amından akan şehvet suları da, ağzımı sabun gibi kayganlaştırmıştı. Amının suyunu kalçalarına yaydım. Kalçalarını avuçlayıp okşarken, parmağımı aniden götüne soktum. Acıdığını söylemesine rağmen parmağımı çekmedim. Parmağım götünde sıkışıp kalmış gibiydi. Benim götümün sadece ağız kısmı darken, Bahar’ın iç kısımları bile parmağımı eziyordu. Fazla acıtmak istemediğimden daha sonra parmağımı çektim. Ama eninde sonunda onun götünü de alıştırmam gerekiyordu. Çünkü bu ilerde çok işime yarayacaktı.

Film devam ediyordu ve iki erkek, kızı aralarına almışlar, biri amdan diğeri götten sikiyordu. Bahar hayretini gizleyemeyip, “Kırk yıl düşünsem böyle bir şey aklıma gelmez! İnanmıyorum yaa, karıya bak abla, aynı anda hem amdan hem götten sikiliyor!” derken, ben de içimden, (Merak etme, senin de öyle sikileceğin zaman gelecek!) diyordum.

Bahar Orgazm olup rahatlamıştı, ama ben halen boşalmamıştım. Ayağa kalkıp külotumu çıkardım. Koltuğun üzerine çıkıp, “Şimdi sıra sende kız, bakalım nasıl yalıyorsun!” diyerek, Bahar’ı başından tutup, amımı yüzüne, dudaklarına bastırdım. Bahar, “Immm! Immmmmm!” diye nefes almaya çalışırken, kaçış olmadığını anlamış olacak ki, acemi bir şekilde amımı yalamaya başladı. Amımı yalayan bir kadın da olsa hoşuma gidiyordu. Bir müddet amımı yalattıktan sonra, “Bir saniye bekle!” diyerek kalktım. Ilık suyun içine koyduğum patlıcan aklıma gelmişti. Patlıcanı elime aldığımda sıcaklığı hoşuma gitmişti. Patlıcanın etrafını zeytinyağı ile sıvazladım. Zeytinyağından götümün deliğine de bolca sürdüm. Sonra elimde patlıcanla salona geçtim.

Elimdekini gören Bahar, “Ay inanmıyorum yaa! O ne öyle abla?” diye kahkaha atınca, ben de, “Eee, napalım kızım, gerçek yarrak olmayınca bununla idare edeceğiz!” dedim. Bahar itiraz ettiyse de, bacaklarını açtım, “Bu patlıcan önce senin amına, sonra da benim götüme girecek!” dedim. Bahar’ın, “Ama bu çok kalın! Ben bunu alamam!” demesine aldırış etmeden, amını yalamaya başladım. Yalamalarım karşısında gevşerken, Bahar kendini bana bıraktı. Bahar kıvama geliyordu. Kısa sürede amı sulanmaya, ardından da inlemeye başladı. Baharın amını yalamayı bırakıp karşısına geçtim, “Önce kendi amıma sokacağım, seyret bak nasıl giriyor!” diyerek, zorlanmama rağmen patlıcanı amıma soktum. Am dudaklarımı germiş olan patlıcan, arada boğulacak gibiydi. Yavaş yavaş ileri geri hareket ettirmeye başladım. Patlıcan tıpkı zenci yarrağı gibi parlıyordu. Bahar, dikkatle beni izliyordu.

Birkaç dakika sert sert dibime kadar sokup çıkarmaya devam ettim. Sonra amımdan çıkarıp, “Şimdi sıra sende!” diyerek patlıcanın ucunu amına dayadım. Önce irkildi, ama kararlı olduğumu görünce, “Yavaş sok lütfen!” dedi. Patlıcan, Bahar’ın küçük amına göre oldukça kalındı, ama umrumda değildi. Patlıcanı bastırmaya başlayınca, amının dudakları gerildikçe gerildi. Bahar ağzını açmış tavana bakarken, “Ahhhhhhhh!” diye inledi. İşte tam o anda patlıcan içine doğru kaymaya başladı. Amının alışması için, patlıcanı yavaş yavaş ileri geri oynatırken, şimdi daha rahat hareket ettiriyordum. Bir müddet sonra da iyice alışmaya başladı.

Patlıcanla Bahar’ın amını sikerken, parmaklarımla da kendi götümün deliğini alıştırıyordum. O ana kadar Bahar’ın amına patlıcanın yarısını sokmuştum. Oldukça uzun olan patlıcanı içeri doğru bastırdığımda olanlara inanamadım. Koca patlıcan tamamen amına girmişti. Amının derinliği benimkinden fazlaydı. Derinliği yaklaşık 22-24 santim arasında olmalıydı, çünkü az önce, patlıcanı kendi amıma soktuğumda, 4-5 santime yakını dışarda kalmıştı. O an aklıma Nazmi geldi. Bahar, Nazmi’nin koca yarrağını tamamen amının içine alabilirdi. Aklıma geldikçe, patlıcanı sert sert sokmaya başladım. Bahar’ın inlemeleri salonda yankılanırken, dışardan duyulur diye çekiniyordum. 10-15 dakika boyunca Bahar’ın amını param parça etmiştim. Patlıcanı geri çekince, amından ‘Fosss!’ diye hava çıkıyordu. Hızımı alamayıp tekrar sokuyordum. Bütün bunlar boşalmasına kadar devam etti. Amının dudakları kızarmış, hatta biraz da şişmişti.

Daha fazla devam edip te tahriş olmasını istemiyordum. Çünkü iki gün sonra Nazmi ile sikişecekti. Amından çıkardığım patlıcanı eline verdim. Sonra domaldım. Ellerimle kalçalarımı iyice gererek, “Sok hadi!” dedim. Bahar patlıcanın ucunu götümün deliğine ayarladıktan sonra bastırmaya başladı. Küçük küçük darbelerle sokmaya çalışırken, büzüğüm de gevşemeye başlamıştı. Patlıcanın ucu girdiğinde, büzüğümün kasları zorlanmaya başlamıştı ki, “Ahhh!” diye inledim. Bahar bir an durunca, “Devam et, sok!” dedim. Bahar yeniden bastırınca, koca patlıcan götüme girmeye başladı. Sıcaklığı içimi bir hoş etmişti. Nedenini bilmiyorum ama, acıdığı halde hoşuma gidiyordu. Bahar sapından tuttğu patlıcanı götüme sokarken, o an ben acıyla zevki bir arada yaşıyordum. Duyulmasın diye ses çıkarmazken, zevkten kıvranmaya başlamıştım.

Bir taraftan kendi amımı parmaklarken, diğer taraftan hızlı sokması için Bahar’ın kolundan tutuyordum. Bahar yaklaşık 10 dakika boyunca sokup çıkarmaya devam edince, patlıcan götüme rahat girmeye başlamıştı. Daha sert sokması için Bahar’ı ikaz ediyordum, çünkü boşalmak üzere olduğumu hissediyordum. Zaten hissetmemle boşalmam aynı anda olmaya başladı. Götümdeki koca patlıcan kasılmamı engelliyordu, ama yine de çok zevk alıyordum. Birkaç saniye boyunca zevkten titredim. Rahatladığımda patlıcanı tutup götümden çektim. Bahar, “Abla götün folluk olmuş!” deyip kahkaha atarak götüme bakıyordu.

Salonda ağır bir ter kokusu vardı. Duş alması için Bahar’ı banyoya gönderdim. Havalandırmak içinde salonun pencerelerini açtım. Etrafı düzenlemiş otururken Bahar banyodan geldi, yanıma oturdu. Ona, “Bakayım kız, amın ne durumda?” dedim. Kalkıp eteğini yukarı çekti, külotu kirlendiği için giymemişti. Baktığımda, amının ağız kısmı şişmiş, etrafı da kızarmıştı. “İki gün kocanla sikişme! Salı günü ikimiz de dinç olmalıyız! Anladın mı?” dedim. “Anladım abla!” dedi. Saat 22:00’ye geliyordu. “Birazdan kocam gelir!” diyerek Baharı evine yolladım.

Artık Salı gününü beklemeye başlamıştım. Pazar günü Nazmi’yi telefonla arayıp, Salı günü Kemal’in de orda olmasını söyledim…

BÖLÜM 12

Salı günü yaklaşıyordu. O Pazartesi, Nazmi’nin cep telefonuna çağrı attım. Birkaç dakika içinde aradı ve sohbet etmeye başladık. Herzamanki gibi iltifat ediyordu. Bana, “Ne var ne yok aşkım? Seni çok özledim yaa!” dediğinde kendisine hasta oluyordum. ‘Seni çok özledim!’ cümlesi beni çok etkiliyordu, beni bambaşka bir aleme götürüyordu, ona karşı farklı bir duygu taşıyordum. ‘Ben de seni çok özledim!’ diye kendisine haykırmak istiyordum. Doğrusu bir kadının gönlünü hoş etmeyi çok iyi biliyordu. Neden aradığımı bildiğ halde, Bahar konusunu açmıyordu. Sonunda dayanamayıp, ona, “Aşkım sen varya…” dedim. “Eee?” dedi. “Bahar için aradığımı biliyorsun, değil mi?” diye sordum. “Evet yaa, Bahar konusunu ne alemde aşkım? Kendisini ikna edebildin mi?” diye sordu. Ben de Bahar’la aramda geçen bütün olayları bir bir kendisine anlattım.

Anlattıklarım hoşuna gitmişti, “Çok güzeeel!” diyerek memnuniyetini belirtti. Kendisine, “Bak aşkım, Bahar ilkkez kocasını aldatacak, ona çok iyi davranmalısın!” dedim. “Merak etme aşkım, biliyorum!” dedi. Yine de onu Bahar hakkında tekrar bilgilendirmek istiyordum, “Unutma, Bahar daha önce götten hiç yapmamış, sakın götten sikmeye kalkışma onu! Sonra kocası şüpelenebilir! Anladın mı?” dedim. O da, “Seni alıştırdığım gibi onu da alıştırırım aşkım!” diye güldü, daha sonra şaka yaptığını söyledi. Ben de ona, “İnanılmaz küçük götü var, senin o kocaman yarrağın, istesen de oraya girmez!” dedim. Nazmi kahkaha atarak gülünce, ben de kendisine eşlik ettim. Son olarak, yarınki buluşma yeri ve zamanında anlaştık ve kapadık telefonu. Saat 10:00 gibi, aynı yerden bizi alacaktı. Sonra neler olacaktı, yarın hep beraber görecektik.

Bahar’ın işyerinden aldığı izin bizim için yeterli değildi, şimdi de evdekilerden izin alması gerekiyordu. Pazartesi mesaiden sonra Bahar’la bir plan yapmamız gerekiyordu. Bahar akşam işten döndükten sonra ilk bana uğradı. Plan işini halettiğimizde Bahar’ların evine ikimiz beraber indik. Daha önceleri ben para karşılığında evlerde temizlik yaptığım için, Bahar’ın kaynanasına durumu anlattım. Kaynanasına, yarın gideceğim evin temizliği için birine daha ihtiyacım olduğunu, şayet izin verirse, yanımda Bahar’ı götürmek istediğimi söyledim. Bunu için Bahar’ın 100 TL alacağını söylediğimde, kaynanası yelkenleri çoktan indirmişti. Bahar’ın benimle beraber olacağı için olumlu bakıyordu. “Tabii gitsin, ama yine de kocasından izin alması gerekiyor!” dedi. Bahar’ın kocası Kahvehane çalıştırdığı için, Bahar telefonla kocasını aradı. Ve durumu anlattığında, kocası, “Tamam aşkım, gidin!” diyerek kendisine izin verdi. Artık herşey ayarlanmış, Bahar’ın kaynanasından ve kocasından izin sorunu da aşmıştık. Daha sonra kaynanasının izniyle, Bahar’la benim eve çıktık.

Ocağa çay suyu koydum. Çayı demledikten sonra karşılıklı oturup içmeye başladık. Çaylarımızı yudumlarken heycanlı heyecanlı sohbet ediyorduk. Konu konuyu açtı, derken eski kızlık günlerimizden bahsetmeye başladık. Genç kızken başımızdan geçenleri birbirimize anlatırken, konu cinsel itiraflara kadar gelmişti. İlk önce Bahar anlatmaya başladı…

Bahar, “Köyde yaşarken tarlalarımız vardı. Yazları tarlada çalışıyordum. Birgün tarlaya giderken, mısırların arasında birinin olduğunu farkettim. Biraz korkmuştum ama, merak ettiğim için sessizce yaklaştım. Bir de ne göreyim, bizim kapı komşumuz Sinan, mısırların arasına çömelmiş, önüne bir dergi koymuş, dergideki çıplak kadın resimlerine bakarak sikiyle oynuyor. Gördüğüm şey karşısında dilim tutulmuştu, ama ordan da ayrılamıyordum. İlkkez böyle bir şeyle karşılaşmıştım. Sikini eline almış ileri geri sıvazlıyordu. Merakla izlemeye başladım. Bir süre sonra amımın sulandığını hissettim. Sinan ise kendinden geçmiş gibiydi. Birden Ayağa kalkı. Sonra avucuna tükürdü, daha sonra tükrüklü avucunu hızlı hızlı sikmeye başladı. Tam o esnada boşalmaya başladı. Sikinden çıkan döller ileri doğru fışkırırken, ilkkez birinin boşalma anını görmüştüm. Onun o hali öylesine hoşuma gitmişti ki, ben de hızlı hızlı amımı okşuyordum. O sırada bütün vücudumu ter basmıştı. Titremeyle birlikte aniden kasılmaya başladım. Kasıklarımdaki yanma dayanılır gibi değildi. Vücudumdaki kan, sanki bacaklarımın arasına iniyordu. İşte o anda müthiş bir zevkle tanışıyordum, Orgazm olup boşalıyordum. Daha önce boşalmanın ne olduğunu duymuştum, ama o güne kadar kendim yaşamamıştım. O gün boşalmak denen o inanılmaz zevkle tanışmış oldum. Beynim uyuşmuş, halen ordaydım. Sessizce gitmek için yerimden hareket edince, yanlışlıkla yerdeki kuru bir ağaç dalına bastım. ‘Çatt!’ sesini Sinan da duymuştu, “Kim var orda?” diye bağırdı. Arkama bakmadan ordan uzaklaştım. Ama o gün gördüklerim aklımdan çıkmıyordu. Özellikle akşamları yatınca amım sulanıyor, sulanınca da boşalmadan uyuyamıyordum!” diye anlattı.

Bahar, “Hadi, şimdi sen anlat bakalım!” dedi. O an aklıma yaşadığım birçok şey gelmişti, “Hangisini anlatayım kızz? Birkaç tane var?” dedim. Bahar kahkahayla gülerek, “Abla anlat anlat, hepsini anlat!” dedi. Ben de anlatmaya başladım…

“Kızlarla evde buluştuğumuzda genellikle evcilik oyunu oynardık. Evcilik oyununda ben hep koca rölünü oynardım, karım olarak ta teyzemin kızını seçerdim. Teyzemin kızı benden bir yaş küçüktü, ama çok güzel bir kızdı. Karı kocayı oynadığımız için yatakta yatmamız gerekiyordu. Yorganın altına girince, donlarımızı çıkarırdık. Yorganın altında bir erkekmişim gibi, teyze kızının bacaklarının arasına girip, amımı amına sürterek onu sikmeye çalışırdım. Bizim çocuklarımız rölünü oynayan diğer kızlar, bizden yaşça çok küçük oldukları için, bizim yorganın altında tam olarak ne yaptığımızı bilmiyorlardı tabii. İşte ben de ilk defa orgazmla ve boşalmayla o şekilde tanıştım!” diye anlattım.

Bahar heyecanla, “Peki ilk defa bir erkeğin sikini nezaman gördün?” diye sorunca, ben de anlattım. “O zamanlar külot falan yoktu, donlarımızı annem dikerdi. Zaten dayanıklı olmadığı için ağ kısımları hemen sökülüyordu. Komşumuzun oğlu Nevzat ile inekleri otlatırken zaman zaman beş taş oynuyordum. Oyun sırasında, Nevzat’ın bacaklarımın arasına baktığını farkettim. Bende jeton düştü tabii, donum sökük olduğu için görünen amıma bakıyordu. Hemen toparlandım, ama ikimiz de çok utanmıştık. Uzun zaman konuşmadan öylece oturduk. Göz göze geldiğimizde sessizliği ilk bozan da o olmuştu, “Çok değişik… Daha önce hiç görmedim!” dedi. Bahsettiği konu amımdı. “Gerçekten görmedin mi?” diye sordum. Başını ‘Hayır!’ anlamında sağa sola sallayıp, “Valla görmedim!” dedi. “Ben de oğlanlarınkini hiç görmedim! Sen benimkini gördün, ben de seninkini görebilirmiyim?” dedim. Ne demek istediğimi anladığı halde anlamamış gibi davranıyordu, belli ki benden çekiniyordu. Yüzündeki kızarıklık tedirgin olduğunu gösteriyordu. Pantolonunu indirmeye çalışırken, gözlerine bakıyordum. Pantolonun ardından donunu da indirmişti. O an kalbim küt küt atmaya başladı. Yavaş yavaş kalkan siki diklenmişti. Dimdik olmuş sikine bakarken nefes alışım hızlanmıştı. “Sen de açsana!” dedi. Bacaklarımı açıp, donumun sökük olan yerinden amımı gösterdim. O benim amıma bakarken, ben de onun sikine bakıyordum ve neden bilmiyorum ama, bu durum hoşuma gitmişti. İşte bu da benim gördüğüm ilk erkek sikiydi!” dedim.

Sözümü bitirdiğimde, Bahar, “Eee, birşey yapmadı mı sana? Onun yerinde ben olsaydım, orda senin amını sikerdim abla! Hadi anlat anlat, başka neler yaptın?” dedi. Ben de, “Kızım eski mevzuları bırak da, sen asıl yarını düşün! Nazmi ikimizi de sikip yarrağa doyuracak! Bakalım Nazmi’nin o koca yarrağını amına nasıl alacaksın?” dedim. Bahar, “Kız tavuk, hepsini almazsam, bana da Bahar demesinler!” dediğinde, ikimiz de kahkahaya boğulmuştuk. Saate bakarak, “Vakit geç oldu, yarın erken kalkacağımız için dinlenmemiz lazım. Neyse kız, yarın için ne yapıyoruz?” dedim. Bahar omuzlarını yukarı kaldırarak, “Sen bilirsin abla!” dedi. Yapması gereken hazırlıkları bir bir kendisine anlattım. Bahar, “Tamam anladım abla!” deyip, eve gitmek için ayaklandı. Dışkapıyı açmaya yöneldiğinde, “Öpmeden mi gidiyorsun kız?” deyip dudaklarından kaptım. Bir müddet öpüştükten sonra gönderdim.

Bakım için Bahar’a söylediklerimi benim de yapmam gerekiyordu. Banyoya girip, koltuk altlarımı, amımı, götümü ve vücudumun diğer istenmeyen tüm kıllarını ağda edrek tertemiz oldum. Bir saaten fazla bu işle uğraştım. Evliliğim boyunca kocam için böyle bir bakım yapmamıştım. İki dakikalık sikiş için buna değmezdi. Ama şimdi her yerim tertemiz ve pürüzsüzdü. Özellikle amım ve götüm tam yalamalık olmuştu. Amım sulanmasın diye Nazmi’yi düşünmek bile istemiyordum. Çünkü amım sulandığında ya parmaklayacaktım, yada dahada azıp, geldiğinde kocama siktirecektim kendimi. Kocamın beni böyle kaymak gibi am ve götle görmesini istemiyordum. Banyodaki işimi bitirdiğimde aklıma Bahar geldi, umarım benim gibi heryeri tertemiz olmuştur diye düşündüm.

Uykusuz geçen gecenin ardından, sabah erkenden uyandım. Kahvaltı hazırladım. Kocamla kahvaltı ederken, o an aklım başka yerdeydi. Kocam, “Hayrola hanım, dalgın görünüyorsun?” dediğinde, kendimi toparladım. Konuyu değiştirmek için de, “Çocuklar olmayınca evin tadı tuzu kalmıyor…” dedim. Bu kez Kocam, “Dert etme hanım, telefon ederiz, çocuklar da gelir!” dedi. Ben de, “Boşver canım, onlar gelmek isterse, ben gidip alırım!” diye karşılık verdim. Kahvaltı bittikten sonra, kocam üzerini giydi, çıkmak için hazırlandı. Gayet güleç bir yüzle kocamın üzerini düzeltirken, “Hayırlı işler kocacığım, kazancın bol olsun!” dedim. O da, “Sağol hanım! Sağol!” deyip yanağımı okşayıp, öyle çıktı evden.

Kapı kapandıktan sonra balkona çıktım, kocam gözden kaybolana kadar arkasından baktım. Artık benim de hazırlanmam gerekiyordu. Kombiyi yakıp yatak odasına geçtim. Üzerimdekileri çıkarıp, çırılçıplak banyoya girdim. Sıcak suyun altında güzel bir duş aldım. Kurulanıp çıktıktan sonra iç çamaşır olarak, gök mavisi sutyen ve Tanga takımımı giydim. Göğüslerim belli olduğundan üzerine atlet giydim. Atletin üzerine de beyaz bir badi. Altıma ise, boyu topuklarıma kadar uzanan siyah bir etek. Hava sıcak olduğundan, külotlu çorap yerine, yaprak desenli bir tül çorap giymiştim. Türbanımı da bağladım mı, hazırlık işim bitmiş demekti.

İçerdeki saate baktığımda, Bahar’ı merak etmeye başladım. Saat 9:30’a geliyordu ve daha Bahar’dan ses soluk yoktu. Bu kız nerde kaldı diye düşünmeye başlamıştım ki, kapının zili çaldı. Kapıyı açtığımda, Bahar tüm güzelliğiyle karşımdaydı. İçeri buyur ettikten sonra kapıyı kapadım. Bahar’ı en ince ayrıntısına kadar süzmeye başladım. Diz altı, desenli bir etek giymişti. Bacakları düzgün olduğu için, bu kısa etek, kendisine çok yakışmıştı. Üstte beyaz bir badi. Badinin üzerine, yazlık bir hırka. Başına da, bordo renkli bir türban bağlamıştı. Bu çıtı pıtı kadın, tam bir çıtır olmuştu. “Büyük güne hazırmısın?” diye sordum. Bahar başını sallayarak, “Evet hazırım abla!” derken sesi titriyordu. Heyecanlı olduğu her halinden belli oluyordu.

Ben de siyah beyaz türbanımı başıma bağladım, kalçalarımı örten yeleği de üzerime çektim. Artık ikimiz de hazırdık. O anda Bahar’ın elindeki plastik poşet çanta dikkatimi çekti, “İçinde ne var?” dedim. “Eşofmanla eski tişört, terlik falan var! Temizlik yapacağız yaa!” dedi. Bu kız şeytana papucunu ters giydirirdi. “Kız ben bunu nasıl düşünemediiiim? Doğru yaa, yeni elbiselerle temizlik yapılmaz ki!” dedim. Kısa bir gülüşmeden sonra, ben de kendime öyle bir çanta hazırladım. Artık ikimiz de hazırdık. Çıkma vaktı gelmişti. Çıkmadan önce Nazmi’yi aradım, “Nerdesin aşkım?” dedim. “Herzamanki yerde bekliyorum! Bahar hanım da geliyor mu?” diye sordu. Bahar’a bakıp, “Evet, yanımda!” dedim. “Hadi bekliyorum aşkım, görüşürüz birazdan!” dedi. “Tamam, görüşürüz!” deyip telefonu kapadım ve Bahar’a, “Kıızz, seni sordu. Hadi iyisin iyisin!” dedim.

Evin sağını solunu şöyle bir kontrol ettikten sonra kapıyı kilitleyip evden çıktık. Artık Bahar için dönüş yolu yoktu. 40 kiloluk çıtı pıtı Bahar’ı siktirmek için Nazmi’ye götürüyordum. Bahar da sikilmek için benimle geliyordu. Evden uzaklaşmış, buluşma yerine doğru yaklaşıyorduk ki, Bahar, “Götten sikmez beni değil mi abla?” diye endişesini dile getirdi. Ben de, “Merak etme kız, götten seni değil, beni sikecek!” dedim. Bunu söylerken etrafa dikkat ediyorduk ve fısıltıyla konuşuyorduk. Sonra Bahar’a, “Kız amın bayram edecek bugün!” dediğimde, Bahar cevap vermeden tebessüm etti.

Birkaç dakika sonra minibüs yoluna çıktığımızda, “İşte orda!” dedim. Bahar’ın yüzünde tatlı bir pembelik oluşmuştu. Arabanın yanına geldiğimizde, “Sen arkaya geç kız!” dedim. Bahar arka koltuğa, ben de Nazmi’nin yanına oturdum. Nazmi’ye, “Merhaba!” dediğimde, o da, “Merhaba güzel bayanlar!” dedi. Sonra tanıştırma faslına başladım, “Bu Bahar, benim en samimi arkadaşım! Bu da Nazmi!” dedim. Nazmi, “Memnun oldum Bahar hanım. Nesrin doğru söylemiş, gerçekten çok güzelsiniz!” dedi. Nazmi’nin sesi yumuşak ve oldukça içtendi. Bahar teşekkür ederek karşılık verdi, ama sesinden çok heyceanlı olduğu anlaşılıyordu…

BÖLÜM 13

Nazmi’nin dikiz aynasından Bahar’ı incelediğini farkettim. Nazmi bunu farkettiğimi anlayınca bana baktı ve göz kırptı. Sonra tebessüm ederek, “Nereye gitmek istersiniz güzel bayanlar, biraz gezelim mi?” diye sordu. Ben de, “Belki başka zaman…” dedim. Nazmi bu cevabıma karşılık vermemişti bile. Normalde oldukça konuşkan olan Bahar ise, arka koltukta sessiz sakin bir şekilde oturuyordu. Nazmi arabayı Kartal’a doğru sürdü. Sonra da Palmiye bloklarının önünden sahil yoluna çıktı ve “Hava çok güzel, biraz dolaşalım!” dedi. İşin doğrusu Nazmi ne derse o olacaktı. Ona, “Tanıdık birine yakalanmadıktan sonra, bizim için farketmez!” dedim. Klimayı açtığı için arabanın içi oldukça serindi. Çalan müzik eşliğinde yolumuza devam ediyorduk. Havadan sudan konuşurken, Bahar da ufaktan sohbete katılıyordu.

Birkaç dakika sonra Bostancı iskelesine gelmiştik. Yaz olduğu için, insanlar akın akın Adalar’a gidiyordu. Sonra arabayı yavaşlattı, “Şurası müsait, soğuk birşeyler içelim.” dedi. Uygun bir yere park ettikten sonra arabadan indik, gözden uzak bir yere oturduk. Sonra garsonu çağırdı. Benle Bahar Kola istedik, Nazmi de kendisine portakal suyu söyledi. Kısa süreli de olsa garsonla gözgöze gelmiştim, siparişi alırken, sanki beni tanıyormuş gibi bakmıştı gözlerime.

Ağaçların gölgesinde soğuk içeceklerimizi yudumlarken, arabadayken yarım kalan sohbetimize devam ettik. Nazmi Bahar’a, “Bahar hanım, çocuk sahibi olduğunuza inanmak gerçekten çok zor, o kadar genç ve güzelsiniz ki…” diye iltifatlar ediyordu. Bahar’a yaptığı bu iltifatlar beni rahatsız etse de, sürekli tebessüm ediyordum. Sohbet uzadıkça Bahar’ın da dili çözülüyordu. Nazmi’nin espirileri Bahar’ı kendinden geçirmişti. Bahar bu espiriler karşısında gülme krizine yakalanmış gibiydi. İkisi 40 yıllık dost gibi sohbet ederlerken, ben sanki aralarında yabancı kalmıştım. Bu serin yerde yarım saat kadar oturduktan sonra, Nazmi, “Kalkalım mı bayanlar?” dedi. “Kalkalım!” dedik. İkimizden de onay alınca, Nazmi hesabı ödedi. Daha sonra tekrar arabaya bindik. Uygun bir yerden dönerek, bu kez Kartal’a doğru sürdü.

15 dakika sonra dairenin bulunduğu mahalleye gelmiştik. Binanın yakınına arabayı park edince, üçümüz de indik. Nazmi önden, biz de onun arkasından apartmana girdik. O sırada gözüm Bahar’a ilişti, heyecanı yüzünden okunuyordu. Asansörle yukarı çıktık. Nazmi dairenin kapısını açtı ve eliyle yol gösterir gibi bir hareket yaparak, “Buyrun bayanlar!” dedi. Bahar’la girdik içeri, salona geçtik. Nazmi kapıyı kapattıktan sonra yanımıza geldi, “Birşeyler içmek istermisiniz?” diye sordu. Bunun ne anlama geldiğini bildiğim için, “Her zamankinden lütfen!” dedim. Her zamanki dediğim şey, içinde cinsel istek artırıcı haplar bulunan bir çeşit enerji içeceğiydi. Nazmi, “Hay hay efendim!” diyerek, içecekleri hazırlamak için mutfağa gitti.

Bahar’la başbaşa kaldığımızda, “Korunuyormusun kız?” diye sordum. O da ‘Evet!’ anlamında başını salladı. Sonra etrafa bakınarak, “Abla çok lüks bir daire, çok ta güzel döşenmiş, kendisinin mi?” diye sordu. Burayı bir arkadaşıyla paylaştığını, bekar evi olarak kullandıklarını anlatınca, “Hmmm…” diye mırıldandı. Bacakları yapışık halde koltuğun kenarında oturmuş, parmaklarını çıtlatırken, heyecanı halen geçmemişti. Bana, Nazmi’nin duymaması için kısık bir sesle, “Abla kalbim yerinden fırlayacak, çok heyecanlıyım!” dedi. Sadece gülümseyerek karşılık verdim. Biraz sonra Nazmi, elindeki tepsiyle yanımıza geldi. İçecekleri ikram ederken, “Umarım beğenirsiniz!” dedi. İçeceklerimizi yudumlamaya başladık.

Bahar’la ben, ikili koltukta oturuyorduk. Koltuğun bir köşesinde ben, diğer köşesinde Bahar oturuyordu. Nazmi karşımızdaki tekli koltuğa oturdu. İçeceklerimizi içerken, biz onu, o da bizi süzüyordu. Nazmi’nin bu özel karışımlı içeceğini bir seferde içip bitirdim. Etkisini bildiğim için, biraz sonra vücudumdaki hareketlenmeleri yadırgamadım. Yavaş yavaş kıvama geliyordum. Üzerimdeki hırkayı çıkarırken, Bahar’a, “Hava çok sıcak, sen de çıkarsana kızz!” dedim. O da dediğimi yaparak üzerindekini çıkardığında, gözüm badisine takıldı. Göğüsleri badiyi yırtacak gibi sıkışmıştı. Vücuduna göre Bahar’ın göğüsleri oldukça iriydi. Kahverenkli göğüsuçları beyaz badinin altından belli oluyordu. Bu durum Nazmi’nin de dikkatini çekmiş olmalı ki, tebessümle bana bakıyordu.

Artık harekete geçmemin zamanı gelmişti. Nazmi’ye, “Çok güzel göğüsleri var, öyle değil mi aşkım?” dedim. Nazmi, “Hı-hı, gerçekten de öyle!” dedi. Göğüsleri hakkında konuştuğumuz için Bahar’ın yüzü kızarmış, yüzünün bu hali kendisini daha da güzelleştirmişti. Bu arada Nazmi’nin de önü kabarmıştı. Yarrağı kalkmış, pantolonuna sığmıyordu. Yerimden kalkıp Nazmi’nin yanına gittim, eteğimi belime kadar sıyırdım, sonra bacaklarımı iyice açarak Nazmi’nin kucağına oturdum ve “Ohhh, harika!” diye fısıldadım. Bacaklarımın arasındaki sertlik, beni azdırmıştı. Ben, Nazmi’nin sertleşmiş yarrağına amımı sürterken, o da güçlü elleriyle kalçalarımı yoğuruyordu. Sikilme arzum arttıkça, üzerimdekileri bir bir çıkarmaya başladım. Önce badimi, sonra atletimi, daha sonra da sütyenimi çıkardım.

Özgürlüğüne kavuşmuş olan iri memelerim kendini bırakmış, sevilmeyi bekliyordu. Sırası gelince Nazmi memelerimin hakkını verecekti, ama şimdi biraz beklemek zorundaydılar. Memelerim sırasını beklerken, Nazmi’nin dudaklarına yumuldum. Ondan da aynı şekilde karşılık gelince, inanılmaz bir öpüşme başlamıştı. Dudaklarımız birbirlerini yok etmeye çalışıyordu adeta. Önce alt dudağımı, sonra üst dudağımı, daha sonrada ikisini birden ağzının içine alarak, somurdukça somuruyordu. Bir ara nefessizlikten boğulacak gibi oldum. Fırsat buldukça ben de onun alt dudağını kapıyor, emerek ağzımın içine çekiyordum. Bu öpüşme yarışına dillerimiz de eşlik ediyordu. Dillerimizi birbirimizin ağzına sokarak emmeye çalışırken, kendimizden geçmiş, adeta uçuyorduk.

Öyle sulanmıştım ki, amımdan akan sular, Nazmi’nin pantolonunun fermuar bölümünü de ıslatmıştı. Bu şekilde sevişmeye devam edersek artık daha fazla dayanamayacağımı hissettim. Nazmi’nin üstünde sadece gömlek vardı. Düğmelerini aceleyle, hızla açarken iki tanesini de koparmıştım. O sırada aklıma Bahar geldi, ona arkam dönük olduğu için ne yaptığını bilmiyordum. Zaten bilecek halde de değildim. Ayağa kalkıp, önce eteğimi, ardından da Tangamı çıkarıp attım. Çırılçıplak kalmıştım. Sonra dizlerimin üzerine çömelip, Nazmi’nin kemerine yapıştım. Önce kemerini çözdüm, ardından pantolonunu çıkardım. Üzerinde sadece boxer kalmıştı. Boxeri de lastikli yerlerinden tutup çektim ve ayaklarından çıkardım. Kocaman yarrakla burun buruna gelmiştim. Kocaman yarrağı gerilmiş, bana bakıyordu.

Artık dayanamıyordum, bir an önce ağzıma alıp yalamak istiyordum. Öyle de yaptım. Dudaklarımı yarrağının kafasına değdirdiğimde, yumuşaklığı ve sıcaklığı içimi bir hoş etmişti. Ağzımdaki salyalara, Nazmi’nin zevk suyu da karışmıştı. Yarrağın kocaman kafasını dudaklarımın arasına almış, bir vakum gibi emerek, alabildiğim kadar ağzıma almaya çalışırken, boğulacak gibi nefessiz kalıyordum. Çıldırmış bir şekilde başımı ileri geri hareket ettirerek, Nazmi’nin deyişiyle ‘Saksafon’ çalıyordum. Saksafon çalmaya ne kadar devam ettim bilmiyorum, ama Nazmi’nin sesiyle kendime geldim. Nazmi, “Biraz yavaş aşkım, bak burda misafirimiz var!” diyerek ayağa kalktı ve ‘Kenara çekil!’ dercesine beni eliyle iterek Bahar’a yöneldi. Bahar’ın yanına giderken, yarrağı bir sağa, bir sola sallanıyordu.

Bahar’ı kollarından tutup ayağa kaldırdı. Bahar’ın boyu, Nazmi’nin omzuna bile gelmiyordu. Nazmi eğilerek Bahar’ın dudaklarına yapıştı. Kapalı birinin öpüşmesi bana bir tuhaf gelmişti. Oysa ben de kapalı bir kadındım, ama yine de tuhaftı işte. Nazmi, Bahar’ın türbanlı başını tutmuş, dudaklarını öperken, Bahar da ellerini Nazmi’nin boynuna dolamıştı. Nazmi’nin kalkık yarrağı da, Bahar’ın karnıyla göğsü arasında sıkışmıştı. Bahar öpüşürken oldukça istekli ve arzuluydu. Nazmi, 40 kiloluk Bahar’ı koltuk altlarından tutup, ayaklarını yerden kesince, Bahar ister istemez bacaklarını Nazmi’nin beline doladı. Bahar’ın eteği beline kadar sıyrılmış, bembeyaz bacakları ortaya çıkmıştı. Küçük yuvarlak kalçalarının arasına sıkışmış olan Tangası, benim hediye ettiğim Tangaydı.

Ayakta çılgın bir sevişme başlamıştı. Nazmi Bahar’ın küçük kalçalarını avuçlamıştı, kocaman elleri kalçalarını tamamen kaplıyordu. Nazmi, yarrağının gövdesini eliyle düzelttiğinde, biraz önce Bahar’ın göbeğine sürtünen yarrak, şimdi Bahar’ın amına sürtünüyordu. Bahar ise, Nazmi’nin de yardımıyla, kalçalarının aşağı yukarı hareket ettirip zevk almaya çalışıyordu. Öpüştüğü için, ağzından zor duyulur şekilde, “Mmmmmm, mmmmmm…” diye sesler çıkıyordu. Bacaklarını Nazmi’nin belini sıkı sıkıya sarmış, kalçalarını yukarı aşağı oynatırken, amını yarrağa bastırıyordu. Birden dudaklarını Nazmi’nin dudaklarından kurtarıp, sesli bir şekilde, “Oohhh, ahhhh, ıhhhh!” diye şehvetle inlemeye başladı. Orgazm olup boşalırken nekadar büyük bir zevk aldığı inlemelerinden anlaşılıyordu. O anda nedense boğazım düğümlendi.

Bahar’ın boşalma kasılmaları devam ederken, Nazmi Bahar’ın Tangasının ağını kenara çekip, yarrağının kafasını Bahar’ın amının küçük dudakları arasına ayarladı. Tangasının ağ kısmı sırılsıklam olmuş, tamamen ıslanmıştı. Nazmi, yarrağın kocaman kafasını Bahar’ın amına sokmak için, küçük am dudaklarının arasını alıştırırken, Bahar da kendisine yardımcı olmaya çalışıyordu. Bahar’ın arkası bana doğru olduğu için olanları çok net görüyordum. Am suyuyla kayganlaşmış yarrağın ucu yavaş yavaş amın içine girmeye başladı. Kafası girdiğinde, Bahar, “Ahhhh!” diye inledi. Bu inlemeyle birlikte yarrak amın içine santim santim girmeye başladı. Az sonra artık o kocaman yarrak tümden içindeydi. Bahar’ın amının gerildiğini görebiliyordum. Nazmi alttan yukarı belini hareket ettirerek, amın deliğini yarrağa alıştırmaya çalışıyordu. Bir iki dakika içinde iyice alışmıştı. Bahar daha sesli inleyip, “Çok güzel! Çok güzel!” diyor, küçük çığlıklar atıyordu.

Onların sikişmelerini izlerken, bir ara, Bahar’ın yerinde şu anda ben olmalıydım diye aklımdan geçti. O koca yarrak Bahar’ın amına girip çıkarken, bana girip çıkıyormuşçasına kendimden geçiyordum. Amımı parmaklayıp izlerken, benim amıma sokmasını arzu ediyordum, ama Nazmi beni görmüyordu bile. Bahar ise büyük bir istek ve arzuyla Nazmi’ye sikilirken, bana dönük kalçalarını dansöz gibi kıvırıp duruyordu. Kocaman yarrak Bahar’ın amında bir kayboluyor bir görünüyordu. O kadar hızlı girip çıkıyordu ki, takip bile edemiyordum. Bahar’ın inlemeleri salonda yankılanırken, mutluluğuna diyecek yoktu. Küçük orospu Nazmi’yi fazlasıyla doyuruyordu. Başındaki türbanı saçlarından kaymış, boynuna inmişti. Kahverengi saçları sağa sola sallanırken, Nazmi kucağına almış olduğu Bahar’ı 10-15 dakikadır acımasızca sikiyordu. Zevkten çıldırmış olan Bahar, Nazmi’nin boynuna sımsıkı sarılmış, bırakmak istemiyordu. Kucağındaki Bahar fazla ağır olmasa bile, Nazmi’nin yorulduğu her halinden belli oluyordu. Terler alnından ve yüzünden boncuk boncuk damlarken, vücudu da yağlanmış gibi parlıyordu. Bahar’ın durumu da ondan farksız değildi. Ter, beyaz badisinin koltuk altlarını ıslattığı kadar, sırt kısmını da sırılsıklam yapmıştı.

Uzun süre ayakta olması Nazmi’yi yormuştu. Bahar’ı koltuğun kenarına sırt üstü yatırırken, yarrağını Bahar’ın amından çıkarmamıştı. Baharın küçük bacaklarını elleriyle tutarak geriye bastırırken, ayakları neredeyse başına değiyordu. Bacakları gerilmiş olan Bahar bu pozisyonda Nazmi’nin yarrağını tamamen içine alıyordu. Nazmi, belini ileri geri yaparak, tamaman içine giriyor, sonra tekrar geri çekiyordu. Küçük dudaklar gerilmiş, yarrak bir kayboluyor bir görünüyordu. Köpürmüş olan am, Nazmi’nin yarrağına krem vazifesi yapıyordu. Ama hayret ettiğim şey, bana uzun gelen yarrak, Bahar’ın amına tamamen giriyordu. Nazmi’nin hareketleri hızlanmaya ve sertleşmeye başlamıştı. Nazmi hızlandıkça, Bahar da, “Ahhhh! Ohhhh! Harikaaaa!” diye sürekli inliyordu. İyice sulanmış amından çıkan ‘Şlap, şlap, şlap!’ sesleri, salonun duvarlarında yankılanıyordu.

Birden Nazmi’den, “Oğğğhhhhhh!” diye böğürme sesi yükseldi ve daha da hızlandı. Boşalmak üzereydi herhalde. Sesi okadar kalın ve gürdü ki, sokaktan bile duyulabilirdi. Nazmi öylesine hızlı sokup çıkarmaya başladı ki, Bahar’ın ağzından, “Ahhh! Ohhh!” kelimeleri belk**e yüzlerce kez dökülmüştü. Nazmi son bir kez daha böğürüp, hareketleri yavaş yavaş azaldı. Bu durum, Bahar’ın amına boşaldığını gösteriyordu. Bahar’ın üzerine yığıldığında, yarrağı amında kaybolmuş, sadece taşakları görünüyordu. Bahar’ın üzerinde bir müddet kaldıktan sonra koltuğa doğru yıkıldı. Bahar’a baktığımda, amının durumu içler acısıydı. Amının o küçücük deliği büyümüş, ağız kısmı kapanmıyordu. Amının dudakları bile kıpkırmızı olmuştu. Nazmi’nin içine boşalttığı döller, amından yavaş yavaş süzülüyordu. Koltuğa akmaması için, Bahar Tangasını düzeltti.

Nazmi bana, “Aşkım, Bahar’a banyoyu gösterirmisin?” dedi. Beni sikmediği için ona biraz kırgındım, ama ne söylese yapmaya hazırdım. Bahar’ı kolundan tutup kaldırdım, “Gel Bahar’cığım!” dedim. Banyoya giderken Bahar’ın adımları dengesizdi. Bacakları kendini taşımıyordu. Banyoda Bahar’a, “Ne oldu kız tavuk, yarrak büyük mü geldi?” dedim. Bahar baygın baygın gözlerimin içine bakarken, bana küfür yada hakaret edecek diye düşündüm. Ama Bahar, “Abla yaa, ben böyle bir zevk daha önce yaşamadım!” dediğinde rahatlamıştım.

Bahar duşunu alırken, ben de Nazmi’nin yanına gittim ve “Nasıl, Bahar hoşuna gitti mi?” dedim. “Süpersin aşkım! Daha önce hiç böylesini sikmemiştim. Ufak tefek, ama çok tatlı birşey!” dedi ve dudaklarımdan öptü. Nazmi’nin Bahar’dan hoşlanması beni biraz incitse de, zoraki gülümsedim ve “Hani Kemal de gelecekti? Neden gelmedi?” diye sordum. “Yorgun olduğu için bugün geç kalkacaktı. Saat 12:00 gibi gelir!” dedi. Saate baktığımda 11:20’yi gösteriyordu, yani yaklaşık 40 dakikası vardı. “Kemal gelince ne yapmayı düşünüyorsunuz?” diye sordum. O da, “Bahar’a uyku ilacı içirelim, Kemal gelene kadar etkisini gösterir!” dedi. Kalkıp mutfağa gittik, Nazmi bir bardak portakal suyunun içine uyku ilacını attı, karıştırıp buzdolabına koydu ve “Bahar banyodan çıkınca verirsin!” dedi. “Tamam, yaparım! Peki Bahar’ı Kemal’e siktirecekmisin?” dedim. “Kemal Bahar’ı sikmek isterse siker, kendisine birşey diyemem!” dedi. “Ozaman gelince Bahar’ı götten sikmemesini söylersin! Götten sikmek isterse ben ne güne duruyorum!” dediğimde gülüştük. “Tamam tamam, merak etme aşkım!” dedi ve salona geçtik.

Bahar banyodan çıktıktan sonra, banyoya Nazmi girdi duş almaya. Bahar salonda kurulanırken, ben buzdolabından portakal suyunu getirdim ve “Al kız tavuk iç, buzzz gibi portakal suyu!” diyerek verdim. Bahar, “Ayy abla çok susamıştım, sağol!” deyip aldı ve bir dikişte hepsini içti. Artık Bahar için geri dönüş yoktu. Şimdi bu küçük orospunun uyumasını ve Kemal’in gelmesini bekliyordum. Kemal’in gelmesini, sadece Bahar’ın başına gelecekler için değil, kendimi de düşündüğüm için istiyordum…

BÖLÜM 14

Saat 12:20 gibi Nazmi’yi arayan Kemal, Nazmi’den havadisleri aldıktan sonra, bir saat içinde geleceğini söyledi… Bahar’ın sikilmesi beni terletmişti. Nazmi Bahar’ı sikerken, ben sanki onlardan çok yorulmuştum. İkisini başbaşa bırakıp banyoya girdim. Banyoda birkaç dakikalık duştan sonra, bornozu giyerek yanlarına döndüm. İkisi sohbet ederken, ben kurulanıp giyinmeye başladım. Önce atletimi, sonra badimi, ardından eteği üzerime çektim. Eteğin altından külot giymemiştim. Turbanımı bağladıktan sonra karşılarına oturdum. Bahar’ın keyfine diyecek yoktu, Nazmi’nin iltifatları karşısında kendinden geçiyordu. Kahkaha sesleri salonda yankılanırken, içimden (Senin de içinde orospuluk varmış!) diye geçirdim.

Bahar’a verdiğim ilaçlı portakalsuyu daha etkisini göstermemişti. Bahar bana, “Abla hazırsan gidelim mi?” diye sordu. Ben de sitem eder gibi, “Kız delimisin, evdekilere ne dediğimizi unuttun mu? Akşama kadar işimiz bitmez demedik mi?” diye cevap verince, Bahar bunu tamamen unuttuğunu söyleyip, özür diledi. Bahar’la buraya gelebilmek için yaptığımız planı Nazmi’ye anlatınca, Nazmi kahkahayı bastı. Yaptığımız plan hoşuna gitmişti, “Siz varya… Siz şeytana papucunu ters giydirirsiniz valla!” dediğinde, hep beraber gülmeye başladık. Bu gülüşmeler uzun süre devam etti. Nazmi, lavaboya gideceğini söyleyerek ayağa kalktığında üzerinde sadece boxer vardı. Boxerin altındaki yarrak inmiş olduğu halde kocaman görünüyordu. O yarrağı yemek için içim gidiyordu. Nazmi banyoya girince, Bahar’a, “Kız, kocaman yarrağı, o küçük amına nasıl aldın?” diye takıldım. Bahar da, “Bilmem ki, hepsini soktu işte!” dedi.

Bahar’ın göz kapakları kapandı kapanacaklardı, ilaç etkisini göstermeye başlamıştı. Bahar, “Abla yorgunluktan gözlerim kapanıyor, biraz kestirsem Nazmi’ye ayıp olur mu?” dedi. Ben de, “Neden ayıp olsun ki kız! Uzan şuraya biraz, hem akşama daha çok var!” dedim. Bahar üçlü koltuğa uzandı. Birkaç dakika içinde kendinden geçmiş, derin bir uykuya dalmıştı. Bu ufak tefek kadına bakarken, koca yarrağı alışı, gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti. Tanıdığım birinin sikilişini görmek, bende hoş bir iz bırakmıştı. Bahar artık benim için tehlike arzetmiyordu.

Bahar tatlı tatlı uyurken, Nazmi banyodan çıktı. “Uyudu mu?” diye sordu. “Evet, uyuyor!” dedim. Nazmi, “Aşkım, seni unuttuğumu sanma, Kemal gelince beraber grup yaparız, tamam mı?” dedi. Tamam anlamında başımı sallayıp onay verdim. Benim de sikilmeye ihtiyacım vardı. Sikişmekten başka birşey düşünemiyordum. Kemal geldiğinde, hem amım hemde götüm yarrağa doyacaktı.

Bir ara aklıma eski yaşantım geldi, (Nerdeen nereye!) diye düşündüm. 15 yıl boyunca kocama hep sadık kalmıştım. Oysa bir yıldır sikiştiğim erkeklerin sayısı okadar çoktu ki, bunların tek sorumlusu internetti. Şayet eve internet almamış olsaydık, ne Nazmi, ne Kemal, nede diğerleri olacaktı. Bazen pişmanlık duysam da, aldığım zevkler daha ağır basıyordu. Bütün bu yaşananlarda kocamın günahı olmasada, bu sırrımı asla öğrenmemeliydi. Birkaç dakika boyunca eski yaşantıma öyle dalmışım ki, Nazmi’nin, “Aşkım! Aşkıım!” diye birkaç kez seslenmesiyle kendime geldim. “Efendim aşkım?” dediğimde, “Kapının zili çalıyor, Kemal geldi, açacakmısın kapıyı?” dedi.

Yerimden kalkıp kapıya yöneldim. Gözetleme deliğinden bakıp kapıyı açtım. Kemal, “Hayırdır Nesrin hanım, kapıda beklemekten kök saldım!” dedi. “Kusura bakma Kemal’cığım, bir an dalmışım işte!” dedim. Kemal, “Misafirimiz evde mi?” diye sordu. “Evet içerde!” dedim. Kemal, “Bugün çok güzel görünüyorsun!” diyerek, omuzlarımdan tutup kendine çekti ve dudaklarıma yumuldu. Ateşli bir şekilde dudaklarımı somururken, ben de aynı şekilde karşılık vermeye çalışıyordum. Bir ara nefessiz kalsamda, alt tarafımın koyverdiğini hissettim. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Bir an önce içime girmesini, amımı götümü sikmesini istiyordum. Elleriyle götümü yoğururken zevkten inliyordum.

Külot giymediğimi anlayınca, eteğimi yukarı doğru sıyırdı. Çıplak kalçalarıma değen elleri içimi yakıyordu. Bir müddet okşadı, sıktı, yoğurdu kalçalarımı. Elini bacaklarımın arasına saldığında, “Ooohh!” diye inledim. Amımı avuçlamıştı, amımın dudaklarını ezmeye, okşamaya başladı. Öylesine sulanmıştım ki, avucunun içi amımda sabun gibi kayıyordu. Önce bir parmağını soktu amıma, sonra iki, daha sonra da üç parmağıyla git gel yapmaya başladı. Parmaklarıyla amımı sikerken, ben de boş durmuyordum, kemerini çözmüş, yarrağını elime almıştım. Kalkmış yarrağını okşarken, sıcaklığı elimi yakıyordu. Yalvaran gözlerle, “Sik beni artık, daha fazla dayanamıyorum!” diye mırıldandım. Boşalmak üzere olduğum için, içime girmesini istiyordum. Çünkü sikilirken boşalmak bana daha büyük zevk veriyordu.

Kayganlaşmış olan parmaklarını zaman zaman arka deliğime sokuyordu. Bu duruma daha fazla direnemedim ve inanılmaz bir şekilde kasılmaya başladım. Boşalırken zevkten inliyordum ve “Ooohh! Aahhh! Devam et! Devam et! Devam et lütfeen!” diye yalvarıyordum. Kemal parmaklarını hızlı hızlı götüme sokup çıkarmaya başladı. Bitmiştim. Kasılmalarımın şiddeti yavaş yavaş azalırken, birkaç saniye sonrada tamamen bitti. Rahatladığımı anlayınca, elini bacaklarımın arasından çekti. (Neden sikmedin beni?) der gibi gözlerine bakıyordum. Ne demek istediğimi anlamış olacak ki, sadece tebessüm etti. Koridorda ayaküstü yaptığımız bu sevişme epey uzun sürmüştü. O sırada Nazmi’den ses seda çıkmıyordu. Kemal’in, dudaklarıma öpücük kondurup, “İçeri geçelim!” demesiyle salona doğru yürüdük.

Salona girdiğimizde gördüklerim karşısında şok oldum. Nazmi uyuyan Bahar’ı sikiyordu. Yüzü koyun koltuğa yatırdığı Bahar’ı, domaltmış, habire pompalıyordu. Bahar’ın belden yukarısı koltuğun üzerinde, bacakları ise yere değiyordu. O sırada gözüm koltuğun kenarındaki kayganlaştırıcı kreme takıldı. (Yoksa, düşündüğüm şeyi mi yapıyor bu?) diye merak ederek, yanına yaklaştım. Kocaman yarrağı sonuna kadar sokup çıkarmasını görünce, Bahar’ı amından siktiğini düşünerek rahatlamıştım. Nazmi’ye, gülerek, “Aşkım doymadın mı kızdan!” diye takıldım. Nazmi kendini öyle kaptırmıştı ki, sadece bakmıştı. Sonra belinden tutup, Bahar’ı koltuktan kaldırdı. Yarrağı içinde olduğu halde dönerek koltuğa kendisi oturdu, kucağına aldığı Bahar’ın, bacaklarını açtığında gözlerime inanamadım. Nazmi yarrağını Bahar’ın amına değil, arka deliğinine sokmuş, kızı götten sikiyordu!

Nazmi bana söz vermişti, Bahar’ı götten sikmeyeceğine dair, ama sözünde durmamıştı. Kısa bir şaşkınlıktan sonra, “Naptın aşkım! Söz vermiştin ama!” diye sitemde bulundum. Nazmi ise, “Napayım aşkım, dayanamadım işte, çok güzel götü var!” deyip, pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Bahar’ın yerinde olmak istemezdim. Şimdilik olanların farkında değildi, ama kendine geldiğinde ne tepki vereceğini ben bile bilmiyordum. Ben bunları düşünürken, Kemal’in, “Dur ortak, şunun tadına biraz da ben bakayım!” demesi, bu işin kolay kolay bitmeyeceğini gösteriyordu. Bahar’ın durumu canımı sıkmıştı, ama elimden bir şey gelmiyordu. Sıfır kilometrede olan bakire göt deliğinin yerinde, artık yeller esiyordu. Küçücük göt deliği büyümüş, kocaman olmuştu. O küçücük deliğe, kocaman yarrağın ilk nasıl girdiğini görmek isterdim ama, ne yazık ki o şansı kaybetmiştim.

Nazmi, “Bir dakika kanka, boşalmak üzereyim!” dedi, ayağa kalkarak Bahar’ı koltuğa yatırdı. Bacaklarını alttan bastırarak yanlara doğru gerdi. Götü kabak gibi ortaya çıkarken, Bahar iki büklüm olmuştu. Kalçaların küçük olması yarrağı daha büyük gösteriyordu. Nazmi, Bahar’ın götünü sikerken adeta yaylanıyordu. Kocaman yarrak, bir görünüyor bir kayboluyordu. Bu durum uzun süredir devam ederken, Nazmi kendinden geçmiş gibiydi, alnından akan terler, Bahar’ın üzerine damlıyordu. Kocaman yarrağını dibine kadar sokuyordu. Hatta öylesine sert vuruyordu ki, Bahar’ın götünden ‘Cork curk!” gibi sesler çıkıyordu.

Hareketlerinden boşalmak üzere olduğunu anladım. Öyle hızlı sokuyordu ki, neredeyse götünü yırtacaktı. Sanki yarrak, daha da kalınlaşmış büyümüştü. Damarlara yığılan kan, yarrağı patlatacakmış gibi şişirmişti. Bu darbeler karşısında, Bahar’ın göt deliği iyice genişlemişti. Zevkten dört köşe olan Nazmi, Bahar’ı düşünecek durumda değildi. Nazmi’nin boşalacağını anlayan Kemal, götüne boşalmamasını istedi. Nazmi önce bana doğru baktı, sonra Kemal’e, “Tamam ortak!” dedi. Nazmi geri çekildiğinde, Bahar birkaç kez osurdu. Bahar’ın arkasında kocaman bir boşluk oluşmuş, götünün içi görünüyordu. Büzüğünün ağız kısmı morarmış, içi kıpkırmızıydı.

Nazmi, Bahar’ın bacaklarını tutmasını söyleyerek, Bahar’ı Kemal’e teslim etti. Sonra benim oturduğum koltuğa doğru yöneldi ve sert bir ifadeyle bana, “Aç ağzını!” dedi. Bahar’ın götünden çıkardığı yarrağını ağzıma vermek istiyordu. Ben şaşkın bir şekilde kendisine bakarken, “Açsana ağzını!” diye tekrarladı. “Ama aşkıım…” dediğimde, başımdan tutarak, “Götünü siktiğimin orospusu, aç ağzını!” diye bağırdı. Doğrusu incinmiştim. Yarrağının kocaman kafasını dudaklarıma bastırmaya başladı. Ağzıma almak istemediğim halde, yarrağı ağzıma girmişti bile. Kendimi çok kötü hissediyordum. Midem altüst olmuş, neredeyse kusmak üzereydim. Güçlü elleriyle saçlarımı tuttuğu için, kımıldayamıyordum. Kocaman yarrak boğazıma kadar dayanmıştı.

Gözlerimden akan yaşar, Nazmi’yi insafa getirmedi. Durumuma aldırmadan acımasızca sokuyordu. Dudaklarımdan akan tükrük salyaları, boynuma doğru akıyordu. Birkaç dakikadır devam eden bu işkence, şimdi dahada sertleşmişti. Nazmi şimdi daha hızlı hareket ediyordu. Hareketleri daha da hızlandı ve böğürmeye başladı. İşte tam da o sırada fışkırdığını hissetim. İstemeden de olsa yutkunurken, yarrağından fışkıran döller gırtlağımdan mideme akıyordu. Boşalma anı devam ederken, başımı bırakmamıştı. Ağzımdaki yarrak yavaş yavaş yumuşamaya başladığında, geri çekilerek ağzımdan çıktı. Bitmeyecek sandığım bu işkence, artık bitmişti. Derin bir nefes alarak arkama yaslandım. Ağzımda ekşimsi bir tat, midemde ise kabarma vardı. Kusmak üzere olduğumu hissettim ve banyoya koştum.

Bir müddet lavaboda kaldım. “Öğğğğ, ööğğ!” seslerim banyoda yankılanırken, kusmuş rahatlamıştım. Bütün bunları hakettiğimi düşünüyordum. Kocam bana bu tür muameleyi asla yapmazdı. Ama Nazmi gibi birinden bunu beklemek saflık olurdu. Buraya gelirken, güzel bir gün geçireceğimi ummuştum. Oysa şimdi, incinmiş ve aşağılanmıştım. Burdan bir an önce gitmek istiyordum. Yüzümü yıkayıp temizlendikten sonra salona doğru yürüdüm. Kemal’le Nazmi başbaşa vermiş kahkaha atıyorlardı. Ne konuştuklarını dinlemek için kapıya doğru yaklaştım. Bahar hakkında konuştuklarını duydum. Kemal, “Kocasını aldatmak neymiş gördü orospu! Bu götle, kocasına bir ay boyunca yaklaşamaz!” diyordu. Nazmi ise, “Biliyormusun ortak, daha önce götten yapmamıştı. Siz koridorda sevişirken, küçücük deliğe sokmak için anam ağladı. Hayatımda bu kadar dar göt deliği sikmemiştim!” derken, ikisi de hallerinden oldukça memnundu.

Ayağımdaki terliklerin ses çıkarmasını sağlayarak geldiğimi belli etmek istedim. Beni duyduklarında sohbeti kestiler. İçeri girdiğimde gözüm Bahar’a takıldı. Perişan bir halde, yüzüstü yatıyordu. Nazmi’nin yüzüne bile bakmıyordum. Bir an önce burdan gitmek istiyordum. Baygın halde yatan Bahar’ı koltuktan kaldırıp, kendine gelmesi için banyoya taşıdım. Bahar gerçekten ufak tefek bir kadındı. Üzerindekileri çıkarıp küvetin içine soktum. Duşu açıp yıkamaya başladım. Bacaklarının arasını yıkarken gözüm amına takıldı, ağız kısmı kızarmış, dudakları da şişmişti. Daha sonra kalçalarını yıkarken, göt deliğinin durumuna üzüldüm. Durumu hiçte iç açıcı değildi. Deliğin ağız kısmı, şişe ağzı gibi açık duruyordu. Elimle yokladığımda, iki parmağım rahatlıkla içine giriyordu.

Bahar’ı yıkayıp, her yerini temizledikten sonra küvetten çıkardım. Havluya sarıp yatak odasına taşıdım. Yatağa yatırıp, iyice kuruladıktan sonra elbiselerini tek tek giydirdim. Eteği az buruşmuştu, ama önemli değildi. Tekrar salona dönüp, iççamaşırlarımızı aldım. Bahar’a Tangasını giydirirken, amının götünün gerçekte nekadar perişan durumda olduğunu daha net gördüm. Hatta büzüğünün ağız kısmını yırtılmıştı. Pişmanlık duyuyordum, ama böyle olacağını ben de tahmin edememiştim.

O sırada Nazmi geldi, kapıdan, “Ufaklık ne durumda?” diye sordu. Yüzüne bakmadan, “Uyuyor!” deyince, “İstersen sen de uzan, dinlen biraz!” deyip gitti. Bahar baygın gibi uyuyordu, uyanmasını beklemekten başka çarem yoktu. Ben de yanına uzanıp, kendisine sarıldım. Bir müddet sonra içim geçmiş, uyumuşum. Aradan ne kadar zaman geçtiğini hatırlamıyorum, Bahar’ın ağladığını duyup uyandım. Bana öyle bir baktı ki, bakışları ok gibi kalbime saplandı. Bahar’ın saçlarını okşayarak, “Yemin ederim Bahar, böyle olacağını bilmiyordum!” dedim, üzgün olduğumu söyledim, kendisinden defalarca özür diledim. Ama Bahar, “Ben şimdi ne yapacağım abla? Kocam anlarsa ne yaparım ben?” diyor, hüngür hüngür ağlıyordu. Bahar’a, “Üzme kendini, bir yolunu buluruz!” diyordum, ama bu kolay olacakmıydı, doğrusu ben de bilmiyordum…

ALINTIDIR….

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Halamın kızını siktim (evliyiz artık)

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Halamın kızını siktim (evliyiz artık)
Slm, ben İzmir’den Ali. 21 yaşındayım. Hayatımın en güzel anı bundan 4 ay önce başıma geldi, şimdi çok mutluyum. İzmir’de çok akrabalarımız var, annem sık sık onlara gider. Genelde ben gitmem, ama halamlara gidince mutlaka giderim. Çünkü halamın çok güzel bir kızı var, 20 yaşında, Üniversite öğrencisi. Özellikle göğüslerine bayılıyorum, ne çok büyük ne çok küçük. Hele o dolgun götü yok mu! Kısacası lokum gibi bir kız. Üstelik açık giyinmeyi de sever, yani yeme de yanında yat. Bakışlarından anladığım kadarıyla bana karşı ilgi duyuyordu, fakat o ana kadar hiç fırsat bulupta iki dakikalığına bile baş başa kalamadık.

Günlerden Salı günüydü, yine annemle halamlara gittik. Halamlara gidince genelde 1 yada 2 gece kalırız, çünkü evlerimiz oldukça uzak. Bu arada halamın kocası 4 sene önce vefat etti. Öğle vakti halamların evine vardığımızda, halamla kızı bahçede çay keyfi yapıyorlardı. Hoşgeldiniz, hoşbulduk ve öpüşme faslı geçtikten sonra içeri girdik. Biz kurt gibi açıkmıştık, halamın kızı bize yiyecek birşeyler hazırladı getirdi. Yine üstünde göğüslerinin yarısı görünecek şekilde olan bir tişört ve altında diz üstünden kısa bir şort vardı. Tam bana çay uzatmak için eğildiğinde muhteşem görüntü ortaya çıktı. O çok güzel diri memeleri nerdeyse tamamı ile görünüyordu. Çok seksi dantelli bir sütyeni olmasına rağmen, sertleşmiş meme uçları belli oluyordu.

Öğle yemeğini yedikden sonra, annemle halam, komşuları ve bir iki akrabayı gezmeye gittiler ve “Akşama geliriz.” dediler. Nihayet ilk defa halamın kızı ile evde baş başa kalabilmiştik. Salonda tekli koltukta oturuyordum. Halamın kızı geldi benim koltuğun başına oturdu ve gözlerime anlamlı anlamlı bakarak, “Sonunda yalnız kalabildik.” dedi. Ben fırsat bu fırsat deyip, halamın kızına duygularımı açıklamak istedim. “Biliyormusun…” diye söze başladım, fakat halamın kızı, “Biliyorum!” diyerek, koltuğun başından kucağıma kaydı ve dudaklarıma yapıştı! Ben de karşılık verdim, onun pembe dudaklarına yapıştım. Nasıl öpüşüyoruz ama! 5 dakika öpüşüyorduk, kısa bir nefes alıp geri yapışıyorduk birbirimizin dudaklarına. Ben kendimi zor tutuyordum ve tişörtünü yukarı sıyırıp, direk göğüslerine yapıştım.

Sütyenini çıkarıp, süt gibi göğüslerini iyice yaladım, meme uçlarını emdim. Bir yandanda elimi şortunun içine sokup, daha henüz el değmemiş, tazecik bakire amını okşamaya başladım. Amını parmaklayınca halamın kızı birden korktu, “Daha fazla ileri gitmeyelim, annemler heran gelebilir!” dedi. Kucağımdan kalktı ve sütyenini takıp, tişörtünü düzeltti. Bense ikna etmeye çalıştım, “Korkma, bizimkiler akşama kadar gelmezler, daha 4-5 saat vaktimiz var, biraz amını yalamak istiyorum sadece.” dedim. Hem istiyor, hem istemiyordu, biraz öteki koltukta oturdu, düşünür gibi hali vardı. Ben biraz bozulmuştum bu hareketine, mutfağın balkonuna çıkıp bir sigara içtim. Gelirken, dolapta bira varmış, iki şişe getirdim ve ona da ikram ettim. Karşılıklı biralarımızı içerken, iltifatlarla falan ikna edip, biran önce yeniden işe koyulmak istiyordum.

Birasını bitirdikten sonra bana “Çok istiyorsun değil mi?” diye sordu. “Herşeyden çok istiyorum!” deyince hiç birşey söylemeden ayağa kalktı. Bu sefer tişörtüne ve sütyenine dokunmadı, direk şortunu ve tangasını çıkardı. Koltuğun üstüne oturup, bacaklarını ayırdı ve “Ohalde gel yala beni!” dedi. Hemen işe koyuldum, önüne diz çökerek amını yalamaya başladım. Eliyle başımı tutarak amına ittiriyordu. Dilimle amının deliğine gidip geliyordum. Halamın kızı iyice zevke gelmişti. Amına orta parmağımı sokmaya başladım. Amı daracık olmasına rağmen, yarısı girmişti. Parmağımla amında git gel yapıyordum ki, alev gibi olan amından zevk suları gelmeye başladı. Amına tekrar ağzımı dayayıp, amının sularını yaladım. Ben yaladıkça amı çeşme gibi boşalıyordu. Boşaldıkça da kendini sağa sola atıyor, çırpınıyordu. Birden kafamı ittirdi ve “Şimdilik bukadar yeter!” dedi ve külodunu, şortunu giymeye başladı. Yine bozulmuştum! “Eeee, sen boşaldın, ben ne olacam peki?” dedim. “Akşam bizimkiler uyurken gizlice odama gel!” dedi. Mecburen “Tamam.” dedim.

Toparlandık, salonda TV izliyorduk, hemde arada sırada öpüşüyorduk. Zaman öyle geçti ve halamla annem geldi. Çok yorulmuşlardı, ikiside kanepelere uzandılar. Halamın kızıyla onlara yorgunluk çayı yaptık, içtiler. Sonra akşam yemeğine başladık. Yemekten sonra hep birlikte bir çay sefası daha yaptık ve oturduk gece 12’ye kadar falan TV izledik. Vakit iyice ilerlemişti. Halamla annem zaten yorgun olduklarından yatmak istediler ve odalarına çekildiler. Halamın kızı da kimseye çaktırmamak için “Benim de uykum geldi, ben de yatmaya gidiyorum.” dedi ve kendi odasına gitti. Ardından bir 15-20 dakika sonra ben de TV’yi kapatıp, gizlice halamın kızının odasına yöneldim. Kapıyı yavaşça açıp odasına girdim. Yorgana sıkı sıkı sarılmış, beni bekliyordu. Yorganı hafif kaldırdım, her şeyini çıkarmış, çırıl çıplak bir vaziyette yatıyordu. Anında sikim kalktı. Ben de hemen soyunarak yanına yattım. Kendisine sarıldım ve onu birazda olsun ısıttıktan sonra dudaklarına yapıştım…

4-5 dakika öpüştükten sonra göğüslerini yalamaya başlamıştım. Birden doğruldu, beni sırtüstü uzattıktan sonra elini sikime attı ve okşamaya başladı. Sonra ağzını sikime götürüp sikimi emmeye başladı. “Seni seviyorum aşkım.” gibi şeyler söyleyerek birbirimizi daha da azdırıyoduk. Halamın kızı sikimi öyle güzel yalıyordu ki, boşalmamak için kendimi zor tutuyordum. Fakat benim niyetim götünü sikmek idi. Kalktım, arkasını dönderdim ve köpek pozisyonuna getirdim. Dolgun götünü yalayıp yutmaya başladım. 5-10 dakika yaladıktan sonra götü tam kıvama gelmişti. Götünden sikmek istediğimi söyledim. Hemen kabul edince çok şaşırdım! Sikimin başını götünün deliğine dayadım ve “Biraz acıtacak, sakın bağırma.” dedim. Tedbirle elimi ağzına kapadım ve götüne yüklendim. İlk denemede ucunu soktum ve biraz hareketsiz bekledim. Ağrımasın diye kendisi götüyle git gel yapıp alıştırmak istedi. Biraz daha iteledim, nerden baksan sikim yarısına kadar girmişti götüne, fakat çok kötü bir şekilde inliyordu, bağırmak istiyor, bağıramıyordu ve elimi ısırıyordu…

Götü sikime biraz alışınca kalanını da kökledim ve git gel yaparak götünü sikmeye başladım. Hala kızını götten sikmek kadar güzel birşey olamazdı herhalde, zevkten dört köşe olmuştum. Ben götünü sikerken hala kızı da amını parmaklamaya başladı. Ben fazla dayanamadım, boşalmak üzereydim, hemen hala kızını dönderdim ve yatağa sırt üstü yatırdım, göğüslerine günün ilk boşalmasını yaptım. Hala kızı galiba boşalmamıştı, inleyerek amını parmaklamaya devam ediyordu çünkü. Elini amından çektirip, amını yalamaya başladım. Tam boşalacağı zaman yalamayı yavaşlatıyordum. Ben böyle yaptıkça o boşalamıyor ve daha da kuduruyordu. Kollarımdan asılarak beni üzerine çekti ve öpüşmeye başladık. Bu arada sikim yeniden sertleşmiş, amının girişini zorluyordu. Ben kızlığını yanlışlıkla bozmamak için çok dikkatli davranıyordum. Hala kızı ise ellerini belime atmış, sikimi amına sokmam için, beni kendine çekiyordu. Ben kendimi geri çektikçe, o altımda kasıklarını kaldırarak amını sikime bastırıyordu…

Ben biran öpüşmeyi bırakıp, “Aşkım, kızlığına zarar vermekten korkuyorum!” dedim. Hala kızı yalvarmaya başladı, “Nolur az biraz sok!” dedi. Ben zaten zor tutuyorum kendimi, yavaşça sikimin birazını amına soktum. Hala kızı gözlerini kapatıp, “Biraz daha sok!” dedi. Ben biraz daha yüklenince olan oldu! Sikimin hepsi girmişti, ve hala kızı çok fena bir şekilde inledi. Sikimi amından geri çekmek istedim, fakat saçımı çekmeye başladı ve çekilmeme izin vermedi. O saçıma asıldıkça ben sikimi dahada ileri sokuyordum. Taşşaklarım amının dudaklarına değdikçe, hala kızı altımda zevkden dört bin köşe oluyordu. Tırnaklarını sırtıma geçirmiş, altımda amıyla git gel hareketleri yapıyordu. Onun bu hareketlerine ben de katıldım ve amını pompalayarak sikmeye başladım. Hala kızı bacaklarını belime kenetleyip, sikim amındayken inleyerek boşaldı. Hemen ardından ben de amının içine boşaldım. Bir süre o pozisyonda birbirimize sarılıp kaldık. Sonunda sikimi amından çıkardığımda, amından kanla ve amının sularıyla karışık benim döllerim çarşafa süzüldü. İkimize de yorgunluk çökmüş ve yerimizden kalkamaz olmuştuk. Çıplak bir şekilde birbirimize sarılarak uyuduk.

Sabah kapının açılmasıyla uyandığımızda, halamı karşımızda görünce ne yapacağımızı şaşırdık. Halam kanlı çarşafı görmüş, kızgınlıktan ağzına geleni söylüyordu. “Tühhh, yazıklar olsun! Bunu da mı görecektim! Şerefimizi iki paralık ettiniz! Milletin yüzüne nasıl bakacam şimdi!” deyip hüngür hüngür ağlamaya başladı. Biz acele giyinip, “Hala dur dinle bir hele, biz birbirimizi seviyoruz, evleneceğiz!” deyince halam biraz yumuşadı. Bağırışmalarımız üzerine annem de geldi, “Neler oluyor, ne bu gürültü?” diye sordu. Halam da, “Ne olacak, şunların yediği haltı görmüyormusun?” diye cevap verdi. Annem bayıldı, olduğu yere yığıldı kaldı. Kolonya, su falan, zar zor ayıltabildik. Sonra hep beraber oturduk ve evlilik tarihi belirledik. İki hafta sonra da, yıldırım hızıyla düğün yaptık, evlendik…

Şimdi halamın kızıyla üçbuçuk aylık evliyiz ve halamın kızını (yani karımı) hergün sabahlara kadar amından ve götünden sikiyorum. Yorgunluktan sikişecek halimiz kalmayınca, bol bol pornofilim izliyoruz! Düşünüyorum da, iyi ki o gün halamın kızını sikip kızlığını bozmuşum, şimdi herkesin sikmek isteyeceği lokum gibi bir karım var, hiçte pişman değilim.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


Bayan Terzi Müthişti

Category : Genel

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bayan Terzi Müthişti
Etrafımca beğenilen biriyimdir kendime ait bay bayan giyim mağazası işleiyorum olay yaşanalı 2 yıl oldu 2 yıl önce son bahar ayları biz dükkanı kapatmak için elemanla toplanırken içeriye 2 bayan girdi biri 30 yaşlarında ve hamile diğeri 22 23 gösteriyor ama asıl yaşı 28 miş sonradan öğrendim bunu neyse minyon tipli sarışın küt saçlı ve minyon tipli olmasına rağmen vücüdu dolgun bebek yüzlü desem yeridir eleman dışarıdaki mankenleri içeriye alıyodu o yüzden ben ilgilendim hoş geldiniz dedim nasıl yardımcı olayım dedim ve minyon tipli olan yani buket geçen hafta dışarıda mankende bi svit gördüğünü ama şu an dışarıda olmadığını söyledi tarif etti istediği modeli anladım ama istediği renk kalmamıştı farklı renklerini gösterdim ama olmaz dedi bende haftaya gelir dedim o renk ve farklı modeller ve

buket kısık bi sesle ben her gün burdan geçiyorum gelecekse haftaya uğrarım dedi ve yanındaki hamile olan bayana haftaya gelir alırım ben deyip aralarında konuşurken sordum bu civardamı oturuyosunuz dedim hayır dedi bizim dükkanın iki arka caddesini tarif ederek bayan terzisiyim işte orda dükkanım var yeni açtım dedi inanın o an içime doğdu resmen bişeler olacağı ve pantolon paçası falan kime yaptırıyosunuz dedi eğer paça ütü falan iş olursa yaparım dedi bende normalde terzimiz var ama sizede gönderirim dedim kartınızı bırakın dedim kart yok numara vereyim dedi olur dedim aldım bende verdim numaramı çay falan ikram edeyim dedim teşekkür ettiler bu arada ben mehmet efe dedim buket dedi yanındaki bayanda filiz ben dedi hamile olan yani yengesi olduğunu söyledi abisinin hanımıymış neyse tanıştık ettik iyi akşamlar diyip çıktılar ama benim aklımıda beraber aldı götürdü resmen buket o güzellik karşısında resmen bititm desem yeridir ertesi gün oldu benim aklım bukette neyse bi kaç pantolon sattık paça yapılacak ben elemana buketin yerini tarif edip oraya gönderdim eleman ora uzak normal çalıştımız terziye götüreyim desede ben ısrarla buketin oraya götür yapsın al gel dedim neyse eleman gidince aradım hayırlı işler dileyip pantolon gönderdiğimi söyledim teşekkür etti ve fiyatta neye çalışacağımızı sordu bende diğer terziye ne veriyosak kendinede aynısını vereceğimizi söyledim anlaştık ve kapattık gün içerisinde 2 3 defa daha gönderdim neyse akşam oldu resmen çıldırıyorum eve giittim dayanamadım mesaj yazdım slm diye anında cevap geldi işte bi kaç hal hatır mesajında sonra parmağında yüzük falan görmedim ama sordum evlimisin diye mesajla evli değilim dedi yaşını sordum 28 dedi şaşırdım yeminle hiç ama hiç göstermiyo yaşını kendi sordu ben nişanlı olduğumu söyledim yalan konuşmadım neyse bu yaşına kadar ne

bekledin dedim senin gibisi nasıl bekar kalmış hayret falan yazdım bunu sonra konuşalım dedi kapattı konuyu neyse lafı uzatmayım bi kaç gün iş güç ve yazışmayla geçti ama gün geçtikçe yakınlaştık tabi akşam yemeğe davet ettim olur dedi akşam biraz erken kapatıp eve gittim üstümü değişip kuaföre falan gidip arabayla konuştuğumuz yere geldim biraz bekledim geldi buket neyse malatyalılar bilir sultansuyunda balık yemeye götürdüm ve yemek gelene kadar evlilikten açtım konuyu ve buket evlenip boşandığını söyledi ve 7 yaşında bi kızı varmış babasında istanbula gelin gitmiş şiddet geçizmsizlik derken boşanmış gelmiş baba evine babası yakın bi ilçede oturuyomuş kendide istanbulda tekstil atölyesinde çalıştığı için terzi dükkanı açmış ve sıtmapınarı tarafında bi apartmanın bodrum katına yani kapıcı dairesini uygun fiyata tutmuş şaşırdım hemde çok neyse yemek yedik ve kalktık arabayı baraj kenarına çektim muhabbet derken ben kendinden hoşlandığımı söyleyip elini tuttum ettimsede kaçtı benim nişanlı olduğumu söyleyip kaçtı ama ben ısrarla tuttum dokunmaya çalıştımsada doğru olmadığını söyledi r

esmen zorla bi defa dudaktan öptüm dudakları dudaklarmda kayboldu resmen o kadar hoştu ki ama sadece bununla kaldı ve ısrarla gidelim dedi geç oldu dedi ve mecburen çıktık arabayla evinin yakınına bıraktım ama içim buruktu ertesi gün bi kaç pantolla kendim gittim o paçaları yaparken ısrar ettim bişelere başlayalım diye ama ne desem kabul etmedi çıktım geldim dükkana günler geçiyo umudum kırılmıştı artık ama ilişkiyi kesmiyor dükkanda iş çıktıkça gönderiyodum elemanla ama artık olmaz diyordum ilişkmiizde sadece ticari olmuştu neyse bi gün akşam saat 7 gibi evdeyim kış olduğu için erken kapatıyorduk evdeyim banyo falan yaptım oturuyorum telefonum çaldı bi baktım buket arıyo açtım evinde elektriğin gittiğini ve bi elektrik ustası getirip getiremeyeceğimi sordu tek kaldığı için yanında kimse olmadığından bu saatte kadın başıma bulamam dedi bende kapatıp tanış elekrikçiyi arayıp adresi verdim ve bende montumu giyip çıktım elektrikçi dediğim yerde arabasıyla bekliyodu aldım gittik eve elektikçi baktı şofbenin tesisatı yaktığını tesisatın değişeceğini hem uzun süreceğinden hemde ışığın olmadığından yarın gündüz yapabileceğini söyledi ve ben elektrikçiyi gönderip sana mum veya pilli bi ışıldak bişe alıp getireyim yarına kadar idare et dedim tmm dedi ve elektrikçiyi gönderip gittim mum bi el lambası falan aldım götürdüm verirken kapıda içeri gel bi çay içelim dedi şaşırdım tmm dedim mum yaktık bi mumda ayrıyeten yakıp buket mutfağa gitti ev küçük olduğu için soba tüm evi ısıtmıştı üzerinde beyaz kısa kollu tşört ve alttada gri eşofmanı vardı ama teni bembeyazdı bende mutfağa gittim buket çayla uğraşırken arkadan sarıldım kaçmak istesede elimle belinden tutup engel olarak boynunu falan öperken kulağına çok güzel olduğunu falan söyleyip kulak memesini falan emdim nefesi titriyordu resmen ama hoşuna gittiğine emindim penyeyi omuzlarına doğru çekip omuz başlarını öperken elimi önden bal kutusuna attım ve ses çıkarmadı şaşırdım ama kıvama gelmişti bunu fırsat bilip elimi eşofmanından ve külotundan sokup amına attığımda götünü resmen dayadı yarrağıma içim geçti resmen o anda ve elimi ocağın düymesine atıp kapattım çayın altını ve ellerimle buketi tutup yüzünü çevirdim bana ve dudaktan öpmeye başladım oda karşılık verince öyle bi öpüşmeye başladıkki

ben hem o zevkle hemde şaşkınlıkla buketin dudaklarını yiyordum resmen beni reddeden buket benimle öpüşüyordu neyse öpüşerek tekrar odaya gittik ayakta öpüşürken elimi eşofmandan ve külottan sokup amını okşarken buketin elinide yarrağımda hissettim öpüşerek soyduk birbirimizi ben sadece baksırla oda südyen külotla kalmıştı beyaz südyen beyaza siyah desenli bi külot vardı üstünde buket kısık bi sesle vücudumun her yeri istiyo dedi ve kanepeyi açtı ve kanepenin ucuna oturup beniayakta kendine yakınlaştırıp göbeğimi falan yalayarak baksırımı indirdiğini fark ettim anladımki buket işinin erbabı neyse göbeğimi yalarken bi anda sikimin kafasını vakumlayıp bıraktı ve kafasını kaldırıp gözlerime bakarak çokmu istiyosun beni sikmeyi dedi ben şoktayım meğer o masumiyetin altında ne cevher varmış ben evet aşkım diyince sikimi önce tane tane öptü dilini gezdirerek bi anda kafasını alıp ağzına vakumlayıp bırakıyordu ama öyle zevki oluyoduki bunu defalarca yapıp beni çıldırtıyordu ve artık tamamen ağzına alıp çıkarırken sikim dilinin üstünde gidip geliyordu ve artık sikimi yalamıyor artık yiyordu resmen ben resmen pert olmuştum titriyordum ve nefes nefeseydim boşalmak üzereydim buket bunu anlamış olmalıki bi sikimi ağzından çıkarıp kendi tşörtünü bi eline aldı diğer eliylede sikimi sıvazlayarak penyesini sikime yakın tutup beni penyesine boşaltacağını anlamıştım sikimi sıvazlarken gözlerime bakıp sabaha kadar sik beni aşkım diyerek hafif hafif oda inliyordu ve ben öyle bi boşaldım ki resmen böğürdüm boşalırken buket penyesiyle sikimi silip yatağa sırt üstü uzandı anladım ki sıra bende neyse bende üstüne çıkıp dudaklarını öperek alttan amını okşayarak boynunu yalayıp kulak memesini emerek göğüslerine indim buket hafif yataktan kalktı südyenini çözüp kollarından aldım ve tekrar memelerini yalamaya başladım bi memesinin ucunu ağzıma alıp emerek somururken diğer elimi külotuna attım okşamak için ama külot öyle bi ıslanmıştı ki anladım ki bukette boşalmış ben tekrar amını parmaklayıp göbeğine indim dudaklarımla ve yataktan doğrulup iki elimle külotunu kavrayıp sıyırırken buket ayaklarını havaya dikti ve ben külotunu ayklarından çıkarıp attım

ve önce tane tane öptüm amını ve dil atmaya başladım inanın dilim değdikçe çığlık atıyodu resmen bu beni iyice zevke getirdi ve yalamaya başladım ben yaladıkça buket iki bacağını iyice ayırdı ve ben yalarken elleriyle başımdan tutup iyice gömüyodu dudaklarımı amına bende somurarak emiyordum ve buket bacaklarını kırıp karnına doğru çekti ne istediğini anlamamıştım ki nefes nefese utangaç bi tavırla dili sok dedi hiç yapmamıştım bunu daha önce ama buketi nasıl reddedebilirdim ki önce tekrar yaladım ve dilimin ucunu sokup çıkartabildiğim kadar ağzımdam sokunca amına buket öyle bi zevke geldiki ağlıyo sandım yeminle öyle bi kendinden geçtiki anlatamam bende artık dilimle sikiyorum resmen buketi ve buket kıvranmaya başlayarak nefes nefese inliyodu anladımki boşalıyo bende artık zevkini bölmemek için çıkarmadım dilimi resmen ağzıma boşaldı ve dudaklarımın kenarından buketin sıvısı akıyodu kanepeye buket kendine gelince dili çektim ve doğruldum buket beni kendine çekip elleriyle dudaklarımı öperek sikimi sıvazlamaya başladı benimki kalkmıştı zaten neyse buket dudaklarını çekip gözlerime bakarak mahvettin beni yaaaaaa dedi bende tekrar buketin iki bacağının arasına girip sikimi badana yapar gibi amına sürtüyordum ben sürttükçe buket tekrar hafii hafif inlemeye başlıyordu ve ben dayanamayıp bi anda soktum sikimi ve buketinn ooooofffffff diye inlemesi halen kulaklarımda ben gidip gelirken buket iki bacağını belime doladı

ben başladım vurmaya vurdukça alttan şappp şappp diye daşşaklarım buketin kasıklarına değip ses çıkarıyordu öyle biraz siktikten sonra bukete domalmasını söyledim bu ket kalkıp öyle bi domaldıki kanepede görmeliydiniz hemen arkasına geçip yarrağımı tekrar amına geçirip basenlerinden tutup vurmaya başladım buket de bende inliyoduk resmen o zevkle ben buketin küt saçlarını bi elime dolayıp çekerek sert sert sikiyodum o pozisyonda gidip gelirken buket kıvranmaya başladı anladımki 3, yü boşalıyo buket boşalınca aynı şekil yüz üstü yatağa uzandı sikim amında bende zaten boşalmak üzereydim bi kaç git gelden sonra bende inleyerek boşaldım ve üstüne uzanınca buket altımdan kalktı ve bi eliyle meleleini diğer eliyle amını tutarak elektrik yok banyoyu nasıl yapcaz dedi yaa offf deyip sen baksırını giyin bende çamaşırım battı giyip geleyim dedi gitti ben giyindim bi sigara yaktım buket giyinmiş elinde ıslalk bi havluyla geldi üzerini giymeseydin biraz silseydin tenini dedi söyleseydin giymezdim dedim ama giyinmiştim artık ama buket haklıydı çünkü göbeğimin kılları bile tenime yapışmış hareket ettikçe ağrıyodu buket tekrar çaya gitti bende kalktım elimi yüzümü yıkadım geldim sobaya odun attım falan derken buket çayla geldi çay içtik ve kanepede birbirimize sarıldık o anda gerçekten kendimi çok mutlu hissettim buket bende ilk gördüğümde senden etkilendim ama benim durumum senin durumun bizim sonumuz olmaz dedi haklıydıda ama pişman değilim dedi yaşanacağı varmış yaşandı dedi ama tekrarı asla olmayacak burdan çıktığın zaman

ikimizde herşeyi unutalım dedi hem sen nişanlının yüzüne bakamazsın hem ben dulum nereye kadar sonu olmayan bişe için yormayalım birbirimizi falan diyo bende o an tamam diyorum ama ondan bu yaşananlardan sonra nasıl kopabilirdim ki çay içtik mumun sonuncusunu yaktık saat 1 e geliyodu ben kalkayım sende uyu dedim buket ben sobanın üstünde su ısıtıp banyo yapar öyle uyurum sende git banyonu yap uyu ama yarın beş gibi söyle elektrikçi gelsin sakın ihmal etme sabah dükkana giderim akşam 5 de gelsinki evde olayım dedi tamam dedim tam kapıdan çıkacaktım ki buket sarılayım sana dedi ikimizde sarıldık ve kulağıma harikasın yeminle dedi 3 kez boşlttın beni dedi bende biliyorum deyince utanarak köpek saydınmı dedi bende evet diyince neyse söylediklerimi unutma böyle bişe olmadı yaşanmadı dedi bende tamam dedim ama sonradan defalarca seviştik hatta arkadanda yaptım bukete derseniz onuda bi sonraki hikayemde anlatabilrim

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32


istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj kuşadası escort bayan bursa escort escort escort escort travestileri travestileri otele gelen escort beşiktaş escort beylikdüzü escort ankara escort istanbul escort Hacklink Hacklink panel Hacklink panel ankara escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort hurilerim.com Escort kırklareli escort kırşehir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort manisa escort maraş escort mardin escort mersin escort beylikdüzü escort antalya rus escort escort keçiören escort etlik escort çankaya escort mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net Escort bayan Escort bayan escortsme.com anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com istanbulspor.net şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort warez forum Bonus veren siteler Deneme bonusu veren siteler 2025 ankara travesti By Casino bursa escort görükle escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort kayseri escort kuşadası escort kocaeli escort konya escort kütahya escort manisa escort mardin escort mersin escort muğla escort nevşehir escort rize escort sakarya escort samsun escort şanlıurfa escort sivas escort tekirdağ escort trabzon escort tunceli escort uşak escort van escort yalova escort çorlu escort gebze escort gümüşhane escort izmir escort kilis escort kırklareli escort karabük escort karaman escort kars escort kıbrıs escort kırşehir escort malatya escort niğde escort ordu escort osmaniye escort sinop escort tokat escort yozgat escort zonguldak escort